Söylemediğim şeyleri söylemişim gibi yorumlamaktan vaz geç lütfen.
Ben idam cezası caydırıcı değil demedim
Sadece idam cezası olup suçu önlemiş tek bir ülke örneği istedim.
Yazdıklarım anlaşılmıyor mu?
Sadece örnek.
Mesela;
Amerikada idam cezası var ve hiç suç işlenmiyor
Bunun gibi...
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
İdam geri dönüşü olmayan bi cezadır. Ergenekon ve balyoz davalarında yüzlerce subay-astsubay suçsuz yere vatana ihanetle suçlanmış ama gelinen noktada masum oldukları anlaşılmıştır. Şimdi bunlar infaz edilmiş olsaydı kim verecekti hesabını desem siz tezinizi savunmak için adaletin düzgün işlediği bi ülkeyi kastediyorum diyip sıyrılacaksınız. Lakin hiç bi ülkede adalet %100 yerini bulmuyor. Tek bir masum iftiraya uğrayıp idam edilse tüm sistemi sorgulamaya açar. Hayat kutsaldır, devletler bile buna karar veremez, vermemelidir. Bir film izlemiştim, sanırım yaşanmış bi hikaye idi. İdam karşıtı birkaç insan masum insanlarında yanlış kararla idam edilebileceğini ispat için plan yapıyorlardı. İşlerinden biri kendini öldürüyor, kasıtlı bıraktıkları kanıtlarla da bir diğer arkadaşlarını suçlu gösterip idamına sebep oluyorlardı ve tüm bunlar olup bittikten sonra çektikleri videoyu kamuoyuna sunuyorlardı. Yani kısacası bu eylemle masum bir insanın da infaz edilebileceğini, adaletin terazisinin bazen şaşabileceğini göstermişlerdi. 2 kişinin uğruna canını kaybettiği bu eylem idamı tartışmaya açmıştı.
Bence 1 kişi haksız olarak infaz edilmiş olsa ama bunun yanında 99 kişi haklı yere infaz edilmiş bile olsa idam yanlıştır.
evet izledim o filmi http://www.imdb.com/title/tt0289992/
şimdi boyle uç örnekler vermeyelim lütfen,siz de izlemişiniz zaten.. konusu idealist bir adamın olayın .okunu çıkarması bence.
Ben bir kadının tecavuz suçlamasına göre hemen asalım keslim o adamı demiyorum.Tabiki eldeki kanıtlara bakılacak,
Not:Tecavuz suçlamasının yalan olduğu anlaşılırsa IDAM Bu işin şakası yok bir insanın hayatıyla boyle oynayamazsın.
Demek ki bize mantıklı gelen her fikir doğru olmayabiliyor.
İdam,suçu ne yazık ki önlemiyor. İnsanlık tarihi kadar eski olan idam hiç bir suçu önlemediği gibi suçlulardan çok gücü elinde tutanların begenmediği işler yapan ya da beğenmediği fikirler ileri sürenleri yok etmek için kullanılmış.
Burada kendimize şu soruyu sorabiliriz. İdamı suçu cezalandırmak için mi istiyoruz yoksa intikam almak için mi?
Gerçek şu ki birey kendisine karşı işlenen bir suçun cezalandırılmasından çok o cezanın intikam duygusunu tatmin etmesini ister.
Mesela konu başında örnek olarak verilen suçlardan birini ele alalım.
Birisi evinize girip eşinize, çocuklarınıza tecavüz edip öldürdü.
Onu öldürünce cezalandırmış olurmuyuz?
Hayır sadece öldürmüş oluruz ve herşey biter.
Mesela bunu yapan bir insan için devlet dese ki biz bunu idam edeceğiz ya da sana vereceğiz ne istersen yapmakta özgürsün.
Hangisini seçersiniz?
İkinci seçenek daha ilgi çekici değil mi?
İşte bu intikam duygusunun tatmin aracıdır.
Ölüm her şeyi siler.
Dolayısıyla bir ceza değildir.
Oysa insan kendisine kötülük yapanın canı yansın ister. Pişman olsun o yaptığı şeyin hesabını versin ister.
