Osmanlı nükleeri hedef 2023. Bir Rus kazığı daha.
Osmanlı nükleeri hedef 2023. Bir Rus kazığı daha.
Weak are prey
Dostum sen önceki mesajında güneş ve rüzgar enerjisinin devamlılığı olmadığını iddia etmişin.Bu çok ciddi bir iddiadır ve senden bunun bilimsel kanıtını istiyorum.Mesela internette petrol ve benzeri fosil yakıtların devamlılığının olmadığına dair bir sürü makale var.
Mesela örnek olarak ; STUDY ON ENERGY CRISIS AND THE FUTURE OF FOSSIL FUELS
Güneşin devamlılığının olmaması zaten dünyanın sonu demek.Rüzgar türbinleri de uzun ve kapsamlı bir fizibilete çalışmasından sonra yer ve büyüklüğü belirlenir.Yani yılın 365 günü yoğun rüzgar alan yerlere rüzgar türbini montajı yapılır her yere yapılmaz.Bir bölgenin bir yıl rüzgar alması diğer yıl rüzgarsız olması gibi bir durumda yok.Ayrıca ben sadece rüzgar türbini ve güneş paneli koyalım demiyorum.Bio-enerjiden elektrik santralleri,çiflikler de bio-gaz kullanımı var daha bir sürü enerji kaynağı var.Önce ki mesejımı okusaydınız görürdünüz.
Mesleğinizi yada ilgi alanlarınızı bilmiyorum ama bilim bu şekilde işliyor.Üniveristede farklı derslerde ve bitirme çalışması olarak alternatif enerjiler üzerine araştırmalar yaptım.Hemen hemen her konu hakkında binlerce araştırma ve bilimsel makale vardır.Ne yazık ki bilim öyle "Ecevit amerigaya gitmiş nükleer santralden vazgeçmiş" gibi komplo teorileri ile yürümüyor.Araştırmalarla,kanıtlarla,bilimsel makalelerle yürüyor gelişiyor.
---------- Mesajlar birleştirildi - 14:40 ---------- bir önceki mesaj zamanı 14:35 ----------
Dikkatli okursanız arkadaş ciddi ciddi güneş ve rüzgarın devamlılığı olmadığını iddia etmiş.Doğal olarak kullanımda olan herşeyin bir ömrü olur.Kullanım ömrü,bakım maliyetleri,sağladığı enerji,kurulum maliyetleri hepsi hesaplanarak kurulum yapılır.Bahsi geçen 20 milyar dolarlık nükleer santralin kullanım ömrü 60 yıl mesela.
Özgürlüğün en büyük düşmanı halinden memnun kölelerdir.
aslında ikimiz de aynı şeyi söylüyoruz ama yazılı ortam olunca pek anlaşılmıyor. biraz daha açayım öyleyse ;
devamlılığı olmaması ne demek : sürekli enerji üretemezsin demek. rüzgar,güneş tabi ki bitmeyecek fakat enerji üretecek süreklilik yok. rüzgar türbinlerinin konulacağı yer, dediğin gibi en az 1 yıl fizibilite çalışması yapılıyor ve ona göre konuluyor. Buna rağmen yine de sürekli rüzgar esecek diye bir kural yok. Rüzgar yeterli olmadığında veya gereğinden fazla rüzgar estiğinde rüzgar türbini yine çalışmaz. hadi diyelim sürekli rüzgar esiyor ; Türkiye'de sürekli rüzgar esen yani rüzgar türbin çiftliği kurulacak yerlerin tümüne rüzgar türbini konsa bile türkiye enerji ihtiyacının yüzde kaçı karşılanır biliyor musun ? Madem sayısız araştırmalar yaptın bunu da biliyor olman gerekir, cevabı sana bırakıyorum.
İşin özü şu ; rüzgar da kursan, güneş te kursan, bio da kursan şu anki teknoloji ile ülkemizin enerji ihtiyacını bunlardan karşılayamayız. yetmiyor.
ya elektrikten vazgeçeceksin ya doğadan. şu anki teknolojide maalesef 3. bir seçenek yok.
ya götü boklu bulgaristan'da bile nükleer var. hala neyin tantanasını yapıyorsunuz. lan bulgaristan'dan elektrik alıyoruz be, ben utanıyorum.
