Aha kurubuz'u da kaybettik!
Abicim bunu lisede mantık dersinde görmüştük ve ben liseyi bitireli tam 35 sene oldu.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
Bütün diller konuşan topluluklarına göre şekillenir ve aslında hiçbirinin birbirine bir üstünlüğü yoktur. Hepsi kendi topluluğunun ihtiyacını karşılar. Topluluk farklı bir kültürle veya teknolojiyle karşılaştığında kelime haznesi de çeşitli yöntemlerle (doğrudan alma, uyarlama, uydurma vs.) genişler.
Türkçe de bu yollardan geçmiş tarih boyunca. Ama yapısal olarak baktığımızda Türkçe son derece kurallı bir dildir. İstisnai durumlar çok azdır. Yapılan bir araştırmaya göre çocukların en kolay öğrendiği dildir. Grameri kendi içinde hataları telafi edecek şekilde gelişmiştir, ses uyumu ve soneklerin sırasının sabit olması fiil çekiminde gramer hatası yapmayı neredeyse imkansız kılar ("gelmiştim" yerine "geldimmiş" gibi bir hata yapmamız neredeyse imkansızdır ama örneğin İngilizce'de, ana dilini konuşanlarda bile "I had came" veya "she have come" gibi hatalar görülebilir"). Kısacası sıfırdan öğrenmesi çok kolaydır. Ama ikinci dil olarak problem yaratabilir, çünkü Hint-Avrupa dil ailesini konuşan bir kişinin tamamen tersten düşünmesini gerektirir.
Çok ilginç bir dildir Türkçe. Türk olmasaydım da öğrenmek isterdim herhalde.
Vous Sprechen You Türkçe?
Biraz Comic olalım dedik..
Bakin bu da zorlama bir yorum olmus. Mantik onermeler uzerinden yurur. Yazida onermeler uzerinden ortaya konmus bir iliskiler butunu soz konusu degil.
Her sey bir yana, gozume carpan en bariz sacmaligi ornek olarak verip sorular sordum... Sanirim "sacmalik" niteligini fazlasiyla hakkediyor bu tek ornek bile...
Biraz sert ciktim, cunku cok rastliyorum bu tur zorlamalara... Ve bu tur uydurma yazilar bence tamamen asagilik kompleksi urunleri... Ulkemizde, milletimizde, dilimizde, kulturumuzde eksikler oldugu kadar ovunulecek o kadar cok seyimiz var ki. Bu tur sacmaliklar uydurmaya hic gerek yok.
farkındayım, almancanın çok ezber istediğini o artikeller mevuzu yüzünden söyledim, ingilizceden verdiğim örnek almancada öyle değil, ingilizcede kelimeye takı getiriyorsun oluyor bitiyor ama almanca da kelime kelime değişiyor, mesela cansız nesnelerde das kullanılıyor diyorsun ama bir bakıyorsun istisna çok.
der ve diş var, bir ara bende almanca öğrenmeye çalıştım sonra 3 sayfalık not ve çalışmadan sonra bıraktım... almanca neden kolay? çünkü harfler yazıldığı gibi okunuyor.
bunun fazla bir istisnası yok... mesele "çe" sesi için "tsch" yazıyorlar. "şe" sesi için "sch" yazıyorlar ve "h" harfi için "ch" ... misal ich been deutschland. "ih bin doçland" diye okursun ve burada yadırganacak şey yoktur. yani yazması okuması zorlamaz diyebilirim.
istisnalar ve kurallar var işte, mesela "buchstaben" nasıl okursun? "buhşıtabın" bu başlangıç kurallarını öğrenmiştim bir kaç günde.... geçen sene kasım ayında heves etmiştim de kısa sürede vazgeçtim.
tabi şimdi yalancı çıkmak istemem, ben almanca bilmiyorum, sadece biraz öğrenmeye çalıştım ve başlangıç seviyesine göz attım. ezberi iyi olan biri aksağanda sorun yaşamayabilir, ne yazıyorsa öyle okuyor, istisna var mı? "FC Bayern München" bunu biz "bayer münih" diye okuyoruz mesela "en" ekini yok sayıp araya i koyuyoruz... acaba yanlış mı okuyoruz?
belkide biz sessiz harflerin yanına "e" koyar gibi onlarda da araya farklı harf koyma kuralı vardır.
