kazdağları madenleri ve yok edilen doğa ...
Reklamlar
-
Çanakkale'nin Kirazlı köyünde Kanadalı Alamos Gold şirketi tarafından yürütülen altın madeni projesinde, ÇED raporunda 45 bin denmesine rağmen 195 bin ağaç kesildiği ortaya çıkmıştı. Konuyla ilgili başta TEMA Vakfı olmak üzere birçok STK harekete geçerken, CHP'li 26 milletvekilinin imzasını taşıyan araştırma önergesi AKP ve MHP'nin oyları ile reddedilmişti.
nedense aklıma direkt paralı yapılan poşetler geldi, çevrecilik vurgusu ile savunulan marketlerdeki plastik poşetlerin paralı hale getirilmesi, ülkenin plastik atık ithalatında dünya sıralamasına girdiği haberleri ile inandırıcılığını yitirmişti.
son zamanların popüler uygulaması ise her yere maden ruhsatı vermek oldu, kendi coğrafyasına bu kadar düşman bir yönetim dünya üzerinde zor bulunur.
fotoğraflar konuyu özetliyor, yakınımda sayılırlar.
kimin, ne çıkarı olduğunu da tam bilmemekle beraber, kestirebiliyoruz.
ayıyı görmedik ama izini gördük.
üzüntü verici konu , coğrafyanın insanlarının, göt, göbek, meme yahut rapçilerin dissleri arasında gidip gelirken, bu tarz önemsiz(?) konuları kafasına takmaması.
teknede manken düdüklemenin dayanılmaz hafifliği, elin füzesi ile millete atarlanmak gibi önemli konular da yönetim kademesini epey meşgul ediyor.
sadece altın madenleri değil, kalitesiz kömürler için de hazine arazilerine ruhsat veriliyor.
coğrafyayı bilenler bilir, bilmeyene de nasıl anlatılabilir?
"bana cennetin resmini yapabilir misin abidin?"
"aklın uçkurunda değil ise kazdağlarına git, yapılmışı var"
neden böylesiniz?
doğa ile alıp veremediğiniz nedir?
can't be worried about that shit. life goes on man.
Reklamlar
-
tarım bakanı da 195 değil 13 bin diyormuş cok severim kendilerini
-
Munzur dağının da tamamı maden sahası ilan edilmiş.
Nerede doğal yeşil alan var hemen talan etme derdinde birileri.
Şimdi madenlerin çıkarılmasına karşı mısın falan diyecek olanlar çıkacak. Yeşil kalmış doğal alanlar havayı temizleme vb. açısından bana faydası var. Ama maden çıkarılıp doğa yokedildiğinde o madenleri çıkaran firma dışında kimseye bir faydası yok, a doğal yerleri yaşam alanı olan canlıların yokolması, iklimin değişmesi, su kaynaklarının zehirlenmesi vb. gibi bir sürü de zararı var.
Bırakalım madenler toprak altında kalsın, bu haliyle meden çıkarmak aslında zarar ama o doğal alanların yokolduğundaki maliyet görülmediği için maden çıkaran şirketler kar etmiş gibi görünüyor. Ortada kar falan yok alsında, geleceğimizden çalınmış doğal alanların yokolması var.
-
Hayatın gerçeği yaşamak için maden lazım onlarda toprağın altında. Herkes atarlanır ama kimse klimayı kapatmaz, bir üst kata asansörle çıkar. Şekli biraz yamuk diye elmayı almaz onlar çöpe gider onlar için harcanan enerjiyi kimse düşünmez falan filan.
Önemli olan gerekeni en az zarar vererek çıkarmak sonra yapılan hasarı telafi etmek ağaçları yerine dikmek gibi.
-
suyumuz, havamız, bitince altın bilezikleri götümüze sokarız artık..
-
yaşlıveacemi adlı üyeden alıntı
Hayatın gerçeği yaşamak için maden lazım onlarda toprağın altında. Herkes atarlanır ama kimse klimayı kapatmaz, bir üst kata asansörle çıkar. Şekli biraz yamuk diye elmayı almaz onlar çöpe gider onlar için harcanan enerjiyi kimse düşünmez falan filan.
Önemli olan gerekeni en az zarar vererek çıkarmak sonra yapılan hasarı telafi etmek ağaçları yerine dikmek gibi.
Bende diyordum neden benim musluktan altın akmıyor.Sebebi buymuş demekki.Acaba klimalar da soğuk altın mı üflüyor?
-
hokahey adlı üyeden alıntı
suyumuz, havamız, bitince altın bilezikleri götümüze sokarız artık..
+100000000
-
Boş vaktiniz olduğunda bir ara google earth den Bursa civarı dağlarına bir bakın.
Tüm ormanlık alanlar delik deşik edilmiş durumda. Her yer mermer ocağı.
Kesilen ağaçların yerine yenilerini biz mi dikeceğiz? devlet mi? yoksa ağaçları kesen maden ocağı sahipleri mi?
Kaç adet ağaç kestiyse, en az 2-3 katını diktirmesi lazım devletin bu maden sahiplerine.
