Mutlaka. Sonucta insandir, elestirilebilir. Zaten bu gibi eserleri yuzyillari asmis bir cok alim de bir cok konuda hem fikir degildir. Gunumuz bilim dunyasinda bir cok tartismali konu oldugu gibi.
Ancak genel olarak ulkemizin icinde bulundugu rezilligi dinle iliskilendirmeye calismak bence yanlis. Insanlar din olmadan da gayet cahil ve bagnaz olabiliyorlar, sacmasapan olgu, kavram ve insanlara inanabiliyorlar. Hatta bazi pek atesli ateist tayfasi farkinda bile olmadan bilimi dinlestirmeye calisarak kendilerini, surekli asagiladiklari "cahil dindar" tayfayla benzer bir konuma cektiklerinin farkinda degiller.
Burada dalga gecilen Geylani, hayati ve eserleriyle bulundugu asrin 900 yil otesine, tum dunyaya sesini duyurmus:
https://en.wikipedia.org/wiki/Abdul_Qadir_Gilani
Burada seviyesizce baskalariyla "comar, comar" diye dalga gecenler, icinde yasadiklari ulkede ve zamanda, kendi dillerini konusan kendi vatandaslarina gayet makul olan dusuncelerini anlatamamaktalar. Acaba sorun gercekten tek yonlu mu?
her parça olmasa da, sadece kutusunu yapmak ve kırmızı ledleri yapıştıp elektrik bağlamak bile ülkenin ne kadar ilerlediğini gösteriyor, bir ara bir teknoloji bakanı vardı, ses kayıtlarının montaj olduğunu "hisseden" o bakanlık değil mi buna destek çıkan!
Amaç yapılmışı yerli yapmaksa daha ucuza mal edip kar elde etmen mümkün olmadığına göre boş iştir. Mesele yapılmamışı herkesten önce yapıp fikri dışarı kaptırmamakta.
He yani, allah bazı sevgili kullarına böyle kerametler bahşedebiliyor, öyle mi ?
Sana cevabı şu amcamız versin. Bu eşeklikle bu millete semer vuran daha çooook olur.
"İnsanları kandırmak, kandırılmış olduklarına ikna etmekten çok daha kolaydır" demiş bilge kişi. Hile hurdaya başvurmadan yaşamaya çalışanların işi gerçekten zor.
"Geçmişini hatırlamayanlar onu tekrardan yaşamaya mahkumdurlar". -Santayana
öyle. hileye hurdaya başvurmadan yaşamaya çalışmak epey zor. büyük erdem sahibi olmayı gerektiriyor.
fakat insanlar seni kötü yola girmeye zorluyor. kötü olan, zamanla normal bir değer halini alıyor ki korkunç olan da bu. kötülük yaygınlaşıyor ve içselleştiriliyor.
bir sözüm de hasmet'e: sen hiç adam smith'in şahsına övgüler düzen bir yabancı gördün mü? göremezsin. ya da einstein'in askerleriyiz diye böbürlenen bir alman/amerikalı? o da olmaz çünkü zeki insanlar şahıslara değil fikirlere saygı duymayı biliyorlar. zekâ düzeyi henüz 6 yaşındaki bir çocuk seviyesinde kalanlar ise şahıslara tapınmaya devam ediyorlar.
bu insanlar şahıslara tapınmayı bırakmadan ve somut/rasyonel düşünceyi ön plana çıkarmadan değil anakart, tuvalet kağıdı bile üretemezler.
Konu ne ara dine geldi?
Arkadaşlar din, hakkında tartisilabilcek birşey değil. Inanç temelli her konu doğrudan fikir sahibinin subjektif yorumuna mahkumdur. Inanç ise doğrusu yanlısı olmayan bir konu. Kimse kimseye sen yanlış inanıyorsun diyemez cunku inanç ispata ihtiyaç duymaz.
Bugün ülkemizde çoğunluk sorsak kendini müslüman olarak tanımlar, otesine karismaz, tek tip bir ıslam inancı olduğunu düşünür. Halbuki yaygin inanista ıslam öyle bir din ki, hayatın her alanını düzenlemek ister. Dolayısıyla detaylar işin içine girer. Detaylar ki hangi suda abdest alınır, hangisinde alınmazdan tut kertenkele görünce ne yapmalıyız sorusuna dek hüküm verir. Kılcal damarlara kadar nüfuz eder.
