Özal'dan da sayamam, iyi veya kötü. Ben Çiller öncesini zar zor hatırlıyorum.
May the Force be with McLaren Mercedes
Şimdi 2002-2007 AKP icraatlarını yaz desek internete bakmayacak olan var sanki..
Mesela o mesela bu mesela ne olsaa falan..
Abi mesela sen ne olsa RTE'yi desteklemekten vazgeçersin? Biz soralım biraz da..
Ne yapsa, ne dese vazgeçersin?
Söz meclisten dışarı:
Bazen birilerine / bir şeylere duygusal yatırım o kadar fazla olur ki (adına "idealize etmek" de denir...), artık ondan vazgeçmek benliğinden vazgeçmek veya (aslında eksik, bütünlüksüz ve derme çatma olan) benliğin dağılması manasına gelir. Eğer durum buysa yukarıdaki sorunun cevabı "Asla" olacaktır. (Pratikte; idealize edecek yeni biri / bir şey bulana kadar...)
İdealizm ve ATP'yi aynı cümlede kullanmak imla kurallarına aykırı
Rüzgarın tersine esmesi yeterli. Buradaki herkesten muhalif oluverir birden. Hatta gün gelir kandırıldık der, vatan hainiymiş der, suratına tüküreyim der, der de der... Kraldan kralcı olur. Laf ucuz nasıl olsa. Yapmadığı şey değil. Omurga yeterince oynak olduktan sonra dönmekten kolay ne var?
Haşmet gibiler ne zaman iyi derse o zaman...
Anlamadığın şu Türkiye hayrına bir şeyleri desteklemek ile Tayyibi desteklemeyi aynı kefeye siz koyuyorsunuz. Siyasi tartışma sonuç vermez. Ak parti yada Tayyip in adını vererek herhangi bir yorumda bulunmadım ki. Geriye dönük bakın. herşey kayıtlı nasıl olsa.
Ak parti gelip geçer refah partisi de ANAP da geldi geçti. İdeolojik olarak aynı yerdeyim. CHP ye oy verenler asla başka partiye oy vermez (%75 i) bunlara ne yaparsan vazgeçersin diye sorulmaz asla olmaz.
Yok idealizm değil; idealize etmek, psikoloji terimi...
Bu arada "söz meclisten dışarı" demiştim, hatırlatayım...
İmtina edecek bir şey yok daha iyisini görür isem ona veririm .
Ama en önemlisi Haşmet kime düşman ise onlara veririm Eğer bilsem ki Haşmet Tayyip e oy verecek vallahi de vermem billahi de vermem
Tuvalet taşına vermem mesela.
Sabiha Gökçen havaalanı niye yapılıyor diyene vermem mesela
Bütün cemaat evlerini kaptacam diyene vermem.
Teröre destek verene vermem mesela..
E bir de sen söyle
---------- Mesajlar birleştirildi - 00:13 ---------- bir önceki mesaj zamanı 00:11 ----------
29 Ocak kararları 2001 krizi 28 Şubat, falan bunlar önemsiz tabii. Hatırlamamak normal
Nereden çıkarıyorsunuz CHP den başka bir yere vermediğimizi.SHP ye de verdim DSP ye de verdim.Zaten bu kadar ayrı yerlere vermeseydik Tayip Erdoğan İstanbulu kazanamayacak belki siyasi hayatı bambaşka bir şekilde olacaktı.
Tum cazibesine ragmen n'olur "cozum sureci"nden "sayin Ocalan"lardan bahsetmeyin lutfen... Defalarca nice yigitler denedi. Karsinizda Koko yok ki iletisim kurabilesiniz... ATP cok daha ilkel bir yasam formu. Biliyorum oyle gozukmuyor ama doganin bir mucizesi iste, mantik sahibi bir bireymis gibi kamufle edebiliyor kendisini.
29 Ocak birşey çağrıştırmıyor.
2001 krizi? Anayasa kitabı fırlatıldı diye ülkenin istikrarı bozuldu masalı mı o?
28 Şubat. Valla dönemin bir numaralı tanığı Erbakan vefat edene kadar niye 28 Şubat dosyası açılmadı, hala merak ederim.
Onun yanında,
Megri megri hatırlıyorum.
Apo'nun mektubunun mitingde okunduğunu hatırlıyorum (Aaa, Apo demişken Apo'nun yakalandığı dönem aklıma geldi).
2005 MGK'da Gülen cemaatinin icraatlarından haberdar edildiği halde 2010larda "Ne istediler de vermedik" denildiğini hatırlıyorum.
Süleyman Şah türbesinin gerisin geri kaçırıldığını hatırlıyorum.
Türkiye düşmanı ABD dergisi Time'ın RTE'yi kapak yaptığını hatırlıyorum.
Yunanistan adalarımızı işgal ederken bön bön bakıldığını hatırlıyorum.
Ağzını açana dava açılırken Trump'ın mektubunun sineye çekildiğini hatırlıyorum.
Terörist tanıkla genelkurmay başkanının yargılandığını hatırlıyorum.
Ayakkabı kutuları hatırlıyorum.
Bu saydığın cenahın şu anda kimi desteklediğini
**Haşmet ile aynı safta yer almayı**
15 temmuz tiyatro diyeni...
