hasmet adlı üyeden alıntı
Açık açık yazdığınız için teşekkür ederim. Ne yalan söyleyeyim, etkilendim ve biraz da düşüncelendim.
Malum forumda her türlü insan mevcut. Kritik düşünemeyen, ilkesizliğinin farkında bile olmayan, çoğu zaman da günün medyasının papağanlığını yapan insanlar ne yazarsa yazsın çok etkilemiyor beni şahsen. Çünkü bir ülkeye yön veren insanlar o tür insanlar değil kanımca. Gün gelip de rüzgar yön değiştirince onlar da değişiverirler, farkında bile olmazlar. Sayıları çok olsa da ehemmiyetleri yok. Çünkü kontrol edilebiliyorlar.
Amerika'nın da çoğu cahildir. Tutucudur. Yüzde yirmi civarı ırkçıdır. Ancak işleyişi düzgündür. Çünkü ülkeyi aklı başında insanlar düzenler. Gerek devlette, gerek özel kuruluşlarda, medyada, üretimde, üniversitelerde, bunların karar verme mekanizmalarında rastgele halk değil, neyin ne olduğunu bilen insanlar olur. Bunların dediği, yaptığı, uyguladığına göre halkın kararı şekillenir. Avrupa'da nasıldır bilmiyorum, ancak benzerdir diye tahmin ediyorum. Çok gittim, ancak uzun süreli yaşamadığım için net konuşamıyorum.
Bazı üyeler çoğu zaman "çomar, koyun sürüsü" tabir ettikleri bu yönlendirilebilir halkı durumdan mesul tutuyorlar. Görünürde mutlaka öyle, ancak ülkede etkinliği yüksek olan insanların sorumluluğunu ihmal ediyoruz gibi geliyor bana. Açıkçası bence asıl sorun da orada.
Yazdıklarınızı neredeyse beş kez okudum. Okudukça daha da bağ kurdum. Ülkenin güvenliği söz konusu olunca bazı haklar ortadan kalkabiliyor, doğru. Ancak bu seviyede bir toptancılık modern bir batı devletinde uzun süredir yaşanmış değil. Zaten o yüzden modern adalet sistemini geliştirmişler, "cadı avı" gibi kavramlar oluşmuş. Guantanamo var, doğru, ancak bu daha çok bir dış operasyon. Amerika'da bir yakını Guantanamo'ya alınmış insan sayısı nüfusa oranlandığında yok denecek kadar azdır. Türkiye'deki durumla karşılaştırılabilir bir durum hiç söz konusu değil.
Adalet gerçekten işliyor burada. "Doğru"nun gerçekten de bir gücü, bir ağırlığı var. Garip geliyor, dışarıdan çok belli olmuyor belki, ama "güç" değil, "doğru" kontrol ediyor gündelik yaşamı. Amerika'da yaşayan ve yabancı olduğu belli biri olarak onca senedir hiç ayrımcılığa maruz kalmadım. İskandinav ülkeleri de öyle. Malesef ülkemiz çok öyle değil. Bu yüzden ülke olarak etik seviyemiz, dindar geçinen kesim başta olmak üzere bir batı ülkesi seviyesinin çok altında bence. Kur'anda yazan değil, içinde yaşadığımız hayat belirleyici oluyor haliyle.
Yazınızın asıl içeriğine geri dönecek olursak, beni düşüncelendiren durum geçerli argüman eksikliği...
Durumun farkındasınız, "Evet adalet ülkemizde düzgün işlemiyor" diyorsunuz, ama sonra "ama nerede düzgün işliyor ki" diyorsunuz.
Toptancılığın önemli bir sorun olduğu bilincindesiniz, ama darbede ölenleri, cemaat yüzünden adaletsizliğe, haksızlığa ve ayrımcılığa uğrayanlari, yakınlarının çektikleri acıları sebep olarak gösterip, bu olaylarla alakası olup olmadığı belirsiz insanların yaşadığı ciddi haksızlığa çok duyarsız yaklaşıyorsunuz.
Mesela hapse atılıp 6 ay sonra salınan bir fetöcü kadın yakın arabanızın suçu neydi? Çünkü bir suç yazmamışsınız.
Emin Çölaşan'ı ve yazılarını çok takip etmişliğim yok. Hakkında yazılanlara itiraz edecek bir argümanım da yok. Bu mektubu iyi niyetle yayınlamamış ta olabilir. Ancak bu durumun yazımın ana fikriyle ilişkisini de göremiyorum.
Umarim rencide etmiyorum, etmedim.