Ülkemiz niye böyle diye soruyor insan kendine.
astsubay bir abiden aldığım motosiklet tamirciye göstermeme rağmen pert çıktı.
kendisi motosikleti satabilmek için çoğu parçayı ucu ucuna idareten tutturup bırakmış.
iki haftadır motor yatıyor bir yerini yaptırıyorum diğer yeri dağılıyor
biz şöyle milliyetçiyiz böyle askeriz bana güven yeğenim diyen adam telefonumu dahi açmıyor.
asgari ücretliyiz biz bu paraları kolay kazanmıyoruz kime güveneceğimizi şaşırdık.
ben de içimi dökeyim dedim saygılar.
41 yaşındayım, 23 yaşında olduğum 2003 senesinde üniversitede okuyordum, uluslar arası bir gençlik kulübünde iyi bir pozisyondaydım, çalışmıyordum, tek düşündüğüm "Bu C.tesi gecesi acaba şuna mı yürüsem buna mı yürüsem?" sorusunun cevabıydı. Sizi bu gencecik yaşınızda böyle düşüncelere sevk eden, gençliğinizi yaşamanıza engel olan sistem ya da yetkili kişilerin Allah bin belasını versin.
Yürümeye başladığında düşen çocuğu kaldırırsanız böyle mi oluyor acep.
8-10 yaşımdan beri çalışıp okudum, defalarca battım çıktım bunları düşünmedim. Belki de düşünmeye fırsatım olmadı. Düşünmek de suç değil zaten.
Ama, kim kabuğuna dar geliyorsa, değiştirsin kardeşim..
çook önemli bir video:
https://youtu.be/s2p5Xg4cLYA
Gerçekten mi. Bence sende olduğun noktayı kavrayamamak var. arkanda ailen var sana destek oluyorlar. üniversitedeki derslerinden miğden mi bulanıyor.
şimdi biraz tarihe gidelim. Çanakkale şavaşında çarpışan er olsaydın. mermin bitene kadar yarı aç yarı tok çarpışıp geri çekilmeye başladığında kumandanın sana ölmeyi emrediyorum dediğinde ne diyecektin yoruldum sen git mi diyecektin. Kurtuluş savaşında senin üç katın düşmanla savaşırken yoruldum deyip kenara mı geçecektin. O zaman ekonomi daha kötü idi. O zamanlardan bu zamana gelelim. korona sebebiyle kaç kişi işsiz kaldı. adamlar 1000 tl ile çoluk çoçuk geçinmek zorunda kaldılar. yarı aç yarı tok yattılar. onlar dedi mi yoruldum. Veya çoçuklarına söylediler mi. yoruldum bugun yemek yok diye. Ne yaptılar ne ettiler çoçuklarına yemek bulmak için gece gündüz çalıştılar. Millet işsizlikten kuryeci oldu. 300 yakın arkadaşımızı kaybettik. onların hiçbiri yoruldum hayattan istifa ediyorum demedi. ama sen yoruldun öylemi. Sen üniversitede Ekonomi okuyorsun değil mi? Ekonomi kötü ama senden on kat kötü olan insanlar var. onların hiçbirinin yoruldum deme lüksü yok. Onların sorumlulukları var. Onlar için ayakta durmak zorundalar. Ben kçö olunca maaşın 3/1 e düştü. Yoruldum demedim. Gittim ikinci bir işte çalıştım. Daha fazla çalıştım. ama sorumluluklarımın üstesinden geldim. Senin sorumluluğun ne? sadece bir okulu okuyup başarılı bir şekilde okulu bitirmen. Hadi buna da yoruldum deyip pes etmek ne? Senin yerinde olsam o okulu sana destek olan ailen için bile birincilikle bitirirdim. Derslerden miğden bulansa bile. Ayrıca okuduğun bölüm ülkemizde herkesin çok iyi bildiği ama çoğunun bir b.k bilmediği bölüm. Adam iki tartışma izliyor. iki siyasetçi dinliyor Ekonomist oluyor. Aslında bu bölümde okuyanlar hakkını vererek bitirseler belki bu krizlere daha kolay atlatabileceğiz. Ama eminim ki tüm sınıf aynı şeyi düşünüyorsunuz.
Bu ülkeyi bizler yükselteceğiz. Ha dersinki ben bu fakirlikte yaşamam o zaman diplomanı alır çıkarsın yurtdışına gidersin. Orada 2000 dolar alırsın. Yurtdışına gittiğinde öyle uzaktan görüldüğü gibi olmadığını da ayrıca anlarsın. Orada da böyle havadan para kazanmak alın teri vermen gerek. Yurtdışı daha menfaat üzerine kurulu. Örnek 22 yaşında üniversite okuyorsan belki ailen sana bakmayabilirdi. 18 yaşında hadi sokağa diyebilirdi. Bu ülke gidip 2000 dolar maaş alacağın bir çok ülkeden güzel. Bazı sıkıntılar var. Ama bu sıkıntıları yoruldum diye kaçanlar değil her şartta kendini geliştiren bu ülkeyi birlikte ayağa kaldıracağımız gençlerle olacak. Asıl sorum sana şu: SEn bu hikayenin neresinde olacaksın.
Farkına varmak böyle kötüdür işte bazen.
Ekonomi her zaman global anlamda kendine bir alan bulabileceğin bir dal, bunun avantajını kullanarak bütün planını yurtdışında yaşayabilmek için yap. Verilebilecek başka bir öneri yok.