Suçluyu sizin elinize verseler bırak öldürmeyi daha uzun süre yasatmak ve yapabileceğiniz her türlü iskenceyi uzun bir süre uygulamak istersiniz.
Başına bu işler gelen hiç kimse suçlunun kafasına hemen bir kurşun sıkıp bırakmaz. En insancıl olanımız bile hic olmazsa bir kaç yumruk atmak ister.
Bu kurşunu senin sıkmanla devletin sikması arasındaki fark nedir?
Filmlerde bile esas çocuk kendisine kötülük yapan adamın çetesinden intikamını alırken işin lideri en sona kalır. Sen seyirci olarak izlerken bile kötülüğün başının hemen ölmemesini ister intikam anının gelmesini beklersin.
O an gelir ve bu kez intikamın acılar içinde alınmasını beklersin. Kötü karakterin kolayca öldüğü sonlar seni tatmin etmez.
Bunlar hep intikam duygumuzun tezahürleridir.
Velhasıl idam suçu önlemediği gibi aslında içimizi de soğutmaz. Başka bir şey yapamamanın çaresizliğini giderir ancak.
Ve ceza denilen mevzu eğer bir hata yapılmışsa telafi edilebilir olmalıdır.
Ölümün telafisi yoktur.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
İdam kurtuluştur, yaşarken binbir türlü eziyeti diğer canlılara yaşatan kişiye bir çırpıda ölüm ödüldür.
Hapishane sistemi yenilenmeli. Yan gelip yatma yeri olmakdan çıkarılmalı. Mesela ağır suç işlemiş kişileri devlet ve insanlık yararına kullanabiliriz.
Nasıl mı?
Günde 14 saat ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırarak tabii ki. Mesela ülkemizin hızlı trenlere ihtiyacı var fakat coğrafi yapısı müsait değil deniyor. Kardeşim yol açmak için kullan hapishanede yatan mahkumları, vur zincire 14 saat taş kırdır, toprak kazdır, kalas taşıt...
İş kazası geçirip ölenler mi oldu? Bu işin fıtratında var der geçersin. (yapılmayan şey değil ülkemizde)
Kömür madenlerinde niye gencecik vatan evlatlarını telef ediyoruz ki, sok müebbet yemiş tecavüzcüleri kömür madenlerine, günde 14 saat kazma kürek sallarken yaptıkları hatayı da bolca düşünecek vakitleri olur hem.
Ardından da akşamları koğuşlara değil, 6 metrekarelik (3mt-2mt) odalara (tecrit ederek) koy. Çalışmak istemeyen olursa (tercih şansı önemli tabii ki) onlara da günde 3 değil tek öğün yemek ve sadece penceresiz odada kalma şartı olacak. Sadece haftada yarım saat gün ışığı göstereceksin. Bir canlı sesine muhtaç edeceksin. Bence gayet insani bir seçenek.
Bu dediklerin insan haklarına aykırı diye düşünüyorsanız, bence çocuklara tecavüz edilmesi de insan haklarına aykırı. O yüzden çok da mantıksız görmüyorum bu cezaları.
Haaa, bizim ülkede bu sistemi uygulamak isteseler ilk tecavüzcüleri, gaspçıları, hırsızları ve katilleri sokağa salıp,muhalif siyasi düşünceye sahip kişileri suçlayıp bu şartlarda mahkum ederler ya, işte burası da işin asıl tartışılması gereken kısmı.
Dipnot: Balık baştan kokar (bir atasözü)
Ölüm her şeyi siler.
Dolayısıyla bir ceza değildir.
İdam kurtuluştur, yaşarken binbir türlü eziyeti diğer canlılara yaşatan kişiye bir çırpıda ölüm ödüldür.
Ben bu yorumlara %100 katılıyorum.
Fakat gidipte suç işleyene işkence yapamayız(siz oyle birsey demediniz biliyorum)
Bu nedenle dedim ki "bu suçluluların işe yarayan organları alınmalı" ve hatta cesedi kadavra olarak tıp fakultelerine verilmeli(kim bilir belki boyle ihtiyac vardır)
Şimdi arkadaşlar,
Yukarıda saydığım suçlardan birisi başınıza gelse o suçlulun "müebbet" yemesini mi tercih edersiniz yoksa o serefsizin organlarıyla 3 - 5 insanın hayata tutunmasını mı tercih edersiniz ?
toplumun vicdanın rahatlaması da onemli arkadaşlar,bunu es geçemeyiz.
