Bir kaç sene önce burada organik ürünler satan bir yerin suşi reyonunda sarı bir kağıt gördüm. Suşi falan da yok. Denetimde suşi bozuk çıkmış. İki hafta satışı yasaklanmış. Suşinin satıldığı yere de durumu anlatan kocaman sarı bir kağıt asılmış. Kağıdın sonunda da "bu kağıdın kaldırılması, ya da yerinin değiştirilmesi kanunlara aykırıdır" yazıyor. Ben dahil iki hafta boyunca oradan alışveriş yapan herkes, yani o marketin tüm müşterileri o yazıyı gördü okudu
Ve Amerika'da tüm restoranlarda, ne kadar lüks veya paçoz olursa olsun, en son habersiz denetimden aldığı not görülecek bir yere asılmak zorunda. Yani restorana girer girmez durumu nedir diye duvara bakıp anlayabiliyorsunuz.
Olayın adalet yönüne gelecek olursak, mafyavari oluşumlar için eminönüne gitmeye ne hacet?
Şahsen beğendiğim bir karar. Mevcut hali ile tarihi bir yanı olduğundan da şüpheliyim.
Kabul ediyorum itirazı olan ?
😃😃
---------- Mesajlar birleştirildi - 18:22 ---------- bir önceki mesaj zamanı 18:15 ----------
Valla usta sen amerikadasin turkiye yi kıyaslıyon biliyosun bizim ülke hep geride malesefde öle kalıcak.
Olayin adalet yönüne gelecek olursak ,mafyavari olusumlar icin eminönune gitmeye ne hacet demişsin valla usta sen her konuda bi imalarda bulunuyon anliyom seni ama konu basligi eminönü balikcisi olunca gercek öle.
Belediye çok isabetli karar vermiş...
Koparılan kıyamet, hepi hepisi 3 tekne için. YAZIYLA ÜÇ TEKNE.
Balığın tadı berbat. Üstelik galata köprüsünün Karaköy tarafında iskele önündeki restaurantlarda AYNI FİYATA oturarak medeni bir şekilde balık ekmeğinizi yiyebiliyorsunuz.
Bu 3 tekne eski İBB yönetimiyle 2007 de 10 yıllık anlaşma yapmış. Sözleşme 2017 de sona ermiş. Kimse umursamadığı için kira sözleşmesi otomatikman birer yıl uzamış.
Konu bundan ibaret.
Olayın tarihi ve nostaljisine gelirsek...
Zaman zaman validemin rahmetli babamla balık ekmek yedikleri günler gelir aklına.
Böyle günler gideriz Karaköy iskelesine. Adam gibi oturur restaurantta (köprü altı değil, iskele önü) balık ekmeğimizi yeriz.
Bu nedenle olayın nostalji boyutuna girmenin hiç manası yok...
Bu arada Heybeliada'da balık ekmeğin 12 tl olduğunu da belirtmek isterim. Ada! Eminönü'nde kaç para oldu en son bilen yazıversin...
millet sevgisi demek, iyi insanlar gerçekten azınlıkta. türkiye halkınının çoğu gerçekten gram karaktere dahi sahip değiller. geçen gün iş yerinde tepem attı, sayıca kalabalık olmalarına rağmen adamlara baya bir bağırdım, kavga çıkartıp dövmeye kalksalardı o sinirle onları eminim kurşuna dizerdim.
lanet pislik bir toplum olmaya başladık gerçekten.
işte tek ümidimiz bu başımızdaki asaletten yoksun yönetici kitlenin gidipte yerine temiz iyi bir yönetim kitlesinin gelmesi ve ülke yönetiminde güzel değişiklikler yapıp daha kaliteli bir yaşam sürmek ümidimiz.
İmayı ben de sevmem, hemen netleştireyim:
Koskoca Türkiye'nin 3 tane restoran tekneyle baş edemeyecek adalet sistemi olmadigi icin tepeden inme kapatma yaptırımıyla bunlardan kurtulmak zorunda kalması acınılacak bir durum.
Bunu neden böyle olduğunu da anlamak zor değil. Adalet ya vardır, ya da yoktur. "Adalet bir kesimi görmesin, ama geri kalanlara da sağlam olsun" düşüncesiyle şekillendirilen adalet sistemi adil olamaz. Koskoca ülke, bir kac esnafla baş edecek adalet sisteminden yoksun olduğu için, yine mafyavarı bir şekilde baş etmek zorunda kalır onlarla.
Rezalet resmen.
Galata köprünün altı geneli içkili restoran.Balık ekmek yenecek bir kaç yerde ise balık ekmeği formula 1 de lastik değişimi süresinde yemen lazım.Acayip bir yoğunluk var.Sorun aslında fakirlikten.Balık ekmeğin daha uygun olduğu için talep çok.Aslında aynı paraya alternatif şeyler yiyebilirsin.E tabi Emin önünde tavuk döner yemekle balık ekmek yemek arasında da bir fark var.
Olayı çarpıtıyorsun. Teknelerin kaldırılması; orada olaylar çıktı, işletme kötü, bunlar mafya diye değil. Kıyı şeridi proje kapsamında komple değişeceği için revizyona uğrayacağı için yeni projede de bu balık ekmek tekneleri olmıyacak. yani bundansonra başkasına da kiralama olmıyacak.
Bir başkadır Balkanlar'da Türk olmak!
konu olan mekanı iyi bilirim, bilirdim.
gençlik zamanlarımızın bir kısmı oralarda geçti,
üsküdardan vapurla ya da motorla geçerdik, balık ekmek yer, tahtakaleye doğru sükun ederdik.
mercan yokuşunda takılır, cebimizdeki üç kuruş ile bir şeyler alır, semte dönünce satardık.
orada bedava balık ekmek yediğimi bilirim, 72 milletten insanı görürdük, beyazıta, sultanahmete , gülhane parkına, laleliye doğru turlardık.
ya o muallayı sandala atıp ruhumda hicranını söyletmeler ...
konu olan yer istanbul.
çorlulu ali paşa medresesinde nargile olduğunu bilmeyenler de vardır.
sonra;
Sonra âlem değişiverdi
Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak.
Sonra âlem değişiverdi
Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak.
Mevsimler ne çabuk geçiverdi
Unutmak, unutmak, unutmak.
Anladım bu şehir başkadır
sonra demirin tuncunu insanın picini gördük.
mekanımız kadıköy olsa da bir ayağımız orada idi.
en son galatada oğlana bir şeyler yedirdiğimde getirdikleri balığı köpek yemezdi. ondan beridir gitmiyorum, arada yolum geçiyor, durmuyorum.
yine kamyonlar kavun taşır.
eminönü balıkçıları da sulukule gibi şehrin kültürünü oluşturan dokulardan bir tanesidir, korunması taraftarıyım, neo-liberal abdestli kapitalistlerin eline bırakılmadan.
can't be worried about that shit. life goes on man.
Şu an bu konu içerisinde 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 misafir)