Elektrik motorları için şansıman ekleyeceklerini ben de düşünmüyorum çünkü elektirk motorları benzin motorları gibi değil, her devirde güç ve tork aynı, yani güç ve tork devire göre değil motora verilen elektrik akımına göre. Bir de şansıman ağırlığı eklemeye gerek yok, verimi düşürür.
Estağfurullah İsmet abi, sen baş tacısın. Ne desen dinleriz.yaşlıveacemi adlı üyeden alıntı
Aslında benim hatam çünkü ben genel olarak yazarken seni konuya dahil ettiğim için hep sana yazmışım gibi durmuştur, o yüzden asıl ben özür dilerim. Dediğim gibi bende senle aynı fikirdeyim. Zaman içinde gelişecek bir konu sonuç olarak. Ve yine İsmet abiden ayrı; Elektrikli araçların otoban menzillerinin düşük ve verimsiz olduğu doğru. Bunla ilgili hem motor hem pil konusunda çalışmalar söz konusu, bu durum da zaman için de değişiklik gösterecektir.
Şanzıman konusu da, motor tipi gereği ihtiyaç dışı, ağırlığı bir kenara gerek olmayan bir parçayı koymak üzerine hiç bir firma çalışma yapmayacaktır. D ve R bizim için yeterli. 1 2 3 4 5 6' ı motosiklette yeterince kullanıyoruz.
---------- Mesajlar birleştirildi - 23:56 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:49 ----------
Hava veya yağ filtresi değil gördüğünüz gibi o. Klima fitresi ki, klimalı tüm araçlar da kendisi görmek mümkün. Genen olarak da ya kaputun sol üst kısmın da yada torpidonun arka kısmında yer alırlar. Sevgiler.
Sentetik yakıtla ilgili açıklamalar gelmeye devam ediyor , ilginçtir ki Porsche hem sentetik benzin konusunda ciddi arge yapıyor hemde ekektrikli spor otomobillere yatırım yapıyor üstelik bu araçlara başka örneği olmayan iki vitesli bir sanzimanda koyuyor , bugün Mazda nın bir açıklamasını da okudum , onlarda 0 emisyon sentetik yakıt geliştiriyorlarmış ama henüz rafineri yakıtının dört misli bir maliyeti varmış..maliyeti düşürebilirseler elektrikli araçlara yatırım sekteye uğrayabilir.. 0 emisyon benzin ve pnömatik valf teknolojisi bir araya gelirse 1600 cc bir otomobilde rahatlıkla 300-400 bg görürüz..
elektrik motorlarında devri düşürmeye gerek yok ki. Yani elektrik motorunun tükettiği enerji devirle orantılı değil.
Ben bu elektrikli araç teknolojisinin ömrünü çok uzun görmüyorum. Sadece bir geçiş aşaması olarak düşünüyorum. Çünkü hali hazırda, sadece Çin'deki tüm araçlar bile elektrikli olsa, tüm dünyada bunu karşılayabilecek bir elektrik üretimi var mı mesela? Yanlış kaynaklara bakmıyorsam eğer, halen dünyada elektrik üretiminde yenilenebilir kaynak kullanımı %15 lerde falan. Hidro üretim artık zorlaşıyor, güneş enerjisi şu an revaçta lakin, güneş enerjisinden elektrik üretiminin verimliliği baya bi düşük. (%9-10). Ya yenilenebilir enerjilerde verimlilik arttırılacak, ya da yeni bir kaynak bulunacak (hidrojen gibi misal). Örnek vermek gerekirse, bir aracın kendi tavanına yerleştirilen güneş paneli o aracı bir kaç saatte veya dakikada tamamen şarj edebilecek verimliliğe ulaşırsa işe yarar. Mevcut örneklerde, akşama kadar güneşin altında kalsa bile en fazla 3-5 km götürecek kadar enerji sağlıyor.
Bir de hep elektrikli araçlarda maliyet hesabı yapılıyor, ama nedense hep yakıt tüketimine odaklanılıyor sadece. Yalnız unutulmamalıdır ki, bir batarya neredeyse bir araba parası.
Bana kalırsa fosil yakıttan tamamen vazgeçmek için halen erken, daha verimli ve çevreci motorlar üretip bir süre daha bu işi devam ettirmek daha gerçekçi duruyor. Hatta Mazda'nın da benzer bir açıklaması vardı. Hatta bununla alakalı, yeni bir projeleri vardı, wankel motorlu bir hibrit araç. Şu an Nissan da bulunan şekilde, aracı elektrikli motor yürütecek, düşük yakıt tüketimli wankel motor da jeneratör görevi görecek.
Bildiğim kadarıyla Wankel motorların emisyonları çok kötü eğer petrol tüketmeye devam edeceksek Wankel ile olmaz bence , bir otomobili sadece tavanındaki panellerle birkaç saatte şarj edebilecek teknoloji üretilebilseydi büyük ihtimalle o paneller otomobilden pahalı olurdu :D
%100 verimle bile imkansız; güneşten enerji en çok 10-14 saatleri arasında ve hava tamamen açık ve kuru iken alınıyor, bunun haricindeki saatler ve koşullarda bize ulaşan enerji karesi (hatta logaritmik) oranda düşüyor. En iyi koşullarda metrekareye 300-350W arası enerji düşüyor. Buradan hesap kolay zaten, %100 verimle bile olmayacak duaya amin demek...
