Bak abicim, üretime karşı değiliz. Hatta şu an yaşadığımız sıkıntıların büyük kısmı daha çok üretim ile aşılabilir. Hep ihracatta kırdığımız rekorlar manşet yapılıyor, halbuki iki aydır dış ticaret açığımız rekor kırdı. Yani demek ki daha az üretir olmuşuz, ya da tam bir tüketim tolumu olmuşuz.
Üretelim, hemfikirim, ama sırf üretim yapıyoruz yahu deyip, kara saban üretmek mi lazım, ya da matbaayı yeniden mi keşfedelim. Belki biz yeni yeni tanışıyoruz, lakin bir çok köklü firma uzun yıllardır buna kafa yoruyor, ar-ge yapıyor, yatırım yapıyor. İmkansız demiyorum ama rekabet edebilmek zor, daha gerideyiz çünkü. Onlar elektrikli ile mi uğraşıyor, sen daha yeni daha verimli, daha gelişmiş bir ürün ortaya koy, hidrojen yakıtlı araç işine gir mesela(örnektir). Ya da malum bu araçların en büyük derdi şarj süresi ve menzil, çık de ki ben öyle bir pil geliştiriyorum ki, 5 dakikada şarj olacak, 1000 km gidecek. Tüm piyasa sana gebe olsun. Katma değeri daha yüksek olur.
Ha hadi yok ben illaki bu yoldan gideceğim desin; ama bu kadar çok ''yerli-milli'' reklamı yapılıyorsa, ben de sıradan gelirli bir vatandaş çıkıp derim ki; hayırdır biz öteki avrattan mıyız? Biz bu ülkenin zencisi miyiz, ben eşek gibi çalışırken kendi yerli ve milli aracımı neden alamıyorum?
Bir de şu var; sıradan bir şirket çıkıp deseydi ki; ben bu ülkede bir araba üreteceğim, piyasa da rekabet edeceğim, sorumluluk benim, maaliyet benim, kimse karışmazdı. Ama biliyoruz ki senin benim cebimden çıkan paralarla teşvik veriliyor. Onu da geçtim, olabilir, üretim yapacak adam, teşvik verilebilir. Abi bunun reklamını neden siyasi taraf yapıyor. İnsanlar artık, 5 kere milli arabamız yollarda, 7 kere yerli uçağımız göklerde, 35 kere gazımız borularda mavrası duyunca, işin içine mevcut hükümet dahil olunca inanası, güvenesi gelmiyor.
Tekrar ediyorum, umarım ben yanılırım, umarım ben utanırım. Umarım dünya devlerinin arasına gireriz, ve en önemlisi, ben bu ülkenin has ''yerli ve milli'' bir insanı olarak makul bir alım gücü ile alabilirim. Ortalama geliri olan her bir Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı gibi.[COLOR="Silver"]
---------- Mesajlar birleştirildi - 14:35 ---------- bir önceki mesaj zamanı 14:33 ----------
Bu arada Hyundai örneği çok yanlış, bu şirket sadece otomobil üretimi üzerine kurulu bir şirket değil. Zannediyor musun ki kurulalı beri hep kar etti?
Bir şey üretilmiş. Eee, sen mi ürettin, ben mi ürettim? Togg'da çalışan bir işçi ya da mühendis burada gelse yazsa anlarım, ona aferin derim, onun dışınd aözel bir şirketin başarısı ya da başarısızlığı bizi niye ilgilendirsin? Daha önce de yazmıştım, burada bu kadar sayfa yazmaya gerek olmayan bir konu. Ama iktidarın propagandasına dönüşünce haliyle muhalifler de istemezik diyecektir, normaldir.
Yerli ve milli, vatan millet sakarya vb. bu lafları 50 küsür yıllık ömrümde yalnızca halklara karşı işlenen suçları örtmek için kullanılan hamaset olduğunu anladım artık, yemezler.
Pataes üreten destek olunması gerektiği gibi Otomobil üretenede destek olunması lazım.İç piyasada satışını teşvik için vergi ayralamasıda yapılabilir.Bunlara lafım yok benim.Ama uzun vadede bu yatırım kendi ayakları üzerinde durabilecek bir yatırım olması lazım.Siyasal amaçlar için teşviklerle vergileri buraya akıtıp 5 sene sonra kapıya kilit vurulacaksa kusura bakmasın o kadar zengin bir devlet değiliz.
Bu nasıl bir kafa yahu sen mi ürettin ben mi ne demek? Arçelik vestel yada bilmem neyi kim üretiyor? Ne yapalım foruma her firma bir mühendis mi atasın. Muhalif olmak ile komik olmak arasındaki çizgiyi aşmak bu olsa gerek. Ha türkiyede yapılan birşeyin başarısı beni ilgilendirmez diyor isen o daha vahim
“Ey îmân edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fâl okları ancak şeytanın işinden bir(er) pisliktir; öyleyse ondan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.
Vestel için naralar atan medya görmedim ben. Avrupa'yı panik sardı diyeni de görmedim Vestel için.
Başarı bireyseldir, bir şey başaran olursa Türkiye'de olsun başka bir yerde olsun duyarsam aferin derim. Aferin demek dışında da beni ilgilendirmez, üretilen ürüne ihtiyacı varsa, almaya niyetlenirsem hesabımı kitabımı yerli-milli gibi akıl dışı hamasi duygularla yapmam.
Böyle büyük yatırımlar eğer ciddi yatırımlarsa böyle hamasi söylemlerle başlanmaz, şirketlerin önceliği kar etmek, büyümek yani hissedarlarına kazandırmak olduğu için gayet mantıklı hesaplarla girerler. Böyle hamasi söylemler ancak reklamcıların ve politikacıların mantıklı düşünmeyi sevmeyip duyguları ile hareket eden halkları kandırması için yapılır.
