Ona buna vatan haini diyenin ne kendine, ne de desteklediklerine zerre toz konduracağını zannetmiyorum. İkiyüzlülük olmadan "Üç kuruş için dürüstlüğünü pazarlayan insan mı canını verecek vatanı için?" sorusuyla yaşamak mümkün değil çünkü. Bizden delikanlısı, vatanseveri, kahramanı yok diyelim olsun bitsin. Laf ucuz nasıl olsa.Cyan adlı üyeden alıntı
demeyeydin iyiydi
askeri lügat o paragrafa daha iyi giderdi.
---------- Mesajlar birleştirildi - 21:59 ---------- bir önceki mesaj zamanı 21:51 ----------
'Ne şamın şekeri ne arabın yüzü' sözü benim atamın adına uydurulmuş yahudi sözüdür. Ve Kadim anadolu tarihinde kötü niyetle uydurulmuş buna benzer binlerce söz vardır. Çok bilinen bir tanesini söyleyeyim. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.
muhabbeti demleyelim...
Diller arası kelime geçişi olağan bir durumdur. Bazı kelimeler tutar, bazıları tutmaz. Ama ileri düzeye vardığında halkta dil birliğini bozacak düzeye ulaşabilir, öyle ki halkla saray birbirini anlamaz olur; bknz Selçuklu dönemi.
Tutmuş kelimeleri gereksiz yere çıkartmak dili yavanlaştırır. Binaenaleyh, eski kelimelere tutuncam diye kullanımdan kendiliğinden kalkmakta olan kelimerde ısrar etmek de yanlış olacaktır.
Türkçe karşılığı varken yabancı bir kelimenin gereksiz yere dile sokulmaya çalışılması dili bozan bir faktördür.
Bu açıdan bakıldığında lançer gibi kelimeler sözde aydın kesimin ihtiyaç duyduğu kelimeleri türkçeleştirmede üzerine düşeni yapmadığının göstergesidir.
Ha, tutarsa, bi bakmışsınız 30 sene sonra torununuz fırlatıcı yerine lançer diyor, siz de "lan bunun Türkçesi fırlatıcı değil miydi vakti zamanında?" dersiniz...
Şamın şekerine gelirsek; tadına varmanız dileğiyle, afiyet olsun...
Vatanseverlik bireysel olmaz.. Bir toplumun bir milletin memleket aşkı ve ahlaklı yaşam tarzı ile ortaya koyduğu bir durumdur.. Bu milletin %10 vatanseverinin olması bu ülkeyi kurtarmaz.. M.Kemal Atatürk'ün en çok güvendiği şey o zaman bu topraklarda yaşayan insanların egrçek vatansever olmasıdır.. Gözünü kırpmadan herşeyini vatan millet için feda eden ahlak ve karakterde olmasıdır..
Ancak günümüzde siyaset, eğitim sistemi ve liderlerin vizyonsuzluğu vatandaşı uyanık, kurnaz , çıkar çatışması motivasyonuyla yaşayan bir guruh haline getirdi.. Özetle akıl ve analiz etme kabiliyetisnden yoksun , sürekli uyanıklık peşinde koşan, sokağa çöp atan, kırmızıda geçen, hakka hukuka riayet etmeyen kitlenin çoğunkuğu oluşturduğu bir ülkede yaşıyoruz..
İster kutsal kitaplardan, ister büyük imparatorlukların tarihinden, ister insan psikolojisinden ele alın "bir millet kendi kaderini kendi belirler" tartışılmaz doğrudur.. Ve bizim milletimiz kişisel menfaati seçmiştir.. Toplumsal menfaati gözetemeyen toplumlar gelişememiş toplumlardır.. Son eğitim analizlerine göre lise dengi çocuklar bile 4 işlem yapamıyor.. Çinin gelişiminde matematik var..
Matematik hayatının temelinde olmayan hiçbir toplum gelişemez.. Sosyal zekasının geliştiğini zannederek hurafeler ve milliyetçilik gazıyla kendini dev aynasında görmek sadece cehalet ile ilişkilendirilebilir.. Bizim siyasetçiye değil 100 tane fikri vicdanı hür lidere ihtiyacımız var.. Rüşvete bulaşmamış gerçek vatansever.. 10 u hukukçu, 10 u ekonomist, 50 si mühendis , 10 u felsefesi , 20 si tıp alanında uzman, 10 u sosyal bilimler uzmanı olmak üzere.. Bir icraa ve revizyon lider ekibine ihtiyacımız var..
Ülkenin gelişim ve bekaa sını siyaset üzerinden okumaya çalışıyor isek vay halimize.. Türkiye siyasetçiye emanet edilemeyecek kadar özel ve kadim bir devlettir..Bugün dünyayı yöneten g7 ülkelerinin hemen hemen hepsinin imparatorluk rejiminden gelmesi tesadüf değil.. Demokrasi denen şey yalandır.. Devlet adamı ve/veya lider en az 3 kuşak öncesinden eğitimi ince ince planlanan çok çok özel insanlar olmalıdır..