Ha şöyle bir durum var. Neokapitalizm artık tüm Dünya'da hakimiyet kurmuş durumda. Her zaman birilerini daha zengin hale getirmek için çaba sarf edeceksin ve inan bu konuda yapabileceğin hiç bir şey yok. Kendi işini kurmaya kalkarsan da Türkiye'de devleti zengin etmeyle geçer hayatın.Ha tabii ki modern bir ülkede yaşarsan emeğinin karşılığını alır, siyasi ya da cinsel ya da herhangi bir alandaki yönelimlerin yüzünden baskı görmezsin, hepsini kısaca özetlersek daha "mutlu" olursun.
Bu topraklarda mutluluk diye bir hayat gayesi yok. Ne bizim kültürümüzde var, ne de Türkiye bunu sağlayacak ay da insanlarına hayal kurduracak bir yaşam vaad ediyor.
Depresyonun hayırlı olsun.
bugün bir villanın korkuluk demiri ve mermerlerinin bakımını yapıyorduk, villa sahibinin hanımı da yanımızda yapılacak yerleri gösteriyor ve bir yandan da sohbet ediyoruz.. laf arasında ara sıra "allah hayırlısını nasip etsin, allah esirgesin, allah davul etsin" tarzında kelime grupları artmaya başlayınca villa sahibi ablaya "din ile aram biraz soğuk olduğu için bu tür kelimelerden hoşlanmam" dedim..
ablanın eşi şanslı, çok güzel bir hanımı var, ayrıca onlarda din konusuna mesafeli diye biliyordum ve bu yüzden biraz artı puanları var gözümde ama işte bugün ilginç bir şekilde allah kitap laflarını sürekli duymaya başlayınca şaşırdım..
ne diyeyim, milleti fena zehirlemişler :D
neyse asıl paylaşmak istediğim şey aslında aşağıda tırnak içindeki bir cümleydi.
"siyasi müsilaj kirliliği dayanılmaz koku veriyor"
Tv5 izliyordum da alt yazıya ilişti gözüm, yukarıdaki cümle yazıyordu, saadet partisinden biri söylemiş bunu.
edit: umut konuyu açtı gitti, ses versene birader? geçti mi yorgunluğun? anca dertleşmeye mi geliyorsun? iyiysen iki espri yap öyle git, olmuyor böyle.
Teşekkür ederim herkese iyi veya kötü tavsiye ve görüşleri için. Ben burda ülkeyi biz kurtaralım biz gelecek nesliz modunu çoktan geçtim. Bir arkadaş öyle yazmış. Ben lisedeyken bile herkes görüşü ne olursa olsun politikti. Tartışma vardı. İtiraz edecek yürek vardı. Şimdi birinci ağızdan tvit atmaya korkuyor yarımız. He bide bi abimiz excelden ibaretiz yazmış. Saygı duyarım. Hayat tecrübesinin kaymağını kurumsalda yemiş. Tecrübelerinden yararlanmak lazım. Ben pek katılamadım ama katılan olur illaki. Ben eğer bundan 5 sene sonra excelden ibaret olursam,gerçekten kendime yediremem. Tabii ki hepimizin bir alternatifi var.8 milyarlık dünya. Sen eşsizsin ve herşeyi başarabilirsin mentalitesinde hiç olmadım zaten. Narsistlikten ziyade topluma yakındığımı da farketmişsinizdir. Hepimiz farklı tepkiler verebiliyoruz. Önerileriniz belki doğru fakat benim için kabul edilebilir değil. Ben memur çocuğuyum. Ailemin ayın 15 ini beklemesiyle büyüdüm. Dolayisiyla ne kurumsal ne de memur kafası beni hiç bir zaman sarmadı. deli cesareri olan 2sene once 0 sermayeyle göç etmis sinif arkadaslarimin babalari son model merso ile okula gelirken... Saygi değer yürekçe abiye atrı teşekkür ederim. Daha motosikletin gidonuna el sürmeden,kendisinden teoride nasil oldugunu yillar önce yine bu forumda dinlemiştim. Fakat hikayeler farklıdır bence abi. Herkes bir takım zorluklar yaşar.evet zorluk güçlendirir,ağlayan sızlayan bir adam olmanı engeller. Ama biz de refah içinde büyümedik zaten. Benim henerasyonumdan kaç kişi 13 yaşında beachlerde alkollu restoranlarda calismistir bilemiyorum.(bulundugum bölge için söylüyorum.) Mesela doğulu arkadaşlarım var. Adamlar dışardan çakı gibi. Hep gelişme isteği hep bir azim... Ama bir içlerine girin ne kompleksler yatıyor. İş kurup batmak değilcbu meele benim için. Değer mi? Ben bunu sorguluyorum.
Böyle bir ortamda büyüyen nesiller ülkeyi falan kurtaramazlar.
Önce kendilerini kurtaracaklar, sonra dönüp yeni bir nesil yetiştirecek ve onların ülkeyi kurtarmasını sağlayacaklar.
O yüzden, doğru yoldasın, "bırakıp gaçtılar" edebiyatına kulak asmaya gerek yok.
Bireyleri yerinde saymış bir toplumun gelişmişliğinden söz dahi edilemez.
Şu an bu konu içerisinde 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 misafir)
okanbagiscan adlı üyeden alıntı
