Erdoğan; bir s400 üç patriota bedel gibi bir laf edip, uygun şartlar oluşursa patriot da alırız demişti.
Şu haliyle patriotlar s400 lerden pahalı diye hatırlıyorum. 3te bir veya yarı fiyatına Amerika bize silah vermez.
İlk teklif edilen fiyattan da bizim alacağımızı sanmıyorum. Ortam yumuşatma sözleri gibi geliyor
Bir önceki yorumum anlaşılamadı sanırım. Daha net yazayım:
İlkokuldayken anadolu lisesi sınavlarını, ortaokuldan sonra fen lisesi sınavlarını kazananlar, nerelerdesiniz?
Dershanede hoca tahtaya soruyu yazar yazmaz kalem oynatmadan cevabını yapıştıranlar ...
Nerelere gittiniz?
Kim yapcak olm bu memlekete teknolojik ürünleri?!
La elin gavurunun s'sine kaldık.. ha 400, ha patriot ...
Hayır, genetik olarak beyinsiz olsak anlayacağım... kapasite meselesi diyeceğim ... O da değil... Pırlanta beyinler vardı biz okurken... helal olsun derdik...
Beyni çalışanları işlerini yapacakları yerlere getiremeyişimizden mi böyle oluyor?
Yaşar Kemal'den bir cümleydi sanırım; güzel insanlar güzel atlara binip gittiler...
Demirin tuncuna mı kaldık? (cümlenin devamı da var da, yazamadım...)
Sevgili Kardeşim bütün içtenliğin ile yazdığından eminim ancak maalesef medyamız çok daha önemli işlerle meşgul olduğundan bu konularda yapılan çalışmalar hakkında hiçbir makale yazı veya bilgi sunmamakta. Roketsanın web sayfasına girersen bu konuda şu anda envantere geçmekte olan pekçok füze sisteminin (Hisar A Hisar B vb) yerli beyinler tarafından geliştirilip yine yerli imkanlar ile üretildiğini görebilirsin.GezeGeze adlı üyeden alıntı
Şu anda 450+ km menzilli füze sistemlerini tamamen yerli imkanlar ile geliştirip üretebiliyoruz. Bu yeterlimi ? Bence değil . Zaten Ruslarla yapılan anlaşmaya göre sadece S400 satın almadık . Aynı tipte yüksek irtifa hava savunma sistemlerinin ortak geliştirilmesi ve üretilmesi ile ilgili maddeler içermekte bu anlaşma. Amerikanın zıplamasının en büyük sebebi de bu. Bize bu güne kadar sattıkları hiçbir sistemde değil geliştirme imkanı , bakım onarımlarını bile yapmamıza sınırlı izin verdiler.
İnanıyorumki ülkemdeki zehir gibi mühendisler S400 den de patriottan da daha iyisini geliştirecekler . Sadece kendi savunmamız değil dış pazarda en karlı ihraç olan silah pazarında da söz sahibi olabileceğiz.
Sevgilerimle
DAHA GİDİLECEK ÇOK YOL ,ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR
Bu tür kurumlarda işin hakkını verecek yöneticiler iş başında zaten.
Roketsan CEO su Selçuk Yaşar Ankara fen lisesinden sonra ODTÜ makinayı bitirmiş . Daha sonra Stanfort Üniversitesinde master yapmış akademik kariyeri oldukça iyi ve Tübitak kökenli bir teknik adam .
Bence başarının ilk anahtarı bu tür yöneticiler zaten.
Sevgilerimle
DAHA GİDİLECEK ÇOK YOL ,ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR
rusyanın, savunma bakanlığı düzeyinde bu hususu yalanlandığını hatırlıyorum
---
görünen o ki bize sadece füze sattılar ve kurulacağına da çok ihtimal vermiyorum. mesele bir diyet gibi duruyor daha çok
bizleri biryerlerimizden yakalamış ve bunu kullanıyorlar
s400, kurulsa da tüm sisteme entegre olamayacağından, çok verimli olmayacak. s400 ün bilinen bir başarısı olmasa da seleflerinin başarısından hesaplanıyor etkinliği
hava savunma sistemleri konusunda henüz emekleme çağındayız. hisar-a (kısa menzil) hemen hemen tamam deniyor da ortada düzgün bir hedef vurma videosu yok. kuru propaganda mı yoksa gizlilik amaçlı mı bilinmez (bazen gizlerler)
bir de yakın zamanda aselsanda ciddi bir mühendis kaybı (beyin göçü) olduğu dillendirilmişti
bulanık bir ortamdayız. enformasyon güvenilir değil.
