haşmet,
elemanın suçu konusunda şu habere göz atmanı rica ederim.
yazarın suçu;
müstehcenlik, pedofiliyi özendirme, faşizan bir biçimde kullanılması şiar edinilmiş "halkın bir kısmının örf ve adetlerine ..." diye başlayan bir suç unsuru.
yazının, bu konularda fikir suçu kapsamında değerlendirilmesi doğru olmaz.
pedofili, etik olarak suçtur, pedofiliyi övmek, sistemleştirmek, cezasız bırakmak, edilgen kalmak ... suçtur.
yazarın masumiyeti savunacak bir konu olduğunu sanmıyorum.
diğer konu ise;
pedofili ve cinsel sapkınlık olarak niteleyebileceğimiz davranışların din merkezli çevrelerde yüksek olmasıdır.
Katolik kilisesi son dönemlerde rahiplerin kendi aralarındaki sapık ilişkiler, rahibeleri seks kölesi olarak kullanmak, pedofili vakalarından dolayı oldukça sıkışmış vaziyette, hatta geçen senelerde papa, latin Amerika ziyareti yaparken iki tane kilise yakıldı, zira pedofili olayının gizlenmesinden ve üstüne gidilmemesinden dolayı halk ayaklandı.
amerikada ve dünyanın diğer yerlerinde seks üzerine kurulu cemaatler sıkça gündeme geliyor. yakın zamanda da bir tanesi var idi ama şimdi hatırlayamıyorum.
islam coğrafyalarında da aklın sınırlarını zorlayan uygulamalar var. ülkemizde de basına yansıyan ya da yansımayan onlarca olayın göbeğinde dinsel kuruluşlar ve dini hayatı öne çıkanlar yer alıyor. ensar vakfı tecavüzleri bunun en belirgin örneğidir, n.ç. davasını da unutmadık.
dini hassasiyeti yüksek olan ya da kendisini dindar olarak niteleyenlerin bu tarz durumlardaki tepkileri ise yüzeysel, samimiyetsiz oluyor, nedenini de kültürlerine bağlıyorum.
burada herkesi aynı kefeye koymak ne kadar mantıksız ise bu tarz sapıkça davranışların baskı kültürünün egemen olduğu iklimlerde daha aşırı olmasının inkarı da o kadar mantıksızdır.
cinselliği tabu olarak görmesine rağmen her türlü sapıklığı gayet rahat uygulayan bir coğrafyada yaşıyoruz. insanların cinsel cehaleti, baskı bu durumun ilk sebeplerindendir.
zamanında kendi kızı ile ilgili duyduğu şehvet konusunda diyanete danışan kişiye, diyanet "sapık" diyeceğine, epey açıklama yapmıştı.
daha yazılacak çok şey var ama gerek görmüyorum.
can't be worried about that shit. life goes on man.
"halkın bir kısmının örf ve adetlerine ..." diye kategorize edilen suclama, Fazil Say'i sosyal medya hesabindan Omer Hayyam siiri paylasti diye suclu bulan mantikla ayni...
Ortalikta dogru duzgun bir hukuk devletinde suc olarak tanimlanabilecek tek bir sey yok. Pedofili sucu yok. Kitap kurgu (fiction) oldugu icin pedofiliyi övmesi mumkun degil. Olmayan sucun sistemleştirilmesi de, cezasiz birakilmasi da, edilgen kalinmasi da mumkun degil.
Cinayet kitabi yazarina cinayet sucu yuklemek kadar trajikomik bir konu tartisiyoruz su an.
Diğer konuya gelince, pedofili sucu isleyen bir insan icin sadece isminden yola cikarak "kesin dindardir bu" yaklasimi artniyettir, masum insanlari zan altinda birakmadir, kesinlikle savunulmamasi gerekir.
pedofili içeren yayın ile ilgili kanun içerisinde direkt atıfta bulunan bir kanun maddesi olup olmadığı konusunda net bilgim yok.
boş vakitte bakacağım,
polisiye yayınlar ile aynı kategoride değerlendirilebileceğini düşünmüyorum,
çok farklı kavramlar.
en basit olarak müstehcenlik konusunda değerlendirilebileceğini düşünüyorum.
kitabı okumadığım için tam bilemiyorum, belki kurgulanan karakter bu davranışından dolayı kitabın ilerleyen bölümlerinde, okuyucunun hiddetini doyuracak şekilde bir cezaya da maruz kalmış olabilir.
sorun;
bir suçun ceza kanununda yerinin olmaması onu suç olmaktan çıkarır mı?
basit şekilde bu kurgudur, diyerek işin içinden çıkmak mantıklı değil.
neyse ki yurdum insanı kitap okuma konusunda da oldukça muhafazakar, ulaştığı kitle sınırlı kalıyor.
kişinin gördüğü tepkinin bir sebebi de;
insanların hukuka olan güveninin hızla, güçlü olarak sarsılmasıdır.
ilgili bölüm sosyal medyada yer almasa, kimsenin haberi olmadan satılmaya devam edecekti.
açıkçası konunun bu tarafını daha tehlikeli buluyorum.
