Türkcelileştirebildiklerimizdenmisiniz
Reklamlar
-
Tartışmalı bir konu ama bu tabloyu görünce şöyle bir soru geldi aklıma..
Türkçe olmasa bile bilinen kelimeleri niye değiştirmiş olabilirler ??
https://imageshack.com/a/img924/9916/bgNqQE.jpg
---------- Mesajlar birleştirildi - 23:09 ---------- bir önceki mesaj zamanı 22:56 ----------
Reklamlar
-
In Flames adlı üyeden alıntı
değiştirilmiş derken ? zorla mı yapılmış Ahmet ?
Yoksa zamanın baskın dilleri neticesinde dilimizde yer mi edinmiş ? Cidden bilmiyorum.
İnan bende bilmiyorum. Bilen vardır belki 😀😀
-
amaç Arapça kelimeleri uzaklaştırmak unutturmak
-
In Flames adlı üyeden alıntı
Verdiğin tablo da "Türkçe!" yazmış,sitem var burada.
Bence buradan vuramazsınız
"Neden şapka devrimi oldu,ne istediniz geleneksel sarıklarımızdan" demek çok daha mantıklı olurdu,buradan yürümeniz lazım
Dikkatli okursan ""Türkçe olmasa dahi bilinen"" diye bir cümle kurmuşum. Bu sana birşey ifade etmedi demek ki böyle yorumladı. Yada okumadın. Diğer ihtimali tahmin edersin herhalde
-
In Flames adlı üyeden alıntı
Bu tabloyu kim yaptıysa sözüm ona.
Nerden aldın Ahmet bunu kaynak verebilir misin ?
Facebook'ta paylaşılmıştı. Çokta araştırmadım.
-
Türkleştiremediklerimizden misiniz?
-
Bu konu fetöya tayyibe kadar gider..
100 tlye 1300 km yol giden Volta vs5im
-
Motosiklet Eğitmeni
Benim yazıyı düzelteyim derken yanlışlikla silmişim.
Neyse ozet geceyim.
Dilimizde bu kadar cok fransizca kelime olmasinin sebebi Osmanı'nin 1700lü yıllarda baslayan fransa hayranlığıdır.
Sonra açarım biraz.
-
hachiko adlı üyeden alıntı
Bu konu fetöya tayyibe kadar gider..
Yok yav siyaseti karıştımayalım lütfen.
-
Osmanlıca yazanlar bana Arapça ve Farsça gibi geldi. Dil konusunda bilgim iyi değil ama bilemedim.
-
Orta Asya'da kullanılan Öz Türkçe diyebileceğimiz Uygur Türkçesi,Türklerin Orta Asya'dan Anadolu'ya göç etmesi ve arkasında Müslümanlığı kabul etmesi sonrası önce Arapça,Farsça kelimelerin istilasına Cumhuriyet sonrası dönemde ise İngilizce,Fransızca kelimelerin istilasına uğradı.Açıkçası listede verilen Osmanlıca da Fransızca da Türkçe büyük ünlü uyumuna uymuyor.Bu arada belirtmekte fayda var;Osmanlıca olarak bildiğimiz dil,Arapça,Farsça ve Eski Türkçe kelimelerden oluşan ve sadece saray da konuşulan biraz ağdalı ve süslü bir dildi.Halk arasında daha sade ve günümüz Türkçe'sine yakın bir dil konuşuluyordu.Listedeki Fransızca olarak verilen kelimeler çoğu İngilizcesi,İtalyancası,Almancası ve bir çok dünya çapında dilde telaffuzu ve yazılışı benzerlik taşıyan kelimeler.Yani sadece Fransızca demek yanlış olur.Uluslararası kelimeler diyebiliriz.Bunun yanında dilimize direk olarak Fransızca'dan geçen kelimeler de mevcut.
