ABD Suriye ve Afganistan'dan neden çekiliyor ?
-
özellikle türkiyenin ismini yazarak topu bölge ülkelerine atmasının sebebini pek anlayamadım,
sanırım rusya ve iran çin kadar büyük bir tehdit olarak algılanmıyor.
türkiyenin operasyon yapacağını ilan etmesinin ardından gelmesi ile ciddi soru işaretlerine sebep oluyor,
zira mevcutta iyi eğitimli ve donanımlı ağırlıklı olarak kürt etnik yapısına sahip 70.000 kişi olduğu söylenen hali hazırda savaşan türkiyenin terörist olarak nitelediği kitlenin nasıl reaksiyon vereceği de belirsiz.
boşluğun rusya, iran, suriye devleti tarafından doldurulacağı kesin gibi.
yakın zamanda çavuşoğlunun "esad seçim ile seçilirse işbirliği yapabiliriz" ifadesinin de türkiyenin de oyunun içerisinde bir şekilde kalmaya çalışacağını anlattığı söylenebilir.
nihayetinde türkiye suriye devletinin isteği dışında suriye topraklarında,
amerikadan sonra türkiyenin de çekilmesi istenebilir.
amerikanın kanatları altındaki kürtlerin suriye hükümeti ile anlaşması durumunda ise bölgenin nasıl şekilleneceğini kestirmek zor.
türkiyenin amerikanın boşaltacağı yerlere askeri müdahalesinin nasıl sonuç vereceğini de kestiremiyoruz,
bu şıkkın uygulanmasının yüksek olacağını düşünüyorum,
mevcut ekonomik krizin bir şekilde gündemden uzaklaştırılma çabası yeterinde malzeme kalmadığından dolayı pek uygulanamıyor gibi.
Afganistan ise biraz daha karışık,
anladığım kadarı ile ülkenin yarısı ışıd kontrolünde ve amerik askerlerinin yarısı olan 7000 askeri geri çekmeyi planlıyor.
anlayan beri gelsin.
Reklamlar
-
Bölgede parçalanan 4-5 ülke son aşaması suriye gibi ama asıl hedef ve beklenen son İran'ın da parçalanması.
Buda kimin işine yarıyor diye bakarsanız elbette ki İsrail...
Avrupa ve abd bunu temin edebilmek için ellerinden geleni yapıyor bana kalırsa. Dağılan bölgelerde kurulacak kürt yönetimleri İsraile hizmet etmeye devame decek. Altyapısı kuruldu. abdnin pekte fazla yorulmasına gerek yok artık gereken ortam sağlandı.
Rusya bölgede iranı desteklemeye devame decek. bunu ztn çok uzun yıllardır yapıyorlar.
Türkiye olarak bizim en büyük hatalarımızdan biri komşu işlerine karışmamak barışçıl politikalar ne yazık ki oyunda çok geç yer almamıza sebebiyet verdi. İş işten biraz olsa geçti bu sebeple bana kalırsa. Davutoğlunun suriyenin kalbinde namaz kıldırma mottosu biraz gerçek dışı algılandı. Ki ztn çok kalınmış bir strateji idi şimdiise anca 40 km içeri gireibliyoruz onun dışında bölgede çok bir üstünlüğümüz yok. Ama bana kalırsa Türkiye olarak en azından şimdiden sonra işler daha zor ama gerçekler daha ele alınır vaziyette.
Bu arada sadece kürt sorunu gibi algılanmasın Abd ve israil işi bi tık ileri boyuta taşıdı. Bölgede potansiyel güç olan sudan da işin içerisinde. Bölgede kürtlerin dışında arap olan ve olmayan insanların ayrımıda yapıldı, kartlar dağıtıldı vs.
Yani iş çok karışık.
-
Konu ile ilgili Zeynep Gürcanlı'nın bir yazısı var...
https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarl...kaldi-2835720/
-
Suriyede işler Amerikanın hayalini kurduğu gibi gerçekleşmedi. İstediği gibi at koşturamadı.