---------- Mesajlar birleştirildi - 20:44 ---------- bir önceki mesaj zamanı 20:33 ----------
buna katılıyorum ama türkçede "e" harfi ikiye bölümmeli bence çünkü "e" sesi 2 farklı tonda.. birisi "elma" der iken ince bir "e" sesi oluyor diğeri ise "gelen var" der iken "gelen" kelimesinin 2. kalın şekilde çıkan "e" sesi.
bunları karışık kullanmaya çalıştığınız komik telaffuzlar çıkıyor ortaya.
"e" harfini ince ve kalın kullanmayı bir deneyin.
Selam.
Aslında gagauzca dediğiniz lehçe Güneybatı Türk leçeleri sınıfına giriyor. Moldova, Bulgaristan , Kazakistan hatta Ukrayna tarafları.
Türkçe Ural - Altay sınıfı dil gruplarından Altay dil grubunda. Japonca bu gruba 20. yy da dahil edilmiş.
Sondan eklemeli bir dil.
Diğer Azerbaycan Türkçesi vs anlmadığımız kelimelerin olma sebebi, dilin savaşlar,göçler, dini inanışlar gibi bir çok faktörden etkilenmesinden dolayı bulunduğu ve etkileşime girdiği coğrafyaya özgü kelimeleride zamanla içine alması ve aslında bir gelişim - değişim geçirmesi sonucu bu farklılıklar ortaya çıkıyor. Netice olarak değişiklikler olması normal. Yoksa orhun kitabelerinde ki türkçeyi kullanıyor olurduk hala.
Bu konu bayağı uzun. Mümkün olduğu kadar özetlemeye çalıştım.
Bu arada iş nedeniyle Azerilerle vakit geçirme fırsatım oldu, onlar Türkiye Türkçesi bilmiyordu, ben de Azerice. İlk gün neredeyse hiçbir şey anlamadım, ikinci gün hafiften anlamaya başladım, üçüncü gün bayağı geyik yapıyorduk. Yani Azeri Türkçesi sandığınız kadar uzak bir lehçe değil.
Dilin zorluğu kademeli gerçekleşir; mana aramadan seslendirebilme (yazıldığı gibi okunup okunamaması),anlama (ayrı ayrı manaları olan kelimeler birleşince de anlam kayması yaşayıp yaşamaması oranı) , konuşup yazabilme (matematiksel dizilim denilen aslında sondan eklemeli dil gramer yapısının belli bir kalıbı takip etmesinin kolaylığı). Bu üç durumda da Türkçe öğrenimi kolay bir dildir.
2003 yılında öğrenci değişim programı ile Brezilya'ya gittim ve 2 ay kaldım. Portekizce konuşuyorlar ve İstanbul'da Portekizce-Türkçe sözlük yoktu. Yine de yanıma Potekizce-İngilizce sözlük alıp gittim.
Tek bir kelime Portekizce bilmeden başladı günler. Hava alanında Giriş-Çıkış gibi şeylerle başladı ilk. Hatta ailenin ev köpeğine bakıp "yahu şu hayvan ile hiçbir farkım yok. O duyduklarından ne anlıyorsa ben de öyleyim" dedim. Günler geçtikçe sayılar, tabi ki küfürler, isimler, anne-baba, biraz cümle yapıları falan çözülünce 1 ay sonra ekmek-su, in-bin, git-gel, teşekkürler-birşey değil öğrenir oldum. Türkiye'ye dönerken çat pat konuşur oldum. 1 sene kalsam tek başıma hayatımı idame ettirebilirdim.
Buradaki yabancılara bakıyorum, 3 ayda hiçbir şey öğrenemiyorlar. 6 ayda tek tük kelime anlıyor-konuşuyor, 1 senede eh işte. Türkler olarak bence dil öğrenmemiz hızlı oluyor. Teknik direktörlere bakın. Bi Türkiye'de ki yabancılara bir de Fatih Terim'e
“Bir delil ile 40 alimi yendim; ama 40 delil ile bir cahili yenemedim.” Mevlana
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)