Ges konusunda panellere olan bağlılığımız sanılandan daha kısa sürede alternatif bir buluş veya teknoloji sonucu el değiştirebilir. Dana sosyal medya facebook'tan ibaretken ( adını hatırlamıyorum ) Fransız bir bilim insanı kendi evinin çatısında güneş panelinden daha verimli güneş küresi üzerinde çalışma yapıyordu. Kendini çok zeki sanan insanoğlunun alternatif konulara karşı tavrı belli. Sözde deli denilen bir insan çıkar, küre olur çanak olur bir şey bulur. Maliyet azalır, verimlilik artar. Sonuçta elektrikli araçlar yeni bir teknoloji değil. Daha bisiklet tekerlerinden otomobil yapılırken dahil, ilk elektrikli araç günümüz ingilteresin de üretilmişti. Sorun şuan kaynak olarak adlandırdığımız pil teknolojisin de. O da zaman için de kendini geliştirdikçe yeni bir bakış açısı ile hepimizi ileri taşıyacaktır. Nükleer kaynaklı pil çalışmaları var dünya da. Telefon bataryası boyutun da bir nükleer pilin gelecekte neye ne kadar güç sağlayacağını bu günden ön görmek mümkün değil. Bize bu evrene alternatif kaynaklar lazım, gelişmelere yeni şeylere şans vermek şart.
Şimdi güneş panelleri üzerine düşen bütün güneş ışığının değeri dünya üzerindeki coğrafi konuma ve hava durumuna göre değişse de ortalama olarak metrekareye 1000 Watt düşüyor. yani güneş panelleri %100 verimli bile olsa bir arabanın üzerine olsun olsun 2 metrekare güneş paneli ile olacak iş değil. Şu anda güneş panelleri üzerine ışık olarak düşen enerjinin %15-20'sini elektriğe çevirebiliyor.
Güneş enerjisi için çok geniş alan kullanılıyor. Yani araba gibi alanı küçük bir şey üzerindeki panel iş görmez, yetmez.
Ama müstakil evi olanlar için evin çatısını 50 metrekare alanı panelle kaplasak, sonra gündüz bunu bataryalarda saklasak, akşam eve gelince arabayı bedava şarj etmek olabilir belki. Ee, o da bu ülkede insanların ne kadarı müstakil evde yaşıyor? Bunu yapabilecek olanlar yani buna ekonomik gücü yetecek olanların da ihtiyacı olmaz anca hobi olsun diye yaparlar şimdiki maliyetlerle.
Abiler maşallahınız var yav togg olmaz dan elektrikli araç olmaza geldik ya .
Bazen düşünüyorum dünyayı motosiklet net yönetse idi ne olurdu diye. Muhtemelen öz motosiklet net kurulup muhalefet olurdu herhalde ..
Alemsiniz valla bir yandan kızıyorum öbür taraftan da takip etmeyi seviyorum galiba.
İlk günden bu güne kadar " yerli ve milli " değil söyleminin altında yatan unsur. Araç üzerinde ki parçaların bir çoğunun Türkiye de üretilmiyor olmasından kaynaklı. Bu bakış açısı ile bilinç değil siyasi algı esaslı. Bu aracın iki tane önemli parçası var. İlk parça araç üzerinde kullanılan yazılım. İkinci parça ise araç üzerinde ki pil ve motor ünitesi. Yazılım tamamen Türk mühendisler tarafından yapılmakta ve bize ait. Pil ve motor ünitesi de bu gün " yerli ve milli " gibi durmasa da zaman için de yerli ve milli olması için yatırımlar yapılmakta. Pil zaten Türkiye de üretilmiyordu, araba ile zerre alakası yok. Hatta Dünya da dahi üreten ülke bir elin parmağını geçmez. Motor ise haklarına sahip olduğumuz sürece nerede üretildiğinden ziyade bize ait olan bir parça. Ticaret yapanlar çok iyi bilir ki, bazı şeyleri Türkiye yerine X bir ülke de ürettirmek hem maliyet düşürtmek de hemde risk azaltmaktadır. X bir ürünün adet başına Türkiye maliyeti 47 dolar olurken Çin den alım veya üretim yapıldığı zaman ulaşım ücreti dahil 27 dolara gelmesi mümkün, geliyor. Pil ise üniversal bir parça, bu parçanın temel olarak haklarını satın almak mümkün değil. Tasarımın haklarını alabilirsin. Yazılımın haklarını alabilirsin. Motorun veya iç aksam da bulunan bazı parçaların haklarını alabilirsin ama bazı şeylerin de haklarını almak mümkün değil. Marka bize ait. Tasarım kim yaptı çizdi fark etmez, Türk çizecek diye bir kavram da yok. Bize ait. Zaten temelinde lazım olan da şuan için bu. Gün gelir pili de yapar bu ülke gün gelir, motoru da üretir. Koca firmalar, bir çok parçayı motor dahil ortak kullanırken, Türkiye de aman efendim şunu biz alıyoruz demek, yersiz. Hükümeti seversin sevmezsin bu kişisel bir düşünce. Hükümetler gelir, hükümetler gider. Devlet sevgisi baki. Türkiye bizimdir. Togg da bizimdir. İyi olursa ne mutlu bize, kötü olursa hayatımız da ne değişecek?
---------- Mesajlar birleştirildi - 20:49 ---------- bir önceki mesaj zamanı 20:44 ----------
Ek olarak; Keşke Togg projesi için şuan duyduğumuz isimler değil de başka insanlar işin içinde olsaydı. Söz konusu isimlerin durumları ortada. Ama yapmak mı? Yapmamak mı? Yapmak iyidir. Bu Togg projesinden iki insan ekmek yese, bu ülkeye artıdır. Fazlası daima artı.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