Neticesinde bu sömürgecilerin Suriyede istedikleri hedeflere ulaşması imkansız hala geldi. Maliyetler zaten kol gibi...
Daha fazla batmadan kaçıyorlar. Kaçarken de ortalığı karıştırmaktan geri kalmıyorlar.
Türkiyenin çok derinlere ineceğini, rusyaya söz geçirebileceğini sanmıyırum. Hatta imkansız.
Muhtemelen biraz ilerleyip üs bölgelerimizden olan biteni izleriz. Pkk-sdg-pyd vs bunların büyük direnç gösterebileceklerine ibtimal vermiyorum. Başka yere sürülecekler
-
Reiz kınadı o nedenle.
İşin şakası muhtemelen gelecek miktar giden miktarı karşılamadı.
-
Burada sadece çıkarı, Abd nin orada kalması ve ya ne bileyim petrol kuyularına çökmek gibi algılamak gerekir. En başlıca amaç bölgeyi karıştırmak ve zaten bu başarılmış bir şey. Türkiye'nin ise girmesi gerekli lakin geç kalınmışlığın sonucu. En baştan zamanında orada bulunan Türkmenler'e sahip çıkılıp, silah vs desteği sağlanmış olsaydı, bu gün fiilen oraya girmeden bir çok şey kontrol edilebilirdi.
-
abd aslında oradan "çıkmadı"..görevi fransızlara devir etti..fransa ordusu abd nin kararından sonra suriyeye askeri birlik sayısını iki katına çıkardı.abd zaten iç siyasetindede kriz halinde birde buna dış siyasette (ırak-afgnistan-suriye giderleri) oldukça arttığından artık elde edeceği bir koz kalmadığından geri çekilme yapmayı kararlaştırdı.abd resmen orada olmasada fransa üzerinden güdümlü siyasetini devam ettirecektir.fransanın ise ciddi anlamda afrika ülkelerindeki hakimiyeti zora girdiğinden suriye toprakları daha değerli.Ayrıca akdenizdeki petrol ve doğalgazdanda faydalanalım diye suriyede olmak zorundalar.
başından beri rusya ve iranın esat arkasında durup çıkarlarlarını korudukları bir gerçek ancak şunuda unutmamak lazım,biz ancak komşularımız ile iyi geçinir isek daha sağlam kalırız.2019da şahsen benim düşüncem savaşın suriyede biteceğidir.ciddi bir siyaset dönüyor orada çünkü.suriye şuan adeta 2.dünya savaşından çıkan ,yıkılmış bir almanya gibi.bu bölgenin tekrar inşası,alt ve üst yapılarının yenilenmesinde türkiyeye işin kaymağını yiyecek,herkes savaşın bitmesini bekliyor.türkiye ise özellikle sınır şeridinde,fıratın doğusu-batısı olarak belirlenen alanlarda güvenlik karakolları kurarak terör dalgasına ön bir bariyer oluşturmak istiyor ve kesinlikle bir kürt devleti oluşumunu "savaş sebebi" olarak duyana duymayan ilan ettiler zaten.Bu noktadada rusya ve iran türkiyenin yaklaşımına olumlu tepki verdiler ve anlaştılar.olay artık abd çıktıkdan sonra terör unsurlarının bertaraf edilmesi ile savaşın bitirlmesi süreci başlaycak ancak suriyede olan dış askeri birlikler çıkmayacak,herkesin bir karakolu,üssü olacak.tamamen parçanmış bir ülke gibi olacak ama bir ırak ortamı gibide düşünülmüyor bu.kıbrıstaki ingiliz üssü gibi bir modelle "biz varız ama iç siyasetinize karışmayız" düşüncesinde bir oluşum olacak.
