ÇOK CİDDİ DİL BİLİMSEL SORU
Reklamlar
-
Selamlar, dille haşır neşir olan arkadaşlarımız biliyorlar ki bazı diller birbirleriyle oldukça benzerlik gösteriyor. Benim sormak istediğim soruysa Türk dilleriyle ilgili. Türkçenin çeşitli kolları olduğu gibi dünyanın farklı yerlerinde, birbirinden çok farklı Türk dilleri konuşuluyor. Fakat kaçımız bize en yakın olan Azerbaycan Türkçesini dahi tek seferde, fazladan bir çaba göstermeden, kolayca anlayabiliyoruz? Çıkarabildiğimiz kelimeler olsa da elbette çok azımız Azerbaycan Türkçesiyle yazılmış bir cümlenin tamamını anlayabiliyor. Gagavuz Türkçesiyle okunmuş bir şarkıyı dinlediğimde çok şaşırdım. Çünkü, nadiren farklı tonlamalar olsa da sanki karşımda Türkiyeli bir Türk vardı. Ama aynı hissi karşımızda bir Azerbaycan Türk'ünün Azerice konuşması sırasında hissedemiyoruz.
Sadede gelecek olursak; Türkiye Türkçesine fonetik -ses bilgisel- anlamda en yakın dil Gagavuzcadır diyebilir miyiz?
Reklamlar
-
bu konu ne kadar önemli? toplumlara ve dillere pek takılmam, ben daha çok nasıl bir hayat sürdüklerine bakarım. toplumun idealleri nelerdir o daha önemli benim için, isterse ibranice konuşsun benim için fark etmez ki.
-
fatih.met adlı üyeden alıntı
bu konu ne kadar önemli? toplumlara ve dillere pek takılmam, ben daha çok nasıl bir hayat sürdüklerine bakarım. toplumun idealleri nelerdir o daha önemli benim için, isterse ibranice konuşsun benim için fark etmez ki.
Üzgünüm ki duygusal bir yanıt. Ne yazık ki bilimde ben, sen, o olmuyor. Fonoloji bilimi açısından önemli bir mevzu.
-
20 yıl kadar önce üyesi olduğum bir derneğin meslek mübadelesi kapsamında,
Türkiyeden bir Polis arkadaşımız Sydney'de tertip edilen bir kursa,
Avustralyadan'da "Türk Dili" araştırmacısı bir Avustralyalı akademisyen bayan İstanbul'a gelmişti.
Bu meslek mübadelelerinde süre bir ay.
Türkiye ayağındaki sponsor kulüp benim kulübüm olduğundan, mübadele süresi başında ve sonunda yemek tertip edilirdi.
Kadının anlattığı bir şeyi hala hatırlıyorum.
"Bana hep soruyorlar neden Türkçe diye.
İlk duyduğum günden beri neredeyse dünyanın en basit dillerinden biri olduğunu düşünüyorum.
Tamamen matematik esaslara dayalı bir dil"
Sonradan bunu Danimarkalı bir Türk Dili araştırmacısındanda duydum.
Tabi basettikleri türkçe, yozlaşmamış öz Türkçe.
Ama hangi lehçedir orasını hatırlamıyorum.
Not : İstanbul'dan Sydneye giden Türker'in Avustralya hikayesini daha sonra anlatırım.
Hem ibretliktir, hemde gurur vericidir.
-
Direk cevap verebilmek için tüm Türk Dili lehçelerine hakim olmak gerekiyor...
-
Zor soru. Urfalı biri ile Çorumlu aynı Türkçe'yi konuşmuyorlar.
Tabii ki hala Türkçe ama lehçeler bazen anlaşılması zor olacak kadar farklılık gösteriyor.
Bir tarihte Antalya Kemer'de bir köyde ev tutmuştum. Bakkala indim ve oradaki iki teyze ile bakkal: "Viyüv fiyuuu concon fışş!" diye konuştular; işin ilginci anlaştılar da!
Ben nasıl baktıysam artık, bakkal: "Abi ben Adanalıyım ama buranın Türkçesine kısa sürede alışırsın, merak etme." dedi
Sorunuzun cevabı dil dediğimiz olgunun yapısıyla alakalı. Çok büyük oranda çevredeki telaffuzla etkileşim içinde şekilleniyor dil. Mesela İran'da çok rahat Türkçe konuşursunuz ama ben Kemer'de anlamadım işte Türkçe'yi
Dolayısıyla, en yakın dediğimiz, tıpkı en uzak dediğimiz gibi dilin kendisiyle değil, söylenişiyle (ve çokça da bölgeyle) ilgili. Yoksa hepsinin yapısı, mantığı, kuralları aynı Türkçe'dir.