uçuyoruz kaçıyoruz martavalları arasında gerçekten yapıldığı ortaya çıkmış, dişe dokunur bir sonuçtan haberimiz olmadığından birileri bize lafontenden masal anlatırken, ayrılan bütçe biryerlerde kaymaklı ekmek kadayıfına mı dönüyor diye de merak içindeyiz
memleket için hayırlısı neyse o olsun inşAllah
Sevgili Dostum,
Yazdıklarınız bilimsellikten uzak daha çok dedikoduya ve muhalif önyargılara dayalı tespitler. O yüzden üzülerek fazla ciddiye alıp uzun uzun cevap yazmayacağım.
Ülkemin mühendislerine ve kurumlarına , bunların yaptıklar açıklamalara güveniyorum . S400 meselesinin başından beri işletilen dedikodular adım adım yalanlanarak ilk parti sistemlerin teslimine kadar geldik. Bundan sonrasının da böyle yürüyeceğinden eminim.
Sonuçta bu sistemler yerlileştikçe ülkem her anlamda kazanacak.
Sevgilerinle
DAHA GİDİLECEK ÇOK YOL ,ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR
Aynen oyle. Izmir Fen Lisesi, sonrasinda da Bilkent (burslu) mezunuyum. Akranlarimdan hem Fen liseleri, hem de universite sinavlarinda ilk 100'e girmis insanlardan tanidigim coktur. Bu insanlarin yarisindan fazlasi yurt disinda su an. Gunumuz iktidari 2010'da tersine beyin gocu calismalari yapti. Basarili oldu da. Yurt disindan geri donen bayagi insan oldu. Ben de degerlendirmeye calistim bazi imkanlari, ancak konum spesifik oldugu icin denk gelmedi malesef. Simdi dusunuyorum, iyi ki olmamis. Cunku sonrasinda birakin geri donenler, bastan beri Turkiyede olanlar bile disariya cikti.
Bir ornek vereyim:
Zamaninda Tubitagin davetiyle "Yurtdışındaki Türk Bilim İnsanları Kurultayı"na davet edildim ve katildim. Hatta Erdogan da geldi, toplu fotografimiz var. O kurultayda ODTU'den, Bilkent'ten, Ankara Fen'den, Izmir Fen'den, yillardir gormedigim arkadaslarimi gordum. Bu acilmayi bakan Nihat Ergun ve o zaman Tubitak baskani olan Yucel Altunbasak gerceklestirdi, ki kendisi endustri muhendisliginde Amerika'da bir numara olan GA-Tech'teki ful profesorlugunu terkedip Tubitak baskani oldu. Gruplara ayrilip Turkiye'deki rektorlerle gorusup sorunlari tartistik, guzel cozumler cikti, yeni firsatlar tartisildi. 3 gun surdu, sonrasinda geri donduk.
Bugun:
Yucel Altunbasak'i hapse attilar. Sonra sucsuz oldugu icin serbest biraktilar. Simdi Tubitagin basinda Hasan Mandal var. Farki soyleyeyim: Yucel Altunbasak'in sadece ilk 3 makalesinin aldigi atif sayisi, Hasan Mandal'in hayati boyunca yazdigi tum makalelerin aldigi atiflarin toplamindan daha fazla. Tubitak tamamen alt-ust edildi. Aselsan vs. de durum nasil direk bilgim yok. Ancak iyi oldugunu hic zannetmiyorum. En azindan Turkiyenin Siber Güvenlik stratejisi kurumunun basindaki arkadas ta Izmir Fenli ve Bilkent mezunu. Baktim, O da simdi yurt disinda. Ulkenizin siber guvenligini emanet ettiginiz insani bile elinizde tutamamissiniz...
Velhasil universitelerin ve Tubitak'in hali rezalet. Devlet universitelerinin en buyuk sorunu olan nepotizm iyice ayyuka cikmis durumda. En kotusu ise yeni yetisen parlak gencler de ulkenin geleceginden umutsuz oldugu icin, calismasinin karsiligini alamayacagini, ozgurce isini yapamayacagini dusundugu icin yurt disindaki firsatlari degerlendirmek istiyor. Ulke olarak cok ciddi kan kaybediyoruz yani.