Ayricaaaaa,bir mahkumun devlete aylık maliyeti nerden baksanız 2000 TL(araştırın bakalım) bu adam 30 yıl veya bir ömür hapiste yatacak he miii ?
Yok oyle birşey,ben bu parayla kaç cocuk okuturum.
Tecavüzcü olmak kolay değil ama terörist olmak çok kolay bu ara. Hayatınızda elinizde tek bir kere silah almamış olsanız bile sorun değil. Bakın dün eski Zaman yazarlarının üç kez müebbet hapisle yargılandıkları dava vardı. Tutuklu yargılanmalarına devam edildi. Ahmet Turan Alkan'ın ifadesi:
"Bir insanın ömründen cebren gaspedilen 500 gün asla hafife alınamaz. Siz benden çok daha iyi farkındasınız, herkes farkında. Bu dava hukukta tarif edilen bir cümrün eseri olarak açılmadı. Bu dava bir intikam hırsının, bir siyasi hıncın eseri. Biz bu hırs ve hıncın saikiyle sanık olarak ifade veriyoruz. Bu kadar hafif ve ciddiye alınamayacak ithamlarla sıradan bir insanın hayatından 500 gün çalmak bu kadar kolay mı?
Cevap veriyorum; evet, hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde bu iş bu kadar kolay. Benim hayatımla, şerefimle, mesleki onurumla oynamak bu kadar ucuz mu? Evet, burada öyle. Her çıkan “Ben aslında gazeteye yazı yazmayacaktım, önünden geçerken herhalde yazar gibi göründüm” gibi ifadeler veriyor. Ben 20 yıldır yazdım. Zaman gazetesinin yazarıyım. Kayyım gelinceye kadar da yazdım. İnandığım şeyleri yazdım. Ne Erdoğan’a ne Gülen’e angajmanım yoktur. Bununla onur duyuyorum. Bu tavrım benim evlatlarıma torunlarıma bırakacağım en manidar mirastır çünkü hapisten sağ çıkıp çıkmayacağımı bilmiyorum. Mağduriyetimiz devletin hangi yarasına merhem oluyor? Benim hapse atılmamla nasıl bir kamu yararı istishar edilmiş oluyor?”
Belki malumatınız yok, bize 500 gündür ağır tecrit uygulanıyor. Bize vatan haini muamelesi yapılıyor, bu resmî bir tutum. Şunu yapmamı istiyor; içerde akıl sağlığımı kaybedeyim. Benim kafayı oynatmamı bekleyen devletime dargınım, küskünüm. Benim ve bizlerin üzerinden muhalif gazetecilere gözdağı verilmek istendiğini gayet iyi biliyoruz. En iyi örnek biziz, Zaman gazetesi yazarları sahipsiz. Kimse bize sahip çıkamıyor, öyle bir damga yedik ki Fetöcü diye. Diyorlar ki AİHM bilmem ne kadar tazminat verecekmiş. Ne yapayım ben tazminatı? Bir hafta öncesine kadar uğruna nota verilecek derecede makbul olan Reza kadar hukukum yokmuş devletin nazarında. Herkes biliyor ve itiraf edemiyor, yargı ağır baskı altında. Bu iktidar hiçbir siyasi yanlışını sahiplenmedi, hepsinin vebalini başkalarına yıktı.
Bu hukuksuz davadan doğan mağduriyetlerin sorumluluğu da yine bürokratların üstüne kalacak, hepimiz bunun farkındayız. Bu zorlama dosyanın ömrü bizi buraya tıkan iradenin ikbaline bağlı. Dengeler değiştiği anda biz serbest kalacağız. Çünkü zaten suçlu değiliz. Biz şu anda konu mankeniyiz. Bunu kimse doğru dürüst ifade etmiyor, arkadaşlarıma biraz da bu yüzden öfkeliyim.Bu dosya kimsenin el sürmeyeceği şekilde ortada kalacak, kimse sahiplenmeyecek.
