Motosiklet.Net Cafe (Geyik Muhabbetleri)
Reklamlar
-
18 Şubat 2020, 10:55
#221
Vista86 adlı üyeden alıntı
Yazmakla ilgili bir tecrübem yok.. Hiç bir amacım yada beklentim de yok.
Günler böyle geçiriyor...
Sevgi ve Selam ile;
Yazmak için tecrübeye gerek yok inanın, başlayın gerisi gelir. Ama yazmak istiyorsanız başına oturmanız yeterli.
Motosiklet açmadan önce blog açtım, yedi senede bir milyona yakın ziyaretçim oldu. Ki video, yotube kısmına hiç girmedim.
Uzun lafın kısası, ücretsiz bir blog altyapısıyla, alanadı, hosting'le falan uğraşmadan bedava bir blog açın; bir an önce başlayın. Taıldığınız bir yer olursa da özelden mesaj atın, teknik kısımlarda yardımcı olurum size.
"Acemisi olduğunuz tekniği önce kapalı alanda, tedirginlik geçtikten, tekniğe hakim olduktan sonra yolda deneyin ve yavaş yavaş yol sürüşüne aktarın." motorhikayesi.com | "Motosiklete Binmeyin, Motosikleti Sürün"
Reklamlar
-
18 Şubat 2020, 20:36
#222
mustafaat adlı üyeden alıntı
Yazmak için tecrübeye gerek yok inanın, başlayın gerisi gelir. Ama yazmak istiyorsanız başına oturmanız yeterli.
Motosiklet açmadan önce blog açtım, yedi senede bir milyona yakın ziyaretçim oldu. Ki video, yotube kısmına hiç girmedim.
Uzun lafın kısası, ücretsiz bir blog altyapısıyla, alanadı, hosting'le falan uğraşmadan bedava bir blog açın; bir an önce başlayın. Taıldığınız bir yer olursa da özelden mesaj atın, teknik kısımlarda yardımcı olurum size.
Blog açmakla veya yazmakla uğraşmak istemiyorum.
Benim yaptığım kışın boş günlerde zaman geçirmek için oyalanmak. Yani ciddiye alınacak bir şey değil.
Yine de yardım öneriniz için teşekkür ederim.
Selamlar;
-
19 Şubat 2020, 00:44
#223
Blogla alakalı birşeyler yazıyor burda ..
Eskiden msn space idi sanırım adı , ben açmıştım oraya günü birlik enstanteler yazılar yazardım , gezdiğim yerlerin anlamlı bulduğum fotolar paylaşırdım..Bazen günde 2000i aşan ziyaretçi olurdu tabiki bunlar 2007-2009 arası muhteşem rakamlar.. Sayısız kızla tanıştım görüştüm , birisi ile hatta işi ciddiye bindirip annesinden istedim ok demişti sonra ayrılmıştık..Hepsinden öte kaleminiz güçleniyor ( kalemi güçlü derler) gerçekten rahatlatıyor insanı..Ve bir sürü insan ile tanışıyorsunuz..Bugün çevremde çoğu insan senin kadar yazamam senin kalemin çok güçlü der ..Güzel birşey yazı yazmak paylaşmak..Deneyin..
-
19 Şubat 2020, 15:18
#224
hachiko adlı üyeden alıntı
Blogla alakalı birşeyler yazıyor burda ..
Eskiden msn space idi sanırım adı , ben açmıştım oraya günü birlik enstanteler yazılar yazardım , gezdiğim yerlerin anlamlı bulduğum fotolar paylaşırdım..Bazen günde 2000i aşan ziyaretçi olurdu tabiki bunlar 2007-2009 arası muhteşem rakamlar.. Sayısız kızla tanıştım görüştüm , birisi ile hatta işi ciddiye bindirip annesinden istedim ok demişti sonra ayrılmıştık..Hepsinden öte kaleminiz güçleniyor ( kalemi güçlü derler) gerçekten rahatlatıyor insanı..Ve bir sürü insan ile tanışıyorsunuz..Bugün çevremde çoğu insan senin kadar yazamam senin kalemin çok güçlü der ..Güzel birşey yazı yazmak paylaşmak..Deneyin..
Blog konusunda uzun bir deneyim yaşamışsın. İyi bir şey.
Bazen resim yaptığım, bazen gitar çaldığım oluyor. Sanatçı bir ruhum olduğu kesin.