Sözcünün 2 saat önce manşetten verip hemen sildiği reuters kaynaklı habere göre amerikalılara göre tayyipin s400 ısrarının sebebi kendi f16 pilotlarına güvenmemesi yani kendisini korumak istemesi.malum patriotlar f16 lara kilitlenmiyor. Bizim dışişleri de yalanladı ( evet öyle demeyeceklerine göre...) ilk gelen füze rampası sarayın bahçesine kurulursa gerçek olup olmadığı anlaşılır.
s-400 konusunun türkiyenin politik bir zaferi mi, rusyanın zaferi mi, amerikanın hatası mı olduğu konuları tartışılır. (zaten tartışılıyor)
rusyanın akdenizdeki türk araştırmalarına karşı tutumu, idlib meselesindeki hareketleri, türkiyeden aldığı ithal ürünler konusundaki yaklaşımı gibi kriterleri ekleyerek perspektifi genişlettiğinizde farklı düşüncelere girmeniz kaçınılmaz oluyor.
nihayetinde silah pazarı, büyük ülkelerin direkt gelir kaynaklarından en önemlilerinden.
s-400 hayır için verilmedi, türkiye ve rusyanın çıkar yakınlaşmasının dengeleri değiştireceğini düşünmek zor.
buna rağmen iç politikada zafer olarak sunulması ise, kitlelerin aidiyet duygusunu perçinleyecek ortak paydanın içinin doldurulması olmaktan öteye gidemiyor.
rusya dediğimiz, mevcut iktidarın temel karşıtlarından bir tanesi olan komünizm ile özdeşleşen bir ülkedir.
eğer ülkemizin faydasına bir davranışta bulunuyorsa, o fayda bizden çok rusyanın faydasınadır.
nihayetinde toplumsal kümenin saflarının sıkılaştırılması ve dağılmaması için gerekli devinimi kendi içerisinden çıkaracak yetkinliği olmayanlar doğal olarak bu ve benzeri basit davranışları mübalağa ederek maksadını aşan seviyelere getiriyor.
evvelden yaşamadığımız bir konu değil, büyüme rakamları alkışlar ile açıklanırdı. ekonomik halimiz ortada.
dış politika konusunda iyi gitmediğimizi akdeniz yaklaşımından anlayabiliriz.
s-400 konusunda en çok merak ettiklerimden bir tanesi;
ruslar bize sattıkları s-400 bataryalarını bizden bağımsız olarak kullanabilirler mi?
çinlilerinde elinde s400 var hemen rus sınırında konuşlu.Öyle bir durum yok s400 lerde ancak atılan roketlerin sinyalini görme gibi bir durumları olabilir rusların ancak kontrol etme durumu olmaz.Zaten nisan ayında kurumları bittikten sonra tsk nın bu füzeleri tatbikatlar ile test edip sistemin çalışmasını kontrol etme ve eğitim sürecide başlayacak.Eğitim yapılmadanda s400 leri tam manası ile kullanım ve anlama noktasına gelemeyiz,yani s400 aldıkla olay bitmiyor.
f35 lerde dediğiniz durum yüksek ihtimalle var zira f35 lerde pilotlar uçağı locheed martinin özel tasarladığı bir sisteme login olarak giriş yapıp uçağı o şekilde kullanabiliyor ve uçağın tüm işlemlerini o sistem kontrol ediyor.Locheed martinde pentagon destekli büyük bir savaş uçak sanayisi markası dolayısıyla f35 lerde olası bir füze ateşleme durumunda dışardan locheed martin sunucusuna bağlı bir uçağa "füze atımını etkisizleştirme" komutu verilebilir.
Kısacası abd den istenilen patriotlar parası ile kabul edilmedi,ihtiyaç olan bir sistemde rusyadan alındı.Gerek rusya gerekse abd zaten silah satmak istiyor heryere,putinde trumpda aynı kafada tüccar zihniyetinde olan insanlar.Kominizm rusyada bitti,demir perdeler çöktü,rusyada bir nevi kapitalist bir ülke artık dolayısıyla istmet inönünün meşhur bir lafı vardır; Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de o dünyada yerini alır diye..
Ben genel görüşlerin aksine,trump'ın türkiye'ye karşı yaptırım veya f35 ambargosu yapmak istediğini sanmıyorum zira onu o koltuğa getirenler küresel sermaye baronları ve büyük silah sanayi tüccarları olmuştur ancak abd de trump pentagon ve cia in onay vermediği hiç bir adımı atamaz.Şuandada pentagon ve cia türkiye'nin f35 projesinden çıkarılmasını ve caatsa yaptırımlarını uygulanılmasını trumpa diretiyor.Bu baskılar olmasa trump dünyanın her ülkesine büyük silah anlaşmaları ve ticaret işlemleri ile abd ekonomisini devasa bir boyuta getirme niyeti vardı ancak burada konjektürel politikaların arada kalan figürü oldu ve kafasına göre hareket edemiyor zira damadı ve ailesi konusunda abd de ciddi bir baskı ve davalarlarla karşı karşıya.