muhtemelen suriye "bir eyalet sistemi" dahilinde yönetilecek,yani suriye devleti bayrağı altında bölge bölge ayrıştırılacak ve kontrol altında bir tutalacak.kürtler içinde böyle bir eyalet bölgesi kurulması,kendi dili,kanunları ile siyaset yapılması ama suriye bayrağı ile yaşanılması istenilecek.genel olarak türkiye-rusya-iran ve dahi almanya-fransa bu plana destek verdiler.avrupa zaten kaynayan kazan ve bir gçö dalgasını savuşturacak halde değiller,suruyedeki savaşın bitmesini artık onlarda istiyorlar.
afganistandaki askerin çekilmesi durumuda aynı politik ve mali sebeblerden.afganistanda "işid" yok,"taliban" var.ikiside ayrı oluşumlar ancak afganistanında son verilerine göre %78i taliban kontolüne geçti ve abd ile arkaplanda anlaşarak ülkenin cia kontrolünde yönetilmesini kabul ettiler.bunun asıl sebebide çin korkusu..çin şuan abd nin "1 numaralı" düşmanı haline geldi.İran bile ikinci planda şuan abd için.varsa yoksa çinin büyümesini,güçlenmesini engellemek.çinin büyük hayali ve projesi "yeni ipekyolu" çalışması.yeni ipekyolu afganistan ve pakistan üzerinden iran,rusya ve türkiyeyide geçerek avrupaya ulaşmak.bu dünyanın en büyük ticari yolu,bir anlamda yolun geçttiği her ülkeyi ekonomik olarak fırlatacak bir proje.abd rahat duramaz bu noktada ve bu konuda afganistanı sağlama aldı,ipekyolu kurulma aşamasında talibanı öne atarak terör estirecek,ipekyolu kurulsa bile ipekyolunu kullanan her ülkede cia destekli terör saldırıları edilecek.abd artık gözünü çine dönmüş vaziyette ve suriye gibi alacağı kısıtlı kaynaklara yaturım yapmak istemiyor ama "bir elimde orada olsun" diyerek fransa üzerinden politika yürütüyor.
türkiyenin bu olan bitenlerden zaten hep haberi,istihbaratı vardı dolayısı ile yatırımlar hep "milli savunmaya" yapıldı.şuan dünyada gerek askeri gerek sivil olsun "drone" teknolojisinde ilk 5 deyiz ve geleceğin en popüler mesleğide "drone pilotluğu" olacak,okulları bile açıldı hizmet veriyor ülkemizde.son 10 yılda savunmaya harcanan paralar işin gerçeği ekonomimizde çok darbe vurdu zira yıllık geliirn %70i kadarı milli savunma harcamalarına gidiyor ve bu anlamdada savunmaya en çok yatırım yapan ülkeler sıralamasında 10 yada 11. sıradayız.
kısacası komşularımızın durumu,dünya politikaları ve değişen konjektürde ezelden beri klişe olan "askeriyesi dışa bağımlı kalan ülke asla güçlü bir ülke değildir" sözünden ötürü ülkemiz iç ve dış politikaları sürekli değişti,değişmeyede devam edecek.uluslar arası platformda "dost ülkeler" yoktur,sadece " ortak çıkarı olan ülkeler" vardır.Bu rusya ilede böyle,iran,abd ve diğer ülkelerdede.Yani bügün "okey" denilen bir konuda yarın "red " veriyorsa hükümet bu döneklik yada sözünü yemek anlamı taşımaz,ülke çıkarları değişmiştir.abd bu yüzden çıkıyor suriyeden ve bizde arkaplanda bazı garantiler aldığmız için fıratın doğusuna saldırmıyoruz.
Şahsi İnstagram Hesabım: _hayalet_ct.mc
Chaos Turkey MC - instagram: chaos.turkey.mc
Superlight Türkiye Facebook Sayfamız: slturkiye
-
Soruyu bir de şöyle sormak gerekiyor. ABD Afganistan'a neden girdi? Suriye ye neden girdiğini biliyoruz. 2050 yılında 25 milyon olacağı tahmin edilen yahudi nüfusa yer açmak için.