Bazen de yazı yazıyorum. Ama bunların hiç birini büyük bir hedef veya amaç için yapmıyorum.
Yapmam da....
Blog olayına hiç girmek istemiyorum. Yazdıklarımı çok kişi okusun diye bir derdim yok.
Zaten yazdıklarım çok iyi seviyelerde yazılar değil, vasat şeyler.
Selam ve sevgiyle;
-
27 Şubat 2020, 15:10
#225
Bende bir süre önce kitap yazmaya başladım. Her zaman fırsat bulamıyorum, bazen bir gün içinde sayfalarca ileri giderken bazen o gün hiç yol almadığımda oluyor. Şuan 157. sayfadayım. Çoook uzun olduğu için paylaşamıyorum sizlerle ne yazık ki ama bazı kısımlarda gittiğim gördüğüm yerlere ait bilgi ve anılar var. Örnek olması amacıyla, Endonezya anımı alta bırakıyorum.
Sevgiler.
Sırada ki ülke, Endonezya.
Endonezya inanılmaz bir yerdi. Tapınakları, Plajları, tabiat ile iç içe Mimari Tasarımları, Bit Pazarları, Sokakları, Doğa Parkurları, Volkanlar, Adalar, Eğlence Parkları, Ulusal Parklar anlatmamın imkanı yok. Üstelik yerel halkı turistlere çok alışık ve bir motosikletle her yere gitmek mümkün. Gündüzler yüzerek ve gezerek geçerken, geceleri arka fonda çalan Gustavo ile yeniden doğuyordum. Üstelik bir de dost edinmiştim burada. Bahçede doğal taşlardan oluşan bir havuz yanında her içkiyi bulabileceğiniz bir bar, cennet böyle olmalı diye düşündüm. Sarhoş olmak sevişmek, bir sürü yemek ve meyve çeşidi. Üstelik bu kaldığım evin gecelik ücreti sadece 280 Dolardı. 280 Dolarla daha iyi ne yapılabilir ki? Evde bir oyun konsolu vardı, saatlerce oyun oynayıp içki içiyor ardından havuza atlayıp ıslak, ıslak döndüğüm televizyonun karşısında sızıyor, ayılınca birkaç meyve yiyor ve yeniden içiyordum. Hiç kanınızda yüksek oranda alkolle Babel eşliğinde uyandınız mı? Nefes aldığımı hissettiğim nadir anlardandır. Garaja gidip motosiklete bindim, markete uğradım çok sevdiğim bir dostum vardı adı Nommi, Nommi dişi bir maymundu ve benim Endonezya da ki en iyi arkadaşım. Doğa Parkı ziyaretinde tanışmıştım onunla, koruma altında olan tedavi gören birçok canlıdan sadece biri. Her yıl gelen turistler ulusal yardım dernekleri bu canlılar için belli ölçüde zaten yardım ediyordu ama insanoğlunun verdiği zararla kıyaslanınca… Gezegenin en büyük sorunlardan biride bu, tedavi etmeye çalışan insan sayısı ile zarar vermeye meyilli insan sayısı arasında ki büyük fark. Türlerin birbirleri arasında rekabet etmesine bile müsaade etmiyoruz artık, hepsinin ortak bir mücadelesi var, insanoğlundan uzak yaşamak.
Her gün saat kaçta o parka geleceğimi biliyordu Nommi, Nommi o kadar güzeldi ki. Onu yaşatabilmek için sahip olduğum her şeyi verirdim. Acı çekiyordu, tedavi edilmesi mümkün olmayacak şekilde zarar verilmişti o’na. Öleceğini bilerek bakıyordu gözlerime, o küçücük canlı kimsenin tutmadığı gibi tutuyordu elimi. Az bir ömrü olduğu için yemek konusunda yasakları yoktu Nommi’nin en sevdiği şey iki kuruşluk bir dondurma. Kollarımda öldü biliyor musunuz? Öldüğünü elimi sıkmaya bıraktığı zaman anladım. Böyle bir acı yok, böyle bir çaresizlik. Hayatım boyunca bir elin parmağını geçmemiştir gözyaşlarım. O gün eve dönünce saatlerce ağladım. Hala aklıma gelince tutamam gözyaşlarımı. Nommi’yi kaybedene dek Endonezya tatilim devam etti, öldüğü günse o ülkeyi terk etme kararı aldım.
-
27 Şubat 2020, 16:34
#226
Ben okurum bu kitabı.
Roller coaster gibi.