Ayrıca bir dip notta,trump abd seçimlerinde putunin desteği ile gediği ve rusyanın seçimlere hile karşıtığı iddasını unutmayalım.
Donald turmp aslen bir "bavyera alman kökenli" bir adamdır ve almanyada nüfsuda oldukça kuvvetlidir.Buda rusya ile ilişkilerde önemli bir faktördür ancak biz önümüzdeki tabloda hep abd nin rusyayla,çinle,iranla kavga ettiğini görüyoruz,bana göre temelde hepsi trumpın metazori yapmak zorunda olduğu adımlar ve o adımları atmasını isteyen güçlerde işte şuan s400e ve diğer dış politika ekseninde trumpı istemediği kararları almasına oldukça zorluyor.Bana göre abd başkanının kim olduğu değil,pentagonu ,cia yi yöneten,elinde tutan zihniyet kimlerde onlara bakmak ve yorumlamak daha sağlıklıdır.
Şahsi İnstagram Hesabım: _hayalet_ct.mc
Chaos Turkey MC - instagram: chaos.turkey.mc
Superlight Türkiye Facebook Sayfamız: slturkiye
Trump a soruyorlar türkiyeye yaptırım hakkında.
Adamda diyorki;
”No..We’re not looking at that right now.” Then asked again he said: he hasn’t decided yet on new sanctions for Turkey: “We’re looking at it.”
Çevirin bakalım tam olarak ne demiş..
G20 deki central casting çevirisi gibi olmaz umarım.
---------- Mesajlar birleştirildi - 23:49 ---------- bir önceki mesaj zamanı 22:26 ----------
İlgili kanalın Washington temsilcisi
Hüseyin günay çeviri hatasını kabul etmiş..
Adam yaptırım düşünmüyorum demedi zaten.
Daha karar vermedik bakıyoruz diyor.
Bunu yaptırım düşünmüyoruma çevirdiler.
Trump da bir tuhaf peşpeşe açıklamaları ver saçma sapan
İkinci açıklamaları burda haber olmadı oda bir tuhaf.
Resmen tımarhanedeyiz
S400'ün kontrol sistemleri açık kaynaklı veya bizle paylaşıldı da mı böyle yazıyorsunuz? Bu konuda net tek bilgi var mı? Bir ülke S400'leri Ruslara karşı kullanabilmiş mi? Telefonunuzdaki uygulamalar arkanızdan on tane dolap çevirirken Rusların ileri düzey bir silah sisteminin kendilerine karşı kullanılmasını engelleyebilecek bir mekanizma kullanmamış olma ihtimalleri var mı?
Türk yaklaşımı bu. Pentagon da, CIA de sonuna kadar başkan ve kongrenin kontrolündedir. Bugün zart diye altını üstüne getirirler icap ederse. Kontrol ellerinde. Para babalarının kontrolünde olan milletvekilleridir (iki tane meclis var burada.) Çünkü asıl güç meclislerdedir. Onları da tümden ele geçirmek zor tabii ki.
Yaptırım illa ki olacak. F35'ler gelmeyecek. Baştan beri belliydi bunlar. Trump'ın yetki alanı belli.
Sevgili haşmet;
Hz Ali ile Hz Muaviyenin olayını bilirsin , Bilmiyor isen ekleyim .
MAlum ben Tr de yaşıyorum devamını yorumu fazla yazamıyorum , sen zeki adamsın yorumu kendin yaparsın artıkSen kime ne anlatmaya çalışıyorsun zanediyor musun ki bunlar da erkek ile dişi deveyi ayırt etsin
bir gün hz. ali'nin taraftarlarının yoğun olduğu küfe'den, bir arap, devesiyle şam'a gelmiş. şam sokaklarında dolaşırken biri ona yanaşmış:
- ver o dişi deveyi bana! demiş. tartışma büyümüş, küfe'den gelen adam, "bu deve benimdir, üstelik dişi değil, erkektir" diye itiraz etmişse de anlaşamamışlar. konu muaviye'ye yansımış.
halk meydanda toplanmış... muaviye, küfe'den gelenle şam'da deveye sahip çıkan yerliyi dinledikten sonra, kararını açıklamış:
- bu dişi deve şamlınındır!
sonra toplananlara dönmüş ve sormuş:
- ey cemaat, bu dişi deve kimindir?
cemaat hep birlikte bağırmış:
- şamlınındır!
küfeli şaşkın bir vaziyette devesinin ardından bakakalırken, muaviye onu yanına çağırmış:
- ey küfeli, dinle! sen de ben de biliyoruz ki, bu deve senindir ve dişi değil, erkektir. ama sen küfe'ye dönünce gördüklerini ali'ye anlat ve de ki: "ey ali, muaviye'nin, dişi deveyi erkekten ayırt edemeyen, o ne derse evet diyen 10 bin adamı var! ayağını denk al!"
detaylı açıklama yapıp yapmadığını anımsamıyorum ama bu tür askeri teknolojiler konusunda arda mevlütoğlu' nu takip edebilirsiniz
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
