5 altında
5-5,40
5,40-5,80
5,80-6,20
6,20 üzeri
Çok partili hayata erken geçtiler, dönüşüm yarım olunca verimsiz oldu, ülkenin yarısından fazlası eskide kaldı .Şimdi de patinaj çekip duruyor, yaşayarak o zamanların doğru yapılan şeylerinin neden doğru olduğunu görüyoruz. Ama bir sürü felaket yaşayarak. Eksikler olacak tabii ama o zamanın şartlarında aşırı performans gösterdikleri anlaşılıyor.hasmet adlı üyeden alıntı
Haşmet Bey bence çok enteresan ve toplumun görmek istemediği doğru bir yere değindiniz.. Bravo..
Önce kendini bileceksin..Bu millet kendi öz eleştirisini yapmıyor.. Karakter zaafiyeti yalnızca bu dönem için değildir... İstanbul sahilindeki yalıların çoğunun "Paşa" yalısı olması tesadüf değil sanırım..
Dünya çapında özellikle yolsuzluk ve rüşvet konusunda en azından ortalama bir yere gelene kadar bu millet rüştünü ispat etmemiştir..
---------- Mesajlar birleştirildi - 12:03 ---------- bir önceki mesaj zamanı 12:01 ----------
Buradaki vizyon Atatürk vizyonudur ve etrafındaki herhangi bir kişide bu vizyonun 1/10 una yakın birini görmek mümkün değil.. Atatürk extrem bir kişiliktir. Etrafında herhangi birinin bu fabrikaları açabilecek bir vizyonu yoktu.. İsmet inönü de buna dahildir.. Asıl sorun en koyu kemalistlerin dahi Atatürk vizyonundan fersah fersah uzakta olup , boş muhabbet içinde olması..
konunun kendisi ile ilgisiz olan bu sorulara teolojik bir yaklaşımla, farklı bir bakış açısı sunmak istiyorum.
“Sen ve Rabbin birlikte gidip savaşın, biz burada oturup bekleyeceğiz.”(5/24). Bu söz gayretullaha dokunmuştu. Bu sözün üzerine Allah İsrâiloğullarını tam kırk yıl Tih sahrasına mahkûm etti (5/26). Öyle ki Hz. Mûsâ da dâhil o nesilden hiç kimse bu kutsal topraklara giremeyecekti. Böylece kölelik psikolojisinden kurtulamayan eski nesil tamamen ortadan kalkacak ve yerine özgürlüğün kıymetini bilen bir nesil gelmiş olacaktı. Kaynak: İsrailoğullarının Çöl Yolculuğu Kronolojisi - CENGİZ DUMAN
musa, yanına aldıklarının iliklerine kadar işlemiş olan köleliğin, kenan diyarını ele geçirmelerini engelleyeceğini bildiğinden, özgürlüğü bilen bireylerden oluşan bir topluluk kurması gerektiğini de biliyordu.
öykünün bu tarafı oldukça anlamlı ve önemlidir.
zira ülkemizin kuruluşundaki ağırlık insan kaynağı musanın tayfasına oldukça benzemektedir.
kulluk kavramı ile yetiştirilmiş toplumun bir anda dönüştürülebilmesi kolay değil, belki de imkansızdır.
günümüz toplumunda da bu kemikleşmiş yapıyı çok rahat gözlemleyebiliyoruz.
dolar konusunda bilgim fazla değil,
sadece, maraton koşucusu iseniz altın, döviz gibi yatırımların türk lirası karşısında daha fazla getirisi olduğunu kabul eden klasik düşünceye sahibim.
kısa dönemli oynaklıklar ile de zaman zaman, ihtiyacı karşılayacak getiriler elde edilebiliyor. bu oynaklıklar ise ekonominin sağlıksız olduğunun göstergesidir (diyorlar).
Beş yıllık enflasyon %70, beş yıllık dolar kuru artışı %158. 158-70 = %88 kazanç farkı, %88 / 5yıl = Yıllık %17,6 reel getiri.
Başka sözüm yok hakim bey.
Dövizde uzun orta vade duran kişi asla kaybetmez (yeni bir QE başlamadığı sürece), bununla birlikte çok daha fazla kazanabileceği yatırımlar da vardır - mesela akıllı mantıklı ve uzun vadeli borsa yatırımları... Ancak, döviz kısa vadede spekülatif kazanç bekleyen küçük oyuncunun her zaman elinde patlar.
Selamlar.
Hocam..Belki marjinal bulacaksınız ama "Demokrasi" denen şey insanlık tarihinin en büyük yalanıdır. Dünyayı yöneten g7 ülkelerinin hemen hepsi "imparatorluk" felsefesinden gelir. Bizim en büyük hatamız "seçilmiş" olanların bizi temsil ettiğini düşünmemiz.. Asıl seçilmiş olanlar büyük bir iktidar hırsı ile seçilmeye çalışıyorlar..
Açıyosun TV yi interneti hergün bin defa tekrarlanan demokrasi.. Bizim öncelikli olarak adalet sağlayıcı hukuk sistemine, üretim ekonomisine ve gelişen /yinelenen akıllı eğitim sistemine ihtiyacımız var..
Hayır, bulmuyorum. Demokrasi ile iyi eğitim yanyana gelirse büyük işler başarılır, eğitimsiz kitleler için en berbat yönetim şeklidir. Eğitimsiz kitleleri eğitmek için de Demokrasi dışı idareler gerekir. Neyse o, gerçekçi olmak gerekir.
Bakınız, o dediğiniz ülkelerin ortak özelliği bizden çok daha önceden halkını eğitmiş olmasıdır.
