şekeri ve ekmeği hayatımdan çıkardım
Reklamlar
-
26 Aralık 2017, 23:11
#21
şu marketlerde satılan hazır gıdalardan mümkün olduğu kadar uzak durmak lazım. cips, şekerli içecekler, bisküvi, çikolata, kek.
hazır yemekler, çiğköfte adı altında satılan kısır, işlenmiş gıdalar.
ayrıca yaş ve kuru pasta tam bir yağ bombası. aman diyeyim.
ek: kızartma, makarna, pilav unutun bunları...
Reklamlar
-
27 Aralık 2017, 00:48
#22
Bir ara 105 kiloyu gördüm. Tansiyon tavan yaptı. Diyetisyene gidip 75 kg ya kadar düştüm. Sonra ne oldu. Diyeti bıraktım. Tatlıya zaten dayanamam. Kusana kadar yerim. Tekrar 95 kg oldum. Bi ara ekmeği az yemeye tatlıyı hiç yememeye başladım.Vücut otomatikmen kilo vermeye başladı.Tatlı yemeyince insanın hiç canı tatlı çekmediğini anladım. Tatlı vücut için gerekli olan birşey değil zaten. Vücut şekeri yediğimiz yemeklerden, meyvelerden alıyor zaten
-
27 Aralık 2017, 00:51
#23
Bende aynı göbek eritme mevzusuna şekeri bırakıp yediğimi yarıya düşürdüm. Ve çok su içtim bir ayda 6 kilo verdim. Sonra bir ay normal eski düzene devam edip vücudu nadasa çektim. Şimdi yeniden diyete giriyorum.
Ama bende şeker baya çoktu. Günde yaklaşık 30 bardak 3 şekerli çaydan zayen yarım kilo toz şeker yemiş gibi oluyordum. E gün içinde halka tatlı künefe vs :D
-
27 Aralık 2017, 00:51
#24
Diabet olmama rağmen bırakamıyorum.. :/
100 tlye 1300 km yol giden Volta vs5im
-
27 Aralık 2017, 00:54
#25
-
27 Aralık 2017, 00:57
#26
valla zehir gibi şeker yiyoruz. çayda, kolada, ice tea'da; üstüne künefedir, halka tatlıdır, pastadır, pii makina olsa dayanamaz ya!
ek: Uyuşturucu ile eş değer bir bağımlılığı olduğu belirtilen şekerin zararlarının farkında mısınız?
Şeker tüketimini azaltmanın ve tamamen hayatımızdan çıkartmanın bize ne gibi faydaları olacaktır?
İngiltere Sağlık Bakanlığı, fazla şekere karşı bir 'şeker vergisini' gündeme getirdi. Bu demek oluyor ki şeker bundan 10 sene sonra, şu an uyuşturucu maddelerin gözümüzdeki yerine sahip olacak.
HANGİ ŞEKER ZARARLI?
Hangi şekerin zararlı, hangisinin zararsız olduğu, kafaları en çok kurcalayan soru. FitWell Beslenme Koçu Cenk Özyılmaz, şekerin vücutta nelere dönüştüğünden, fazla tatlı yiyince ne yapmanız gerektiğine kadar bilmeniz gereken her şeyi kaleme aldı...
Şekeri tanımaya önce besin değeri ile başlayalım. Şeker, şeker pancarının fabrikalarda işlenerek şeker kısmının ayrılmasıyla elde edilir. Pancar doğal bir besin olmasına karşın, şeker saf besindir. Şeker saf enerji kaynağı sayılır. Ancak, tek başına alındığında yani protein, vitamin ve mineraller olmadığında şekerden enerji üretilemez. Bu nedenle şeker, 'boş kalori kaynağıdır'.
ASLINDA VÜCUDUN İHTİYACI YOK
Şeker; un, yağ, ceviz, fıstık, kaymak gibi besinlerle karıştırılıp kalori değeri çok yüksek tatlılar yapılır. Şekerlemelerin esası da şekerdir. Tatlı ve şekerlemeler zevkle sevilerek yenir. Böylece kişi farkında olmadan harcadığından fazla kalori alır ve obeziteye neden olur.
