duble yol YABDILAR
http://mulksuzlestirme.org
link i inceleyin bence
duble yol YABDILAR
http://mulksuzlestirme.org
link i inceleyin bence
Hahahaha sayıştaymış, insan başkasını kandırmak için kendi inanabileceği yalanı söylermiş. Bu kadar saf sanmayın diğer insanları.
Bozacının şahidi şıracı.
Anger clouds judgement and it makes us do things that we end up regretting. Things we can never take back.
Sayıştay (neredeyse hapse atacaklar adamları)ara ara rapor hazırlamaya teşebbüs ediyor ? sadece sürmekle yetiniyorlar ? israr eden olursa başına neler gelir kim bilir ? Yurtdışından sallamak kolay , gel burda salla kardeşim. Bak her cümlenin sonuna soru işareti koyuyoruz burada. Ya da emoji kullanıyoruz.
Sizinkisi karikatür , bu ciddi ama
https://www.dw.com/tr/depremle-ilgil...%B1/a-52146314
Herkesin cevabını bildiği bir soru. Yıllar önce bakanlardan biri zaten söylemişti duble yol yaptık diye. İşşizlik maaş fonları vs hepsi yok oluyor.
Bu arada yurtdışına çıkış harç pulunun TOKİ 'ye gittiğiniz biliyor muydunuz ?
Afet kanunları falan diye bir şey var muhtemelen. Unutmayın , Kocaeli'nde Saddam bir mahalle yaptı ve vatandaşa bağışladı , devlet hepsine el koydu ve parasını vatandaştan aldı. Büyük büyük rezaletler. Aradan zaman geçti tabii , ayrıntılar aklımda değil.
Ama kendi olayımı hatırlıyorum. Oturduğum mahallenin yarısını bizim örgütümüz yaptı ve kalanını TOKİ yaptı , sonra bizi topladılar, bu evleri aidatlarınızla yaptık , size bağışlıyoruz , seçin , oturun. Her kes beğendiğini seçti , oturdu. Sonra Devlet geldi , öyle olmaz, siz de diğerleri gibi para vereceksiniz dedi ve parasını aldı bizden. İyi dedik , insanlar dişinden tırnağından artırmış bağış yapmış , yakışmaz itiraz etmek. Ödedik.
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarl...izsin-5591883/
Boşuna tartışmayalım, özeti yukarıdaki linkte.
İnanmayanlar ve havuz medyasını takip edenler için link;
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/er...-damari-144935
Doç. Dr. Kürşat Esat Alyamaç, yıkılan Dilek Sitesi’ndeki binadan aldığı parçayı göstererek “Burada hiçbir işlem görmemiş dere kumu kullanılmış” dedi.
“Orada iki deprem üst üste oldu ve ilk depremde ayakta duran binalar sonraki artçılarla yerle bir oldu. Elazığ depreminde yıkılan binalar ve çevresindeki binaların da 2007’den itibaren hasarlı olduğunu biliyoruz. Bugün bu binaların çökmesi sürpriz değil yani. Ama o günden bu güne bir şey yapılmadı. Binalar en az 30 yaşında. Deprem yönetmeliği kurallarına uygun değiller. Kullanılan malzemeler kalitesiz ve hiçbir işlem görmemiş dere kumu kullanılmış. Binalarda tasarım hataları var. Kolonlar güçlü, kirişler zayıf. Bunun tam tersi olması lazım. Bunların hepsi birer teknik hata. Yapı denetimi ve mühendislik hizmeti görmemiş binalar. 2007 yılında da orta hasarlı oldukları tespit edildi. Çöken bina sayısı bizim öngörülerimizin çok altında. Ama olası bir sallantıda da birçok bina çökme riski ile karşı karşıya.”
Sevgili Lucas,
Önlem alınmamış değil , ilgili binalarda tespit yapılmış ve bildirilmiş. Mevzuata göre ağır hasarlı olmayan bir binadan zorla insanları tahliye edemiyor devlet. Daha ne yapsalarmış ???? Binalar 1990 dan önce yapılmış o gün belediye başkanı olan adam hala belediye meclisi üyesi ve pişkinlikte sınır tanımamakta. Hesap sorulacaksa ruhsatı veren bu kişiden sorulmalı bu günün yöneticilerinden değil.
Sevgilerimle
DAHA GİDİLECEK ÇOK YOL ,ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR
Sevgili Okan abim, "daha ne yapsın devlet?" söyleminin cevabını 2003 yılındaki başbakanımız vermiş,
''AK Parti iktidarı vaat iktidarı değil, çözüm iktidardır" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sorun, sadece inşaat malzemesi çalmaya indirgenemez. Depremlerden sonra ortaya çıkan felaketler aslında geçmişten bugüne miras kalmış bir yönetim sorununun sonucudur. Malzemeden çalmanın arkasında ahlak hırsızlığı, demokrasiden çalmak, hukuk kapkaçcılığı, siyaset yankesiciliği ve kamu yönetimi kalpazanlığı vardır.''
Burada sanırım sadece "hasarlı/çürük/dayanıksız binaları tespit edelim, sahiplerine bilgi verelim " demek istememiştir.
Legends may sLeep.. But they never diE..!
Malesef hiç akıllanmıyoruz birşey olana kadar hiçbir şey yokmuş gibi davranıp bir şey oluncaya kadere bağlıyoruz. 9 şiddetinde depremlerin olduğu Japonya’da kader geçmiyor galiba.
İstanbulun merkezi diyebileceğimiz eski semtlerde evlerin çoğu oldukça eski, sokaklar daracık bir afet durumunda bir çok sokağa iş makinasını geçtim ambulans bile giremez. Bunlara nasıl bir önlem alınıyor mesela çok merak ediyorum. Şimdi
Burada oturan adama evin eski demek bir çözüm değil, örnek vereyim Beşiktaş’ta kaç tane yeni bina var?
İmar affı ayağına nerede yıkılacak ev var af ettiler, 2 katı zor ayakta dururken 3. 4. kata izin verdiler, sonra aman efendim devlet napsın.
Devlet Smoothie içsin .
Devlete ve kurumlara güvenmek konusunda Acun Ilıcalı hepimizin içinden geçeni dün Bakan Süleyman Soylu'ya deyiverdi..
Kendi tv kanalında 73 milyon lira bağış toplayan Acun, programa bağlanan Soylu'ya
"Bak 73 milyon topladık. Bu paraları depremzedeler için kullanın ha!"
dedi.
Tabi o daha kibar bir şekilde söyledi ama netice aynı.
Devlet-millet güven ilişkisinde geldiğimiz durum budur.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)