fatih.met , sendeki bu değişim beni çok şaşırtıyor.
oo drayforfun burada umarım değişim iyi yöndedir. zamanla yanlış yaptığım şeylerden kendimi arındırıyorum ve hangi evreye girdiğinde oluyor bu diye merek edersen hemen söyleyeyim.
almanya hitler ile iyi bir çöküş yaşayıp aklını başına alıyorya işte bende hatalarımdan dolayı iyi bir ruhsal çöküş yaşayıp küllerimden yeni doğar gibi daha o aynı hatayı yapmamaya çalışıyorum.
her şey değişiyor ama şu gevezelik değişmiyor bende. günlük hayatta da böyle, gerekli gereksiz konuşmayı severim, sadece işime konsantre olduğum zamanlarda konuşmuyorum birde sevmediğim insanların yanındayken.
Hakaret, fikir ozgurlugu icerisindedir arkadaslar.
Kabul etmekte ilk basta ben de zorlandim, ancak eger hakareti fikir ozgurlugu kapsamina almazsaniz, ifade ozgurlugu tehlikeye giriyor. Ve ikincisi cok daha muhim.
Cunku hakaret ile kendini ifade etme, zaten genel tarafindan kabul goren bir yaklasim degil. Yani hakaret edeni kimse cok kale almaz zaten. Ancak fikirler, haksiz yere "hakaret" olarak nitelendirilip, insanlarin ifade ozgurlugu elinden alinabilir.
Ornek: Sayin Zafer Cagalayanin meshur saati. Simdi kendisine rusvetci dediniz. O da dedi ki "degilim, sen bana hakaret ediyorsun" ve dava acti size. N'apacaksiniz? Halbuki kendi icinizde butun samimiyetinizle adamin rusvetci oldugunu dusunuyorsunuz. Bunun icin cok hakli gerekceleriniz de var. Ama bunu ifade etmeniz kanunen yasak. Nasil olacak? Burada magdur olan kim?
Aksi bir ornek: Biri Ataturk'e "Ingiliz isbirlikcisi" dedi. Hatta samimi olarak ta oyle dusundugunu varsayalim. Artniyetli birilerinin gazina gelip bunu soylemis olabilir. Simdi Ataturk ne kaybetti? Diyen ne kaybetti? Bu, sabredilmesi, tahammul edilmesi gereken bir durum. "Buna engel olmaliyiz" deyince yukaridaki de gidiyor cunku.
Velhasil birakin insanlar istediklerini soylesinler, icabinda hakaret te etsinler. Sabrediverin, tahammul edin azcik. Sozler, soylenilenden cok, soyleyen hakkinda fikir verir. Bir cok soz "hakaret" olarak algilanabilir. Onun icin bu "hakaret" argumani, esnetilip, cekilip, gercekleri soyleme, kendimizi ozgurce ifade etme hakkimiza mani olunur.
açıkçası ben de sizin gibi düşünüyorum. herkes istediğini özgürce ifade edebilmeli. amma ve lakin sitede her gün aynı başlıkları görünce bir tiksinti oluşuyor. her gün ama istisnasız her gün aynı tip başlıklar, aynı tip sözler. kabak tadı verici ve mide bulandırıcı.
ya bizim başka tartışacak bir şeyimiz yok mu kardeşim diye bağrıma vura vura isyan edesim geliyor.
birini suçlamak başka hakaret başka, öyle değil mi? mesela ben birine şerefsiz derim ve o bunu hakaret olarak algılar fakat ben bunu kanıtlar isem bu sefer onun şereften yoksun olmakla itham etmiş olurum yani hakaret olmaktan çıkar.
hakaret suçtur çünkü birine hakaret etmek adaleti sağlamaz ve hakareti yiyenin itibarına zarar verme eylemidir. hakaret etmek kızgınlıktan gelen bir davranış şekli olarak görüyorum ben ve kimi zaman küfürden daha etkili oluyor. hakaret eğer kişiye bir sebepten ötürü ediliyorsa ve o kişi hakaret içerisindeki değeri barındırıyorsa o zaman zaten suçludur ve suçluların itibarı azalır.