Burada bir temel kavram daha var "Üniversite eğitimi" diploma almak değildir, aynı aileden en az 3 kuşağın Üniversite tahsili yapmış olması gerekir , ki o bilinç oluşsun. Yani arada çok mesafe var daha. Şu anda benim ailem için düşünürsek, Anne-Babam Üniversiteli, çocuklar öyle, torunlarım Üniversite eğitimi almış sayılacak.
Zaten mesele bu.. Şimdi bizim zenginimiz de henüz 3. kuşağı göremedi.. Görgü ve kültür denen şey dediğiniz üzere en az 3 kuşak ister. Ancak burada belirleyici unsur üniversite değil bana göre.. Genel kültür ve görgü meselesidir.. Bizim üniversiteye katılım oranımız bazı AB ülkelerine göre yüksek ancak bir işe yaramıyor.. Sermayenin istihdam alanını geliştirebileceği ve aylık 1000 usd geliri hedefleyebilecek bir alan oluşturmak zorundayız.. Ekonomisi gelişmemiş üniv. mezunu çok ülke var zor durumdalar..
Çünkü yardımcı teknik eleman eğitimi yapmıyoruz, bu alan çok boş ve ihtiyaç büyük. Yaşadığım yerde bir VW özel servisi var, adamlar randevusuz araç kabul etmiyor ve her yıl 1 ay tatile çıkıyor, çünkü kimse ototamiri yapmayı bilmiyor ülkede. Lazım olan parçayı ben yurtdışından arayıp bulup getirtebiliyorum, usta kısmısının böyle bir şey olduğundan haberi bile yok örneğin.
Sen teknisyenliği , ustalığı küçümseyip asgari ücrete tabi tutarsan bu hallere düşersin Hocam.. Almanya da Audi R8 montajlayan teknisyen 40 yaş üstü ayda 7 bin Euro kazanıyorken sen burda fabrikada maaşına insan gibi zam isteyen adamı tehdit ediyorsun..
Artık günümüzde "Halkın iyiliği için halka rağmen" elitist anlayışından çözüm beklemenin beyhude olduğunu görmemiz gerekiyor...
İnsan insandır. Üç nesil eğitimli olmasına falan gerek yok bence. Sosyal değişim kaliteli bireyle mi olur, kaliteli birey sosyal değişimle mi? Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan?
İnsanlara eğitim dahil eşit fırsat dağıtabilmemiz, ve dinlememiz lazım. Yoksa insanları belli bir kalıba sokmaya çalışmakla vakit kaybetmeye devam ederiz.
Ailesi Malatya'nin ücra bir köyünde hayvancılık yapan, babası Türkçeyi zor konuşan bir Kürt arkadaş bugün Qualcomm için çip dizayn ediyor. Nerden nereye.
Ben devlet okulunda okudum. Ama lisedeyken olimpiyatlara katıldım. Kendisini oradan tanıyorum. Sonra üniversitede aynı bölüme düştük.
Kendisi Yamanlar lisesi mezunu. Zamanında Malatyadaki cemaat dersanesi teker teker köylere gidip seviye tespit sınavı yapıp başarılı öğrencilere burs vermiş. Taa Malatyadan çıkıp gelip İzmir'de ücretsiz okumuş çocuk. Malesef devletimizin halkına sunduğu eşit eğitim olanağı sayesinde ortaya çıkmamış bu cevher. Bugün terörist denenler çıkarmış.
Gene dediğim yere geliyoruz, Cumhuriyet her yere yetemedi (Bence özellikle engellendi, uzun hikaye, bu günlerin temeli atıldı), yettiklerini eğitti, kalanların da az kısmısı bir şekilde kendini kurtardı , çoğu kurtaramadı. Örneğin devlet yurt yapmadı, neden ? Çocuklar tarikatlara muhtaç olsun, önce onların tuzağına düşsün. Seçimle iktidara geldiler, ne için ? Sistemi bozup kendilerine tebaa yaratmak ve mal-mülk sahibi olup o koltuklardan kalkmamak için. Şimdiki muhalefetin suçu yok mu ? Vardır belki, ama 1940'larda başlayan karşı devrim için neden onları suçlamak gerekiyor ? Bence fazla naiflik. Herşey gayet planlı idi ve bu günlere gelebilmek amacıyla yapılmıştı, tamam epey başarıya ulaştılar ama biz hala pes etmedik.
---------- Mesajlar birleştirildi - 15:19 ---------- bir önceki mesaj zamanı 15:14 ----------
O cemaat dershanesine (destekçilerine) sorar mısınız bir zahmet, neden başarısız öğrencileri ya da hepsini seçmemiş de gidip garanti çocukları seçmiş ? Memleket yararınaysa neden diğer çocuklara da faydam olsun dememiş ? Acaba kendine minnet duyan insanlarla bir yerlere gelineceğini o zamanlar hesaplamamış mı ? Neden çocuklarını belli mesleklere yönlendirmiş ? Bu mudur ? Salak mıyız ?
Bilmiyorum ki? De amaç teröristlikse aşırı verimsiz çalıştıkları kesin. Git köy köy dolaş, ücretsiz dershanede okut, ücretsiz özel okulda okut, çocuk milli takımda ülkesine madalya kazandırsın, sonra gidip mühendis olsun ve teröre uzaktan yakından bulaşmasın... Onca yatırım. Sıfır terör. Çok gerizekalı bir terör örgütü olmalı. Bu kadar sene nasıl ayakta kalmış hayret? Adama sorarlar "o kadar para verdik hani terör" diye...
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