Tamamen çekilme mümkün olamaz çünkü artan yahudi nüfusa toprak lazım. Zaten şimdi işgal ettiği yerlerin hepsini elinde tutamaz ( öyle de bir niyetinin de olduğunu sanmıyorum ) en azından kuzey kısımlarından vaz geçip, güney kısımını elinde bir şekilde tutacaktır. Böylece herkesin istediği olmuş olacak.
Türkiye Suriye'nin kuzey kısmını almış olacak.
Esed batı kısmıyla yetinecek.
Rusya bu ülkeye üstleri ile kalıcı olarak yerleşecek Akdeniz'de toprağı olmuş olacak.
İran Esed'e ait kısımda dini egemenlik sağlamış olacak.
İsrail şu anda ABD nin işgal ettiği yerlerin güney kısmını alarak artan yahudi nüfusuna yer bulmuş olacak.
Şu an yapılan herkesin bu paylaşımdan bir parça daha fazla toprak kapma savaşı.
-
"yatırımlar milli savunmaya yapıldı" kısmına kadar çoğunlukla katılıyorum,
bir de Amerika trump ile beraber dünyadan aşırı derecede tepki görüyor,
sanki kişisel bir "ders verme" tavrı da var,
gerçi elemanın seçim öncesinde verdiği vaatlerde askerleri çekeceği konusunu belirtmiş.
dünyanın jandarmalığından nispeten vazgeçip gölgede büyüyenlere de "buyurun meydan" denildi.
öyle ya da böyle dünyada işler keskin olarak değişiyor,
türkiyenin bunun neresinde olacağını kestirmek zor değil.
@ihtiyar
asıl meselenin enerji savaşlarından kaynaklı olduğunu düşünüyorum,
mesele sadece Yahudi meselesi değil.
belki bir ayağıdır ama ana taşıyıcı farklı gibi.
-
25 Aralık 2018, 13:58
#10
-
25 Aralık 2018, 14:34
#11
The Dude adlı üyeden alıntı
"yatırımlar milli savunmaya yapıldı" kısmına kadar çoğunlukla katılıyorum,
bir de Amerika trump ile beraber dünyadan aşırı derecede tepki görüyor,
sanki kişisel bir "ders verme" tavrı da var,
gerçi elemanın seçim öncesinde verdiği vaatlerde askerleri çekeceği konusunu belirtmiş.
dünyanın jandarmalığından nispeten vazgeçip gölgede büyüyenlere de "buyurun meydan" denildi.
öyle ya da böyle dünyada işler keskin olarak değişiyor,
türkiyenin bunun neresinde olacağını kestirmek zor değil.
@ihtiyar
asıl meselenin enerji savaşlarından kaynaklı olduğunu düşünüyorum,
mesele sadece Yahudi meselesi değil.
belki bir ayağıdır ama ana taşıyıcı farklı gibi.
abd dünya genelinde presjtij kaybı yaşadı,orası bir gerçek ancak bu "asıl dış politika" düşüncelerini değiştirmez.başka alt alternatiflerden devam ederler.sorun sadece suriye değilki.nato artık abdnin bu aşırı agresif dış politikasından sıkılıp,nato ve ab üzerindeki baskısından ötürü kendi "avrupa ordusu"nu kurma düşüncesinde.şöye bir bakıldığında AB ve nato ülkesi avrupa ülkerinin ordu gücü abd ye göre çok zayıf.bu 2.dünya savaşından bu yana yapılan anlaşmalar ile kısıtlanmış durumda.bir hollandanın,belçikanın vb ülkelerin orduları yok denecek kadar az.bu noktadada bu ülkeler sırtlarını natoya dayamış vaziyette ve fransa,almanya gibi nispeten ordusu olan ülkeler için bu durum çok büyük handikap ,bu yüzden avrupa ordusu kurulması fikri ortaya çıkınca trump küplere binip macrona ters yaptı " biz olmasaydık siz şuan ingilizce eğitim görüp şeirlerinizin isimlerini dahi değişmiş bulacaktınız" diyerek büyük bir çıkış yaptı ama böylesi bir lafdan sonrada ne gariptirtir fransa üzerinden "sarı yelekliler" olayları başladı (?) bizler artık o kadar alışmışızki bu tür olaylara film izler gibi bakıyoruz artık.türkiye politik krizlerin en babsını yaşadı çünkü,bunlar daha yeni yeni bunları görüyor.