1)++mesela polisin biri bana trafik cezası kesti ve ben çıkıp ona sövmeye başladım(seni adi herif! kan emici sülük!). bu durumda benim yaptığım hakaret oluyor.
2)++bir diğer örnek ise; motorla ile kırmızı ışıkta beklerken bana araba çarptı ve kazanın etkisiyle yerden kıpırdayamayacak hale geldim. olay yerine gelen polis mırıldanarak bana doğru "bunlarda ölmedi bir türlü" dedi ve bende hırsımdan birden bire ayaklanıp bu adama namuzsuz şerefsiz diye saydırmaya başladım.
detaya bakın; ilk örnek görevini yapan birine kızgınlık ile söyleniyor ve ikinci örnekte ise insanın yaşama hakkına laf söyleyen birine karşı söylenen haklı laflar. bu durumda ilk örnek hakaret içerir iken ikinci örnek ise bir nevi suçlamaya giriyor yani hakaretten çıkıyor.
kanunlarda şerefsizlik yapmanın suçu var mı? kanunda yoksa da toplumda manevi suçu vardır. kızgınlıkla söylenen küfür tarzı hakaretler ile kişiye edilen yerli tespitleri karıştırmamak lazım.
mesela mustafa altıoklar ne demişti? cumhurbaşkanımızın narşistik ruh hastası olduğunu söylemişti ve bunu hakaret olarak gördüler fakat mustafa altıoklar ise doktor olduğunu ve tespit yaptığını söyledi ve ek olarak "ben doktorum, hastalarıma teşhis koymak benim işim ve tedavi etmek zorundayım" şeklinde süper bir savunma yaptı adam.
öyle işte.
Hokahey doğru söylüyorsun. Nasıl yazar ilan edildiyse şahıs istediğini yazabilecek özgürlüğe ulaşıyor. Bildiği yada bilmediği bir konu olması çok da önemli değil. Yıllardır burada da (motosiklet.net) belki de motosikleti bile olmayan, motosiklet fuarına dahi katılmamış kişiler tarafından o iyidir bu kötüdür diye ahkam kesildiğini görerek üzülmekteyim. Ekşi için de bir iç kontrol mekanizmasının oluşması gerektiğini düşünüyorum motosiklet.net için düşündüğüm gibi.
ekşiyi savunmuyorum...ekşi sözlüğün son birkaç sene içerisinde kalitesinin düşmüş olduğu doğrudur..ve ben de bundan memnun değilim.
öte yandan ekşi sözlük ülkenin kısa bir özetidir.
ülkedeki her kurum gibi, mesela basın gibi, devlet kurumları gibi kalitesi hızla düşmüştür ve düşmektedir.
bir zamanların aydın insanları ekşi sözlükte artık yazmaz iken, benzer şekilde medyayı da seviyesiz eğitimsiz boş insanlar uzman(!) diye gazeteci(!) diye doldurmuştur.
ekşi sözlük ülkenin aynasıdır. seviye her yerde olduğu gibi burada da bazen yerlere kadar düşmüştür.
bilgi sahibi olmak, ülkede olduğu gibi sözlükte de derin araştırmaları gerektirmektedir. bilgi alabilmek için uğraşman gerekir.
haklısınız atatürk'e ağır hakaretler edilebilmekte ve bunun hakkında hiçbirşey yapılamamaktadır. ama gerçek hayatta da artık bu böyle değil midir? iki ayyaş lafı, ükeyi kurtaran bir lidere edilebilecek en büyük hakaret iken, en ufak bir işlem görmüş müdür?
bakın gerçek hayattan bir örnek daha vereyim. gülay adlı bir kadın yıllarca kendisini taciz eden bir adam ile uğraşmıştır. bu adam, kadını ölümle tehdit etmiş, hatta kadının 4 yaşındaki yeğenine tecavüz ederim diyebilecek kadar şuursuz bir adamdır... ekşi sözlükte konu da olmuştur (okuyunuz). bu kadar çabadan sonra bu adam yakalanmış, fakat bu suçlamalar neticesidne denetimli serbest kalmış ve dışarda dolaşmaktadır. öte yandan, bu adam tehditleri sırasında cumhurbaşkanına da hakaret etmiş ve kaderin bir cilvesine bakın ki, o suçtan hemen tutuklanmıştır. böyle bir hukuk garabeti olan bir ülkedeyiz.