Neden bu uluslararası kelimeler tercih edildi diye sorarsanız; büyük ihtimalle Türkiye'nin içine kapanık bir kutu olamaması dünyaya daha iyi entegre olması için diyebiliriz.Herşeyin başında belli kelimeleri bir dile entegre etmemiz için başta halkın bu kelimeleri kabul etmesi lazım.Bu uluslararası kelimeleri bir çoğunun telaffuzu yazılışı ve günlük dilde kullanımı daha pratik ve kolay olduğu için halk tarafından kabul görmüş olması muhtemel.Bunun yanında ben de dahil olmak üzere halkın çoğunluğunun tercih ettiği Osmanlıca kelimeler var.Mesela listedeki "Belde","Usül","Mesele","Teşkilat" gibi kelimeleri daha yoğun bir şekilde kullanıyorum.Bazı Osmanlıca kelimeler ise çok uzun,telaffuzu zor ve günlük kullanımda pek te pratik olmadığı için pek tercih edilmiyor.Dil aslında canlı,sürekli gelişen ve değişen bir organizma.Halkın günlük kullanım tercihlerine,diğer kültürlerle etkileşimine ve daha bir çok faktöre göre değişir ve gelişir.Sonuçta halk kabullenmedikçe ve istemedikçe kullanılan dil değişmez.Bu değişim sadece Türkçe özgü değil.Dünya üstündeki bütün diller sürekli bir değişim içinde.İngilizce bile "Old English" ve "Modern English diye iki döneme ayrılır.
-
Neden hala kılıçla savaşmıyoruz? Neden Türk insanı ecnebilerin icat ettiği sosyal medyayı, interneti vs kullanıyor? Neden artık at arabaları değil de emperyalistlerin icadı otomobiller, motosikletler kullanılıyor? Hele hele matbaa denen şeytan icadı da nereden çıktı? Ya selfie kelimesi de ne?
Dinazorların da devri kapanalı çok oldu mesela.
-
Ben Fransızca biliyormuşum vay be
-
COQ adlı üyeden alıntı
Benim yazıyı düzelteyim derken yanlışlikla silmişim.
Neyse ozet geceyim.
Dilimizde bu kadar cok fransizca kelime olmasinin sebebi Osmanı'nin 1700lü yıllarda baslayan fransa hayranlığıdır.
Sonra açarım biraz.
Necip Fazıla biri Fransızca bilmeyen eşektir demiş..
Üstad sormuş senin baban biliyormusun?
Adam yok demiş..
Üstad; o zaman sende eşşoleşşeksin !!!
Bir dönem Fransız hayranlığı üst seviyede imiş. Bu iş oradan kalanlar tarafından yapılmış demek ki
---------- Mesajlar birleştirildi - 00:16 ---------- bir önceki mesaj zamanı 00:13 ----------
zabuzaretta adlı üyeden alıntı
Neden hala kılıçla savaşmıyoruz? Neden Türk insanı ecnebilerin icat ettiği sosyal medyayı, interneti vs kullanıyor? Neden artık at arabaları değil de emperyalistlerin icadı otomobiller, motosikletler kullanılıyor? Hele hele matbaa denen şeytan icadı da nereden çıktı? Ya selfie kelimesi de ne?
Dinazorların da devri kapanalı çok oldu mesela.
Yav o zaman g-3 vardıda kullanmayıp kılıçla mı savaşıyorlar dı. Ama dil vardı
-
Dil canlıdır ve değişir. Bunların olması normal. Ha shakespeare in yazdıklarını İngilizler neden hala anlıyor derseniz, İngilizce ölmemiş bir dildir. Eski Türkçe ise ölmüştür. Bir gün yeni gineliler dünyaya hakim olursa İngilizce kelimeler de silinir gider. Ayrıca:
Osmanlıca bir dil değildir.