Obezite ise birçok hastalığa zemin hazırlar. Şekerin zehir etkisi yaratmaması için dengeli ve yerinde kullanılması gerekir. Yediğimiz ekmek ve diğer tahıl ürünleri de sindirildiğinde şekere çevrilir. Bu nedenle, insanın aslında şeker gereksinmesi yoktur.
Yani hiç şeker tüketmesek de vücudumuz buna ihtiyaç duymaz.
Şeker, vücudun istediği bir besin değil, gerektiğinde diğer gıdalardan kendisinin üretebildiği bir besindir.
Nişastalı ve şekerli besinler yendikten sonra sindirilir ve meyvelerde bulunan basit şekerler şeklinde kana geçer. Sindirim sistemine şeker ve nişastalı maddelerin girmesi, pankreas organımızı uyararak 'insülin' hormonunun salgılanmasını sağlar.
Bu hormon, şekerin hücre içine girerek karaciğerde saklanmasına, parçalanarak vücut tarafından kullanılmasına yardımcı olur.
Normal durumda kandaki şeker miktarı ile salgılanan insülin hormonu miktarı, dengelidir. Böylece, yediğimiz şeker ve nişastalı besinlerden sindirim sonucu oluşan şeker kanda durmaz. Bir kısmı karaciğerimizde yedek olarak tutulur, kalanı da hücrelerde parçalanarak enerjiye ya da yağa çevrilir.
'ADETA SALGIN HASTALIK'
Amerikan Kalp Derneği tarafından tavsiye edilen şeker miktarı, günde altı tatlı kaşığı. Fakat The American Journal of Clinical Nutrition’da yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, biz her gün bunun üç katından fazlasını alıyoruz. Bu da, gün aşırı şekerden gelen en az 300 eksta kalori demek. Cleveland Kliniği Wellness Enstitüsü’nden Uzman Kristin Kirkpatrick, “Aşırı şeker tüketimi adeta salgın hâline geldi” diyor.
Özellikle küçük çocuklarda şekerli mamalar çok yendiğinde, büyüme, gelişme duruyor ve çocuklar hastalanıyor. Obezite her hastalığın öncüsüdür ve obezitenin temel nedeni aşırı şeker tüketimi. Aşırı fruktoz alımı leptin direncini de artırıyor. Leptin bize yeterli miktarda yemek aldığımızı bildiren bir hormondur.
Buradaki problem ise genellikle beyinden gelen bu sinyali dikkate almamamızdan kaynaklanıyor.
Şekerin 'sessiz katil' olarak adlandırılmasının nedeni ise yol açtığı hastalıklara haber vermeden, yani belirtiler göstermeden neden olmasıdır. Şekerin obezite dışında yol açtığı pek çok rahatsızlık bulunuyor:
FAZLASI APTALLAŞTIRIR
- Uzun vadede safra kanalı kanserine ve akciğer kanserine neden oluyor.
- Vücutta kanser hücresi varsa bu hücreleri besliyor.
- Depresyona, anksiyete bozukluklarına ve dalgınlığa neden oluyor. Hafif bir aptallık hissediyor veya zihinsel netlik hissedemiyorsanız, bunun sebebi önceki hafta içinde tükettiğiniz aşırı karbonhidrat olabilir. Henüz fazla yaşlanmamışken zayıf hafızaya ve alzheimera neden oluyor.
- Diyabetin baş sorumlusu. Reaktif hipoglisemi ataklarına neden olup, olmadık yerlerde bayılmanıza sebep oluyor.
- Aşırı kilo almanıza sebep oluyor ve kilo vermenizi gittikçe zorlaştırıyor. Sofradan aç kalksanız da kilo alıyorsunuz.
- Damar tıkanıklığına sebep oluyor.
- Kangren riskini artırıyor ve sinir sistemini tahrip ediyor.
- Çocukların büyüme hormonlarının salgılanmasını engelliyor, tüm vücut hormonlarının dengesini bozuyor.
- Konsantrasyon kaybına sebep olacağı için çocukların ders başarısını düşürüyor.
- Dişlerin çürümesine neden olarak buna bağlı böbrek ve bağırsak iltihaplanmalarını getiriyor.
- Migren hastalığına sebep oluyor ve sık sık baş ağrısı meydana getiriyor.
