"Sakın Bindirme"
Bu günlerde yağmur hiç dinmedi..
Sürekli yağan yağmur ve rüzgara karşı motosikleti korumak zor oluyor.. Bir kılıf aldım fakat dayanmadı..
Kılıfın üstüne bir naylon alıp sarayım diyorum.. Birkaç yerinden iple de bağlanınca dayanır..
Naylon almak için nalbura gittim.. Müşterilere bakan adam yaşlı biri.... Gittiğimde kapının önünde çay içiyordu..
Motosikleti önüne park ettim..
Motosiklete baktı...
-Ooo bunlar çok iyi motordur.. dedi
-Yapma yaa..
-Evet.. dedi.. Sen bilmiyon mu?
- Çok anlamam..
-Ben kırk yıllık motorcuyum.. Sana bir tavsiyem var.. Sakın ha motorunu kimseye emanet etme...
-!!!!!??????
-Eğer motorunun uzun ömürlü olmasını istiyorsan kimseyi üstüne bindirmiyecen.. Dediğimi yap..
Bu motor ömürlük.. Üstüne kimseyi bindirme..
Dayının nereden canı yanmışsa motosiklet için tek ve en önemli tavsiyesi bu oldu... Zaten benim de ne böyle bir
ortamım, ne de motosikleti başkasına verecek bir durumum var..
Naylonu aldım,Çıktım.. Motosiklete bindim..
Dayı arkamdan;
-Sakın ha motorunu kimseye verme!! diye seslendi.
Ne diyeyim? Bir bildiği vardır her halde..
---------- Mesajlar birleştirildi - 21:05 ---------- bir önceki mesaj zamanı 08:49 ----------
.................................................. .................................................. .........................
.................................................. .................................................. .........................
Melankoli;
Dışarıda yağmur yağıyor.. Bardaktan boşanırcasına.. Teknenin içinde yağmur sesi daha çok oluyor.. Sanki şelalenin altındaymışım gibi..
Dört tarafım zaten sularla çevrili...
Bütün gün yağdı.. Dışarı çıkmanın imkanı yok..
Şu an gece yarısı.. İçeride loş bir ışık var.. Aydınlanma için küçük bir lamba yakıyorum..
Bir fincan filitreli kahve yaptım.. Yanımda.. Kokusu burnuma geliyor..
Kahve içmeyi çok seviyorum..
Bilgisayarda "Rodrigo'nun gitar konçertosu" çalıyor.. İçimde bir hüzün var.. Çok derin.. Gözlerimde damlacıklar birikiyor...
Sebep?
Sebep yok.. Bir melankoli işte.. Gelip geçici..
Ama beni buna hazırlayan etkenler yok değil..
Gece... Karanlık... Yağmur... Loş ışık.. Kahve.. Okuduğum kitabın son bölümü... Dinlediğim konçerto.. Yalnızlığım..
Bir de benim duygusal yanım..
Şimdi buradan yüzlerce kilometre uzakta lüks restoranlarda, sinema salonlarında, avm lerde ışıklar
içinde olan insanlar aklıma geliyor..
"Kim bilir ne mutlu insanlardır." Diye düşünüyorum..
Yani ben hariç herkes mutlu.. Olabilir mi böyle birşey..
Melankoli böyle bir şey demek ki..