İçip sevişip sızıp tekrarlarken TAK: trajedi.
Tatildeyken dost edindim yazılmış, içimden "dostla sevişiyor herhal" derken TAK: dost maymun çıkıyor.
Ne ilginç yermiş yahu Endonezya.
Bu arada yaptığım tüm tatiller boşmuş onu anladım...
Süper.
-
27 Şubat 2020, 17:52
#227
Endonezya güzel bir yer. Eskiden çok daha makul fiyata tatil yapmak mümkündü. Bildiğim kadarıyla son yıllarda ki turist popülasyonu fiyatları bir hayli etkilemiş. Yinede her bütçeye uygun konaklama seçenekleri mevcut orada.
Başka bir anımı daha atıyorum sizlere, kitaptan.
Kısa, kısa atıyorum kusura bakmayın.
Derken birçok günün ardından nasıl olduysa çölün ortasında köye denk geldim. Birkaç evden oluşan bazı yapıların yıkılmış olduğu ufak bir yerleşke. Terörist muamelesi görmüştüm resmen, aynı dili konuşuyor olmama rağmen beni anlamak istemiyorlardı. Köyün başka yöne uzanan bir yoluna doğru yürümeye devam ettim. Bir zaman sonra Askerler geldi. Beni o yerleşkede yaşayan insanlar şikayet etmiş. Yabancı demişler, yabancı. Sanki ben onlara, yan eve yeni taşındım sizde varsa biraz kahve verir misiniz komşu demişim gibi... Gezginim dedim, nasılsınız dedim. Onlar beni şikayet etmiş. Askerler gelince birkaç kişiden bahsediyorum, ilk aklıma gelen az hasarla onları uyutup çekip gitmek oldu. Zaten yorgundum, canım sıkkındı bu yüzdendi bu kaçışım birde üzerine gördüğüm muamele sonrası bunu yapabilirdim. Sırf meraktan teslim oldum. En kötü ne olabilirdi ki? Terlikle ortalıkta gezinen Terörist? Araca aldılar beni ardından bölge karakoluna. Bu arada arkada yanımda oturan kişide silahın ucu bana dönük eli tetikte oturuyor. Hiç Arapça konuşmadım. Sadece onların konuşmalarını dinliyordum. Avrupalı diyordu biri diğerine bir diğeri ise Avrupalı Terörist. O ara gözüm yine ayaklarıma gitti. Ayağımda plastik terlik var. İçimden dedim ki kendime, insanların beyinlerini yıkayan insanlar ile tanışmak lazım. Karakolda üzerimde ki her şeyi alarak nezarete attılar beni. Sordukları sorulara cevap vermediğim için komutanları bilirkişi çağırıyordu. Bana olan nefretleri Avrupalı olmamdan kaynaklı. Bilirkişi geldi saatler sonra, bilirkişi sadece İngilizce biliyor. Saçma sapan sorular sorunca bende Arapça cevap vermeye başladım. Arapça konuşmam onları daha da terörist olduğuma inandırmıştı sanırım. Ajan dediler bu sefer, bu kesin ajan olmalı. Çantasında birkaç litre su, kolunda petek philips saat ve prada terlikler. Tam Avrupalı ajan üçlemesi. Acaba terliği çıkartıp fırlatsam beni vururlar mıydı? El Aaiun’a götürdüler bu sefer. Yeniden yola çıkınca, dedim tamam tertemiz birkaç sene buradasın. Pasaport yok vize yok, doğru düzgün bir açıklama yapmamışım. El Aaiun da minursolar vardı. Bunlar diğer askerlere oranla aklı başında Dünya görmüş insanlar. İşin özünde ülkeye yasa dışı yollardan girmiş olmamın getirdiği, ceza ile Fas’a geri postalandım.
-
arkadaşlar benim sağ ayağımda kaval kemiği kırık, alçıda, bira içsem kırık iyileşmesi gecikir mi? doktor 2 adet ilaç yazmış, biri rantudil 90 mg ve diğeri stafine 500 mg...
rantudil sanırım kas ve eklem ağrıları için, yani ağrı kesici ilaç, ben onu 8 gündür içiyordum artık içmiycem çünkü ağrı kesiciler kemik yapılanmasını bir miktar uzatıyormuş...
-
Alkolsüz bira için bir süre.