misal bir başka örnek kaşıkçı olayı.türkiye bana göre dört dörtlük bir politika yaptı,herşeyi paylaştı ortaya koydu.abd ise fena köşeye sıkıştı çünkü abd için arabistan yarım adası hayati önem arz ediyor orta doğuda.peki bu olay abd nezlinde nasıl "hafif geçiş" yapıldı.son 1 ayda yaşananlara bir bakın anlarsınız.çok bilinmeyen bir noktayı söyleyeyim ben,arabistan ordusu çoğunluğu abd malı silah ve ekipmanları kullanır.ordunun %60ından fazlası silah ihtiyacını abd nin en büyük silah firmalarından alır.diğer geri kalan ihtiyaçlarını ise çin ve rusya üzerinden yapar.bu kaşıkçı olayı sonrasında abd hükümeti arabistana "ordunuzun geri kalan silah ihtiyacını rusya ve çinden değil,tamamnını abd firmaları üzerinden yapın" teklifi sunarak arap yönetimini koruma çözümü sundu.araplarda bunu tabi kabul etti.sonrası malum,kaşıkçıyı soran eden varmı şimdi?
türkiye devleti diğer devletler gibi her zaman kendi çıkarını düşünmek zorundadır.çıkar anlaşmaları ile güvenliğini sağlamak ezelden beri her ülkenin yaptığı bir şeydir.hiçbir ülkeye güvenmessin ama çıkar anlaşmalarını karşılıklı olarak yaparsın,bunun adı politikadır ve bu politikalarda her zaman farklılık gösterebilir.misal bir ürünü ülkemizde yapmak 50 lira tutuyorsa ve bunu rusyadan,çinden 30 liraya mal edebiliyorsak bunu o ülkelerden alabiliriz,çok basit bir örnek söyledim.her ülke içinde bu böyledir.asıl mevzu o ürünü ülkemizde 30 liradan daha aza nasıl üretirizin yollarını aramaktır,yani arge edip sonuç almaktır.bunlarda öyle 1-2 yılda olacak işler değildir şuanki koşullarda.
şuan enerji meselesinde ilk hedef kıbrıs bölgesi ve akdeniz bloğundaki petrol doğalgaz konusu.
bu bölgelerde petrol ve doğalgaz rezervleri artık belli,sadece uluslararası deniz hakları noktasında her ülkenin ayrı bir savaşı var.yunanistan burada çok kumar oynuyor zira ege ve akdeniz üzerinde türkiyenin haklarının bulunduğu noktaları ele geçirmek istiyorlar.medyada sık sık duyduğumuz yunanlıların türkler için sınır ihlalleri yaptığı ve kendi bölgesine tehdit oluşturduğu beyanların altında bu mesele vardır,algı oluşturup uluslar arası kamuyounda avantaj yakalamak istiyorlar zira akdeniz bölgesindeki rezevlerin adaletli paylaşımında her ülke (türkiye dahil) en az 70 ila 100 yıllık bir petrol-doğalgaz ihtiyacını karşılayabilcek.tabloya o noktadan bakarsanız işin boyutunu görürsünüz.zaten türkiye geçen yıl bir petrol ve doğalgaz arama-çıkarma özellikli ,tam teçsizatlı son model 2 gemi "satın aldı"..ciddi paralar ödendi.akdenizdeki bizim sınırlarımız içinde bulunan petrol ve doğalgazın çıkarılması ve ülkemiz içinde kullanılması 2019da kesin açıklanacaktır,ben öyle öngörüyorum.türkiyede kendi çıkarları doğrultusunda akdenizdeki haklarını korumak,belki bir iki noktayıda akdenizde koparabilmek için ayrıca politika yürütüyor.mesela "su" kozu türkiyenin elinde.suriyeninde akdenizdeki bazı noktalarda petrol rezevleri hakları var ama "su"ları yok ve "fırata" muhtaçlar..hadi gelin politika senaryoları üretin?
