Kapat
Üye Girişi
Motovento
Motomax
2. sayfa BirinciBirinci 12

Konuşmak mı Çalışmak mı?

    REKLAM ALANI
  1. #21
    Vista86 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    22 Kasım 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Tracer 700
    Meselenin sadece ekonomik ve sosyal boyutuna bakıyorsunuz. Bunun bir de kişisel boyutu var.

    Mesleki yaşamım boyunca aşırı çalışmış biriyim. 42 senelik vergi mükellefiyim. 20 sene sabah saat 7 de iş yerinin kapısını açtım. 10 sene hiç tatile çıkmadım.

    Çok defa hafta sonları iş yerine gittim. Akşamları eve iş getirip gece yarısına kadar çalıştım. Geçen sene firmayı başkasına devredip işi bıraktım.

    Şimdi dönüp geriye baktığım zaman yaptığımı çok yanlış buluyorum.. Bu yaştan sonra aldım motosikleti dağ taş geziyorum.. Çok geç...

    Çok çalışmak iyi de dozu fazla kaçırmamalı.


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #22
    bektanist - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    20 Ekim 2006
    Şehir
    istanbul beşiktaş
    Motosikleti
    mz 301 2002- Mondial RX3i Evo 2015
    Bu arkadaş az laf çok iş demiş baktım baya çok lafı var.
    Fakir misin? Kimsenin değil senin suçun.
    Aç mısın? Kimsenin değil senin suçun.
    Her ne sorunun varsa bu senin suçun.

    En iyisi bir tane yüzük alıp tüm mal varlığım bu diyeyim yarın çok zengin olursam bilinki çalmışımdır diyeyim.

    Çok boş laf çok

  3. #23
    Motosiklet Eğitmeni COQ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Ocak 2008
    Şehir
    France
    Motosikleti
    Honda
    Başkalarının fakirleşmesi sayesinde kazanılan bir zenginlik, gereksiz masraflar ve huzursuzluk getirir.
    Refahın eşit paylaşıldığı, çalışanın hakkını alabildiği bir toplumda zenginliğinizin kaynağı çok çalışmak ve başkalarının fakirleşmesine sebep olmadan devletin yarattığı kaynaktan beslenmek olursa, bunun nimetlerinden faydalanırsınız.
    Mesela o çok istediğiniz motosikleti alırsınız.
    Ya da bir başkası gözünü kamaştıran bir mücevher alır.

    Fakat zenginliğiniz bir başkasının fakirliği ya da açlığına neden oluyorsa gereksiz masraflar başlar.
    O çok sevdiğiniz motosikleti yine alırsınız.
    Fakat yanında kalın bir zincir ve iyi bir kilit almak zorunda kalırsınız.
    Bu önlemin yetmeyeceğini düşünerek oldukça yüklü bir kasko-sigorta parası ödemeye başlarsınız.
    Bu bile uykunuzu rahat uyumanızı sağlamaz ve garajı olan bir ev almak zorunda kalırsınız.
    Halbuki sadece o istediğiniz motosikleti almak istiyordunuz.
    Bu işlerin tarihi böyledir.
    Sonra istediği zenginliğe kavuşanlara kilit,sigorta,büyük burçlu kaleler de yetmemiş, polis veya asker teşkilatları kurulmuştur.
    Velhasıl eşitliğin olmadığı yerde huzur yoktur ve gereksiz bir sürü masraf vardır.
    Bunlar zaten var olan ve alışık olduğunuz şeyler olduğu için size saçma gelmiyor tabi ki.
    Birinin motosikletinizi çalması, ya da önünüzü kesip cüzdanınızı alması olağan olaylardır.
    Sebebi hiç üstünüze bile alınmazsınız.
    Zaten üstünüze alınmayın, düzeni bozmayın diyerek yetiştirildiniz.
    Doğduğumuzda bir taze ağaç olan bizi parayla,eğitimle,din ile ve daha bir çok argümanla istedikleri şekli verene kadar yontarlar.
    Sistem harika bir marangozdur.
    Fakat bazı ağaçlar serttir!
    Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
    Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)

  4. #24
    Forumdan Uzaklaştırıldı
    Üyelik
    18 Aralık 2019
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Yamaha Xmax 250
    Yazılanları okuyorum da komik gerçekten.

