Kapalı, izbe, havalandırmasız, olsa da yetersiz, tıklım tıklım zamanın atari salonlarında günlük cep harçlığını 3-5 dakikada .iç etmenin yanlışlığı ortada ama yaşamadan da ikna olmak mümkün değil idi.
Sakıncalı bir oyun değilse, mavi balina gibi, bırakın oynasınlar bilgisayar oyunlarını...
Alışkanlık haline gelirse, iş kötü ...
Hele ki, ezan vaktini takip eden hacıamcadan daha gayretli bir şekilde "şimdi gidip filomu kaldırmam lazım, yoksa vururlar, 6 aylık oyun birikimim boşa gider" gibi bir cümle duyarsanız, tehlike çanları çalıyor demektir...
Acayip bir konu bu bilgisayar oyunları, internet oyunları ... Anlamadan yasaklamak da yanlış olur... "Dışarda oynama üşütürsün!" diyen aşırı korumacı annenin çocuğu asosyal yapması gibi ... "Yine top peşinde mi koşturdun sen!" diyen babanın oğlunu dayak manyağı yapması gibi ...
"Kapat o bilgisayarı!" demek de ters tepebilir ...
Zor işler bunlar ...
Hem siz, her mahalle arasında bodrum katına zebil gibi internet cafe açıldığı dönemde, boyunuz ekrana, ayağınız yere basmaya yetmiyorken daha, ve internetçilerin yaş sınırına takılmadan herkesi içeri aldığı dönemde, kantır mantır oynamıyor muydunuz?