"Acemisi olduğunuz tekniği önce kapalı alanda, tedirginlik geçtikten, tekniğe hakim olduktan sonra yolda deneyin ve yavaş yavaş yol sürüşüne aktarın." motorhikayesi.com | "Motosiklete Binmeyin, Motosikleti Sürün"
-
Bu arada Türkçenin en yakın olduğu yabancı dil Japonca ve Koreceymiş
-
hasmet adlı üyeden alıntı
Bu arada Türkçenin en yakın olduğu yabancı dil Japonca ve Koreceymiş
Evet gramer yapısı, kelime ve cümle dizilimi olarak o dillere çok yakın. Fakat fonoteik -ağızdan çıkan ses- bakımından hangi Türk diline daha yakın olduğunu merak ediyorum.
---------- Mesajlar birleştirildi - 21:14 ---------- bir önceki mesaj zamanı 20:57 ----------
Dostlar, buldum en nihayetinde. Türkiye Türkçesine en yakın olan şive Gagvuzcaymış gerçekten de. Bu da fazladan bilgi olsun
-
Gagvuzca nedir, nerede konusulur?
-
ufoz adlı üyeden alıntı
Kadının anlattığı bir şeyi hala hatırlıyorum.
"Bana hep soruyorlar neden Türkçe diye.
İlk duyduğum günden beri neredeyse dünyanın en basit dillerinden biri olduğunu düşünüyorum.
Tamamen matematik esaslara dayalı bir dil"
Türkçe'nin kolay bir dil olduğunu sanmıyorum.
"Gi-de-cek-miy-di-niz?" dediğimiz zaman bir kelimenin sonunda bütün takıları kullanıyoruz.
Ve bu takılar kelime-cümlenin hem öznesini, hem soru olmasını, hem zamanı hepsini çok küçük
hecelerle kapsıyor. Heceler yer değiştirse anlam bozulur.
Türkçe'yi öğrenmeye çalışan biri (Özellikle batı ülkelerinden), bu sesleri kelimenin sonunda yakalaması,
yada sıraya dizmesi çok zor.
-
Vista86 adlı üyeden alıntı
Türkçe'nin kolay bir dil olduğunu sanmıyorum.
"Gi-de-cek-miy-di-niz?" dediğimiz zaman bir kelimenin sonunda bütün takıları kullanıyoruz.
Ve bu takılar kelime-cümlenin hem öznesini, hem soru olmasını, hem zamanı hepsini çok küçük
hecelerle kapsıyor. Heceler yer değiştirse anlam bozulur.
Türkçe'yi öğrenmeye çalışan biri (Özellikle batı ülkelerinden), bu sesleri kelimenin sonunda yakalaması,
yada sıraya dizmesi çok zor.
Biz zor olduğunu düşünüyoruz.
Yabancılarsa sistem basit diyor.
Sesli, sessiz uyumu gibi.
İngilizcede zamanların, Almancada der, die, das ların ezberlenmesi gerektiğini ve çok daha zor olduğunu söylüyorlar.
-
Vista86 adlı üyeden alıntı
Türkçe'nin kolay bir dil olduğunu sanmıyorum.
"Gi-de-cek-miy-di-niz?" dediğimiz zaman bir kelimenin sonunda bütün takıları kullanıyoruz.
Ve bu takılar kelime-cümlenin hem öznesini, hem soru olmasını, hem zamanı hepsini çok küçük
hecelerle kapsıyor. Heceler yer değiştirse anlam bozulur.
Türkçe'yi öğrenmeye çalışan biri (Özellikle batı ülkelerinden), bu sesleri kelimenin sonunda yakalaması,
yada sıraya dizmesi çok zor.