Zamaninda Turkiye'deki secenelerden biri olan bir sirketin ust duzey yineticisi (2. adam) arkadas, 3 sene once bizim sirkete giris pozisyonundan ise basvurmustu. Nerden nereye...
Hic bir devlet kurumunun yaptigi aciklamaya guvenmenizi tavsiye etmem. Cunku iktidarin begenmeyecegi hic bir seyi soyleme luksleri yok su an. Merkez Bankasi baskaninin bile hart diye kapinin onune konuldugu zaman diliminden geciyoruz. Gercekci olmakta fayda var.
---------- Mesajlar birleştirildi - 22:06 ---------- bir önceki mesaj zamanı 21:44 ----------
Ankara Fen lisesi, ODTU ve Stanford guzel egitim kurumlari. Ancak bilimsel data-base'lerde az once arattim, "Selçuk Yaşar" profili yok. Ayni isimde Texas'ta kanser arastirmalari yapan bir doktor arkadas biraz bilimsel yayin yapmis, o cikiyor... Ki onun da yayini cok degil. Yani Roketsan'in basindaki insanin bilimsel dunyada herhangi bir iz dusumu gorunmuyor. Ki kendisi kac yasinda. Zamaninda yaptigi duzgun bir kac sey olsaydi zaman icerisinde atif alir, profilini öne tasirdi. Bugunku TUBITAK baskaninin bile az cok bir profili mevcut database'lerde...
Velhasil nasil ulastiniz kendisinin "akademik kariyeri oldukça iyi" bir oldugu sonucuna, lutfen paylasabilir misiniz?
---------- Mesajlar birleştirildi - 22:11 ---------- bir önceki mesaj zamanı 22:06 ----------
"gördün peşin parayı, gülersin tabii." -Nasrettin hoca
Sevgili Dostum,Aynen oyle. Izmir Fen Lisesi, sonrasinda da Bilkent (burslu) mezunuyum. Akranlarimdan hem Fen liseleri, hem de universite sinavlarinda ilk 100'e girmis insanlardan tanidigim coktur. Bu insanlarin yarisindan fazlasi yurt disinda su an. Gunumuz iktidari 2010'da tersine beyin gocu calismalari yapti. Basarili oldu da. Yurt disindan geri donen bayagi insan oldu. Ben de degerlendirmeye calistim bazi imkanlari, ancak konum spesifik oldugu icin denk gelmedi malesef. Simdi dusunuyorum, iyi ki olmamis. Cunku sonrasinda birakin geri donenler, bastan beri Turkiyede olanlar bile disariya cikti.
Bir ornek vereyim:
Zamaninda Tubitagin davetiyle "Yurtdışındaki Türk Bilim İnsanları Kurultayı"na davet edildim ve katildim. Hatta Erdogan da geldi, toplu fotografimiz var. O kurultayda ODTU'den, Bilkent'ten, Ankara Fen'den, Izmir Fen'den, yillardir gormedigim arkadaslarimi gordum. Bu acilmayi bakan Nihat Ergun ve o zaman Tubitak baskani olan Yucel Altunbasak gerceklestirdi, ki kendisi endustri muhendisliginde Amerika'da bir numara olan GA-Tech'teki ful profesorlugunu terkedip Tubitak baskani oldu. Gruplara ayrilip Turkiye'deki rektorlerle gorusup sorunlari tartistik, guzel cozumler cikti, yeni firsatlar tartisildi. 3 gun surdu, sonrasinda geri donduk.
Bugun:
Yucel Altunbasak'i hapse attilar. Sonra sucsuz oldugu icin serbest biraktilar. Simdi Tubitagin basinda Hasan Mandal var. Farki soyleyeyim: Yucel Altunbasak'in sadece ilk 3 makalesinin aldigi atif sayisi, Hasan Mandal'in hayati boyunca yazdigi tum makalelerin aldigi atiflarin toplamindan daha fazla. Tubitak tamamen alt-ust edildi. Aselsan vs. de durum nasil direk bilgim yok. Ancak iyi oldugunu hic zannetmiyorum. En azindan Turkiyenin Siber Güvenlik stratejisi kurumunun basindaki arkadas ta Izmir Fenli ve Bilkent mezunu. Baktim, O da simdi yurt disinda. Ulkenizin siber guvenligini emanet ettiginiz insani bile elinizde tutamamissiniz...