öte yandan, ekşi sözlükte özgürlük hiç olmadığı yerdeki kadar vardır. mesela burdaki gibi hemen sahibini "pekakalı bu", "terörist sevici bu" diye atıp tutabilirsiniz. ekşi bunun için sizi yazarlıktan atmaz, hatta hakınızda işlem yapmaz. ama bunu cumhurbaşkanına söylerseniz, içeri atılmanız saatleri bile bulmaz. ben bunu burdaki forum yönetimine söylesem anından atılırım. forum kuralları demeyin, kural koymak bambaşka bir şey.
yani özgürlüklerin bile işine gelindiği gibi savunulduğu bir ortamda ekşi özgür değil, ekşi bozdu demek en basitinden kişinin kendisine hakarettir.
bugün bu ülkede bozuk olmayan yerimizi gösterin, ona göre konuşalım.
Bence çoğumuz özgürlüğün tam olarak ne demek olduğunu bilmiyoruz. Öğrensek istemeyiz muhtemelen. Ta ki ihtiyaç olana kadar...
Atatürkçüleri değil fakat Kamalizm i hiç sevmem
Atatürkçülere saygım vardım, Kamalistlere yok.
Atatürkçülük ve Kamalizm ayrı bir kavramdır
Kamalizm in amacı Mustafa Kamal i ilah yapmaktır, putlaştırma hareketidir.
Kamalistler herkesi eleştiririm fakat beni eleştirmesinler Atatürk ü eleştirmesinler anlayışı hakimdir
Bu millet Atatürk ten korunma kanunu kalkmadıkça kimse bana özgürüz demesin.
İfade özgürlüğünü hapisle tehdit ediyorlar şaçmalığa bak
Dinimize, atalarımızı küfür edenlere ceza yok bak sen
(--Kimin sana hükmettiğini anlamak için, kimi eleştirmene izin verilmediğine bakman yeterli--) VOLTAİRE
Atatürk'e hakaret cezası Atatürk döneminde çıkarılmış bir kanun değildir. Bu kanun 31 Temmuz 1951 yılında çıkarılmıştır. 51de bu kanunu dönemin cumhurbaşkanı Adnan Menderes yürürlüğe sokmuştur. Ek olarak hakaret ayrıdır eleştiri ayrıdır. Bu kanun eleştirmeyi değil hakareti engelleme amacıyla çıkarılmıştır.
bakın zamanında atatürk bir tane köylüden küfür yemiş ve bu durumda ne yapmış?
http://www.ataturkinkilaplari.com/aa...den-koylu.html
..............
evet bugünkü facebook serüvenimde vatan haini ilan edildim!!
Gerçekleri örtmek için çıkmıştır bu koruma kanunu
İçin ilginç yanı Koruma Kanunu nu çıkaran kişi Alman bir yahudidir
Artık ne çıkarı varsa
Anlatmak çok isterim fakat atatürk ü Aziz Türk Milleti nden korunma kanunu olduğu için yazamıyorum
---------- Mesajlar birleştirildi - 22:28 ---------- bir önceki mesaj zamanı 21:24 ----------
.
Evet atatürkü koruma kanunu CHP tarafından değil demokrat Parti lilerce çıkarıldığını iddia edilmesinin altında yatan maksat gayet açık, kemalistler bu iddiayla hem m. kemal, hemde yakın tarihte meydana gelmiş olaylar hakkında hiçbir zaman ve şekilde örtbas edilmesi gereken bir şeylerin bulunmadığını söylemek istemektedirler.
Evet, atatürkü koruma kanunu demokrat partinin iktidarı döneminde çıktı.