ben ingilizce 'nin kolay olduğunu düşünüyorum. gerçi almanca da kolay gibi ama çok ezber istiyor çünkü eylem bildiren kelimelerde bir düzen yokmuş. mesela ingilizceden örnek;
düzensiz fiillerden biri; bu fiillerde takı yoktur direk kelime değişir o yüzden sıkıntı çünkü komple ezber;
drink = içmek
drank = içti (geçmiş zaman)
talk = konuşmak
told = konuştu (geçmiş zaman)
go = gitmek
went = gitti (geçmiş zaman)
şimdi: düzenli fiillerde ise durum daha basit;
play = oynamak
played = oynadı (geçmiş zaman)
watch = izlemek
watched = izledi (geçmiş zaman)
listen = dinlemek
listened = dinledi (geçmiş zaman)
"ben"(i-ay)
"sen(you-yu)
"o"(he-hi)
dişiler için "o"(she-şi)
"biz"(we-vi)
"siz"(you-yu)
"onlar" (them-dem)
ingilizce nin yarısını öğrendiniz tamamdır
-
fatih.met adlı üyeden alıntı
ben ingilizce 'nin kolay olduğunu düşünüyorum. gerçi almanca da kolay gibi ama çok ezber istiyor çünkü eylem bildiren kelimelerde bir düzen yokmuş. mesela ingilizceden örnek;
düzensiz fiillerden biri; bu fiillerde takı yoktur direk kelime değişir o yüzden sıkıntı çünkü komple ezber;
drink = içmek
drank = içti (geçmiş zaman)
talk = konuşmak
told = konuştu (geçmiş zaman)
go = gitmek
went = gitti (geçmiş zaman)
şimdi: düzenli fiillerde ise durum daha basit;
play = oynamak
played = oynadı (geçmiş zaman)
watch = izlemek
watched = izledi (geçmiş zaman)
listen = dinlemek
listened = dinledi (geçmiş zaman)
"ben"(i-ay)
"sen(you-yu)
"o"(he-hi)
dişiler için "o"(she-şi)
"biz"(we-vi)
"siz"(you-yu)
"onlar" (them-dem)
ingilizce nin yarısını öğrendiniz tamamdır
Almanca maalesef hiçte kolay değil. Her nesnenin bir cinsiyeti(artikeli) var. Artikel mevzusu yüzünden Almanyaya taşınma hevesiye almancaya başlayıp bırakan çok insan var. Her nesnenin artikeli der, die, das olarak değişiyor ve bütün cümle bu üç artikele göre şekilleniyor. Almanca da kelime ezberlemek hiçbir şey ifade etmiyor. Kelimeyi artikeliyle ezberlemediğin sürece ezberlediğin kelime hiçbir işe yaramıyor.
Das Auto
Der Tisch gibi. Auto ve Tisch olarak bileceğine hiç bilme daha iyi.
-
hasmet adlı üyeden alıntı
Gagvuzca nedir, nerede konusulur?
Gagavuz yani Gök Oğuz Türkleri. Yanlış bilmiyorsam Hristiyan olan tek Türk topluluğu.
-
Türkiye'de kimsenin Türkçe konuşmadığını düşünürsek, bunu cevaplayabilecek kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
-
Motosiklet Eğitmeni
Akademik kariyerini çeşitli milletlerden insanlarla kasap tezgahlarında kemik sıyırarak yapmış bir düşünür, dilbilimci,tarihçi, ve yarı zamanlı felsefeci ve de hobi olarak atom fiziğiyle ilgilenen biri olarak (siyaset bilimci olduğumu yazmışmıydım?) acı bir gerçeği açıklamak zorundayım.
Bir şahsın söylediklerini anlıyor olmanız, onun da sizi anladığı anlamına gelmiyor.
Bunu ironik bir data olarak söylemiyorum.
Bir dil ya da lehçenin konuştuğunuz dile en yakın olduğuna karar verebilmeniz için karşınızdakinin de sizi anlıyor olması lazım.
Fakat bizim dilimize etki etmiş olan özellikle farsi kökenli kelimeler bu anlaşılabilirlik konusunu biraz bozuyor.
Basit anlatımla konuya dönecek olursak,
sen Gagavuz'u anlıyorsun ama o seni çoğunlukla anlamıyor.
Bu da en yakın tezini çürütüyor.
Belki o sana yakın ama sen ona çok uzaksın!
Üniversitede 2 Gagavuz ve onlarca İran Türkü arkadaşım oldu.
İranlılarla espiri bile yapabilirken Gagavuz Türklerine bir sürü açıklama yapmak zorunda kalıyordum.
Onların dediklerinin ise hepsini anlıyordum.
Hatta zaman zaman Rusça kelimeleri işin içine katmalarına rağmen.
Sovyetler dağıldıktan sonra ortaya çıkan ülkelerden bir çok insan buraya geliyor ve çoğu türkçe konuşabiliyor.
Ben onları gayet rahat anlayabiliyorken onlar beni genellikle anlamıyor.
Bunun sebebi bir bakış açısına göre yabancı kelimelerle dilin zenginleşmesi ama bir diğer bakış açısına göre ise dilin yozlaşması.
Şimdi sadece yabancı dilden giren kelimeleri mi anlamıyorlar gibi bir soru akla gelebilir.
Bu ayrı bir tartışma konusu.
Günlük dili beş altıyüz kelime arasına sıkışmış bir toplumun başka bir türk toplumuyla bir şekilde anlaşabileceğini bilmek için kahin olmaya gerek yok.
Fakat bu ancak ekmek-sigara alırken işe yarar.
Seviyesi yüksek bir tartışmada sadece kargaşa çıkar.
Konuya dönecek olursak;
onların konuştuğu dil de türkçe olduğundan buna ancak lehçe ya da ağız denebilir.
İş oraya geldiğinde Kıbrıs Türkleri ya da karadenizliler ve ya Aydın Muğla tarafları türkçeye daha yakın demek de mümkün.
Bir azeri ile anlaşamamanın sebebi 'köprü'ye 'körpü' demeleri değil.