    Siz nerede yaşıyorsunuz?

    Pembe gözlükleriniz falan mı var?

    Yine konuyu ne yapıp ne edip siyasete çektiniz.

    Yine başlığı ana konudan uzağa.

    Ben dedim ki forumda bazı şeylere sahip olamayacağını düşünen insanlar.

    Bu insanlar umutsuz olmasın, herşeyi yapmak başarmak kişinin kendi elinde diyorum.

    Bir yol var diyorum.

    Çaresiz perişan olmaya vazgeçmeye gerek yok diyorum.

    Daha doğrusu diyordum.

    Size uyduktan sonra başka şeyler der oldum.

    Öyle bir noktaya getirdiniz ki konuyu ben savunan oldum savunmadığım kişileri.

    Hep bir taraf oluşturuyorsunuz forumda.

    Amaçsız gerçeklikten uzak yorumlar yapıyorsunuz.

    Dünyanın pastası belli değil mi?

    Bana eşit dağılım olan bir ülke yazsanıza.

    Hadi bana birileri kazanırken birilerinin kaybetmediği bi'ülke yazın lütfen.

    Ben Türkiye de çalışırsan çalıştığın kadar kazanırsın dedim mi?

    Hangi işi yapıyorsan çok çalışırsan eğer kazanırsın diyorum.

    Çok konuşarak aranızda kazanan var mı?

    Hanginiz Millet Vekili?

    Hangi dönemde hangi partide Türkiye sizin dediğiniz gibiymiş acaba?

    Yahu hangi ülkede Adalet varmış?

    İnsanın olduğu yerde eşit dağılım adalet olur mu?

    Siz delimisiniz çocuk mu?

    Ütopya olarak yazıyorum derseniz amenna.

    Sizin bahsettiğiniz gibi bir ülke ben görmedim ve duymadım.

    Burası Türkiye.

    Burada bazı şeyler bazı ülkelere oranla çok zordur.

    Aynı zamanda bu ülkede bazı şeylerde kolay.

    Hadi çalışma üretme itiraz et.

    Sana bir faydası olacak mı?

    Kime ne faydası olacak.

    Eleştiri ve karşıt görüşünüz yeni ufuklar açtığı doğrudur.

    Doğrudur da yazılanların bir gerçeklik tarafı varsa.

    Konuşmak ile konuşmak arasında büyük fark var anlayana.

    Bu ülkede çok sorun var.

    Siz tek bir soruna odaklı eleştiri yapıyorsunuz ki bu eleştirilerde artık zaman içinde düşünce değil kişisel nefret dönüşmüş.

    Şuan ülkeyi yöneten biri var.

    İyi kötü çirkin her neyse.

    Sen seversin yine sen sevmezsin buda doğal.

    Eskiden ne farklıymış ilk sorum bu.

    İkinci sorum ise yerine gelecek olan kişi kim?

    Bu giden kişi, giderken neler götürecek haberiniz var mı?

    Sonuç ülke adına ne olur bilginiz var mı?

    Hayatınızda hiç zaman diye bir şey duydunuz mu?

    Yanlış zamanda oluşan doğrunun bile sonucu bu ülke adına hem iç hem dış piyasada ne olur?

    Biriniz Adalet diyor.

    Bir diğeri Eşitlik.

    Biri diyor şöyle olmalı.

    Bir böyle.

    Yok güzel kardeşim öyle bir Dünya.

    Çok yukardan yazmak bazı yazanları bozmak istemiyorum.