Ben fuzulinin şiirlerini anlamıyorum çünkü halk dilinde değil ama ayni dönemden yunus Emre’nin şiirlerini anlayabiliyorum. Belki biraz fikir oluşturmuştur
-
Thracian adlı üyeden alıntı
Orta Asya'da kullanılan Öz Türkçe diyebileceğimiz Uygur Türkçesi,Türklerin Orta Asya'dan Anadolu'ya göç etmesi ve arkasında Müslümanlığı kabul etmesi sonrası önce Arapça,Farsça kelimelerin istilasına Cumhuriyet sonrası dönemde ise İngilizce,Fransızca kelimelerin istilasına uğradı.Açıkçası listede verilen Osmanlıca da Fransızca da Türkçe büyük ünlü uyumuna uymuyor.Bu arada belirtmekte fayda var;Osmanlıca olarak bildiğimiz dil,Arapça,Farsça ve Eski Türkçe kelimelerden oluşan ve sadece saray da konuşulan biraz ağdalı ve süslü bir dildi.Halk arasında daha sade ve günümüz Türkçe'sine yakın bir dil konuşuluyordu.Listedeki Fransızca olarak verilen kelimeler çoğu İngilizcesi,İtalyancası,Almancası ve bir çok dünya çapında dilde telaffuzu ve yazılışı benzerlik taşıyan kelimeler.Yani sadece Fransızca demek yanlış olur.Uluslararası kelimeler diyebiliriz.Bunun yanında dilimize direk olarak Fransızca'dan geçen kelimeler de mevcut.
Neden bu uluslararası kelimeler tercih edildi diye sorarsanız; büyük ihtimalle Türkiye'nin içine kapanık bir kutu olamaması dünyaya daha iyi entegre olması için diyebiliriz.Herşeyin başında belli kelimeleri bir dile entegre etmemiz için başta halkın bu kelimeleri kabul etmesi lazım.Bu uluslararası kelimeleri bir çoğunun telaffuzu yazılışı ve günlük dilde kullanımı daha pratik ve kolay olduğu için halk tarafından kabul görmüş olması muhtemel.Bunun yanında ben de dahil olmak üzere halkın çoğunluğunun tercih ettiği Osmanlıca kelimeler var.Mesela listedeki "Belde","Usül","Mesele","Teşkilat" gibi kelimeleri daha yoğun bir şekilde kullanıyorum.Bazı Osmanlıca kelimeler ise çok uzun,telaffuzu zor ve günlük kullanımda pek te pratik olmadığı için pek tercih edilmiyor.Dil aslında canlı,sürekli gelişen ve değişen bir organizma.Halkın günlük kullanım tercihlerine,diğer kültürlerle etkileşimine ve daha bir çok faktöre göre değişir ve gelişir.Sonuçta halk kabullenmedikçe ve istemedikçe kullanılan dil değişmez.Bu değişim sadece Türkçe özgü değil.Dünya üstündeki bütün diller sürekli bir değişim içinde.İngilizce bile "Old English" ve "Modern English diye iki döneme ayrılır.
Tabii ki bu devirde normal olarak etkileşim üst sınırda. Merakım şu herkes tarafından bilinen ve kullanımı kolay kelimeler neden değiştirilmiştir
---------- Mesajlar birleştirildi - 00:20 ---------- bir önceki mesaj zamanı 00:18 ----------
Lukocan adlı üyeden alıntı
Dil canlıdır ve değişir. Bunların olması normal. Ha shakespeare in yazdıklarını İngilizler neden hala anlıyor derseniz, İngilizce ölmemiş bir dildir. Eski Türkçe ise ölmüştür. Bir gün yeni gineliler dünyaya hakim olursa İngilizce kelimeler de silinir gider. Ayrıca:
Osmanlıca bir dil değildir.