(2) ye dikkat
pedofiliyi övmesi için coluk cocugu överek mi taciz etmesi lazım ; neyse agzımı acardım da acmayacagım. Okuyun yeter.
CK. MADDE 226
Müstehcenlik
(1) a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten,
b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten,
c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden,
d) Bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren,
e) Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan,
f) Bu ürünlerin reklamını yapan,
Kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(5) Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(6) Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(7) Bu madde hükümleri, bilimsel eserlerle; üçüncü fıkra hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek koşuluyla, sanatsal ve edebi değeri olan eserler hakkında uygulanmaz.
Haşmet bey, o kişinin ismini ben yazdım, o yüzden cevap yazıyorum yoksa uzamasını istemiyorum,
Gerçi yukarıda yazmıştım, aynı zihniyet ne dedi, sandıkta pusulayı veren görevli, bakıyor bu akpliye benziyor buna vermeyelim büyükşehir pusulasını.
Bu oluyor ve büyük bir çoğunluk destekleyip inanıyor, hal böyleyken bende yazarım.
Yine yazmıştım sadece ismim Abdullah olsa böyle bir kitabı kaleme almam, kaldıki aklımın ucundan böyle şeyler geçmedi, geçmezde.
Ensar vakfı olayında aile bakanı ne dedi hatırlayın, bir kereden birşey olmaz, çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin.
Bu zihniyetin sonuçları bunlar ve o bakana seçmenleri tepki vermezken, CHP başkanı ona ithafen birkerden bişey olmaz dedi diye eylem yapıldı bu ülkede.
Belki yazar gercekten pedofili suclusudur. Belki kitapta pedofili sucu islenis yonuyle yuceltilip normallestiriliyordur. Belki de... belki de...
Ancak verilen tepki sadece kitaptaki bir sayfa yazi uzerine. Baska bilgi sunan olmadi. Ama linc basladi. Savunulur yanini gormuyorum.
Bence bu tepkinin sebebi kendi carpik adalet anlayisimiz. Belirli kanunlara degil, kendi kisisel olculerimize gore insanlari yargilamaya meyilli kulturumuz. Acikcasi rahatsiz olmamin sebebi de bu.
Yoksa boyle bir kitabi alip okumam, "A Serbian film" gibi bir filmi izlemem, cevreme de uzak durmalarini tavsiye ederim. Ancak engelleyemem. Cunku engellemek icin suc uydurmam gerekir. O yola girdigim anda da adalet sarsilir. "halkın bir kısmının örf ve adetlerine ..." deyip bunu yasaklarsak, sonra Fazil Say sosyal medyada siir paylasti diye 1 sene hapis cezasina carptirilir ve engel olamayiz.
ortada bir ikiyüzlülük olduğuna ben de katılıyorum,
linç kültürünün de bu duruma alet olduğunu da düşünüyorum.
hukuk, fevri tepkilerin getirebileceği olumsuz sonuçların önüne geçebilmek için önemli bir kazanımdır.
hukukun lağvedilecek derecede işlevselliğinin yitirmesine sebep olmak da bu tarz yaklaşımların sıklaşmasına ve adaletten ziyade öfkenin tatmin edilmesine zemin hazırlıyor.
ikiyüzlülüğün en büyük kanıtlarından bir tanesi, tv dizilerinde yaygınlaştırılan, kanıksamayı beraberinde getiren şiddetin övülmesi, çıkar yol olarak sunulması, sistemleştirilmesi, sıradanlaştırılmasıdır.
bu tarz yayınlara karşı yaptırım uygulanmıyor, artık bu uygulamanın bilinçli olduğunu düşünüyorum.
şiddeti insandan söküp alamayız, bizim bir parçamız, hayvanlardan bir farkımız olduğunu iddia ediyorsak şiddetsizliği seçebiliyor olmamız gerekiyor.
yurdum insanı, içerisinde şiddet, kavga, gürültü olmayan bir ürüne yönelmiyor. kendi hayatlarını da bunun üzerine inşa ediyorlar.
bu davranışın kökeninde ise birey olmanın, değer görmenin, değer vermenin ve tabi ki sevginin yoksunluğu olduğunu düşünüyorum.
yalağuz çocukların istismar edilmesi konularında gevşek davranmanın gereksiz olduğu fikrindeyim, aynı şekilde kadına karşı şiddete karşı da bu şekilde davranılması gerekiyor.
bu konuya karşıt görüş olarak yazmadım.
sadece konunun bir hücreye hapsedilip daha geniş perspektiften değerlendirilmemesi büyük eksiklik olur.