Kılcal damarlara ise kardeşim tıpkı bir dolaşım sistemi gibi silsile yoluyla üst makama tabi olur. Sen en son katmanda artık sadece bir mukallitsin. O yüzden neyi taklit ettiğini iyi bilmen lazım. Ha sen kime tabi olacağıni kendin seçebilirsin o ayrı, ama sonrasında pek bir soz hakkin kalmıyor. Yüzyıllar içinde hayat ile ilgili senin için pek çok karar verilmiş ve sen buna uyarsin. Diyanetin yayınladığı ilmihaller ne sanıyorsunuz?
Bütün bunlar ameli hususlar için. Işin bir de itikadi tarafı var ki o konu daha da uzun, çıkamayız işin içinden.
Bir de tabi sadece kuran müslümanları var. Hadislere itibar etmiyorlar. Sen bunlara da yanlış diyemezsin, çünkü adam öyle inanıyor. Inanç bu, matematik değil ki.
Çok temel konularda bile farklı yorumlar var. Örneğin şiiler 3 vakit namaz kılar. Imanin şartları farklıdır. Adam buna inanıyor, yanlış diyemezsin ki? Kırmızı mi güzeldir mavi mi güzeldir demek gibi bu.
Zaten bu yüzden laiklik var. Inanclardan bağımsız olarak toplum kurallarının düzenlenmesi ihtiyacını karşılıyor. Yoksa birbirine girer herkes.
Ben prensip olarak dini konuları konuşmam. Sebebi tartışılamaz olmasıdır. Tek kriterim özgürlükler. Başkasının ozgurlugune müdahale etmedigi sürece adam isterse sintoist olsun bana ne? Senin inancın yanlış diyemem.
O yüzden bırakın adam abdulkadir geylani'nin yediği tavuğu dirilttigine inansın. Temelde ne kadar insan varsa o kadar farkli inanç vardır kabulünü yaparsak işler çözülür.
Dini değerlerle alay etmeyi ne zaman bırakacaksınız! üstün zekalı, kendini aşmış, nirvanasına yanaşmış vatandaşlar ?.
Kendinin de sümüğümsü bir maddeden ve o maddenin içindeki kurbağa yavrusu gibi kuyruk sallayan spermden bu hale geldiğini hatırla. Ölü tavuğun dirilmesinden kolay olmasa gerek ?
Ben inanan biri olarak, inanmayanlara saygı duyuyorum. Neden sen aynı şeyi yapamıyorsun ?
Fakir de aç kalsın diyen evliya mı olur...??? Bu makama (!?) gelince o da tavuk yer diyen veli mi olur, haydin len ordan...
Cübbelinin yanmaz kefeni neyse geylaninin tavuğu da aynıdır.
Herifler Allah'ın ağzından ayet uydurup hela taşını konuşturuyor güüya... Azraili havada yakalayıp(!) dövdükten sonra(?) hizmetçisinin canını geri koyandan (???) hiç bahsetmiyorum... Bunlar hepsi evliya..
Yanmaz kefen mi?
Bak bu ilgimi çekti
Garantisi var mı bari?
Sonra yamuğa gelmeyelim?
Ulan şu "kerameti, hikmeti varmış" diye çakma şeyhe şıha, dolandırıcılara dönüp eğilmekten bi bıkmadınız ha Bunların arada bazıları 'bade'leme falan yapıyorlar. Bir de karısını kızını bunlara gönderen ALAgavatlar var. Siz bu kafayla daha çoooooook badelenirsiniz... Bi de "dini deyerim o benim, dalga geçme " demiyolar mı
Biri der "tavuğu yedim, kemiğinden geri dirilttim", ötekisi der "badeledim, cini çıkarttım"... Ve bunun gibi bisürü saçmalığa itibar eden tipler... Lan siz manyak mısınız ?
Bir de konu nasıl dine geldi diyenler var. Anakart dolandırıcısı çakalın nasıl bir çevreden geldiği ilk bakışta anlaşılmıyor mu ? Siz 20 senedir bu insanları hiç mi tanımadınız ?
Peki, biz babasının eşeğini mi ürküttük? Diğer kullarını niye sevmiyor?
Şahsen keramet falan istemiyorum. Sayısal/Süper Loto'da çıkacak 6 rakamı söylese yeter.