- Vücudun savunma sistemini zayıflatıyor ve çeşitli virüslere karşı saldırıya açık hale getiriyor. Özellikle kış hastalıklarına davetiye çıkarıyor.
VÜCUT İÇİN İYİSİ KÖTÜSÜ YOK
Vücudumuz; meyve, bal ya da sütte bulunan doğal şeker ile şeker kamışı ve şeker pancarından çıkarılan işlenmiş şeker arasında ayrım yapamıyor. Aldığımız bütün şeker, glikoz ve fruktoz olarak parçalanarak karaciğer tarafından işleniyor. Şeker glikojen ya da yağ olarak depolanıyor ya da glikoz olarak kan yoluyla hücrelerde kullanılmak üzere dağıtılıyor.
Sağlık açısından belirleyici olan, alınan şekerin miktarı. Hangi türden olursa olsun, beslenmemizdeki şeker miktarının toplam yediklerimizden aldığımız enerjinin yüzde 10'unu aşmaması gerekiyor. Yani yaşa, kiloya, aktiflik durumuna göre değişmekle beraber, aldığımız şekerin ortalama olarak erkekler için günde 70
gramı, kadınlar için ise 50 gramı aşmaması gerekiyor.
MARKETTE DİKKAT: 100 GRAMINDA 15 GRAM ŞEKER VARSA...
50 gram şeker; üç adet meyveye, 13 tatlı kaşığı toz şekere, iki kutu meşrubata, sekiz çikolatalı bisküviye eşdeğerdir.
Marketlerde alışveriş yaparken de şunu ölçü alabiliriz: 100 gramında 15 gram şeker barındıran bir işlenmiş gıda aşırı şekerli, 100 gramda 5 gram barındıranı ise düşük şekerli olarak sınıflandırılabilir.
En iyi şeker alma yolu doğal besinlerle beslenmek. Lif içeren bu besinler şekeri, karbonhidratı, yağı yavaş yavaş vücuda vererek bu dalgalanmaların önüne geçiyor. Ayrıca bu besinlerde bulunan vitamin, mineraller ve diğer bileşimler organizma için hayati derecede öneme sahip.
Fazla şeker tüketiminden sonra yarım su bardağı süt, iki adet ceviz, beş adet çiğ badem veya tarçın tüketerek kan şekerinin en üst seviyeye tırmanmasının önüne geçilebilir.
Peki, hangi besinler şekere alternatif olarak kullanılabilir?
BAL
Organik bal; içinde pek çok vitamin ve mineral içerir. Hakiki bal içinde bu bileşimler süper oranda bulunduklarından sağlık açısından çok faydalıdırlar. Ayrıca bal, şeker yerine kullanılabilecek en iyi tatlandırıcılardan biri.
HURMA
Tatlandırıcı gücü şeker ile aynı olan hurma lif, magnezyum, demir ve vitamin B6 açısından oldukça zengin. Hurmayı toz haline getirip sevdiğiniz tariflerinizde kullanabilir veya sabahları yediğiniz süt yulaf karışımınızı tatlandırabilirsiniz.
STEVIA
Stevia, Japonya’da otuz yılı aşkın süredir milyonlarca kişi tarafından tatlandırıcı ve gıda katkısı olarak kullanılıyor. Güney Amerika’da ise yüzyıllardır tatlandırıcı ve şifa bitkisi olarak kullanılıyor. Bu bitkiden elde edilen özütün, kan şekerini düzenleyici etkileri olduğu kabul ediliyor. Stevia normal şekerden çok daha tatlı olduğu halde bileşiğinde şeker içermiyor.
kaynak: milliyet
-
27 Aralık 2017, 01:11
#27
Siz kilolardan kurtulmak için diyettesiniz.
Ya ben.Kilo alabilmek için.
Önce glutensiz diyet,sonra hazır gıda yasağı.
Yakında şeker de yasaklanırsa hiç şaşmam.
Cipsi,nutellayı,kinderi,nestle çikolatayı,popkeki özledim.
Diyet disiplindir,diyet mücadeledir,diyet asiliktir.
Üstteki resimdeki arkadaşın elindeki dankek rulo pasta ne de şirin.Gözüm kaldı.
-
27 Aralık 2017, 01:26
#28
Kübra006 adlı üyeden alıntı
Siz kilolardan kurtulmak için diyettesiniz.