"Acemisi olduğunuz tekniği önce kapalı alanda, tedirginlik geçtikten, tekniğe hakim olduktan sonra yolda deneyin ve yavaş yavaş yol sürüşüne aktarın." motorhikayesi.com | "Motosiklete Binmeyin, Motosikleti Sürün"
-
15 Nisan 2020, 17:03
#230
bugün iki video izledim, ilki kıbrıs barış harekatında komutan ve erlerin röportajıydı, sonraki ise deniz gezmişin idamı ile ilgili bir video. Baya duygulandım, şu an ki duruma bakarak bir yorum yapmakta gelmiyor içimden, kıbrısta savaşmış komutanların röpörtajını dinleyin, diksiyonu düzgünlüğü ve rol yapmıyor bir şekilde sorulara cevap vermeleri beni etkiledi.
deniz gezmiş idamı ise üzücü, biz bu savaşı çoktan kaybetmişiz, hükmediliyoruz, kullanılıyoruz, modern köleler olarak boş bir şekilde yaşıyoruz.
deniz gezmişin idamını anlatan habercinin sesi Mehmet Ali Birand sesine çok benziyor, acaba anlatan kendisi mi? sevdiğim muhabirlerden biriydi :(
edit: evet araştırdım 32. programı sunucusu Mehmet Ali Birand'mış.
-
12 Eylül 2020, 00:37
#231
-
16 Eylül 2020, 20:10
#232
Bugün bi maddi hasarlı trafik kazasına karıştk arkadaşın arabasıyla.Vuran kişi arkadan vurup kaçıp gitti.Plakayı vs aldık resim çektik.Polis çağırıp plakayı anons ettirdik sonra karakola şikayet etmeye gittik.Karakolda polisler maddise bizlik bişi yok.Savcı takipsizlik vercek.Mahkeme açmamızı söyledi.20-30 kere aynı şeyi söyleyip durdular bize yaralanma yoksa mahkeme bakar diye.En sonunda ısrar üzerine savcıyı arayıp şikayeti kabul edip ifademizi aldılar.Savcıda takipsizlik verceğini söyledi.Arabada masraf 300-400 tllik ama bizim zorumuza giden vurup kaçınca hiç bi geri dönüşünün olmaması.Karakolda plakadan bulup adamı aradılar ama açmadı bile telefonu.
Anladığım kadarıyla kaza yaparsanız kafanızı direksiyona sertçe geçirin yada arabanın önüne filan atın kendinizi.2020 hukukunda mala zararın hiç bi cezası yok anladığım kadarıyla.Aynı kazayı savcı yapsa ne yapardı merak ediyorum.Terörist mi der katil mi der artık.Avukat vs uğraşıp dava açsak zaten minimum 6 ay sürcek %99 biz kazansak bile adamın üstüne hiç bişi yoksa yine bi sonuca çıkmıcak.Polisle savcı yorulmasın diye haklı olduğunuz konuda yine size min 2000 tl girecek.Bundan sonra arkadan tıklatmalarda en iyisi kaçıp gitmek sanırım.
Ben 112 personeliyim diyorum millet hiç bişi yokken niye hastaneye gitmek istiyor insan arabasının başında durur diye demek ki bundanmış.
-
SA!!
Merhaba
-
07 Aralık 2020, 21:40
#234
biraz çay demledim, bir güzel de kek yaptım yanına, ama tadı tuzu yok, ne çayın tadı var ne de kekin
-
07 Aralık 2020, 22:16
#235
Sizi bilmen gençler , çaturr çutur yanan odun sobası sesleri eşluğinde , 45 gaymelik hop tirinani nom , ... nom ile ,super tenere/gs hülyasındayım.. tabii bi suv sobrası belki. peltekleşmiş hayalkerim..
Sabahıba brasillian tadinda utanmak dilekletim ile...
Matur'u bırakın , zamanı geçti billa.
-
07 Aralık 2020, 22:40
#236
Seni unutmayacağız
Nur içinde yat
Tam motorla dağlara,tepelere çıkma havası var. Bi Menekşe ya da Delmece yaylası iyi gider. Sinüzit olma garantili.
-
25 Aralık 2020, 00:51
#237
vay be... şarj cihazım bozulmuş, hayır bozulmasına şaşırmadım, şimdi alt kata annemin şarj cihazını almaya indim ve geri üst kata yani bilgisayarımın başına geçtim ama şarj cihazı almak yerine çay ile helva alıp çıkmışım, şarj cihazını unuttum.
neyse, usb kablo yanımda, yine modem ile şarj edeceğiz telefonu, yanımda şarj cihazı olmayınca böyle modeme takıyorum telefonu ben...