-
Apices adlı üyeden alıntı
Boş vaktiniz olduğunda bir ara google earth den Bursa civarı dağlarına bir bakın.
Tüm ormanlık alanlar delik deşik edilmiş durumda. Her yer mermer ocağı.
Kesilen ağaçların yerine yenilerini biz mi dikeceğiz? devlet mi? yoksa ağaçları kesen maden ocağı sahipleri mi?
Kaç adet ağaç kestiyse, en az 2-3 katını diktirmesi lazım devletin bu maden sahiplerine.
Kesilen ağaçların yerine yeni ağaç dikmek de çözüm değil. Sonradan dikilen ağaçlarla orası eski doğal haline dönmüyor malesef. Doğal halde teyişen ormanlar sadece ağaç değil, o sistemde yaşayan biri sürü bitki hayvan barındırması açısından da çok değerliler.
Doğayı bir kaynak olarak görme zihniyetinden kurtulmak lazım. Yaşamak için doğa toprağın altından çıkarılan madenlerden daha çok lazım bize. Toprağın altından çıkarılan madenlerin karı sana bana yaramıyor, çıkaranlara yarıyor, ama zararını hepimiz çekiyoruz.
-
29 Temmuz 2019, 17:37
#10
İnsan eli degdigi heryeri bozuyor
-
29 Temmuz 2019, 18:03
#11
Isparta'nın kıraç dağlarında, bildiğin maki bitki örtüsünde, ve elbette köylerin kentlerin etkilenmeyeceği uzaklıklarda mermer ocaklarına karşı değilim.
Elma gibi yuvarlak düşünürseniz Isparta'yı, tam ortadaki Eğirdir gölünün yanları ve üstü bu şekildedir mesela...
Dağı taşı kesip paraya çevirmek kadar güzel bir şey yok... (dediğim gibi ama, köylerin etkilenmeyeceği uzaklıklarda)...
Sütçüler ilçesi ise Eğirdir gölünün güneyinde ve muhteşem doğaya sahip ... buralardaki mermer ocağı ruhsatları kaygı uyandırıcı ... Buralarda çünkü bitki örtüsü maki değil... şelaleler, çaylar, dereler, ormanlar, ağaçlar...
Kaz dağlarına gelirsek, bakmaya kıyamadığın dersin ya, ta öyle, fotoğraflarda bile ...
Hesabı zor verilir böylesi talanın...
Bir de siyanürle zehirlenecek toprak ...
Altını çıkaran elin kanadalı şirketinin umrunda değil tabii ki doğal zenginliğimizin kaybedilmesi ...
Mesele, bizimkilerin de umrunda olmaması...
İşgal edip de izinsiz çıkarıyorlar değiller ya ...
Yani, gelseler, tek bir ağacımızı keseni oraya gömeriz. Yani, atalarımız gömdü. Biz de gömeriz. Evelallah...
Ama, böyle izinli mizinli gelince, kendi yetkililerin izin verince, şaşıp kalakalıyorsun ...
Nasıl olur diye?
-
29 Temmuz 2019, 18:22
#12
sen dokunmaya kıyamazsın ama elin oğlu gelir yatırıp çatır çatır çatır... şaşılacak durum değil yabancıyı ülkene sokarsan olacağı bu hükümetinde umrunda değil anlaşılan
-
29 Temmuz 2019, 20:38
#13
uzay gemisi adlı üyeden alıntı
sen dokunmaya kıyamazsın ama elin oğlu gelir yatırıp çatır çatır çatır... şaşılacak durum değil yabancıyı ülkene sokarsan olacağı bu hükümetinde umrunda değil anlaşılan
Sanki ulkemizin icine etmek icin yabancının yardimina ihtiyacimiz varmis gibi
-
29 Temmuz 2019, 22:38
#14
Yeşili, maviyi, doğayı pek düşünen yok maalesef. İşin ucunda rant varsa gözleri hiçbir şeyi görmüyor.
Sürekli ege kıyılarında doğa harikası cennet gibi koyları zenginlere peşkeş çekip beton yığını oteller dikilirken toplumca ses çıkarmadık. Güzelim ormanlarımızı yakıldı, yanan yerleri imara açtıklarında yine ses çıkarmadık. Maden olacak diye bakmaya kıyamadığımız ormanlar talan edilirken de halkımız pek umursayacak gibi durmuyor.
Hani bir söz vardı; "böyle böyle başa böyle tarak !!!" diye. Hah tam olarak bizim için söylenmiş. Hak ediyoruz abicim, hak ediyoruz. Betonlar içinde yaşamayı,bir dal yeşile hasret kalmayı hak ediyoruz...
-
29 Temmuz 2019, 23:23
#15
yardim alan emir alir bu kadar basit
para bitti artik ne yapacaklarini sasirdilar
-
30 Temmuz 2019, 09:26
#16
espresso adlı üyeden alıntı
Kesilen ağaçların yerine yeni ağaç dikmek de çözüm değil. Sonradan dikilen ağaçlarla orası eski doğal haline dönmüyor malesef. Doğal halde teyişen ormanlar sadece ağaç değil, o sistemde yaşayan biri sürü bitki hayvan barındırması açısından da çok değerliler.