Ya anlamıyorsunuz yada anlamamızlıktan geliyorsunuz.Bütün enerji rüzgar ve güneşten sağlanır diye bir cümle hiç kullanmadım.Ama çöpten elektrik üretimi ile Kırklareli tamamen kendi çöpünden kendi elektiriğini elde ettiğini yazdım ve tesis henüz %100 kapasite ile çalışmıyor bile.
Bir de sanırım şu ayrıntıyı atlıyorsunuz.Bakın ilk paylaşılan linkte ne demiş;
Yani bu santral bizim değil Rusya'nın.%100 ü Rusya'nın malı.Keyfi eserse 49 unu satabilir.Burda üretilen enerjiyi sözleşme kapasamında kendi ülkesinde de kullanabilir.Bunun Bulgaristan'dan elektrik satın almadan bir farkı yok.Üstüne de nükleer santralin büyük risklerini de ülkemize taşımız oluyoruz.Adamlar risk almamak için kendi ülkesine kurup elektriğini satmak yerine bizim ülkemize kurup elektriği satıyor nükleer santralin ülkesinde yaratacağı risklerden kurtuluyor.Şu anda gelişmiş ülkelerin taktiği bu.Kendi ülkende nükleer santralleri kapa,gelişmemiş başka ülkere kur,elektriği ve kar payını topla,ülkeni nükleer risklerden uzaklaştır.Ortaklık Yapısı ve Kaç Yıl İşletileceği
Akkuyu Nükleer Santrali'nin çoğunluk hissesi olan %51'i her zaman Rusya Federasyonu'na ait olacaktır. Federasyon, diğer %49 hisseyi dilerse Türkiye'deki yatırımcılara satabilecektir. Santralin 60 yıl işletilmesi planlanmaktadır.
önce şu kırklareli meselesini senin ispatlaman gerek. kırklareli'nden çıkan çöpün tamamı elektrik üretiminde kullanılıyor olabilir ama kırklareli'nin ihtiyacı olan tüm elektrik çöpten sağlanıyor iddiası sallamasyon sanki.
mesele zaten ordan çıkmadı mı birader ? bütün enerji rüzgar ve güneşten sağlanamaz diyorsan, nükleer'e de karşı çıkıyorsan peki senin çözümün ne onu söyle de bilelim. yoksa kimsenin bilmediği bir teknoloji mi var sende ?
adam bir teknoloji üretmiş, kafa patlatmış para harcamış hatta bunun uğruna canlar vermiş. bunu bedava satmasını veya kurmasını beklemiyorsun herhalde. lan sen daha pancar motoru üretemeyen bir ülkesin, nükleer'i kendin nasıl kuracaksın ?
gelişmiş ülkelerin taktiği bu olacak tabi, başka ne olacak. Sen de geliş sen de teknoloji sat. sabah akşam seks ile oruç açılır mı, asansörde tahrik olursunuz konularını konuşacağına teknoloji geliştir. yapamıyorsan da katlanacaksın, başka şansın var mı ?
karşı çıkmak en kolayı. çözüm ne, asıl mesele bu.
"Bizi yönetenler enerji ihtiyacını yine dışa bağımlı 50 yıllık kirli teknolojilerle çözmeye çalışa dursun biz Trakya'da elektriğimizi çöpten elde etmeye başladık.Kırklareli'ndeki yeni Çöpten Elektrik Tesisinin ürettiği elektrik bütün Organize Sanayii Bölgesi'nin elektriğini karşılıyor.Kırklareli hem çöplerden kurtuluyor hem devlete elektrik satarak gelir elde ediyor.Sırada Lüleburgaz var."
kırklarelinin elektriği çöpten üretiliyor yazmıyor,
organize sanayi bölgesi yazıyor.
Millet nükleer enerji deki deneyimler ile fisyon yöntemini kuracak. Bir sürü makale ve yayın var nükleerin rakiplerine üstünlüğü ile ilgili. Biz profesörler toplanıp burada tartışıyoruz.
Araba alırken dizel araba alıp partikül filtresini değistirmeyen toplum çevreci oldu. Çoğunluğumuzun motosikleti euro3 standartlarını bile zor karşılıyor. CO2, SO2, NOx ve daha bilimum gaz salıp termik santraller ile tonlarca halen kömür yakıyoruz.