Ya ben.Kilo alabilmek için.
Önce glutensiz diyet,sonra hazır gıda yasağı.
Yakında şeker de yasaklanırsa hiç şaşmam.
Cipsi,nutellayı,kinderi,nestle çikolatayı,popkeki özledim.
Diyet disiplindir,diyet mücadeledir,diyet asiliktir.
Üstteki resimdeki arkadaşın elindeki dankek rulo pasta ne de şirin.Gözüm kaldı.
bacım kaç kilosun sen?
-
27 Aralık 2017, 01:42
#29
43 hedef 55.
Audrey hepburn 'un biraz daha uzun boylu,kasabalı versiyonuyum
Sağlık problemlerim çözülse kilo alma gibi derdim yok ama ameliyat olmamak için kilo almak zorundayım.
-
27 Aralık 2017, 02:17
#30
Kübra006 adlı üyeden alıntı
43 hedef 55.
Audrey hepburn 'un biraz daha uzun boylu,kasabalı versiyonuyum
Sağlık problemlerim çözülse kilo alma gibi derdim yok ama ameliyat olmamak için kilo almak zorundayım.
Bahsettiğin kadın gayet normal görünüyor ..
100 tlye 1300 km yol giden Volta vs5im
-
27 Aralık 2017, 02:46
#31
Geçen sene kalp ameliyatından sonra sıkı bir perhiz sonucu 127 kilodan 110 kiloya kadar düşebilmiştim.
Perhizi birazcık boşlayınca şu an tekrar 120 ye ulaştık. Bu saatten itibaren tekrar işi sıkı tutmaya
başlıyorum. Yapı olarak kolay gaza gelen biriyim. Bu sebeple tavsiyelerinize ( gaza getirmelerinize )
çok ihtiyacım var. Kalp ameliyatından sonra damadım bana ( baba eğer 100 kilonun altına inebilirsen
XT 660 benden ) diye söz vermişti. Sözünün de eridir . İyi de o 20 kiloyu verebilecek delikanlı nerede?
Herneyse hemen, hemen ve dahi saniye vakit geçirmeden obezite ie savaş için kolları sıvıyorum. Her
birinize en sağlıklı günler dilekleriyle.
-
27 Aralık 2017, 03:52
#32
Spor yaparken her gün 4 oğün (ana öğün dışında) pilav üstü tavuk yiyordum iş yerinde tavuk katili diyorlardı üstüne karbonhidrat tozu, spordan sonra protein
Bak daha bcaa,glutemin,multivitamin felan hiç bahsetmiyorum 1 yılda 10 kilo aldım :(
Sonra sporu bıraktım göbek yaptım;)
Neden bu kadar şey kullandın diyenler benim vücut yapım kas üretmiyordu zorla yapıyordum kas ağrısından bazen zor oturuyordum.
-
27 Aralık 2017, 08:09
#33
Ben de şeker ve türevlerini bırakalı 1 yıl oldu. 44 kiloyu da şekerle birlikte ardımda bıraktım. Şu an 80 kiloyum. Şeker öyle lanet bir şey ki görünce düşmanım gibi bakıyorum ama bir lokma tadına bakınca yemeden de duramıyorum. Hal böyle olunca mümkünse hiç bir lokma bile almamak en garanti çözüm oluyor.
-
27 Aralık 2017, 08:48
#34
İçki, sigara, tuz, şeker, ekmek, pirinç, patates, makarna, börek, çörek, leblebi, kızartma, marketlerde "yiyecek" adıyla satılan, aylarca raf ömrü olan paketli ürünler, gazlı içecekler, şekerli içecekler, ayçiçek yağı, kızartma yağları, tereyağının lezzet ikizi, margarinler, hareketsizlik, hormonlu mısırlarla beslenmiş, antibiyotiklere boğulmuş tavuklar ve yumurtaları, ısıl işlem görmüş sucuk, sosis, salam ve füme etler, düşük kalorili ve enerji alımının % 60'ını karbonhidratla sağlayan standart zayıflama diyetleri, düzenli olarak kortizol salgılanmasına sebep olan stresli bir iş, stresli bir evlilik/ilişki, kişinin sevdiği, yakın olduğu, sürekli görüştüğü insanların sayısının azlığı, yalnızlık... Bunlar insanı öldürüyor.
