Bizim, sizin diye bir şey yok. Hepimiz aynı faunada yaşıyoruz. Aynı suyu içiyoruz. Aynı havayı soluyoruz.
Dolayısıyla destek olmuyorsanız bari köstek olmayın.
Bizim, sizin diye bir şey yok. Hepimiz aynı faunada yaşıyoruz. Aynı suyu içiyoruz. Aynı havayı soluyoruz.
Dolayısıyla destek olmuyorsanız bari köstek olmayın.
firma karşılığında 5 milyon dolar ödediğini ve ayrıca türklerin iyi hafriyat yaptıklarını da belirtiyor.
eylemi, sebebini, katılanları çok merak ediyorsanız, gidin, katılanlara sorun.
mesele sadece de kirazlı mevzusu değil, şurada bir takım iddialar var.
ciddi iddialar.
belli ki birileri iyi yemlenmiş ki sesleri çıkmıyor.
demek ki mesele yemlenmek ya da yemlenmemek.
sizleri ne kadar yemlediler?
ülkenizin doğal kaynaklarının bu kadar rahat sömürülmesi için ne kadar yemlenmek gerekiyor?
tebrik ederim, kapitalizm ve neo-liberalimiz içselleştirmişsiniz.
bu şekilde devam ediniz.
Yanlış düşünüyorsunuz hökümetimiz her türlü tedbiri almış durumda.Önce hasta garantili hastane yaptırıyor sonra siyanürle altın arasın diye maden şirketine izin veriyor.Hasta olursanız 5 yıldızlı otel konforunda bakılırsınız.
Ohooo, iş "senin ağacın-benim ağacım" noktasına geldiyse biz bu dükkanı kapatıp gidelim arkadaş, bu nedir ya?
Haksız ve hukuksuz yere ağaç kesilmiş mi? Evet. Ortada kanıtlar var mı? Evet.
Devletin izin verdiği sayının çook daha fazlası ağaç kesilmek suretiyle ormanlara zarar verilmiş mi? Evet.
Bu duruma tepki göstermek yerine daha neyin muhalifliği bu anlamıyorum ki?
Ortada bir doğa katliamı var, buna tepki göstermek yerine "yahu daha önce niye tepki göstermediniz?" diye sorgulamak çok ilginç bir zihin yapısı hakkikaten.
Velev ki sizin dediğiniz olsun, bazı kişiler istedikleri rantı yiyemedikleri için bu olayı basına sızdırdılar diyelim. Ortada katledilmiş bir orman ve doğa var, buna sessiz mi kalalım yani? "Kesilirse kesilsin, rant yiyemeyenler savunsun, beni bağlamıyor ormanlar" mı diyelim???
Olay basına sızdıktan sonra öğrenen bir kişiyim. Çanakkalede ne olmuş, artvinin hangi yaylaları hangi holdinglere peşkeş çekilmiş ancak alternatif haber sitelerine yansıyınca öğrenebilen bir kişiyim. Ne yapalım şimdi, göz göre göre katledilmiş doğa için iki kelam laf etmeyip sus pus oturalım mı?
"Olan olmuş, görmezden gelelim" mi diyelim?
Ve en önemlisi, en çok merak ettiğim soru: Her konuda bu kadar ayrışmak zorunda mıyız?
Vallahi pes....
Kesiliyorken bağırmış mı hiç biri?
Bence şöyle oldu. Bakanlık, şirket sahaya girmeden arazide 11 bin küsür ağacı tespit etti ve şirkete kesebileceği arazinin sınırlarını söyledi. Şirket gelmeden önce vatan haini muhalifler araziye çaktırmadan 350bin ağaç dikti. Şirket de saymadan kesti, sonuçta sınırları bakanlık belirlemiş zaten. Sonra muhalifler ortalığı ayağa kaldırdı.
Oysa işin özü, bakanlık orada 11bin ağaç var diye biliyor. Sonradan dikilenleri bilmiyor.