TDK Güncel Türkçe Sözlük
takva isim, din b. (***) (takva eskimiş Arapça taḳvā
1. isim, din b. (***) Allah'tan korkma
2. Dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getirme, zühtHUCURAT Suresi 13. ayeti Türkçe Kur'an Mealleri
1 - İmam İskender Ali Mihr: Ey insanlar! Muhakkak ki Biz, sizi bir erkek ve bir kadından yarattık. Ve sizi milletler ve kabileler kıldık ki, birbirinizi (soyunuzu, babalarınızı) tanıyasınız. Muhakkak ki Allah’ın indinde en çok kerim olanınız (ikram olunanınız, en şerefli olanınız), (ırk ya da soy olarak değil) en çok takva sahibi olanınızdır. Muhakkak ki Allah, en iyi bilen ve haberdar olandır.
2 - Diyanet İşleri: Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.
3 - Abdul Metin Saruhan: Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkek ve bir dişi olarak yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O’ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.
4 - Abdulbaki Gölpınarlı: Ey insanlar, şüphe yok ki biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve sizi, aşîretler ve kabîleler haline getirdik tanışın diye; şüphe yok ki Allah katında sevâbı en çok ve derecesi en yüce olanınız, en fazla çekineninizdir; şüphe yok ki Allah, her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.
5 - Abdullah Parlıyan: Ey insanlar! Bakın biz sizi, bir erkekten ve bir kadından yarattık. Sizi birbirinizi tanıyasınız diye, milletlere ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz Allah katında şerefli ve itibarlı olanınız, yaşantısını, yolunu, yordamını Allah'ın kitabıyla bulmaya çalışanlarınızdır. Çünkü Allah, herşeyi bilendir, herşeyden haberdar olandır.
6 - Adem Uğur: Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.
7 - Ahmed Hulusi: Ey insanlar. . . Muhakkak ki biz sizi (hep aynı şekilde) bir erkek ile bir dişiden yarattık (Âdem hariç kaydı yok bu bildirimde); tearuf (tanışıp birbirinizden farklı özellikleri, kemâlâtı elde) edesiniz diye sizi ırklar - türler ve toplumlar olarak oluşturduk. . . Muhakkak ki Allâh indînde sizin en ekreminiz (en şerefliniz), sizin en muttaki (hakikate uygun şekilde) yaşayanınızdır! Muhakkak ki Allâh Aliym'dir, Habiyr'dir.
8 - Ahmet Tekin: Ey iman edenler, biz sizi bir erkekle bir kadından, bir asıldan yarattık. Birbirinizle tanışmanız, işlerinizi tedbirle idâre etmeniz, karşılıklı olarak, İslâmî kurallarla örtüşen milletlerarası teamüllere uymanız, yardımlaşmanız, kültür ve medeniyet alışverişinde bulunmanız, birbirinize iyiliği tavsiye etmeniz için, sizi milletler ve kabileler haline getirdik. Allah yanında en değerliniz, en üstününüz, takva esaslarını-Kur’ân esaslarını iyice benimseyerek tavizsiz hayata geçireniniz, en çok günahlardan arınıp azaptan korunanız, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananınız, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olanınızdır. Allah her şeyi bilir, gizli-açık her şeyden haberdardır.
9 - Ahmet Varol: Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi soylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en üstününüz en çok takva sahibi olanınızdır. Allah bilendir, (her şeyden) haberdar olandır.
10 - Ali Bulaç: Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır.
11 - Ali Fikri Yavuz: Ey insanlar! Sizi, bir erkekle bir dişiden (Âdem ile Havva’dan) yarattık. Hem de sizi soylara ve kabilelere ayırdık ki, birbirinizi tanıyasınız, (kim olduğunuz sorulunca, bağlı bulunduğunuz soy veya milletinizin adını söyleyesiniz). Biliniz ki, Allah katında en iyiniz, takvası en ziyade olanınızdır. (Şeref, soy ve neseble değildir). Şüphe yok ki Allah Alîm’dir= her şeyi bilendir, Habîr’dir = her şeyden haberdardır.
12 - Ali Ünal: Ey insanlar! Sizi bir erkek ile bir kadından yarattık ve (birbirinize karşı soy ve renginizle övünesiniz, birbirinize düşman olasınız diye değil, bilakis) birbirinizi (karakter ve kabiliyetlerinizle) tanıyıp kaynaşasınız (ve dostane sosyal münasebetler içinde yardımlaşasınız) diye ayrı kavimler ve kabileler haline getirdik. Bilin ki, Allah katında en şerefliniz, en değerliniz, takvada (O’na saygıda, iman ve itaatte) en ileri olanınızdır. Muhakkak ki Allah, her şeyi, (her halinizi, her yaptığınızı) hakkıyla görendirr, her şeyden hakkıyla haberdar olandır.