    Ben gezdim kıta, kıta kaç pasaport bitti sayfa, sayfa.

    Ne senin hayal ettiğin ülkeye denk geldim.

    Ne o şekilde yönetim siyasi ağ gördüm.

    Burası böyle bir ülke.

    Burada yaşamak için çok çalışıp az kazanacak bunu da kabul edeceksin.

    Daha iyi bir fırsatın varsa değerlendir elbette.

    Ama burada işler böyle yürüyor.

    Yandaş olur yoldaş olursan o iş ayrı.

    Lakin bu yandaş yoldaş meselesi de bu gün çıkan bir şey değil.

    Kim gelirse kazanan yanında ki oluyor.

    Yarında sen sanma şu gelirse değişir.

    Yarın gelende bu gün yapılan şeyi yapacak sonra ki gelende.

    Önce ki aynıydı.

    Sen önce kendine bakacaksın.

    Sonra kişisel bir gücün olacak.

    Bu güç seni bir meclise sokacak.

    Asıl konuşman gereken bir şeyleri değiştirme şansına sahip olacağın yer orası.

    Oraya giren olursa aranızda buyurun el ele verelim.

    Gücümüz dahilinde güzel şeyler yapalım.

    Ben orada sizi bekliyorum.

    Son sözümde budur.

    Bu sözümde pembe gözlüklü arkadaşlara.

    Ütopya hoş ama burası Türkiye.

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 03:36 ---------- bir önceki mesaj zamanı 03:05 ----------

    Yahu sizi kırmak istemiyorum.

    Yazıyorum bir şeyler sonrada üzülüyorum.

    Bakın olaya bir seferde şu şekilde bakın;

    Bundan otuz sene önce bir yerde bir adam vardı.

    Bu adam uyum sağladı yan oldu yandaş oldu, büyüdü çalıştı kazandı.

    Nasıl kazandı ne kazandı apayrı konu.

    Daha sonra bu adam geldi baş oldu.

    Sonra değiştirdi bazı şeyleri kendi fikrine ve aklına göre.

    Yön verme gücüne sahip oldu.

    Şimdi bu adam bunları konuşarak mı yaptı çalışarak mı?

    Bazı kimseler gibi o dönem sadece konuşmayı tercih etseydi bu gün bu konumda olabilirmiydi?

    O nu bu konuma başkaları getirdi ise bile o nu seçmelerinin bir nedeni vardı değil mi?

    Şimdi bu adam geldi sana göre kötü olanı yaptı.

    Bende diyorum ki, madem bu adam kötü olanı yaptı.

    Sen gel çok çalış ne yap ne et.

    Gir o yola.

    Söz hakkın olsun.

    Bir gücün bir sıfatın olsun.

    Sen otur o koltuğa.

    Sen yap iyi olanı ülken kurtulsun.

    Ama bunu konuşarak eleştirerek muhalefet olarak yapamazsın bunu da bil.

    Anti madde varya hani.

    Sen ol işte o anti madde.

    O na anti madde ol.

    Vatanına ampül değil ışık.

    Olacaksan bunu ol.

    Bu yolda ol.

    Elinde bir telefon önünde bir bilgisayar ile sözde duyarlı vatandaş olma.

    Işık ol.

  5. #25
    Forumdan Uzaklaştırıldı
    Üyelik
    05 Kasım 2015
    Şehir
    Amerika
    Motosikleti
    SD 1290R
    OK. Boş konuşmak yerine çalışalım. Bence de makul.

    Gel gelelim burası bir forum. İletişim için, ifade için bir yer. Onun için insanlar yazarak fikir belirtiyor. Kiminin belirttiği fikir, kimi için boş konuşma olarak algılanabilir, gayet doğal. Emin olun tavsiyenizi okuyan herkes duruma göre yapacağını yapar artık.