Şirket de kestiği arazinin sınırlarını biliyor, içinde 11bin ağaç var diye biliyor, bodoslama kesiyor. İkisi de masum.
Bütün suç oraya 350bin ağaç dikip komplo kuran vatan hainlerinde.
Kesilen ağaçlar direnmemiş iseler bence onlarında gönlü var diye değerlendirilebilir.
Bu 11 milyon fidan muhabbeti ne?
Kasım ayında ne fidanı dikiyor bunlar?
Sabahtan beri bir tantana bir tantana sosyal medyada.
Bu havada o fidanlar tutar mı?
Yoksa fidan falan diktikleri yok milleti mi söğüşlüyorlar?
Kaz dağları karşı hamlesi gibi geliyor bana... Fidan dikme için elverişli mevsim olan Mart-Nisan ayları geç kalınmış olacaktı muhtemelen... Milletin parası kuruyacak fidanlarla çar çur edilse bile belli bir miktar puan artışı olarak geri döneceğinin hesabı yapılmıştır muhtemelen...
sinirlerim bozuluyor bu haberi her gördüğümde, cidden bu işte parmağı olanların belalarını bulmalarını canı gönünden diliyorum.
Yazdım sildim. Yazdım sildim.
Deşmeyin yaramı...
Orman Mühendisleri odası başkanının bir açıklaması vardı, bu havada iç anadoluda zaten sonbaharın kurak geçtiği mevsimde onların en az 9 milyonu kuruyacak diyordu. Adam koskoca mühendis, görevini yapmış uyarmış ama yönetimdekilerin mühendislik, bilim vb. bunları düşündüğünü sanmıyorum.
Benim aklıma takına tarafı da bu ekonomik krizde bu kadar fidan dikme organizasyonunun hangi mütahitlere kaynak olacağı kısmı.
Ben öyle orman mühendisinin kulağını çekeyim. Yahu 10. ayın ismi ekim ayıdır. Bu isim kendisine ağaç fidanı ekimi yapılmaya başladığı için verilmiştir.
Ekim ayı ortalarından yaklaşık şubat ayı ortalarına kadar, bir başka anlatımla , ağaca- fidana su yürüyünceye kadar her türlü ağacı, fidanı dikebilirsin.
11 kasımda dikilen ağaçların kuruyacağını iddia eden orman mühendisinin diplomasına limon + sirke + tuz dökeyim. Hörmetlerimizi arz ederiz efendim.
oda başkanı değil, Türkiye Ormancılar Derneği Genel Başkanı Orman Mühendisi Hüseyin Çetin;
"Ağaçlandırma çalışmalarında esas olan fidan dikimi. '11. ayın 11’inde, saat 11’de, 11 milyon fidan', güzel bir söylem. Ama biz bunun gerçeklemesini mümkün görmüyoruz. Doğu Anadolu’da eksi 8-10 derece donda fidan dikebilir misiniz, dikemezsiniz. İç Anadolu’da sonbaharda damla yağmur düşmemiş. Kupkuru toprağa fidan dikemezsiniz. 33 yıllık memuriyet hayatımın 28 yılı ağaçlandırmada geçti. Çoğu İç Anadolu bölgesinde olmak üzere, 16-17 bin hektar orman çalışmasında bulundum. İç Anadolu’da sonbahar kurak gittiği zaman fidan dikimi yapılamaz. Ancak yağış olursa, toprakta bir rutubet olursa ağaçlandırma çalışması yapılabilir."
ali abiye katılıyorum, kesinlikle diplomasını hak etmiyor.
bir diploması var mı oda belli değil.
bence diplomasını çıkarsın, göstersin.
ne zaman hangi üniversiteden almış.
bugüne kadar diktiği ağaçlar bulunsun, sorguya çekilsin.
can't be worried about that shit. life goes on man.
