Enver Ercan’ın bir kitabı vardır Geçtiği Herşeyi Öpüyor Zaman, şiirseverler bilirler...
Aslında geçtiği herşeyi üzmekte zaman...
Çocukları üzer mesela; en sevdikleri gömleklerin kolları kısalır, oyuncaklar eskir, tatil biter diye uzayıp gider listeleri
Anneleride üzer; çocukları büyüyüp kendi kararlarını verir olurlar, motorcu olurlar, evlenirler, şehirdışına yerleşirler.
Kalbimizi dağlayan, dünyanın eskime hızı.... bu gerçek karşısında ölümsüzlükte cazibesini kaybediyor; kendimi iki yüzyıl sonraki insanların dünyasında eski model bir motosiklet gibi dolaşırken hayal edemiyorum..
İskoçyalı filmindeki kahraman gibi yeniden ölümlü olmanın yolunu arardım herhalde yada melekler şehri filmindeki nicolas cage gibi atlardım yeryüzüne ))))
Ama biliyorum ki eskiden bu kadar hızlı eskimiyordu dünya.
Ne değişti, nedir bu olan biten? Dolaplar , bakraçlar , siniler uzun süre kaldı hayatımda ama aldığım her cep telefonu daha kılıfına girmeden modasını yitirdi.
Uzun süren aşklara kimse şaşırmıyordu mesela, bir hüzünlü şarkı onlarca yıl liste başında kalabiliyordu. Şimdi yeni çıkan bir alet aldığımızda biliyoruzki bir üst modelinin çoktan yapılmış olduğunu.
Bu da tüketici bir toplumun varmış olduğu en üst ve ilginç nokta; daha almadan modelin eskimesi..
Ben bunları yazarken bilgisayarım biraz daha eskiyor.Harflerin bir kısmı silikleşti, çalışırken çamaşır makinası gibi ses yapıyor. Ama vazgeçemiyorum ondan.....Yaşanmışlıklarından...
Bu yüzden kaldırıp atıp daha iyisini almak gelmiyor içimden.
Eskicilerin el arabalarını düşünüyorum eski elbiseler plastik leğenler olurdu şimdi eski bir dıgıtal saat, modeli geçmiş computer v.s.
Eskimek güzel şey aslında.
Bizi kusursuz güzel yada dayanılmaz karizmatik olmaktan kurtarıp insana dönüştürüyor.
Saçımızda bir iki beyaz, göz çevremizde ilk kırışıklıklar müjdeliyor bize zamanın altın tozuna bulandığımızı. Anne olmanın baba olmanın büyük gururunu taşıyoruz yaşıyoruz. Yoksa ne yaşadıklarımızdan keyif alacağız nede bir anlam kazanacak yaşadıklarımız.
Herşeyi öperek ilerleyen zamanın bizi de öpmesine izin vermezsek, onun bizi üzen yüzüyle karşılaşırız belki. Zamanla barışık kalmak zorlaşacak.
Ayrıca, EN GÜZEL İNSANLAR (KADINLAR) OTUZ YAŞINI GEÇENLER ARASINDAN ÇIKIYOR HEP.
Kim ne derse desin............................................. ............