çocuk istismarı ülkemizde önemli bir sorundur, buna karşın yeterli derecede önleyici davranılmıyor ve yaptırımlarda yetersiz kalıyor.
can't be worried about that shit. life goes on man.
İnsanların sapıkça düşünceleri olabilir. Bu sapık düşüncelerin genellikle yasalara aykırıdır (Belki yasaya aykırı olmayanı da vardır diye açık kapı bırakayım dedim). Ama sapık düşünce eyleme geçmediği sürece bence bir suç oluşmaz. Mesela kişide pedofilik eğilimler olabilir. Ama bunu gerçeğe dönüştürmediği sürece ne kadar iğrenç bir düşünce olursa olsun bu suç değildir (Tabii bu konuda düzenleme yapan bir kanun yoksa. Kanun varsa kanunun dediği herkesi bağlar.). İçinizden lafta bile olsa birini öldürmeyi içinden geçirmeyen kaç kişi var? Ayıplarsınız, kınarsınız o ayrı. Hatta düşünce özgürlüğü varsa kişi bu düşüncelerini de yazabilir. İsteyen okur, istemeyen okumaz. Talep olmazsa yayınevi de bir daha basmaz. Amma velakin, yıllardır ABD'de uygulanan, şimdi bizde de uygulanan içerik sınırlama gibi bir şeyin uygulanması gerekir. Reşit olmayan birinin raftan bu yayını alıp incelemesine, kasadan satın almasına izin verilmemeli.
Söz konusu kitaba gelince, adam yazmış. İçeriği iğrenç ise neden bu kadar satıyor?
A-Sanıldığı kadar iğrenç bir kitap değil.
B-Kitap iğrenç ve millet de bunu okumaktan zevk alıyor ki bence bu daha vahim bir durum.
Önyargı ne kadar kötü bir şey!
Hadi o zaman şimdi de Canan Hanım ve onun üzerinden de CHP zihniyetini pedofili ile suçlayalım!Zümrüt Apartmanı kitabının yazarı Abdullah Şevki’nin, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun düzenleme komitesinde yer aldığı, “Ümit Kaftancıoğlu Öykü Yarışması”nda ödül aldığı ortaya çıktı.
Pedofili ifadeler ile kamuoyunda büyük tepki toplayan Abdullah Şevki, 2005 yılında Zümrüt Apartmanı kitabında yer alan bir öykü ile “Ümit Kaftancıoğlu Öykü Yarışması”nda ödül kazandı.Yazarın, Ümit Kaftancıoğlu Öykü Yarışması’nda, “Uzak Bir Ülkeye Sevişmeye Giden Kadının Hikâyesi” isimli öyküsü ile ödülüne değer görüldüğü ortaya çıktı.
Bir sapık veya bir sapkın, her ırktan/milletten/toplumdan çıkabilir. Her mesleğe, her dine mensup olabilir. Bireyin suçu ve hatası yüzünden içinden çıktığı toplumu/meclisi/cemiyeti/ırkı toptan olarak genellemek ne büyük cehalet. Ne büyük yobazlıktır.
"normal insanlar bir yerden bir yere gitmek için araba kullanırlar, motorcular ise motosiklet kullanmak için bir yerlere giderler"
Mutlaka. Açıkçası asıl şiddetli tepki verilmesi gereken nokta bu. Burada hepimiz videosunu izledik. Adamın teki sokakta oynayan kız çocuğunun kafasına tuğlayla vurdu gün ortasında, kızcağız düşüp bayılınca korkup kaçtı. Bu adamın geçmiş cinsel taciz suçu olduğu halde tutuksuz yargılanmak üzere salınıverdi... Yuh.
Kişisel özgürlüklerin sürekli vurgulandığı Amerika'da bile olay pedofiliye gelince işin rengi değişiyor, suçlular cezalarını çektikten sonra dahi kurtulamıyor, ömür boyu fişleniyor, takip ediliyor, özgürlükleri sınırlanıyor, istediği yerde yaşayamıyor, istediği yere gidemiyor, taşındığı yere "geçmiş pedofili suçlusu" olarak kayıt yaptırmak zorunda, ölene kadar.
Kadına şiddet, çocuğa şiddet, açıkçası her türlü şiddet ciddi şekilde cezalandırılıyor. İstediğimize ana avrat küfretmek serbest olmasına rağmen birine fiske vurduğumuz, veya açıktan tehdit ettiğimiz anda polis kelepçeyi takıyor... Ülkemizde ise laf çok, gel gelelim masumlar ve güçsüzleri elin ecnebilerinin yaptığı gibi korumaktan aciziz. Çünkü bunun için ilk başta güçlü kanunlar, ve o kanunları uygulayabilecek bağımsız bir yargı gerekli.