Ağaç dikimleri sonbaharda başlar. Toprak sulu veya nemlidir. Neredeyse yaz başına kadar sulanmak istemez. Yaklaşık 6 ay doğal olarak sulanmış olur. Şimdi sen onu yaz başı eksen en az gün aşırı sulanmak ister. Kim sulayacak dağda bayırda o kadar fidanı?
Çam fidanları zaten karda dikilir. Tek problem toprak donmuşsa çukur açmak zor olur o kadar.
Orman mühendisinin Kulağına üfleriz.
Doktoru döveriz.
Hakemin cinsel tercihini sorgular, teknik direktörün anasına küfrederiz.
Türk olmak bunu gerektirir.
Cehaleti kutsar, hayat okulu mezunu olmakla övünürüz!
Şimdi orman mühendislerinin açıklamasını okudum.
Adamlar diyor ki;
Bu fidanların büyük çoğunluğu zayii olacak.
Çünkü bu kadar fidanın sulanması imkansız.
Bu nedenle ülkemizde yağış almış nemli olan yerlerdeki fidanlar tutar
ama don olan ya da yazları kurak geçmiş, henüz yağış almamış yerlerde bu fidanlar sulanamayacağı için tutmaz.
Hadi siz hala ekim ayındasınız kasıma girmediniz kabul.
Ekim ayı ile dikim ayını karıştırdınız o da kabul.
Bari adamın ne dediğini bir dinleseydiniz yahu!
21 mart ormancılık günüymüş ve bir çoğunuz gibi ben de unutmuştum.
Bu ay fidan dikimi için en uygun zaman olduğundan kampanyanın Mart ayında yapılmasının daha uygun olduğu söylenmiş.
Neden bu ay dikip risk alıyoruz diye soruyor millet.
Milletin çarçur edilecek parası mı var?
2 ay sonra diksek ne kaybederdik?
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
bursalıali abinin savı oldukça doğru.
kendisine katılıyorum.
zira, memleket nepotizme teslim edildiği için makam sahipleri genelde liyakatsiz, eş, dost, akraba, ideolojik birliktelik, çıkar odaklı seçildiğinden dolayı, makamı değil kişileri sorguluyoruz. (zamanında birisi verdikçe veriyor demişti ya, işte o)
doğal olarak herhangi bir makam sahibi, o makam adına açıklama yaptığında ise sorgulanması kaçınılmaz oluyor.
350.000 ağaca kıyanı, o ağaçların gölgesinde sürüp giden yaşamı, böceği, sincabı, kurdu, kuşu, karıncayı ... yerinden yurdundan edeni, canını alanı değil de organize olup yaşam hakkını savunmaya çalışanı da sorgulayabilirsin.
olabilir.
yani kimin ne dediğine bakmazsın, en iyisini bilen yapmışsa, bir bildiği vardır.
bilişsel çelişkini katlanılabilir hale getirmek için kırk şekle girersin.
kafana takmazsın.
ne'se.
a.k. saruman'ın goblinleri gibi dalıp isengard ormanlarına, binleri boyunca düşürene ne denir ki?
...
Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü isteğim topraktan aldım
Benim sâdık yârim kara topraktır
...
---------- Mesajlar birleştirildi - 16:57 ---------- bir önceki mesaj zamanı 15:18 ----------
son dakika,
CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan’ın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2020 yılı bütçesinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşmada, Kirazlı Altın Madeni ile ilgili olarak “Çevreyi korumakla görevli Bakanlığınız, Çanakkale’de on binlerce ağacın kesilmesine seyirci kalmıştır” şeklindeki sözlerine Bakan Murat Kurum’dan, Alamos Gold firmasına ruhsat verilmeyeceği yanıtı geldi. Bakan Kurum, “Biz de doğamızı, çevremizi herkes gibi korumak istiyoruz. Bize bırakılmış emanetleri çocuklarımıza en iyi şekilde koruyarak aktarmak istiyoruz ki bu çerçevede zaten bu süreci de durdurduk” dedi.
yüzbinlerce kesilen ağaç ne oldu?
can't be worried about that shit. life goes on man.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)