hiçbir şey sebebsiz ve nedensiz değil.türkiyenin konumunu şöyle bir örnekle sonlandıralım;
abd son bir manevra ile "parasıyla almak isteyipde vermedikleri" patriot füzelerinin satışınıa onay verdi ama biz daha öncesinde rusyadan s-400 aldık.şimdi ortada şöyle bir durum var,s-400 füzelerini nato ülkeleri kullanamaz ama biz ülke güvenliği noktasında rusyadan almak zorunda kaldık (iyide oldu).şimdi patriot alır isek s-400 ler ne olacak? natoya göre patriot alırsak s-400 leri kullanamayız(mışız)..
sonra ortaya şöyle bir iddia atıldı..türkiye patriot alırsa s-400 füzerlinin teknolojisini natoya satarmı arkaplanda? bu işin birde teknolojik casusluk durumu var tabi..bu iddialara çok supriz bir isimden net bir cevap geldi.rusya lideri putinden..kendisi "s-400 anlaşması yapıldı ve teslimatlar yapılacak.teknoloji casusluğu konusunda türkiye devleti böylesi bir adım "atmayacağından" rusya olarak türkiyeye güvenimiz tamdır diyerek noktayı koydu..yani çıkarlar,ülke güvenliği vs eyvallahda bu tür anlaşmalardada "güven" esasına dayalı bir siyasette lazım.türkiye göreceksiniz hem s-400leri hem patriotları alacaktır,bu kimsenin garibine gitmesin.bu tür durumlarda "alışagelmiş dengeler" bizim gördüğümüz gibi yaşanmaz,çok farklı denklemler o günün koşulları ve çıkarları içine dahil olur ve sizde ülkeniz için en uygun politikayı izlersiniz.
Şahsi İnstagram Hesabım: _hayalet_ct.mc
Chaos Turkey MC - instagram: chaos.turkey.mc
Superlight Türkiye Facebook Sayfamız: slturkiye
-
25 Aralık 2018, 15:14
#12
putinin ne türkiyeye ne yöneticilerine zerre kadar güvenmediğini düşünüyorum,
o laf biraz da "sıkıysa yapsınlar" anlamında söylenmiştir.
türkiye bu kadar bağımlı ve kırılgan bir ekonomi,
olduğu çağı yakalamaktan uzak insan kaynağı,
giderek demokrasi ve yaşanılan çağdan uzaklaşan aşırı kalabalık nüfusu ile (ve eklenecek onlarca sebep daha olabilir);
değişime ayak uydurabilecek gibi görünmüyor.
bu durumun değişeceğini düşünmek de zor.
dünyada dengeler değişiyor, (her zaman olduğu gibi)
yok denecek uluslararası ilişkiler bilgim ile durumun pek iç açıcı olmadığını düşünüyorum.
amacım perdenin önünden ziyade arkasına da göz atabilmek.
verdiğin bilgiler için teşekkür ederim.
dediğim gibi çoğunca aynı fikirdeyim,
bağzı detaylar hariç.