    Sanırım kaldığımız yerden devam edebiliriz

  6. #26
    AzÇok - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    07 Ocak 2018
    Şehir
    İstanbul-İzmir
    @K.Kalkavan
    Yazdıklarınızın içinde doğru şeyler var. Örneğin umudunu kesmemek, hayallerinden vazgeçmemek.
    Fakat ciddi temel yanlışlarınız da var.
    Eleştirel düşünce biçimi bir toplumun gelişim kaynağıdır. Burada söz ettiğim çekinmeden yanlışları dile getirmek ve doğruya işaret edebilme meziyetidir.
    Dünya ülkelerinin milli gelirlerinin büyük kısımlarını yutarak yaşayan asalak toplum kesimleri eleştirel düşünce bicimini kendi varlıklarının devamı açısından zararlı bulurlarken bir yandan üretimin itici gücü olarak eleştirel düşünme biçimine ihtiyaç duyarlar. Bu bir çelişkidir.
    Geniş toplum kesimlerine siyaset yapmanın çirkin bir şey olduğunu empoze ederken kendilerinin siyaset yapması son derece doğaldır.
    Kişilik boyutunda olaya baktığımda onlarca yıldır devam eden çalışma hayatımda eleştirel düşünce biçiminden kaçınan insanların günü kurtarmaya çalışan, riskleri sevmeyen, üretken olmayan, davranış ve kişilik eksiklikleri olan insanlar olduğunu gördüm. Bunlar mevcut durumun bozulmasından korkan riski sevmeyen tiplerdir. Çalışma ortamlarında "ispiyoncu" denilen tiplerin bu kişiler arasından çıktığını gözlemledim. Bir de her şeyi eleştiren, fakat üretemeyen, eleştiriyi kendine kalkan olarak kullanmaya çalışan insanlar vardır. Bunlara "her şeye muhalefet" derler. Bu kişiler eleştirirken çözüm yolunu göstermezler yada gösteremezler.

  7. #27
    Forumdan Uzaklaştırıldı
    Üyelik
    18 Aralık 2019
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Yamaha Xmax 250
    @AzÇok

    Değerli dostum.

    Ben eleştirel düşünce ve karşıt görüşe karşı olduğumu bunun yanlış bir yaklaşım olduğunu buna benzer şeyler yazmadım. Rica ederim tekrar bir oku.

    Ben diyorum ki, konuşmak ile konuşmak eleştirmek ile eleştirmek arasında büyük bir fark var.

    Ben arkadaşların yazdıklarında itiraz hakaret isyan dışında hiç bir şey görmüyorum.

    Eleştiri falan yapmıyor bu yazdıkları ile konuşmuyorlar bile bana göre.

    Herhangi bir şey değiştirmek adına çaba yok.

    Gelişim üzerine bir yorum bir çıkar yolu ucu yok.

    Ezbere kurulmuş isyan sözleri.

    Ezbere kurulmuş kanun adalet hak hukuk sözleri.

    Kim istemez dünya toz pembe olsun?

    Değil ama dimi? Hiç bir ülke değil.

    Belli bilgi dağcıgına sahip bireyler bazı konular üzerine eleştirel düşünce ile gelişime ön ayak olabilir.

    Konuşmak için konuşan insanlar ise bana göre baş ağrısından başka bir şey değil.

    Sen beni yanlış anlamışsın veya ben tam anlatamadım belki kusuruma bakma.

    Eleştiri gelişme değişim.

    Ben bunlara itiraz etmiyor karşı çıkmıyorum.

    Senin gibi bir analiz de yapmadım ondan şu şundan bu çıkıyor şeklinde.

    Ama

    İtiraz ettim net olarak karşı çıktığım şeyler var.

    Bunlarıda iki gündür iyi kötü yazıyorum.

    Yine ama

    Tam anlatamıyorum demek ki.

  8. #28
    Vista86 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    22 Kasım 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Tracer 700
    Sayın Kalkavan, söylediklerinize harfiyen katılıyorum. En küçük icraat her türlü teoriden üstündür.