Sizden merhamet beklemiyorum. Sadece somut kanunları hayata geçirebilirseniz başka ihsan istemem. Bu davada yargılayanla yargılanan arasında fazla bir mesafe olmadığı kanaatindeyim. Biz baskı altındayız, zannediyorum ki yargı bürokrasisi de farklı bir baskı altında. Sanki bu salonun üstünde büyük ağabeyin tehditkar bakışları geziniyor.
Bir gazeteci büyüğümüzün sözleriyle bitirmek istiyorum: “Öyle mahkemeler vardır ki orada sanık mahallinde oturmak yargıç sırasında oturmaktan daha evladır.”
Kıytırık adalet sisteminde "İdam gelsin" demek, cinayete ortak olmaktır.
Önemli olan sıfıra inmesi değil, azalması. Bugün kendisinden boşanmak isteyen karısını sokak ortasında vurduğunda idam edileceğini bilen 100 adamdan 50'si bu işten vazgeçse bile kazançtır. Neden olaylara ya hep ya hiç bakılır hiç anlamamışındır. Gerçekteki oran benim yazdığımdan çok daha yüksek olacaktır emin olun.
Şöyle de bi iddiam var, bence idam cezasına karşı olanların büyük çoğunluğu bekar ve çocuğu olmaya insanlar. Bu gereksiz hümanistlik genelde koruyacak kimsesi olmayanlarda bulunuyor.
Uç nokta öyle mi ? Ama oluyor işte. %0,1 hata olsa, o hata sizin yada sevdiğinizin başına gelse olsun arada bi böyle hatalar olur, vurun kellemi mi diyeceksiniz?
Bir de eğer suçu sabit görülmezse iddiayı edeni asmayı talep etmişsiniz Şahsen ben milyonda bir masum çıkma ihtimali de olsa yani %1.000.000 suçlu çıkacağı ihtimali olsa dahi hiç bi davada şahit olmam, salak mıyım ? Ayrıca memlekette kimse ne savcı ne şahit olmak istemez böyle durumda. Eee başa döndük, savcı yok, şahit yok, iddia yok, dava yok dolayısıyla suçlu yine cezasız kalıyor.
Sizin iddianız bi ütopya. Adaletin hiç şaşmayacağı varsayımı saçmadır.
Mevcut hukuk sistemini hakkıyla işletsek idama falan gerek kalmayacak.
Hayır ütopya falan değil,gayet de guzel uygulanır.
Şimdi Çin'i ele alalım.Bu adamlar 1.5 milyar lık insan nufusunu kontrol etmek için ne kadar sert onlemler alıyor biliyor musunuz ?
Bizim durum ise Çin den beter,sizler bu şekilde davrandıkça devlette hapishanler %120 oranında dolu deyip,suçluları aramıza salıp duruyor.
Yeter artık,it kopukla yaşamak istemiyoruz!!
Bence gayet güzel...
R25 20bin lirayı mı geçti ? IDAM
Çıksada malum kişi ve tayfası asılsa..
100 tlye 1300 km yol giden Volta vs5im
Siz hiç konuşmayın bi zahmet...
Savunmasını yaptığınız gazete ve yazarların ülkeme, orduma, çocuklarımın geleceğine ihanet ettiğini, milyonlarca insanın mağdur olmasını sağlamış olduğunu hatırlatırım. Uydurma, kişiye özel çakma mahkemelerde ordumuz ve komutanlarımız terörist olmakla yargılanırken hergün ama hergün manşetten attıkları iftiralarla kasten bu çakma davaların seyrini etkilemiş bi gazete ve yazarlarından sözediyoruz. Her ne kadar suçlu olduklarına emin olsam da onların da adil yargılanmalarını isterim. Ama kalkıpta mahkemede edilmiş süslü lafları buraya taşıyıp savunulmasına da razı değilim. Madem masum olduğunu düşünüyorsunuz ve dile getiriyorsunuz saygı duyarım. Ama şunu da sorgularım. Ergenekon, balyoz, gezi olayları, üniversite sınavları, seçimler, askeri ve polis okullarında yapılan eşitsizlikler / zulümler vs. aynı hassasiyeti gösterdiniz mi ? Belki önyargı diyeceksiniz ama ben tüm bunlar vukuu bulurken sizin gayet keyifli olduğunuzu düşünüyorum. Biraz sert oldu galiba ama lütfen her başlığı kendi tarafınız lehine bir propagandaya çevirmeyin.