-
25 Aralık 2018, 15:46
#13
The Dude adlı üyeden alıntı
putinin ne türkiyeye ne yöneticilerine zerre kadar güvenmediğini düşünüyorum,
o laf biraz da "sıkıysa yapsınlar" anlamında söylenmiştir.
türkiye bu kadar bağımlı ve kırılgan bir ekonomi,
olduğu çağı yakalamaktan uzak insan kaynağı,
giderek demokrasi ve yaşanılan çağdan uzaklaşan aşırı kalabalık nüfusu ile (ve eklenecek onlarca sebep daha olabilir);
değişime ayak uydurabilecek gibi görünmüyor.
bu durumun değişeceğini düşünmek de zor.
dünyada dengeler değişiyor, (her zaman olduğu gibi)
yok denecek uluslararası ilişkiler bilgim ile durumun pek iç açıcı olmadığını düşünüyorum.
amacım perdenin önünden ziyade arkasına da göz atabilmek.
verdiğin bilgiler için teşekkür ederim.
dediğim gibi çoğunca aynı fikirdeyim,
bağzı detaylar hariç.
putin konusunda şöyle bir ekleme yapabilirim;
putin elbette sadece türkiyeye değil hiç bir ülkeye güvenmez (diğer devletler gibi) ancak ülke çıkarları ölçüsünde hareket etmek zorundadır.
putin "aba altında sopa" göstermek istese bunu çekinmeden yapar(geçmiştede bunu yaptı) dolayısı ile putinin beyanını o şekilde algılamanız yanlış.öyle bir düşüncede olsa putin,ortak stratejik politikalarda türkiyeye anında tepki verir,bazı "konuları" yokuşa sürmektende çekinmezdi.sonuçta ükeler arası bir çıkar anlaşması yapılmış,her iki ülkede buna mutabık kalmış (iranda dahil) o yüzden böylei bir hatayı türkiye yapmaz.türkiyenin rusya ve iranla uzun vade planları var,gerek ticari gerekse askeri alanda.bu durumda kimlerini rahatsız eder düşünmek lazım biraz.
Ben iç siyasette yaşananların "tamamiyle" dış siyasatte yaşananlardan ötürü etkilendiğini ve yönlendirildğini düşünenlerdenim.Bu her ülke için aynıdır zaten.Çok ufak bir örnek vereyim yine;
2019 itibariyle alışveriş yapılırken "naylon poşetlere" ek ücret getirilcek.şimdi bakıyorum çevreme bilip bilmeden çok laf ediliyor,iasyan diz boyu.peki neden böyle bir şey yapılıyor?
yanlış hatırlamıyor isem 2017 sonunda avrupa birliği bir karar aldı ve ab üyesi her ülkenin 2019 yılı itibariyle plastik poşetlerin alışveriş merkezleri vb yerlerinde yasaklanması oy birliği ile kabul edildi.avrupada plastik poşet çöp artıkları o kadar ciddi bir boyuta ulaştıki çevre ve sağlık yönünden risk boyutu kırmızı çizginin üstüne çıktı.biz ülke olarak "hala" AB uyum yasaları çerçevesinde hareket ettiğimiz için ab nin aldığı bu karara rivayet ettik ve bu plastik poşet olayında mecburi bir yasa çıkarttık.işin asıl gerçeği aslında bu ve dediğim üzere bu da basit bir örnek.
burada anlatmaya çalıştığım konu bizi etkileyen dış etkenler oldukça fazla.ekonomik ve siyasi dayatmalar neticesinde böyle kararlar alınıyor.
dış siyaseti,dünyada yaşanan olayları "en az iç siyaseti takip ettiğimiz kadarı" ile incelersek tablonun detaylarını daha net görürüz.yani dünyada ne yaşanıyor,ülkeler ne yapıyor-ediyor diye gözümüzü hep yere doğrultursak yaşadığımız hayatta çoğu konuda yanılgı içine düşebiliriz.işte o söylemiş olduğunuz "çağı yakalama" bilincine ulaşabilmek içinde önümüzdeki tablonun bir noktasına değil,tüm çerçeve içinde kalan detaylarına bakarak daha sağlıklı bilgilere ulaşabiliriz.değişime ayak uydurmak isteniyorsada şayet,bakış persfektimizi genişletmek şart.ülkemizde yanlış karar ve uygulamalar olmuyormu? elbette oluyor,yaşıyoruz,acısını çekiyoruz ama bütün bunlarda karamsar düşünüp enseyi karartacak hale getirilmemeli ve çözümsüz görünmemeli.sadece ülke insanı olarak olaylara geniş ve derinlikli bakalım,bu hangi görüş ve düşünceden olursa olsun.