Burada nükleer felaket olursa diye saz çalıyoruz. Akciğer kanserinden kırılıyoruz ama. Hastaneler de tomografi cihazında, röntgen de yediğin radyasyona karşı çıkın biraz da orada da yenilikler olsun.
Kullanılan nükl. yakıt çubukları yıllık 25 ton civarında olacakmış. Santralin ömrü 60 yıl.
Portakal yine gerisinden üfürmüş.
Atık soğutma suyunun sıcaklığı 35'C olacak, sıcak su enerjidir. Atmak salaklık olur.
İyicene saçmaladın dostum.Benim nerede "seks ile oruç açılır mı, asansörde tahrik olursunuz" konularını konuştuğumu gördün?Konunun başında beri alternatifleri sıralıyorum zaten.Okuyup görmek sana kalmış.Saldırganca tutumun ve lanlı konuşmaların hiç hoş değil.Zaten biz istesekte istemesekte zaten bu santraller yapılacak ben tarafız şekilde artılarını ve eksileri yazdım,riskleri belirttim.
Kırkarelindeki santral 2000 kw/s lik.Normal santrallerle karşılaştırıldığın bu çok küçük bir değer.Haber de yazdığına göre şu anda santralin sadece 850 kw/s kapasitede çalıştırılıyor ve bu OSB nin elektrik ihtiyacını karşılıyormuş.Tabii bunun doğruluğu araştırmak lazım.Tam kapasite çalışırsa büyük ölçekte şehir merkezinin elektrik ihtiyacını karşılama olasılığı var.
http://www.enerjigunlugu.net/icerik/...rik-cikti.html
http://www.icci.com.tr/tr/kirklareli...i-copten-cikti
Üstün bilimsel sohbetlerinize doyum olmuyor.Forumdaki bütün nükleer savunucusu arkadaşlara bol radyasyonlu günler dilerim.
yazdıklarımı iyice okusan "sana" değil "genel"e konuştuğumu anlardın. sana karşı birşey değil ben genel ülkenin durumundan bahsediyorum, ülkeyi anlatıyorum, yoksa seni tanımam etmem.
kırklareli konusu tamam, kendi kendini yalanladın işte.
hala nükleer'e karşı "ülkenin elektrik kapsitesini karşılayacak" çözümeler sunmanı bekliyorum.
sunduğun çözümler maalesef karşılamıyor.
ahkam kesecek kadar bilgim yok
ama, partizanlıktan uzak bir şekilde, okuduklarım araştırdıklarım diyor ki,
nükleer santral düzgün çalıştırılırsa tehlikesiz, verimli ve temiz bir enerji üretimi sağlar.
elbette atıkları vardır, fakat bu atıkların da kapladığı birim ve tehlikesi yaygara kopartacak kadar çok değildir.
içinde bulunduğum sektör nedeniyle biliyorum ki, ülkemizin (genel itibariyle) nükleer santrale de ihtiyacı vardır..
*
öte yandan, ben mesela param varsa hayatımda tofaş (şahin-doğan vs) almadım.
param varsa arçelik ya da vestel tv almadım.
ben param olduğunda yüksek teknoloji gerektiren neredeyse hiçbir ürünü türk malı olarak almadım.
çevremden biliyorum, bu ürünlerin nasıl olup da tüketicilerini süründürdüğünü/sakat bıraktığını/içinde öldüklerini...
*
yani, ben böylesine ciddi, böylesine yüksek teknoloji gerektiren amaaaa...
böylesine detaylarına hakim olamadığımız (kendimiz yapamıyorsak detaylarına hakim değiliz demektir) ama olası kaza anında inanılmaz derecede doğa ve insan-hayvan yaşamını tahrip edebilecek güce sahip bir santrali...
desteklemiyorum.
ne ruslara güveniyorum ne de bize.
milliyetçilik değil bu. bak japonlar yapsa (ki sanırım sinop'a onlar yapacak) olur derdim.
bu konuya pek karışmak istemedim fakat dünyadaki trend nükleere doğru değil gibi görünüyor.