Demeokrat partiningenel Başkanı Adnan Menderes idi, fakat partinin kurucusu ve ilk genel başkanı Celal Bayar dı.
1950 de Menderes başbakan olurken, Celal Bayar Cumhurbaşkanı oldu.
Celal Bayar, m. kemal e çok yakın bir isimdi, tıpkı İsmet İnönü gibi
Dahası m. kemal in son başbakanını ve masonluk, İsmet İnönü ise ermeniydi.
M. Kemal, Hindistan Müslümanları nın Hilafet için gönderdikleri paranın 250 bin lirasını Celal Bayar a vererek İş Bankası nı kurduğumuz ve onu bankaya genel müdür yapmıştı. İşte o kadar yakındı.
Ayrıca Celal Bayar, CHP de genel başkan vekili olmuştu. Zaten Demokrat Parti, CHP nin içinden çıkanlar tarafından kuruldu.
Üstelikcelal Bayar, partiyi kurarken ismet inönü ile görüşmüş ve ondan onay almıştı.
Nitekim DP nin programı CHP ninkinden farklı değildi Yani Celal Bayar İsmet İnönü gibi kemalisti. Adnan Menderes kemalist değildi, kemalist olsaydı iftira atıp öldürmezlerdi.
Neticede ifade ettiğim gibi, Celal Bayar da ismet İnönü gibi kemalist idi.
Dolayısıyla koruma kanununu kemalistler tarafından çıkarılmıştır.
Burada CHP nin değil de DP nin çıkarmış olması, kemalistlerin bu işte bir parmağının olmadığı manasına gelmez. DP ve CHP partilerin kurucularından üyeleride ekseriyetle kemalist idi.
Burada partiler farklı olsada ideoloji aynıdır.
Madem bu arkadaşlar koruma kanununa ihtiyaç olmadığı kanaatindeyim, o halde kanunun kaldırılması için meclise teklif verseler de samimiyetlerini görsek.
Hem koruma kanununu Menderes çıkardı diyeceksiniz, hem de kanuna dayanarak m. kemal hakkında hakikatleri anlatanlara dava açacak, hapis yatacak ve küfür edeceksin.
Bu arkadaşları dürüst olmaya davet ediyorum.
.
2007de 6nci nesil suserdim. Simdi yazanlar 20nci nesil falandir muhtemelen (su anki sozluk iceriginin ureticileri). Uyeligimi 2009da kendim silmistim. Basinda zaten Sedat gibi bir yavvsak varken sozlukte adalet vs konusu acilmis.
Konusmaniza tartismaniza gerek yok. Inanin sadece bosa vakit harcarsiniz.
ekşiden kaçıyorum, burada da karşıma "pistonlar" nickli yazar çıkıyor.
Allah'ım delirmemek elde değil. interneti söküp atacam yemin ederim.
Şu an aynen sizin durumunuzdayım.Şahısa (pistonlar) kanunu çıkaran kişinin Adnan Menderes olduğunu ve onun isteğiyle çıktığını yazıyorum bunu reddetmek için Chp ve Dpnin aynı görüşlere sahip partiler olduğu savunmasını yapıyor. Sonrasında Adnan Menderesin Kemalist olmadığını ama partisinin Kemalist olduğunu söylüyor. Gülsem mi ağlasam mı bilemedim.
Muhtemelen iktidar destekçisisin bu yüzden özgürlük konusunu Atatürk'ü koruma kanununa bağlamana şaşırmadım. Atatürk'e edilen küfürleri bu şekilde alenen şekilde reisinize yapılsa neler olacağını kestirmek zor değil. Az edep az utanma be kardeşim, sen daha dün alakasız başlıkta şeriat isterük diye ağlayan eleman değil misin? Put kelimesini en çok telaffuz eden de dindar kesim, "Atatürkçü kemalist" kelimesinin yanına put kelimesine getirmek kadar da abes ve cahilce bir şey olamaz. Hayatında cin ali'den başka kitap okumamış birisin utanmadan bunları yazıyorsun, daha da bişey yazmama gerek yok.
Weak are prey
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)