Velhasil universitelerin ve Tubitak'in hali rezalet. Devlet universitelerinin en buyuk sorunu olan nepotizm iyice ayyuka cikmis durumda. En kotusu ise yeni yetisen parlak gencler de ulkenin geleceginden umutsuz oldugu icin, calismasinin karsiligini alamayacagini, ozgurce isini yapamayacagini dusundugu icin yurt disindaki firsatlari degerlendirmek istiyor. Ulke olarak cok ciddi kan kaybediyoruz yani.
Zamaninda Turkiye'deki secenelerden biri olan bir sirketin ust duzey yineticisi (2. adam) arkadas, 3 sene once bizim sirkete giris pozisyonundan ise basvurmustu. Nerden nereye...
Hic bir devlet kurumunun yaptigi aciklamaya guvenmenizi tavsiye etmem. Cunku iktidarin begenmeyecegi hic bir seyi soyleme luksleri yok su an. Merkez Bankasi baskaninin bile hart diye kapinin onune konuldugu zaman diliminden geciyoruz. Gercekci olmakta fayda var.
---------- Mesajlar birleştirildi - 22:06 ---------- bir önceki mesaj zamanı 21:44 ----------
Ankara Fen lisesi, ODTU ve Stanford guzel egitim kurumlari. Ancak bilimsel data-base'lerde az once arattim, "Selçuk Yaşar" profili yok. Ayni isimde Texas'ta kanser arastirmalari yapan bir doktor arkadas biraz bilimsel yayin yapmis, o cikiyor... Ki onun da yayini cok degil. Yani Roketsan'in basindaki insanin bilimsel dunyada herhangi bir iz dusumu gorunmuyor. Ki kendisi kac yasinda. Zamaninda yaptigi duzgun bir kac sey olsaydi zaman icerisinde atif alir, profilini öne tasirdi. Bugunku TUBITAK baskaninin bile az cok bir profili mevcut database'lerde...
Velhasil nasil ulastiniz kendisinin "akademik kariyeri oldukça iyi" bir oldugu sonucuna, lutfen paylasabilir misiniz?
---------- Mesajlar birleştirildi - 22:11 ---------- bir önceki mesaj zamanı 22:06 ----------
Yazdıklarınız bilimsellikten uzak daha çok dedikoduya ve muhalif önyargılara dayalı tespitler. O yüzden üzülerek fazla ciddiye alıp uzun uzun cevap yazmayacağım.
Ülkemin mühendislerine ve kurumlarına , bunların yaptıklar açıklamalara güveniyorum . S400 meselesinin başından beri işletilen dedikodular adım adım yalanlanarak ilk parti sistemlerin teslimine kadar geldik. Bundan sonrasının da böyle yürüyeceğinden eminim.
Sonuçta bu sistemler yerlileştikçe ülkem her anlamda kazanacak.
Yanlış okumadınız bir önceki mesajın aynısını yazdım. Ne yazarsam yazayım fikrinizi ve görüşlerinizi değiştiremeyeceğimi biliyor ve polemik ile vakit kaybetmek istemiyorum. Ben ülkemin kazanmasını diliyor ve pozitif düşünüyorum , muhalif düşüncedeki arkadaşlarımız ise tam tersini yapıyor. Objektiflikten uzak dedikodu ve duyumlar ile algılar üzerine oynuyorlar .
Sevgilerimle
DAHA GİDİLECEK ÇOK YOL ,ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR
Önceki yıllarda Türkiye’nin savunma ve havacılık ihracatı
2011: 883 milyon dolar
2012: 1 milyar 260 milyon dolar
2013: 1 milyar 388 milyon dolar
2014: 1 milyar 648 milyon dolar
2015: 1 milyar 654 milyon dolar
2016: 1 milyar 677 milyon dolar
2017: 1 milyar 739 milyon dolar
2018: 2 milyar 35 milyon dolar
Savunma sanayii ihracatta atağa kalktı
Yılın ilk 5 ayında savunma sanayii yüzde 37 ile ihracatını en fazla artıran sektör oldu. Bu dönemde sektör ihracatı 1 milyar 74 milyon 424 bin dolara ulaşarak rekor kırdı.
Haklısınız , diğer ülkelerde sizinle aynı şekilde düşünmüşler ki , savunma sanayiimiz her yıl yeni bir ihracat rekoru kırarak yerlerde sürünüyor.
Ha bu arada bu ihracat rakamlarında yaklaşık 400 milyon dolarlık alım ile ABD bir numarada.