isveç'in enerji kaynakları:
-2006 dan beri her sene nükleer enerjinin toplam payı düşüşte:
-yıl 2018 olduğunda nükleer enerjinin payı daha da düşmüş: %35
almanya'nın elektrik enerji dağılımı da benzer özellikler gösteriyor:
-2014 yılında nükleer enerji %8,1
-2015 yılında nükleer enerji %7,5
-2017 yılında nükleer enerji %6,1
dünyada modern devletler, enerji üretiminde nükleerin yerine başka şeyler koymaya çalışıyorlar. şu anda alternatif kaynaklar üzerinde çalışıyorlar. almanlar asimetrik Wendelstein makinaları ile neredeyse sonsuz enerji kaynağı üzerinde çalışıyorlar. amerikalılar ve fransızlar da öyle. yalnız bu devletler bu sırada nükleer güç yerine geçecek kaynaklar araştırıyorlar. japonlar hepten vazgeçtiler, hollandalılar dalgalardan enerji üretiyorlar.
bana bu zamanda yapılan bu anlaşma daha çok siyasi bir karar gibi geldi. üstelik tümüyle rusya'nın malı olacak bu reaktör bize ne fayda getirir tereddütlerim var. zira biz bir antlaşma yapıp sonra çıkarttığımız derslerle kendimize yetmeyi bilemiyoruz. yıllar önce f16 montaj anlaşması yaptık. 20 yılı geçti, hala kendimiz bir uçak üretemiyoruz. nükleerde de aynısı olacak. bu reaktörden bir şeyler öğrenip kendimiz geliştiririz diye düşünen arkadaşlara üzülerek katılamıyorum.
işin bir de güvenlik boyutu var. daha bugün haberlerde büyükçekmece havzasına hidroklorik asit döküldüğünü yazdı basın. biz daha uyduruk iki tane kimyasalı kontrol edemiyoruz, nükleer atıkları nasıl kontrol edebiliriz bilemiyorum. henüz yerine konacak alternatif ve çok güçlü bir kaynak olmadığının da farkındayım. ancak eldeki pek çok çeşit temiz enerji kaynaklarıyla bir kısmı ikame edilebiliyor.
bugün için doğru bir yatırım değil bence.
nereye dönersen dön popon arkanda kalir..
şurda türkiye'nin yıllara göre elektrik tüketim değerleri yazıyor. bu değerlere bakarak 2030'da ihtiyacımız olacak elektrik miktarı aşağı yukarı bir ortalama verir. bu ihtiyacı nasıl karşılayacağız hep birlikte düşünelim o zaman ;
http://www.enerjiatlasi.com/elektrik-tuketimi/
Hes ; doğaya zarar veriyor, karadeniz'de akarsu kalmadı,balıklar öldü vs..
termik ; doğaya zararlı, havaya zararlı
nükleer ; doğaya zararlı, insana zararlı, herşeye zararlı.
yenilenebilir ; henüz yeterli miktarda elektrik üretme kapasitesi yok.
doğalgazımız yok, petrolümüz yok,akarsularımız azalıyor.
ne yapabiliriz ?
ne yapalım?
nüklere karşı çıkalım da, onun yerine ne yapacağız? Bu sorunu nasıl çözelim ?
Nukleer konusunda net bir fikre sahip degilim; ancak biomass ve biofuel olayi sacma onu biliyorum. Hic te oyle bahsedildigi gibi "yenilenebilir, surdurulebilir" falan degil. Ki zaten biz yemek icin urun yetistirmekte problem yasarken enerji icin tarim yapma durumumuz hic gercekci degil.
Avrupa'da yenilenebilir enerjiye en fazla yatırım yapan ülke Almanya'dır. Ancak yenilenebilir enerjiye geçtiklerinden bu yana Almanya elektriğe Fransa'dan 2 kat fazla para ödüyor.
Yenilenebilir enerji kaynakları maalesef günümüz teknolojisi ile stabil değil. Tabi buna etken olarak çevresel faktörlerde var. Ancak Almanya'da bile rakamları hatırlamıyorum ancak yatırım yapılmasına rağmen bir önceki seneye göre %4 civarı bir üretim düşüşü vardı.
Şuan ki nükleer santraller sadece %5 civarı zenginleştirilmiş uranyum kullanılıyor. Çin önümüzdeki seneler de çok daha farklı sistemler kullanacak buna çok fazla kaynak ayırıyor.
https://www.donanimhaber.com/alternatif-enerji/haberleri/Cin-nukleer-fuzyon-calismalarinda-Almanyayi-alt-etti.htm
Günümüz teknolojisi %100 temiz enerji sağlayamıyor.
Özgürlüğün en büyük düşmanı halinden memnun kölelerdir.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)