Ben fuzulinin şiirlerini anlamıyorum çünkü halk dilinde değil ama ayni dönemden yunus Emre’nin şiirlerini anlayabiliyorum. Belki biraz fikir oluşturmuştur
Osmanlı 600 sene hüküm sürmüş ama Türkçe yok olmuş neredeyse. Mesele hakim olmak değil galiba
-
bizim bu dallama fransızlarla münasebetimiz kanuni sultan süleyman döneminde başlıyor. sonra kapitülasyonlar, eğitim için öğrenci göndermeler falan derken epey bir etkileşimde bulunmuşuz. oraya giden öğrenci, öğrendiği şeyleri memleketinde tatbik etmeye başlayınca değişim gerçekleşiyor.
cumhuriyet döneminde her ne kadar öz türkçeye dönmeye çalışsak ta, olan olmuş. dilimiz arapca, farsca, turkce, ingilizce, fransizca ortaya karışık çorba gibi bir hal almış. özellikle şu andaki plaza dili ve edebiyatı insana iki ellerini böğrüne vura vura aney aney diye ağıt yakma hissi uyandırıyor. kulak kanatıyor.
gençler ise takribi on ya da onbeş kelime ile hayatlarını idame ettirebiliyorlar.
aynen karşim
aynen yha
aynen kanka
aynen
aynen aynen
ahahah aynen
-
değiştirilmiş diye bir şey sözkonusu değil ahmetim. zorla bir dil değişmez.
benim komşum var, turkce bilmiyor. sadece kurtce. onun oğlu yari turkce yari kurtce yaşıyor. onun oğlu ise istanbul şivesi ile turkce konuşuyor. kurtce bile bildiğinden emin değilim.
üç kuşak, dil değişimi, gözlemlenebilir sosyal değişim. vay be.
-
"Muvaffakiyetsizleştiricileştiriveremeye
bileceklerimizdenmişsinizcesine"
Başlığı görünce aklıma geldi yazayım dedim.
Türkçenin en uzun kelimesi imiş. Google'da öyle yazıyor.
-
Motosiklet Eğitmeni
Osmanlı'nın fransız hayranlığı sadece dilde değildir.
Adamlar fransız kültürünü de tatbik etmeye çalışmışlar.
Hatta eğitimi de el atmış fransız okulları açmışlar.
Galatasaray Lisesi en meşhurlarından biridir.
3. Selim Nizam-ı Cedid ordusunu fransız ordusu gibi giydirmiş. Bizim palabıyık delikanlılar kırmızı donla gezer olmuşlar.
Kanunları bile aynen çevirip almş Osmanlı. Özellikle tanzimat döneminin bir paşasından Napolyon aşığı diye bahsederler.
Osmanlı vilayet sistemini de fransadan kopyalamış gerçi cumhuriyet daha sonra bunu değiştirmiştir.
Bunca zaman içerisinde dilimize fransızca kelimelerden bolca girmesi tabiki enteresan değil gayet normaldir.
Yanlışlıkla sildiğim postta iki şiirden bahsetmiş ama aklımda olmadığını google'dan bakıp yazacağımı yazmıştım.
Şiir demeyeyim bukle diyeyim.
O dönem Fransa'ya giden Hoca Tahsin dönüşte bir şiirinde şöyle diyor.
Paris’e git hey efendi akl ü fikrin var ise
Aleme gelmiş sayılmaz gitmeyenler Paris’e
Ziya paşanın meşhur beytini bilirsiniz.
Diyar-ı küfrü gezdim beldeler kâşâneler (saraylar) gördüm
Dolaştım mülk-i İslâmı bütün virâneler gördüm
Tabi bu hayranlıkların kızdırdığı insanlarda var.
Mesela Kazım Paşa şöyle yazmış.
Mekteb ü medresede fıkh u feraiz yerine
Okumak şimdi Fransızca ibadet gibidir
Hükm olunur haklı deyu davasında
Pasaportu bulunan sahib-i hüccet gibidir
Hele Pardon gibi, boncorno gibi halt-ı kelam
Eylemek hasılı ibraz-ı belagat gibidir
Salih Naili de eklemiş;
Ecnebi millete çeşm-i hakaretle nigah
Nazar-ı kadr-i ekâbirde cinayet gibidir
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)