Şu muhalif at gözlüklerini çıkartsanız da etrafa bir baksanız çok daha mutlu olacaksınız.
Sevgilerimle
.
DAHA GİDİLECEK ÇOK YOL ,ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR
Kabul. Ancak rica ederim hakkimda "bilimsellikten uzak, daha çok dedikoduya ve muhalif önyargılara dayalı tespitler" yazmayin.
Cunku cok net bilgiler verdim eski ve bugunku TUBITAK baskani'nin yetkinligi konusunda. Kontrol etmek isterseniz link te paylasabilirim.
Sizin "akademik kariyeri oldukça iyi" yazdiginiz Roketsan CEO'su hakkinda dogru duzgun bir veri yok uluslararasi yayin veri bankalarinda. Size de neden oyle yazdiginizi sordum. Cevabiniz yok.
Velhasil bilimsellikten uzak, onyargi ile aciklama yapan biri varsa, gorunem o ki bu ben degil, sizsiniz.
Sevgiler Okan bey.
---------- Mesajlar birleştirildi - 22:43 ---------- bir önceki mesaj zamanı 22:36 ----------
Yazacak bir seyiniz olunca "ciddiye alıp uzun uzun cevap" yaziyorsunuz gordugum kadariyla...
Oteki turlu "üzülerek fazla ciddiye alıp uzun uzun cevap yazmayacağım" deyip tekrara dusuyorsunuz.
Kusura bakmayin ama durust bulmakta zorlaniyorum yaklasiminizi.
Fikrinizle ortusmeyen gerceklerden kacinir bir tavir sergilemektesiniz.
Sevgili Haşmet bey,
Kişinin akademik kariyerini sadece makale sayısı ile ölçmeye kalkarsak büyük bir yanlış içerisine düşebiliriz.
Ölçü kriterlerimiz farklı olabilir,bahsi geçen kişinin başında bulunduğu kurumdaki başarılarını ve alınan sonuçlar kişinin kalitesini ve kariyerini çok net ortaya koymaktadır.
Bence bu konuda hiç tartışmayalım.
Sevgilerimle
---------- Mesajlar birleştirildi - 23:50 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:47 ----------
---------- Mesajlar birleştirildi - 22:43 ---------- bir önceki mesaj zamanı 22:36 ----------
[/COLOR]
Yazacak bir seyiniz olunca "ciddiye alıp uzun uzun cevap" yaziyorsunuz gordugum kadariyla...
Oteki turlu "üzülerek fazla ciddiye alıp uzun uzun cevap yazmayacağım" deyip tekrara dusuyorsunuz.
Kusura bakmayin ama durust bulmakta zorlaniyorum yaklasiminizi.
Fikrinizle ortusmeyen gerceklerden kacinir bir tavir sergilemektesiniz.[/QUOTE]
Vallahi hiç uzun yazmadım , google a girip bir kaç satır yazdıktan sonra çıkanları alıp buraya kopyaladım.
Bence benim yaklaşımımı irdelemek yerine yukarıdaki rakamları irdelerseniz asıl siz çok daha dürüst bir yaklaşım sergilemiş olacaksınız.
Sevgilerimle
DAHA GİDİLECEK ÇOK YOL ,ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR
Savunma sanayiînde yüksek ihracat tutarları yakalamak güzel şey, daha da artar inşallah.
Yalnız bu tutarları oluşturan kalemler neler çok önemli; bu kalemlerin analizi yapılmadan üzerinde konuşmak biraz havanda su dövmeye benzer.
Örneğin ABD'ye yapılan ihracat ABD'nin transfer ettiği teknoloji olmadan nasıl sürdürülebilir (ABD kalemleri TAİ/TUSAŞ ağırlıklı) düşünmek lazım. Uçak motorlarında kullanılan bazı çok kritik parçaların üretimi için ABD'den gelen kalıplar kullanılıyor. Kalıplar parçanın üretimi için geliyor, kapalı sistem güvenlik altında olan bir makinede taranıp okutuluyor ve direkt geri gidiyor, makinenin okuttuğu kalıp bilgisiyle sınırlı sayıda üretim yapılabiliyormuş.
O kalıbın gelmediği gün o motoru üretme imkânının bittiği gün olur. Üretmemizi istemedikleri gün artık üretemeyiz...
Ayrıca motoru üretmek (veya montajını yapmak?) başka bir şey, sıfırdan tasarımını yapıp tüm bileşenlerini %100 yerli imkânlarla üretmek bambaşka bir şey...