    "Motosiklet nasıl sürülür?" diye akşama kadar konuşsak bir motosiklet binip bir km. kullanmak kadar faydası olmaz.

    Fakat insanların kendilerini avutmaya da ihtiyaçları var. Kendi hakkımızdaki salt gerçeklerle yüzleşmekte çok zor.

    Yapamadığımız şeyler hakkında kendi yetersizliğimizi görüp ezilmek yerine, dışımızdaki koşulları bahane etmek daha rahatlatıcı, herhalde.

  9. #29
    Forumdan Uzaklaştırıldı
    Üyelik
    18 Aralık 2019
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Yamaha Xmax 250
    Değerli büyüğüm Vista,

    İnanın bana ben birileri bana katılsın ben haklı olayım ortada bir haksız olsun falan diye yazmıyorum buraya.

    Yinede nezaretinize çok teşekkür ederim.

    Öyle bir noktaya getiriyor ki bazı arkadaşlar konuları haklı haksız tartışmaları taraflar ortaya çıkıveriyor.

    Halbuki hepimiz burada ortak tutkuya sahip özgür ruhlu karakterleriz.

    Karşıt görüş oluşturmak her ne kadar faydalı olsa da her toplum her kitle ve ülkede ki etkileri aynı olmuyor ne yazık ki.

    Başka bir yerde karşıt görüş gelişime öncü olurken, bizim ülkemizde bu görüşler kavgaya ve kaosa neden oluyor.

    Daha önce siyasi oyunlar görüş ayrılıkları sözde savunan inançlar uğruna bir çok genç bireyimizi kaybettik.

    Bir çok kitle birbirine karşı ön yargı ve nefret ortamı içerisinde büyüdü.

    Biz toplum olarak bir çok şeyi başaramıyoruz.

    Birlik ve beraberlik bir kenara.

    Artık anlaşamıyoruz bile tam olarak.

    Temelinde çok neden var belki bunların ama bizim birey olarak daha mantıklı olmak adına çabalamamız gerekiyor.

    Kaçtığımız gerçekler sadece bizi birbirimizden uzaklaştırmıyor. Aynı zamanda bu kaçtıklarımız bizi birey olarak ta değiştiriyor.

    Ben yazılan yorumların bir çoğunu okuyorum.

    Bazen hak verdiğim insanlarda oluyor aramızda bazen üzüldüğüm şeylerde yazılanlara.

    Nefret doluyuz içimizde.

    Ne kadar zor olursa olsun, bazen durup bir aynaya bakmamız şart.

    Bir hata yaptıktan sonra sürekli bu hata bizi farklı hatalara sürüklüyor hayatta.

    Benim toplum içinde gördüğüm şey bu.

    Bilinçsiz bir evlilik yapılıyor önce ardından birde çocuk geliyor hayata ve artık bu bireyler istemeye, istemeye yönlerini çizmek zorunda kalıyorlar.

    Çizdikleri yön her ne kadar mutlu olsalarda aile içinde özünde onları tatmin etmiyor.

    Hayat zorlukları biniyor üstüne içine atılanların daha sonra bir sonra ki nesilin yetişme zihin şekli etkileniyor.

    Bazen kendi hatalarını yaptırmamak adına baskı altına anılıyor çocuklar bazen doğru bildikleri uğruna özgürlükleri kısıtlanarak kendi ebeveynleri gibi olmak istedikleri kişi olmaktan uzak büyüyorlar.

    Bu şekilde mutlu olamıyor bazıları ve hatalar kapısına dayanıyorlar genç yaşta.

    Mutlu olduğuna inananlar ise büyüyor öğretildiği gibi mutsuzca.

    Kendilerine tutunmak yerine birini sevip ona tutunmayı tercih ediyorlar bunun adının aşk olduğunu sanan nesiller büyüyor ülkemizde.