13 - Bayraktar Bayraklı: Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizi tanıyıp kaynaşasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz Allah katında en üstün olanınız, Allah'a en çok saygı duyanınızdır. Allah her şeyi bilendir; her şeyden haberdar olandır.[575]
14 - Bekir Sadak: Ey insanlar! Dogrusu Biz sizleri bir erkekle bir disiden yarattik. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki birbirinizi kolayca taniyasiniz. suphesiz, Allah katinda en degerliniz, O'na karsi gelmekten en cok sakinanizdir. Allah bilendir, haberdardir.
15 - Celal Yıldırım: Ey insanlar! Hakikat biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki, sizin Allah yanında en şerefli ve itibarlınız, (O'ndan saygı ila en çok) korkup (fenalıklardan) sakınanızdır. Muhakkak Allah bilir ve haberlidir.
16 - Cemal Külünkoğlu: Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi soylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O'na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah her şeyi bilendir, her şeyden haberdar olandır.
17 - Diyanet İşleri (eski): Ey insanlar! Doğrusu Biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki birbirinizi kolayca tanıyasınız. Şüphesiz, Allah katında en değerliniz, O'na karşı gelmekten en çok sakınanızdır. Allah bilendir, haberdardır.
18 - Diyanet Vakfi: Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.
19 - Edip Yüksel: Ey halk, sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi ırklara ve boylara ayırdık. ALLAH yanında sizin en değerliniz en erdemli olanınızdır. ALLAH Bilendir, Haberdardır.
20 - Elmalılı Hamdi Yazır: Ey o bütün insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık, hem de sizi şaab şaab, kabîle kabîle yaptık ki tanışasınız, haberiniz olsun ki Allah yanında ekreminiz en takvalınızdır, her halde Allah alîmdir, habîrdir
21 - Elmalılı (sadeleştirilmiş): Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışasınız diye sizi milletlere, kabilelere ayırdık. Haberiniz olsun ki, Allah katında en şerefliniz, en takvalınızdır. Muhakkak ki, Allah, bilendir, herşeyden haberdardır.
22 - Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2): Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstününüz O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, herşeyden haberdar olandır.
23 - Gültekin Onan: Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Tanrı katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Tanrı, bilendir, haber alandır.
24 - Harun Yıldırım: Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün olanınız takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah Alîm’dir, Habîr’dir.
25 - Hasan Basri Çantay: Ey insanlar, hakıykat biz sizi bir erkekle bir dişiden yaratdık. Sizi, (sırf) birbirinizle tanışmanız için büyük büyük cem'iyyetiere, küçük küçük kabilelere ayırdık. Şübhesiz ki sizin Allah nezdinde en şerefliniz takvaca en ileride olanınızdır. Hakıykaten Allah her şey'i bilen, her şeyden haberdâr olandır.
26 - Hayrat Neşriyat: Ey insanlar! Şübhesiz ki biz, sizi bir erkek ve bir dişiden (Âdem ile Havvâ’dan)yarattık. Birbirinizi tanımanız için de sizi, milletler ve kabîleler kıldık. Doğrusu Allah katında sizin en üstün olanınız, en takvâlı olanınızdır. Muhakkak ki Allah, Alîm (herşeyi hakkıyla bilen)dir, Habîr (herşeyden haberdâr olan)dır.
27 - İbni Kesir: Ey insanlar; doğrusu Biz, sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Gerçekten Allah katında en değerliniz; O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz ki Allah; Alim'dir, Habir'dir.
28 - İlyas Yorulmaz: Ey İnsanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve sizi kabile kabile ayırdık ki birbirinizi tanıyabilesiniz. Sizin içinizden Allah katında en değerliniz, Allah dan en çok korunanınızdır. Elbette ki Allah her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olandır.
29 - Kadri Çelik: Ey insanlar! Gerçekten biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi boylar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Hiç şüphesiz Allah katında sizin en yüce olanınız, takvaca en ileride olanınızdır. Hiç şüphe yok Allah her şeyi bilendir, haberdar olandır.
30 - Muhammed Esed: Ey insanlar! Bakın, Biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve sizi kavimler ve kabileler haline getirdik ki birbirinizi tanıyabilesiniz. Şüphesiz, Allah katında en üstün olanınız, O'na karşı derin bir sorumluluk bilincine sahip olanınızdır. Allah her şeyi bilendir, her şeyden haberdar olandır.
31 - Mustafa İslamoğlu: Ey insanlık! Elbet sizi bir erkekle bir dişiden yaratan Biziz; derken sizi kavimler ve kabileler haline getirdik ki tanışabilesiniz. Elbet Allah katında en üstününüz, O'na karşı sorumluluk bilinci en güçlü olanınızdır; şüphe yok ki Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.