---------- Mesajlar birleştirildi - 00:10 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:59 ----------
Daha gemi motoru üretimi konusunda çalışmalar (girişimler) yeni yeni başlamış durumda... 3 yanı denizlerle çevrili memleketimizde gemi motoru fabrikamız yok.
Okan bey,
Baskalarinin yazdiklarini "bilimsel degil" deyip kucumsemenize ragmen kendi yazdiklarinizi hayretle okuyorum.
Akademik calisma, bir konuda, insanoglunun ulastigi son noktayi ogrendikten sonra, onun uzerine yeni bir bilgi eklemektir. Ve bu yeni bilgi akranlariniz tarafindan dogrulandiktan sonra kabul edilir ve dunyaya yayilir, ulasir. Bunun baska bir yolu yoktur. Akademik yayin gecmisi olmayan "akademik kariyeri oldukça iyi" insan yoktur. Bilimle ugrasan insanlar bunu gulunc karsilar, "motoru olmayan araba" gibi bir seyden bahsediyorsunuz.
Bakin iyi yonetici olabilir, orasini bilemem. Ancak "akademik kariyeri oldukça iyi" biri olmadigi acik.
"bahsi geçen kişinin başında bulunduğu kurumdaki başarılarını ve alınan sonuçlar"a gelince, bu noktada cok iyi bilgi sahibi degilim. Ancak bu tur kurumlarin basinda olanlarin aciklamalarina guvenmeyi uzun sure once biraktim. 2018'de elektrikli arabamiz yollardaydi yoksa... 450km menzilli fuze demissiniz, az once baktim, S400 sistemi uc farkli fuze tasiyabiliyormus, en guclusunun operasyonel menzili 380km. Patriot daha da kisa. Lafa gelince daha iyisini yapiyoruz. Ama bir yandan da baskalarinin urettigi daha kisa menzilli sistemlere milyarlarca dolar harciyoruz... Neyse, cok hakim olmadigim konular bunlar... Farkimiz, siz hukumetin atadigi yoneticilerin aciklamalarina inanmayi tercih ediyorsunuz.
Ancak Turkiye'nin TUBITAK dahil bir cok kurum ve universitenin basinda yetkin kisilerin olmadigi bir gercek.
Beyin gocu ile ulkenin kan kaybinin ayyuka ciktigi da bir gercek.
Sevgili Haşmet bey,
Yine algılara oynuyorsunuz. Operasyonel menzil ile algılama menzili arasındaki farkı eminim benden daha iyi biliyorsunuz ama bilmeyen arkadaşlar için ben kısaca aradaki farkı anlatayım.
Hava savunma sistemlerinde operasyonel menzil hedefi vurmayı planladığınız uzaklıktır ; yani hedefi o mesafe içerisinde imha edersiniz. Ancak bu hedefi vurabilmeniz için asıl gerekli olan o hedefin tespit edilmiş olmasıdır. Füze sistemlerinin entegre çalıştığı radar sistemleri algılama menzilinizi oluşturur. Bir hedefi tespit edebildiğiniz menzili ne kadar uzağa taşıyabilirseniz isabet imkanınız o derece yüksek olmaktadır, savunma sistemleri operasyıonel menzilleri ile değil algılama menzilleri ile anılırlar .S400 için koparılan fırtına bu füzelere entegre çalışan radar sistemlerinin görünmez olduğu iddia edilen F35 uçaklarını dahi tespit edebilmelerinden dolayıdır. yani önemli olan füzenin menzili değil , neyi hangi mesafeden tespit edebildiğidir. Hisar sistemleri Patriot ve S400 füzelerinin dahil olduğu yüksek irtifa değil orta ve alçak irtifa sistemleri olarak tanımlanırlar , yani daha kısa operasyonel menzilli oldukları aşikardır. (Hisar A ve Hisar O için 30 km civarı , geliştirilmesi devam eden Hisar U için ise 120 km civarı) . 450+ km algılama menzili ise Hisar ile entegre çalışacak ÇAFRAD radar sistemlerinin algılama mesafesidir. Aselsan 600+ km lik ikinci bir sistem üzerinde de çalışmaya devam etmektedir.
Roketsanın Patriot ve S400 lere alternatif olarak üzerinde çalıştığı SİPER adı verilen projede hedef 500 km operasyonel menzile ulaşabilmektir.
Yeterince açık anlattığımı umuyorum.
Sevgilerimle
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