Zamaninda "ergenekon" diye haksiz yere iceri atilandan cok daha fazlasi simdi "fetocu" diye iceride. Daha yeni dogum yapmis kadini bebegiyle idam mi edeceksiniz? Konusma amaciniz nasil "siyasi degil"? Milattan once uzay boslugunda degil, 2017 Aralikta Turkiye'de yasiyorsunuz. Bal gibi de siyasi. Bakin diger actiginiz basliga:
http://www.motosiklet.net/forum/konu...elen-soru.html
Belki de bu yuzden boyle yorumlar aliyorsunuz:
Kudusmus te idammis ta... Ekonomi yerlerde. Ulkeyi yonetenlerin yedikleri haltlar yuzunden Amerika'nin rehini olmus durumdayiz, siyasi ve ekonomik olarak. Abuk subuk tartismalara devam... Fiyatlari arttirdi diye Honda'ya Kawasaki'ye de kufrettik mi dunyada bizden iyisi yok...
---------- Mesajlar birleştirildi - 18:26 ---------- bir önceki mesaj zamanı 18:12 ----------
1. Niye konusmayayim? Sizin gorusunuze aykiri diye mi? Bakin Turgetson'un actigi basliklarla ilgili negatif fikrimi belirttim. Ama baslik acmasina engel olunmasini istemem. O da onun fikri ve ozgurlugu cunku.
2. Ergenekon mahkemeleri "uydurma, kişiye özel çakma" ama Feto mahkemeleri oyle degil, oyle mi? Sirf bunun icin yargi dizayn edildi yahu. Insaf. Dizayn eden de belli.
3. Suc sahsidir. Ahmet Turan Alkan'nin yazilarini okudunuz mu? Bi adet sucunu soyler misiniz? Nasil bu kadar emin olabiliyorsunuz? Zaman'da calismis olmak diye bir suc var mi? Kendisini ornek olarak verdim, 20 senedir yazan, nasil bir oldugu herkes tarafindan kolaylikla anlasilabilecek biri oldugu icin.
4. Insanlara toptanci yaklasmayin. "üniversite sınavları, seçimler, askeri ve polis okullarında yapılan eşitsizlikler / zulümler" ile Ahmet Turan Alkan arasinda bir iliski kurun. Var mi? Bakin bir insan, bir haksizliga taraf olup "bence iyi yapmislar" bile diyebilir, simdi sizin dediginiz gibi, ama bu bile bir suc degildir. Suc olmasi icin o haksizligin islenisinde direk parmagi olmasi gerekir. Eminim sucu belli belirsiz insanlarin idamina siz de karsi olursunuz.
Kendi fikrime gelince, haksizligi kim ama kim yaparsa yapsin, karsiyim. Cezasi neyse ceksin. Ama direk sucu olmayan insanlara suc uydurulmasin.
noldu ya haşmet,bi ağladın sızladın hayırdır.Benim ilk mesajımda siyasetle ilgili tek bir cümle var mı ?
bi de ajitasyon yapıp kadının bebeğiyle idam mı edeceksiniz demişin,hiç yüzün kızarmadı mı bu yorumu yazarken ?
bizim ahlak anlayışımız da yok boyle serefsizlikler.
Ama bir dunya insanın hayatını zindan edenlere de hesap sorulacak tabi.. Zekeriya Öz gibi namussuzlara müebbet vermeye gerek yok.
Kudus başlığımı neden beğenmedin Haşmetcim ya.. o başlık trol başlığı mı,kara mizah mı ?
İkisinin ayrımına varacak kapasiten vardır bence.
Bi de gelmişin zekeriyaimam denen adamın yazdığını alıntılamışın,bana ne imamımdan zekeriyasından!
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)