---------------------------
bir keresinde de işe gideceğime nasıl bir dalgınlık oldu bilmiyorum, abimlerin eve gitmişim, evin önünden döndüm tekrar işe gittim, iş yerinde "niye geç kaldın" diye sormuştu abim, "sizin eve geldim yanlışlıkla ve sonra evin önünden döndüm" dedim ve şaka yapıyorum sandı abim, sonra şaka yapmadığımı anlayınca ne tepki vermişti hatırlamıyorum..
---------------------------
bir başka süper zeka durumu daha yaşamıştım; benim öğrenim durumum ön lisans terk, aslında tek bir dersim vardı ve onuda vermeye gidecektim, sınav tarihini öğrendim ve sınav saat 15:00 idi, bu saat bir şekilde benim aklımda 5 PM olarak kalmış ve ben sınav günü okula saat 17:00 da gittim, sınav olmak için bir sürü öğrenci gelir, kalabalık olur diye düşünüyordum ama benden başka öğrenci yoktu okulda, boş boş 250 km uzakta okula gittim ve sonra geri geldim...
evdekiler "sınav nasıl geçti" diye soruyorlar ve bende kendi kendime "hiç bir zaman yalan söylemeyeceğim" diye söz verdiğim için yalan da söyleyemiyordum, sonra "sınav nasıl geçti" diye soranlara gülerek "sınavdan bahsetmek istemiyorum" diye cevap veriyordum, tabi öyle söyleyince kötü geçti sanıyorlardı ama hal bu ki ben sınavı kaçırmıştım
sonra zaten diplomanın işime yaramayacağını anlayınca mezun olmaktan vazgeçtim, okuduğum bölüm "Bilgisayar programcılığı" idi ve vermem gereken ders "Programlama temelleri 2" idi..
dert etmedim; bir gün Java dersinin sınavında hocanın bir sorusuna beklenmedik kodlar ile yanıt vermiştim ve hoca da bunu kabul etmişti ve bana "bu yaptığın hamallık, normalde istediğim kodlar bunlar değil ama düşünce tarzını sevdim, senden yazılımcı olur, cevabını kabul ediyorum" demişti, komiğine de gitmişti aslında..
evet benden yazılımcı olurdu ama ben yazılımcı olmaktan vazgeçmiştim.. günde 16 saat bilgisayar başında oturmam gerektiğini 2 yıl sonra anladım, şaka gibi.. meslek eğitimi verilmeden önce koşulları hakkında bilgilendirme lazım..
--------------------
bakalım sıradaki dalgınlık ne olacak.
-
web de dolaşırken gözüm reklamlara ilişti,
şu bota baksanıza
2011 yılında bimden buna benzer erkek versiyonunu 21 liraya almıştım ve 3 yılda eskitemeyip sonra kaybetmiştim.. şimdi reklamlar arasında benzer botu bu fiyatlara görünce şaşırdım...
nasıl kaybettim anlamıyorum, son zamanlarında iş ayakkabısı yapmıştım ve çok rahattı, çok sağlamdı... tabi su geçirmeme özelliği yoktu ama senelerce kullanıp eskimemesi beni çok şaşırtmıştı...
nerede öyle botlar şimdi.. aloo bimmisin nesin yine öyle şekil şükül kaliteli şeyler getirsene aga?
-
Arkadaşıma abisi yurt dışından gelirken bir bot getirmiş. Adamın 60 dolara (ülkesine göre 60 lira diyelim) aldığı botu tesadüfen alışveriş mağazasında bin küsür liraya gördük...
-
vah türkiyem vah, neydik biz eskiden hey gidi türkiye...
şimdi araştırma yapıyorum.. iş yerinden bir arkadaş bunalttı bugün beni. 2023 e kadar yer altı kaynakları yasak diyor.. il il yer altı madenlerini saydım inanmadı... bana yardımcı olabilecek bir delikanlı var mı? gözü pek, bilgili...
bir kaç altın madeni videosu atacağım telefona.. bir kaç bor madeni... ve bir kaç tana manganez falan biraz kanıt lazım...
türkiye baya ilerledi falan diyor, çokta sevdiğim biri kırmak istemiyorum..
edit: bir tane bor madeni hakkında detaylı bilgi buldum mesela, eskişehir - kırka
durmak yok yola devam... araştırma taraştırma mode on..
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)