Doğayı bir kaynak olarak görme zihniyetinden kurtulmak lazım. Yaşamak için doğa toprağın altından çıkarılan madenlerden daha çok lazım bize. Toprağın altından çıkarılan madenlerin karı sana bana yaramıyor, çıkaranlara yarıyor, ama zararını hepimiz çekiyoruz.
Bende farklı düşünmüyorum. Hiç olmamasından, yerine ağaç dikilmesi bir nebze daha iyidir diyorum.
Başınızı dik tutmak, okumak için eğmenize bağlıdır...
-
30 Temmuz 2019, 09:35
#17
araplar gibi yeraltı kaynaklarına sardık.
üretim olmayınca işin kolay yanı olan yer altı kaynakları. çıkar ve sat. tabii bu arada doğanın da anasını belliyoruz.
havamıza, suyumuza, ekmeğimize aşımıza kan doğruyoruz.
-
30 Temmuz 2019, 09:36
#18
GezeGeze adlı üyeden alıntı
Isparta'nın kıraç dağlarında, bildiğin maki bitki örtüsünde, ve elbette köylerin kentlerin etkilenmeyeceği uzaklıklarda mermer ocaklarına karşı değilim.
Elma gibi yuvarlak düşünürseniz Isparta'yı, tam ortadaki Eğirdir gölünün yanları ve üstü bu şekildedir mesela...
Dağı taşı kesip paraya çevirmek kadar güzel bir şey yok... (dediğim gibi ama, köylerin etkilenmeyeceği uzaklıklarda)...
Sütçüler ilçesi ise Eğirdir gölünün güneyinde ve muhteşem doğaya sahip ... buralardaki mermer ocağı ruhsatları kaygı uyandırıcı ... Buralarda çünkü bitki örtüsü maki değil... şelaleler, çaylar, dereler, ormanlar, ağaçlar...
Kaz dağlarına gelirsek, bakmaya kıyamadığın dersin ya, ta öyle, fotoğraflarda bile ...
Hesabı zor verilir böylesi talanın...
Bir de siyanürle zehirlenecek toprak ...
Altını çıkaran elin kanadalı şirketinin umrunda değil tabii ki doğal zenginliğimizin kaybedilmesi ...
Mesele, bizimkilerin de umrunda olmaması...
İşgal edip de izinsiz çıkarıyorlar değiller ya ...
Yani, gelseler, tek bir ağacımızı keseni oraya gömeriz. Yani, atalarımız gömdü. Biz de gömeriz. Evelallah...
Ama, böyle izinli mizinli gelince, kendi yetkililerin izin verince, şaşıp kalakalıyorsun ...
Nasıl olur diye?
Daha geçen hafta Yazılı Kanyonda'ydım. Giderken Elsazı'dan dönüşte Sütçüler Yolu'ndan döndüm. İçim cız etti, o her tepede bir taş ocağı görünce. Aynı şeyleri kayınıma da söyledim, illaki taş çıkaracaksanız ne bileyim gidin Konya Ovasında kıraç arazilerde arayın. İnsan böyle bir coğrafyaya nasıl kıyar, kıyanlara nasıl göz yumar bilemiyorum. Tabi oradaki bizim saf köylümüz de seviniyor, devlet bize köprü yaptı (Elsazı-Melikler arası)diye, bilmiyorlarki o köprü mermer kamyonları için yapıldı. Geçen yıl sıfır asfalt varken, bu yıl kamyonlar nedeni ile yol bile kalmamış.
-
30 Temmuz 2019, 11:28
#19
hokahey adlı üyeden alıntı
suyumuz, havamız, bitince altın bilezikleri götümüze sokarız artık..
Bunu burada değil gittiğin düğünlerde söyle daha yararlı olur.
---------- Mesajlar birleştirildi - 11:28 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:26 ----------
RoofRoof adlı üyeden alıntı
Bende diyordum neden benim musluktan altın akmıyor.Sebebi buymuş demekki.Acaba klimalar da soğuk altın mı üflüyor?
Doktorcuğum narkoz cihazına dikkat edelim yetkilisinden başkası kurcalamasın.
-
30 Temmuz 2019, 11:53
#20
madenlerin olduğu yerlerin zenginliği altında değil üzerinde,
verimi yüksek tarım alanları ya da ormanların oldukları bölgeler.
medeni bir memlekette bırak maden sahası açmayı çivi çaktırmazlar.
etiyopya denilen ülke seferberlik ilan etmiş, ,iklim değişikliğinden az etkilenmek için binlerce fidan dikmeye çalışıyorlar.
medeni devletler de aynı şekilde iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için görüşüyorlar.
siyanür ile altın ayrıştırmanın bedeli sadece ağaç kesimi değil, yaban hayatın yaşam alanının yok edilmesi, atıkların depolanmasında yaşanacak problemlerin kaynak sularını kirletmesi ...
çıkarılacak altının ülke ekonomisine katkısı da oldukça şaibeli,
zira yaşadığımız zarrap örneği var.
yazık.
can't be worried about that shit. life goes on man.
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)