Siz milliyetçiliği bir akıl dışılık olarak değil de doğru bir şey olarak gördüğünüz için duygusallıktan kurtulamıyorsunuz. Milliyetçilik bölücülüktür, dünya üzerinde yüzlerce, binlerce farklı millet var, niye ayrım yapıyorsunuz? Her bireyi birey olarak değerlendirin, bölücülüğü bırakın.
Ben bu araba mevzusunda mantıklı bir yan göremiyorum. Burada gerçekten üretim yapan Hyundai, toyota gibi markalar daha faydalı bu ülkeye.
Abi biat kültüründen gelenler bunu anlamazlar.
Aması maması yok mutlak itaat var.
---------- Mesajlar birleştirildi - 11:51 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:47 ----------
Yine mutlak itaat kültürün de inanılan bir şey yapmışsa mutlaka haklı ve geçerli bir nedeni vardır.
Öğretilerinde bununla ilgili bir sürü örnek var. Mesela hz. Musa, hz. Hızır meselesi, Fazla da deşmek istemiyorum konu maksadından çıkmasın.
Yerli otomobil'de şoke eden gelişme
Togg'un adı da Fransa'dan Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu'nun (Togg) isim hakkı nedeniyle Fransız mahkemelerinde görülen patent davasına ilişkin şok eden bir gelişme yaşandı
Fransa'da yaşayan Muhittin Şahin'in henüz yerli otomobil markası Togg'un ortada olmadığı süreçte 2019 yılında kurduğu aynı isimli TOGG Tekstil markasının isim hakkını almasının ardından yerli otomobil firması başvurduğu mahkemelerden olumsuz yanıt aldı. Mahkemeden olumsuz yanıt alan otomobil firması, marka patentinin sahibi Muhittin Şahin ile anlaşma yoluna gidecek. Faik Erdemli'nin Fransa'daki patent krizine ilişkin yazısının ilgili kısmı şu şekilde:
"2019 yılının başlarında Fransa’da yaşayan Muhittin Şahin isimli tekstilci bir marka kuruyor. Markanın adını da TOGG yapıyor. 3 - 18 ve 25 no'lu maddelerden TOGG markası Fransa’da tescil alıyor. Buna göre Fransa’da TOGG markası, 3. maddede tekstil ürünleri, 18. maddede deri ürünleri, 25. madde için de çanta ve aksesuar üretmek için tescil belgesine kavuşuyor.
O tarihlerde ortada ne yerli otomobil var ne de TOGG.
Muhittin Şahin, Türkiye’de tekstil ürünleri yaptırıp Fransa’da toptan olarak satmaya başlıyor. O zamana kadar TOGG markası altında hiçbir ürün üretilmiyor. Kısa bir süre sonra otomobil markamız TOGG doğuyor ve görücüye çıkıyor. Bunu üzerine Muhittin Şahin, 'Madem TOGG tescilli markam, bu marka adıyla ürün satayım' diyor. Bir de internetten üzerinden toggstore.fr adresinden satış yapmaya da başlıyor. Muhittin Şahin, TOGG markası için ünlülerle de çalışmaya başlıyor. İlk olarak ünlü manken Adriana Lima ile anlaşma yapıp TOGG logolu ürünleri ilk olarak onun üzerinde tanıtıyor.
Bu arada TOGG grubu da marka olarak bütün dünyada tescil başvurusunda bulunuyor. TOGG markası olarak bütün dünyada tescil alırken bir tek Fransa ve Avrupa ülkelerinde tescili 3 - 18 - 25 maddelerinde onaylanmıyor ve marka tescili alamıyor. TOGG avukatları itirazda bulunup mahkemeye başvuruyorlar. İtirazları inceleniyor ve mahkeme tarafından reddediliyor. Mahkeme 'Ancak bu kişiyle anlaşma yoluna giderseniz markanızı tescil edebiliriz' diyor. Mahkemeden ret cevabı alan TOGG yöneticileri bu sefer Muhittin Şahin ile irtibata geçmeye karar veriyorlar. Muhittin Şahin'in TOGG yetkililerinden tek istediği, TOGG markalı tekstil ve aksesuarları kendi üretip satmak."
Haber
Vallahi yazılanları okumaya çok üşendim ama TOGG'un yanında Adriana Lima verilecekse oyum da reis'e TOGG da alırım, hemde tüm aileye.
Tekstilci Muhittin Bey bir şekilde ikna edilecektir tabi
Ben en çok şeyi hayal ediyorum bu hikayede şimdi.. Bizim bürokratlar konuyu öğreniyorlar, efendim mahkemede hallederiz biz kim o bir tekstilciymiş falan diye hesaplar kitaplar yaparlar.
Çok da öyle ak bir durum da değil sadece. 2010 gibi de o zaman çalıştığım firmaya dünyanın en büyük yapım şirketlerinden biri benzer şekilde yaklaşmıştı, 1996'dan beri Türkiye'de faaliyet gösteren bir marka adı için..Tavır iğrençti, efendim isimlerini çalmaya çalışmışız falan.. sene 96, ben 2010'u planlayarak isim çalıyorum evet.. =)
Şi... O tatlı dudakların ne söylüyor senin? Kendine gel.!. Sen evlendin diye, geri kalan bu güzel Türk gençleri taş mı yesin? Biz de mutlu olmayalım mı? Bize laik gördüğün Esra Ceyda kardeşler midir? Elini vicdanına koyup cevapla, bizim Metin Hara dan ne eksiğimiz var? Ayıp!
Forumun seviyesi yerlerde..
Hiç bir zaman kuantum tartışacak kişi gelmedi ki foruma.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)