Şahsi İnstagram Hesabım: _hayalet_ct.mc
Chaos Turkey MC - instagram: chaos.turkey.mc
Superlight Türkiye Facebook Sayfamız: slturkiye
-
25 Aralık 2018, 15:51
#14
" iyi eğitimli ve donanımlı ağırlıklı olarak kürt etnik yapısına sahip 70.000 kişi" 😀
-
25 Aralık 2018, 16:01
#15
Boldpilot adlı üyeden alıntı
evet bu görüntüde %100 milli olan askeri drone ile fıratın doğusunda çekilmiş bir videodan alınmış.drone okadar sessizki kampın dibine kadar indiğinde dahi fark edilmedi,son anda bir gözcünün fark etmesiyle garip bir şekilde kamptaki teröristler hızla oradan uzaklaşdı ve bir süre sonrada drona ateş edilmeye başlandı.
Şahsi İnstagram Hesabım: _hayalet_ct.mc
Chaos Turkey MC - instagram: chaos.turkey.mc
Superlight Türkiye Facebook Sayfamız: slturkiye
-
26 Aralık 2018, 13:33
#16
can't be worried about that shit. life goes on man.
-
26 Aralık 2018, 13:42
#17
Kuzey Irak'taki Türkmen kardeşlerimizi, ki böyle türkmen deyince sanki ha onlar başka gibi de anlaşılıyor, oysa bildiğin Türk hepsi, hengamenin ortasında unutmamak dileğiyle ...
-
26 Aralık 2018, 14:43
#18
Benim fikrim :
ABD Suriye'yi yıkmak için DAEŞ'i silahlandırıp üstlerine sürdü, onlar da zayıf anlarında bölgeyi Kürtlere bırakıp geri çekildiler. Şimdi o durum geçti ve savaşı kazandılar, merkezi hükümet tekrar oraya gelecek, tabii Rusya desteğiyle. Biz de aradan pay kapmaya çalışıyoruz, bakalım gücümüz ne kadar ?
---------- Mesajlar birleştirildi - 14:43 ---------- bir önceki mesaj zamanı 14:42 ----------
GezeGeze adlı üyeden alıntı
Kuzey Irak'taki Türkmen kardeşlerimizi, ki böyle türkmen deyince sanki ha onlar başka gibi de anlaşılıyor, oysa bildiğin Türk hepsi
Pek bildiğimiz gibi değil görünen, daha çok Arap gibi olmuş onlar. Ha günümüze uyuyor mu? Uyuyor evet.
-
26 Aralık 2018, 15:05
#19
rusya, çin, suriye , iran türkiyenin kontrolündeki bölgelerde bulunan örgütleri terör örgütü olarak görüyor ve imha etmek istiyorlar,
ruslar kürtlere ellerindeki bölgeleri suriye hükümetine devretmelerini söylemiş,
kürtler ise özerklik, otonomluk, eyalet sistemi ya da söz hakkı istiyorlar.
bu verilerin üzerinden şam yönetimi "tamam size bazğsı haklar tanırım, önce şu fıratın batısındakileri bir temizleyin" dediğinde ne olacak ?
büyük oyuncular türkiyeye " siz işgalcisiniz, çekilin" derse ne olacak ?
ihtimal dahilindedir bu seçenekler.
can't be worried about that shit. life goes on man.
-
26 Aralık 2018, 15:22
#20
Öyle bir yaklaşımı olası görmüyorum. Dünya hassas bir dengede ve değişken.
Ama Türk askerini bölgeden çıkmaya zorlamak fazla marjinal bir karar olur
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)