gerçek duygusallık bu değil!
bu olsa olsa alaturka bir cıvıklık.
1920 öncesiyle bihakkın yüzleşip helalleşemedik, neticede cumhuriyet öncesini yok sayan moderenlikle bu moderenliği lanetleyen osmanlıcılık arasında sıkıştık.
kültürünü büyük ölçüde atadan, gelenekten alan anadolu halkları için sosyolojik açıdan bakıldığında cumhuriyet ve sonrası çok travmatik süreçlerdir.
batıdaki sistemciliğe dair hep verilen bir örnektir;
bir belediye başkanı kendi döneminde projeye bağlı kalarak su ve kanalizasyonu döşer, digeri asfaltı döker, sonraki binaları konumlandırır, sonraki çevre düzenlemesini yapar,
plan işler, şehir yükselir...
bizde ise "eser" bırakma ve adını tarihe altın harflerle yazdırma sevdası yüzünden bağlı kalınan bir büyük plan olamamıştır.
zamana yayılması gereken değişim ve dönüşümler "eser" bırakma arzusuyla tez elden hayata geçirilmiş fakat tez vakitte de cortlamıştır.
atatürkçülerin pek övündüğü, cumhuriyetin ilk yıllarında açılan fabrika, kurum ve kuruluşlara, yapılan inkılaplara bakınız,
mustafa kemal bey'in "az zamanda çok ve büyük işler yaptık" sözünü inceleyiniz,
burada herkesin kaçırdığı bir nokta var, bu kadar zamanda bu kadar iş olmaz, olursa da böyle olur.
bunları anlatamadık gitti vesselam.
benim el yatar, reca ederim arkamdan konuşulmasın.