    Aşk dedikleri sorunlar ile hastalık haline dönüşüyor, mutsuzlukların büyümesi bir kenara ölümler oluyor ülkemizde bu nedenlerle.

    Birde yine çocuk yapıyor bu bireyler ve bu şekilde devam ediyor hatalar, hataları kovalarken.

    Evet, bir çok sorun var ülkemizde.

    İnsanların bazı isyanları yersizde değil.

    Ama o kadar çok sorun var ki.

    Toplum olarak bireyler olarak o kadar kötü bir noktadayız ki.

    Görmemiz gerekenleri artık göremiyor.

    Aynada kendimize bile bakamıyoruz.

    Bu yüzden çalışmamız lazım dedim ben.

    Bu sadece maddi acılı bir çalışma değil.

    Birey olarak bizden önce ki hataları düzeltmek en azından bir sonra ki nesile aktarmamak adına çalışmamız lazım.

    Elbette bu adımları atabilmek adınada para kazanıyor olmamız gerekiyor.

    Emir altında minimum kazanç ile özgür ruhlar yetiştirmemiz mümkün mü?

    Bazen fedakar olmamız gerekiyor.

    Doğduk ve bir çok hata gördük.

    Çok çalışacağız.

    Yarın bir çocuk sahibi olduğumuz zaman veya başka çocukların daha iyi imkanlar daha özgür yetiştirmek adına kendimizi bir kenara bırakıp çok çalışacağız.

    Ben insanın sağlıklı kararlar verebilmesi düzgün bir birey olabilmesi için çalıştığı kadar gezmesi kendine vakit ayırması gerektiğine inanan bir insanım.

    Bunu kendi hayatıma uyguladığım gibi benimle çalışan insanlarada belki yanlış ama bir şekilde uygulamaya gayret ediyorum.

    Normalden çok daha uzun yazdım.

    Esasen yazmak istediğim şeylerin binde biri bile değil bu.

    Ama kusuruma bakmayın lütfen.

    Forumda fazla zaman geçirince böyle oluyor galiba.

    Her neyse, uzatmanın bir manası yok.

    Bilmeden kalbini kırdığım insanlar olduysa eğer, özür dilerim.

    Herkese mutlu seneler diliyorum.

  10. #30
    Vista86 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    22 Kasım 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Tracer 700
    Sayın Kalkavan; Yukarıda yazdıkların da ülkemizin farklı gerçekleri.

    Fakat, genelde "Anlaşılamıyorum" gibi bir duyguya kapılmış hissi veriyorsun.

    Bu doğru değil. Bu forumda gerçekten çok zeki kişiler var.. Bazen onların yazdıklarına imreniyorum, kopyala yapışır yapıp saklıyorum.

    Seninde bazı yazılarını böyle yapıp arşivime koydum.

    "Bunları düzeltmemiz içi çalışmamız lazım" diyorsun. Buna itiraz edecek kimse zaten çıkmaz.

    Ülkemiz insanının standart ortalaması istenilen seviyede değil, maalesef. Ve insan standartını yükseltebilmek "Elektrikli otomobil" yapmaktan çok çok zor.

    Bu konularda çok ta umutsuzluğa kapılmaya gerek yok. En azından bu meseleleri düşünen senin gibi insanlar var.

    Sevgi ve selam..

  11. #31
    Forumdan Uzaklaştırıldı
    Üyelik
    18 Aralık 2019
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Yamaha Xmax 250
    Değerli büyüğüm,

    Sevgi ve selamlar benden.

    Umarım gelecekte daha güzel konular konuşan bir toplum oluruz.

    Umarım, herkes gülümseyecek kadar ferah yaşar.

    Benimde var bir Pembe Gözlüğüm.

    Ummak güzel şey...
    Carbondioxid bunu beğendi.


2. sayfa BirinciBirinci 12

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)