32 - Ömer Nasuhi Bilmen: Ey insanlar! Muhakkak ki, Biz sizi bir erkek ile dişiden yarattık ve sizleri şubelere ve kabilelere ayırdık ki birbirinizi tanıyasınız. Şüphe yok ki, sizin ind-i ilâhide en mükerrem olanınız en ziyâde müttakî olanınızdır. Muhakkak ki Allah Teâlâ alîmdir, habîrdir.
33 - Ömer Öngüt: Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık ve sizi tanışasınız diye milletlere, kabilelere ayırdık. Çünkü Allah katında en üstün olanınız, Allah'tan en çok korkanınızdır. Şüphe yok ki Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.
34 - Şaban Piriş: -Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Sizi tanışasınız diye kollara ve kabilelere ayırdık. Allah, katında en şerefliniz, ondan en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah, alimdir, haberdardır.
35 - Sadık Türkmen: Ey insanlar! Şüphe yok ki, Biz sizi; bir erkek ve bir dişiden meydana getirdik. Sizi birbirinizle tanışmanız için, toplumlara/ırklara ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdâr olandır.
36 - Seyyid Kutub: Ey insanlar, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah yanında en üstün olanınız Allah'tan en çok korkanınızdır. Allah bilendir, haber alandır.
37 - Suat Yıldırım: Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizi tanıyıp sahip çıkmanız için milletlere, sülâlelere ayırdık. Şunu unutmayın ki Allah’ın nazarında en değerli, en üstün olanınız, takvâda (Allah’ı sayıp haramlardan sakınmada) en ileri olandır. Muhakkak ki Allah her şeyi mükemmelen bilir, her şeyden hakkıyla haberdardır.
38 - Süleyman Ateş: Ey insanlar, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allâh yanında en üstün olanınız, (günâhlardan) en çok korunanınızdır. Allâh bilendir, haber alandır.
39 - Tefhim-ul Kuran: Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Hiç şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, takvaca en ileride olanınızdır. Hiç şüphe yok Allah, bilendir, haber alandır.
40 - Ümit Şimşek: Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık; sonra da birbirinizi tanıyasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, en ziyade takvâ sahibi olanınızdır. Allah ise herşeyi bilir, herşeyden haberdardır.
41 - Yaşar Nuri Öztürk: Ey insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve örfler yoluyla tanışıp kaynaşasınız diye sizi milletlere, boylara ayırdık. Hiç kuşkusuz, Allah katında en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır. Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.
haso, kimler geldi kimler geçti...
göyya amerika'da yaşıyon ama evden çıkmıyon, paso maklube yiyip "sonsuz nur" okuyon galiba.
en amarikalımız olarak sende de gördüğümüz üzere bizim kollektif aklımızda sıkıntı var,
bu durumda en belirleyici ve ortak özelliklerimizden birisi islam.
buna ateisti, deisti, nebileyimnesi de dahil,
"islam terakkiye mani midir?" tartışmasını ilk duyduğumda küplere binmiş bir insan olarak söylüyorum ki;
islamın özü konjonktüreldir ve zamanına göre aydınlanmacıdır,
bu itibarla islamın bizatihi kendisi değil belki ama, kültürden bigane olarak "kur'an-sünnet" islamının ürettiği zihinler kat'iyetle aydınlanmaya manidir.
bunu okumuş, yazmış, bilmiş, anlamış insanların cesaretle söylemesi gerekiyor.
yoksa vallahi durum vahim.
Zenginlerin dahada zenginleştiği fakirlerin şikayet etmekten başka bir şey yapmadığı memleketim benim :D Allah memlekete her şeyi vermiş adam vermemiş lafı bir kez daha kanıtlandı :D
kimmiş azraili havada yakalayan neden olmasınmış fakir aç kalmıyo ki orda iyi dinle hikayeyi
Kendin söyledin bak, çakma şeyh şıh bilmem ne. Cahil her yerde cahil, mal her yerde maldır ve mallığını belli eder. Zaten gerçekten kerameti olan insan (ki bu devirde bulamazsın öylesini) bunu kullanmaz, etrafında insan toplamaz. Milletin karısını kızını okuyup üflemez. Bunu anlamak bu kadar zor mu ?
İnsanlar sevilmek için yaratıldılar. Eşyalar kullanılmak için. Dünyadaki kaosun nedeni; eşyaların çok sevilip insanların ise kullanılmasıdır.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)