Şu anda PKK ile iş tutanları....
Masada ki Fetö sevicilerini...
Biden in muhalefet le bir olcağız demesini...
Mustafa Kemal'in itleri diyenleri...
Libya da Suriye'de ne işimiz var diyenleri
....vs
Görmem diyorsun
Bu güzel bir örnek mesela. "ya evet saçma da olsa onun da kendine göre sebepleri var" diyesi geliyor insanın, hatta bu sebeplerin ikiyüzlülüğünü belirten bir cevap yazsam mı diye düşünüyor insan.
Lakin ATP bu sebeplerden ötürü AKP'yi desteklemiyor ki. ATP AKP'ye olan desteğini savunmak için yandaş medyanın pompaladıklarını burada tekrarlıyor sadece.
Niye?
Çünkü ATP düşünerek karar veren normal bir birey değil. O herşeyden önce bir kabilenin parçası. Öyleymiş izlenimi verse de kim haklıymış, insanların durumu neymiş, ülke nereye gidiyormuş gibi kaygıları çok yok aslında. Asıl daha önemli olan ait olduğu kabilenin varlık mücadelesine katkıda bulunmak. Çünkü ATP için kabile içindekiler ve dışındakiler var. Kabile içindekiler ne yaparsa yapsın sorun değil, kabile dışındakiler de ne derse desin zerre ehemmiyeti yok.
Velhasıl tercihleri sorgulandığında kendine ait düşünerek ve sorgulayarak ulaştığı bir argümanı, vereceği makul bir cevabı yok. Tek seçeneği yandaş medyanın eline verdiği saçma argümanları tekrarlayıp "susun, ben de sizin gibi normalim" demek. Yoksa bu argümanların içeriği ya da geçerliliğinin hiç bir ehemmiyeti yok onun için. Onun için de ATP ile tartışmalar hiç bir yere gitmez. Ortada gezer ve sonuçsuz kalır. Çünkü amacı fikir alışverişi değil, makul bir birey gibi görünmeye çalışmak, öyleymiş izlenimi vermektir. Öyle olmadığı için de tek seçeneği taklit etmek. Siz argüman öne sürüyorsunuz, o da, yandaş medya sağolsun.
Diyeceğim o ki ATP düşünen bir bireyden ziyade kabile psikolojisiyle kontrol edilebilir bir ürün şu aşamada. O yüzden de iletişim çok mümkün değil.
Haşmete hak vermemek elde değil.
Yani ATP nin yazdığı Haşmet hariç 5 6 argümanını tek tek tartışsak bu konularda AKP mi muhalefetmi desek nasıl bir sonuç çıkar.
Muhalefete oy veren de bu argümanlarla muhalefete oy veriyor.Aynı argümanla ATP hükümete oy veriyorsa orada gerçeğe dair çok büyük bir algı var demekki.
İki tarafıda aynı argümanlarla konsolide etmek çok acayip.
Hasmet 2x2=4 dese siz 5 mi diyeceksiniz? Geçiniz.
15 temmuza tiyatro diyebilirler. Düşünce özgürlüğü. Sonuçta 15 temmuz araştırılsın diyen de belli, reddeden de belli. Bir yanda 15 temmuzu yapanlara ne istediyse verenler, diğer yanda tiyatro diyenler. Hangisi daha vahim?
PKK ile iş tutma kısmına sizin argümanla cevap vereyim. Var mı yargı kararı? Yasal bir parti olan HDP ile görüşmek var (sizinkiler de görüştü), tescilli terörist Apo'nun mektubunu okuyup sayın Öcalan demek var.
Masada Fetö sevici görmüyorum. Diyelim var. Olay fiilen yardım etmişler mi, etmemişler mi. Sizin tarafta ne istediyse verenden boy boy resim çektirene kadar hepsi var.
Biden şeytan mı? Putin de Erdoğan'ı istiyor. Nedir yani? Washington Post Erdoğan'ı överken iyiydi de eleştirince mi kötü oluyor?
Muhalefette insanlara Mustafa Kemal'in itleri diyen vardır, sizin tarafta bizzat Mustafa Kemal'e it diyen var. Eee, başınızdaki kişi ayyaş derse tebaası it der. Kaldı ki muhalefetin amacı ülkeyi birlikte yönetmek değil, otokrasiyi yıkıp ülkeyi normale çevirmek. Sonra yine kendi düşünceleri doğrultusunda mücadele edecekler. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır diyorlar yani.
Libya ve Suriye'de askerimiz olması politik bir olay. Doğru veya yanlışı yok. Ama ikisine de sizin şeytan Amerika'nın gazıyla girdiğimizi hatırlatayım. Suriye'yi karıştırmasaydık ne içimizde bilmem kaç milyon Suriyeli olacaktı, ne 10 yıl sonra yeni bir 3. büyük partimiz olma ihtimali olacaktı, ne de Suriye'ye girmek zorunda kalacaktık.
Saydıklarınız hep düşünce ve fikir eylemleri. O onu demiş, bu bunu demiş. Siz yapılanlara bakın.
Ben bir deve ve hendek bulmaya gidiyorum.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)