Onların da Rus ya da İran etkisiyle dillerine kattıkları yabancı kelimeler.
Aynı etki bizim dilimizde de var.
Dilin zenginliği konusunda tutucu değilim.
Televizyon ya da walkman için karşılık bulamazken,
buzdolabı ya da bilgisayar gibi müthiş kelimeler üretebilen bir ulusuz.
Bu konu irdelenirse, dile sahip çıkmanın ve kendi kökeninden kelime türetmenin ne kadar önemli olduğu konusu daha anlaşılır olacaktır.
Ve okumanın.
Dünyanın hiç bir yerinde 12 yıl yabancı dil dersi alıp o dili öğrenemeyen başka bir toplum yok.
Bunun sebei sistem değil, senin kelime haznen!
Önemli not: Türkçe bir dildir. Fakat senin Türkiye'de yaşaman, o dilin sahibinin sen olduğu anlamına gelmez.
Türkçe Türkiye'nin üstündedir. Tıpkı Selçuklu ve ya Osmanlı'nın üstünde olduğu gibi.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
-
Almanca zor. Artikel olayı çok sorun değil de dativ ve sonrası ölüm. Zorda kalınmadıkça uğraşılacak şey değil.
Türkçenin çok kolay ve matematiksel olduğu da pratikte hikaye. Türkçe öğrenen Amerika'lılar biliyorum. Kolay yönleri var, ama fiil yapısı arkadaşın yazdığı sebeple bir çok dilin cümle yapısından daha zor.
Kolay dil: İspanyolca ve İtalyanca.
-
Teknik bilgi veremem ama, bir cümleyi farklı Türk dillerinde karşılaştırdım en yakını gagavuzca idi benim için daha sonra Azerice ve Türkmence olarak devam ediyor özbekçe Kırgızca uygurca da yazılanı anlayabildim
-
Rahmetli dedem ve babaanneme Moldovalı bir bakıcı tutmuştuk zamanında, hatun Gagavuzdu. Hatun ile konuşabiliyor, çok zorlanmadan anlaşabiliyorduk. Bir kaç tane İranlı müşterim oldu farklı zamanlarda, onlarla da çok rahat anlaşabiliyorduk. Fransızcada da cins isimler dişi ya da erkek olarak ikiye ayrılıyor, Almancada bir de nötr (cinsiyetsiz) kelimeler var diye biliyorum.
-
Mersin İl Temsilcisi
fatih.met adlı üyeden alıntı
ben ingilizce 'nin kolay olduğunu düşünüyorum. gerçi almanca da kolay gibi ama çok ezber istiyor çünkü eylem bildiren kelimelerde bir düzen yokmuş. mesela ingilizceden örnek;
düzensiz fiillerden biri; bu fiillerde takı yoktur direk kelime değişir o yüzden sıkıntı çünkü komple ezber;
drink = içmek
drank = içti (geçmiş zaman)
talk = konuşmak
told = konuştu (geçmiş zaman)
go = gitmek
went = gitti (geçmiş zaman)
şimdi: düzenli fiillerde ise durum daha basit;
play = oynamak
played = oynadı (geçmiş zaman)
watch = izlemek
watched = izledi (geçmiş zaman)
listen = dinlemek
listened = dinledi (geçmiş zaman)
"ben"(i-ay)
"sen(you-yu)
"o"(he-hi)
dişiler için "o"(she-şi)
"biz"(we-vi)
"siz"(you-yu)
"onlar" (them-dem)
ingilizce nin yarısını öğrendiniz tamamdır
" İngilizcenin basit olduğu konusunda çoğu kişi hemfikir. Hatta çok zeka bile gerekmiyor, öyle olmasaydı ingilizler ingilizce konuşamazdı " diye bir yazı okumuştum yılaaaar önce..
Konu madem türkçe;
Atilla İlhan'dan öğrendiğim bir şeyi aktarayım. "Ç " harfi dünya dillerinden sadece türkçede varmış.
Ayrıca; akdeniz ve karadeniz kelimelerindeki ak-kara kelimeleri, tıpkı mavi kelimesi gibi türkçede olmayan kuzey*yukarı(!) (kara), güney*aşağı(!) ( ak ) tan geliyor.
Yani karadeniz ( yukarı deniz ) akdeniz ise waytsii değil; aşağı denizdir.
Osmanlıda ise, ege ve akdeniz iç denizi ve tüm görüldüğünden Roma ve Helen kültütünden kalma EGE ismi kullanılmaya devam edilmiş. Ama onlara da Danca'dan ( Danimarkaca ) Egea kelimesinden geçmiştir. Egean'da Egeli demekmiş.
Fiat=Egea=>Ege gördünüz mü, ne güzel türkçe anlaşıyoruz italyanlarla
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)