Zeytin yağı, tereyağı, zeytin, kavrulmamış tuzlanmamış kabuklu fındık, fıstık, ceviz, badem, etlerdeki yağlar, domates, havuç, kırmızı lahana, turp, marul, yeşil, kırmızı, beyaz, turuncu her türlü sebze, çiğ soğan, sarımsak, ev yapımı fermente sirke, baklagiller, çayır otlarıyla beslenmiş hayvanların etleri, deniz balıkları, çiftlik koşullarında serbest gezen tavukların etleri ve yumurtaları, pastırma, kavurma, fiziksel olarak aktif bir yaşam, egzersiz, sosyal olarak doyurucu ilişkilerin sayısının çokluğu, kişinin sevdiği insanlarla düzenli olarak görüşmesi ve zaman geçirmesi, düzenli olarak stres hormonu salgılatmayacak bir iş, düzenli bir gerginlik içinde olmayan, sevgi dolu bir evlilik/ilişki. Bunlara yaklaşmak, bunları amaçlamak lazım.
-
27 Aralık 2017, 09:35
#35
matrax33 adlı üyeden alıntı
Şekerin kokainden farkı yok. İkiside bağımlılık yapıyor ikiside insan vücuduna zararlı.
Biz hernekadar hepobur canlılar olsakta, tarıma geçtikten sonra yediğimiz yiyeceklere vücud tam anlamıyla adapte olmuş değil. Modern hastalıkların bir çoğu bu tarım devrinden sonra türemişler.
Ekmeyi suyu kesip gece gündüz et yemek lazım.
Şeker fabrikalarının üretim miktarı ile hastalıkların görülme sıklığı paralel seyrediyor.
-
27 Aralık 2017, 10:28
#36
" Iyyy o ne biçim göbek öyle " diyenleri hayatımdan çıkarttım. Şimdi daha mutluyum . Erken ama mutlu öleceğim.
-
27 Aralık 2017, 11:47
#37
-
27 Aralık 2017, 12:09
#38
Kübra006 adlı üyeden alıntı
43 hedef 55.
Audrey hepburn 'un biraz daha uzun boylu,kasabalı versiyonuyum
Sağlık problemlerim çözülse kilo alma gibi derdim yok ama ameliyat olmamak için kilo almak zorundayım.
43 mü? naptin sen ya!
-
27 Aralık 2017, 16:31
#39
Sinan Hocam,türkünün birinde < rakı içen öldü de su içen ölmedi mi > diyordu. Rahmetli annem 55 yaşında öldüğünde 1.75 boy ve 137 kiloydu. 10 metre
yürüdüğünde nefes nefese kalıyor, çok büyük bir sebep olmadıkça evden dışarı çık <a> mıyordu. Acaba diyorum perhize bu gün değil de yarın mı başlasam?
Sağlık dolu yıllara.
-
27 Aralık 2017, 17:05
#40
bursalıali adlı üyeden alıntı
Sinan Hocam,türkünün birinde < rakı içen öldü de su içen ölmedi mi > diyordu. Rahmetli annem 55 yaşında öldüğünde 1.75 boy ve 137 kiloydu. 10 metre
yürüdüğünde nefes nefese kalıyor, çok büyük bir sebep olmadıkça evden dışarı çık <a> mıyordu. Acaba diyorum perhize bu gün değil de yarın mı başlasam?
Sağlık dolu yıllara.
şunu anladım ki sürekli bir şeyler yemek tıpkı sigara gibi bağımlılık yaratıyor.
ivir zivir bir şeyler atıştırmaya kendimi o kadar kaptırmışım ki, canım sürekli bir şeyler yemek istiyor.
ama öyle bırakmam onu, ağır bedel ödeyeceksin sevgili beyin kardeş. açlıktan kıvrandıracağım seni. sürekli su içerek sersem edeceğim seni.
son bir şey diyeyim: perhize başlayalı bir hafta oldu, inanın kendimi daha enerjik ve daha dinç hissetmeye başladım. bu, perhizden mi yoksa başka bir sebepten ötürü mü bilmiyorum. sabahları bile daha zinde uyanmaya başladım.
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)