40 ay geçmiş üstünden...
Artık kendimi daha anlamlı hissediyorum. O zamanlar ne motosikletim vardı, ne de bir sebebim olduğuna inancım. İnsanın çok garip dönemleri olabiliyor. Herneyse...
-------------
Aynı uykudan kaç kez uyanabilirsin?.. Yüzünü yıkarken ya da müziği açarken tekrar uyandığında neler hissedersin?.. Yüzünü kaç farklı şekilde yıkar ve bir sonrakinde hangi şarkıyı dinlersin?..
Kötü olan bunları bilmemek mi, bunlarla yaşamak mı? Yoksa kötünün ne olduğunu kestiremeyecek kadar kötü olmak mı?
Onun görüşüne göre kötü sağda ve soldadır. Yapman gereken tek şey düz gitmek. Bense, tüm onların fiyaskosuyum. Sürekli karşıda kalan karo on'luyum, gecenin ikisinde kırmızı yanan trafik lambasıyım, Büyük Okyanus'ta boğulmak üzere olan bir tayfanın bulduğu patlak şişme botum. Ben tekerlekli sandalyedeki itfaiye eriyim. Dahası; teoride kurduğum müzik gurubunun konserlerinde satılamayan biletlerim, geçirdiği trafik kazası sonrası ambulansı arayan adamın şarjı bitmiş cep telefonuyum, son dakikada atılan galibiyet golü için kalkan ofsayt bayrağıyım, parasız kalındığı için eskiciye satılan kot pantolonun cebinde unutulmuş büyük ikramiyenin çıktığı piyango biletiyim, sürükleyici bir kitabın baskı hatasına maruz kalmış son sayfalarıyım. Ben senin, duruşmana sarhoş gelmiş avukatınım.
Peki ya sen? Ne kadar daha beni ciddiye almaya devam edeceksin? Sadece gözlerimi açtığım için uyandığımı sanacaksın?
“Montunu giy, bu gün çok rüzgarlı” derken ki samimiyetin, iyi niyetin engelliyor arada sırada da olsa bir-iki adım atmanı, kafanı kaldırıp sağa sola bakınırken duvarların arkasında gerçekten neler olduğunu görmeni. Geçen ay beni ayakta tutsun diye verdiğin pekmez el sürülmemiş olarak hala dolapta duruyor. Ve sen bunu zaten bildiğin için cesaret edip dolabımı bile açmadın bir aydır. Her yerde arkadaşlarına parfüm hediye eden kızlar var. Söylesene… sen biçim bir kızsın? Ne kadar insansın? Al pekmezini ve git. Bir kez olsun akşam yemeğini seni çok seven arkadaşlarınla ye. Git. Beni değil kendini rahat bırak!
13.03.2003