Vahşet ve linç kültürü etkisiz.
Bu noktada kitabın çocuk pornosu kategorisinde olup olmadığı değerlendirilmeli. Bir filmdeki bir çıplak sahne o filmi porno film yapmadığı gibi bir kitabın bir sayfası da o kitabi çocuk pornosu yapmaz. Öyle olması için kitabın çoğu sayfasının sosyal medyada paylaşılan sayfa gibi olması gerekli, bu tür içerik dışında doğru düzgün bir başka konu, serüven, fikir içermemeli.
Çocuk pornosu ise Amerika'da uyuşturucu muamelesi görüyor. Bilgisayarınızda veya telefonunuzda bulunduğu anda tutuklanıyorsunuz. Ancak 18 yaş altı insanların yer aldığı fotoğraflar ya da filmler olması lazım. Yoksa sadece yazı ve karikatürler suç kapsamı altında değil.
Bu ne ya. Yazı yazmayı nereden öğrendin sen kardeşim? Müslümanlık bu mu diye soruyorsun. Ne alaka Müslümanlık bu olayla. Her adı Abdullah olan dinci mi oluyor. Bu adam da Elif Şafak da dinle alakası olmayan insanlar. Elif Şafak ayrıca sizin kesimden edebiyat ödülü almış bir yazar. Bunların yanı sıra geçenler metroda kadının üzerine boşalan adam da sol kesimden idi. Ee ne yapalım şimdi? Bu böyle işte hepsi sapık mı diyelim? Biz demedik siz de demeyeceksin. Haddini bil. Koca bir dini eleştirmek haddin değil. Bu lanet sapıklar laiklerden de çıkıyor dindarlardan da. Sapık sapıktır.
Yazı yazmayı okulda öğrendim, alıntı yaptığın mesajımdan başka mesajlarımda vardı, üstelik uzatmayalım diyede birkaç defa yazdım, yinede sorun değil.
Sapıklık adiliktir,
düşüncemi yazdım, bizim insanımızın en hassas yeri dini olduğu için tepkilere de açıktım doğrusu.
Abdullah ismini tahminen dinibütün bir aile koymuştur diyede yazmıştım,belkide değildir bilmiyorum, yahudi olsa bile adi işte.
Metroda ki olayı yapan adinin sol kesimden olduğunu ispatlayabilir misin?
Müslümanlık eleştirilemez bir din midir?
Hayır ispat etmeyeceğim. Adı Fatih Özdemir biraz araştırsan bulursun. Ben burada herhangi bir partiden veya dinden olan bir insanın sapıklığa meyilli olduğu önyargısını yıkmak için çabalıyorum. Solcuların sapık olduğunu iddia etmekten Allah'a sığınırım. Aklımdan bile geçmez. "senin müslümanların sapık olduğunu" iddia etmen gibi!
Ayrıca evet din insan üstü bir olgudur. Müslümansan eleştirince dinden çıkarsın bu kadar basit. Müslüman değilsen de 1.5 milyar inananı olan bir dini eleştirmek haddin değil.
Dini, o dini benimseyenler eleştiremez. İnanmayanlar zaten eleştiriyor. Ne yapayım? Size din eleştirilemez diye argüman mı getireyim. Din gönül işidir. İsteyen olduğu gibi inanır. İsteyen inanmaz. Zorlama yok. Din doğmatiktir ve doğmatik olan birşeyi eleştirmek zaten başlı başına saçma bir şeydir. Bana İslamı anlat diyen insanlara anlatırım ama İslamın elestirilip eleştirilemeyeceğini kimseyle tartışmam. Son olarak muhatabım siz degilsiniz.
Din olarak neyi kabul ettiğinize bağlı; alimler birbirlerinin yorumlarını hiç eleştirmemişler mi şimdiye kadar? (Birinin yorumuna katılmayıp yerine başka bir yorum yapmak da eleştiri değil midir?) Hadislerin doğruluğu şimdiye kadar hiç tartışılmamış mıdır? (Şu anda doğruluğu kabul edilmişlere bir şey demiyorum; ama bu tartışmaların yapıldığı bir safha hiç olmamış mı İslâm tarihinde?) Neyse, bu tartışma bitmez, dolayısıyla devam etmek abesle iştigal.
Ana konuyla ilgili şöyle bir yorum yapabilirim: Millet pek okumuyor herhalde, arada Marquis de Sade'ın yazdıklarına da bir göz gezdirin derim... Pedofiliyi lanetliyorum, bununla birlikte içinde böyle bir konu geçiyor diye kitapları yasaklamak ve/veya yazarlarını göz altına almayı da 1935 Almanyasından da çok farklı olduğunu düşünmüyorum, tehlikeli sular bunlar... Yakında kitap yakmaya, pogrom yapmaya mı başlayalım yani?
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)