yakında yine atarız sıfırları paramız değer kazanmış gibi olur.
yakında yine atarız sıfırları paramız değer kazanmış gibi olur.
Dolar bey diyeceksiniz.
eğer dolar yükseliyor ise o zaman hindistan rupisi düşüyor demektir. o zaman bizim liramız ile beraber düştüğünü varsayalım; düşen bir şeyin potansiyel enerjisi vardır ve düştükçe potansiyel enerjisini harcayarak ortaya kinetik enerji çıkartır. ortaya çıkan kinetik enerji bir takım tepkimelere neden olacak fakat bilinen şu ki düşen şeyin potansiyel enerjisi olduğu sürece düşmeye devam edeceğidir.
yani demek istediğim; niye bu hindistandan gelen motorların fiyatı hep yükseliyor? hindistanın parası düşmüyor o zaman.
doların halinden ziyade kendi halimizi sorgulamak daha iyi olur. Tl ciddi şekilde değer kaybetti. Dolar yükselmiyor aslında biz düşüyoruz, tüm para birimlerine bakıldığında görülebiliyor. Son iki senede çok fazla geriye gittik. Değişen ve yanlış yapılan şeyler sorgulanmalı. Güçlü bir millet olmasak çoktan dağılmıştık.
Dönülmez akşamın ekonomisindeyiz
Ülkenin para politikasını kendisine bile faydası olmayan Merkez Bankası yönetiyor. Diyor ki; “Türkiye ekonomisinde yaşananların ekonomik gerekçesi yoktur!” Yapma ya!
Merkez iki hafta önce 2017 sonu için ABD Doları'nın 3.72 TL olacağı tahmininde bulunmuştu. Ne oldu? Daha iki hafta geçti yahu! Vakit erken doldu. Dolar 3.86… Size gerekçeleri anlatayım…
* * *
Politik, siyasi, hukuki ve mali tablo hiç bu kadar aleyhimize dönmemişti. Biz borç ile günü idare eden bir ülkeyiz. Haliyle borç alıyorsan da şartları borç veren belirler.
Tabloya bakalım… Türkiye'nin döviz borcu 432 milyar dolar… Bankaları çıkarırsak şirketlerin borç tutarı 216 milyar dolar oldu. Kamunun dış borcu ise 87 milyar doları buldu.
* * *
Borç aldığımız Amerika ve başta Almanya olmak üzere Avrupa ile yaşadığımız sorunlar ciddi anlamda bir politik risk kaygısı yarattı.
Almanya baskıyı artırıp, “Türkiye'ye kredilerinizi azaltın” dedi. Amerika'da ise Zarrab davası baş belası edildi… İddianamede bir “kamu bankasının” Zarrab'a “sistematik bir biçimde” destek çıktığı anlatılıyor.
* * *
Bakın, Zarrab kuvvetle muhtemel itirafçı oldu. İşbirliği yapıyor. İşin kötü tarafı Amerika Hazine Bakanlığı bu bilgiler ışığında diğer bazı Türk bankaları hakkında dosya hazırlıyor. Öyle az buz da değil, milyarlarca dolarlık cezadan bahsediliyor.
Haliyle Türk bankalarına gözü kapalı kredi verecek mecra bulmak kolay olmuyor. Maliyetler de fişek gibi yükseliyor. Türkiye dış krediye ulaşımında zorluklar yaşıyor.
* * *
Dış kredilerin azalması demek Türkiye'nin net borç ödemesi anlamına geliyor. Ellerindeki para ile döviz alıp bunu borç ödemede kullanacaklar.
Bir yıl içerisinde döndürmemiz gereken 175 milyar doların üzerine cari açığı da ekleyelim. Güzel kardeşim senin cari açığın yıllık 40 milyar dolar. Türkiye en son cari açıkta 40 milyar doları ne zaman görmüştü? 2008 yılında, Mayıs ayında…
* * *
O zaman dolar 1.25 lira idi, şimdi 3.86 lira… Türkiye'ye boşuna kırılgan demiyorlar. Öde ödeyebiliyorsan! Haliyle Türk Lirası diğer para birimleri karşısında bir türlü kafayı kaldıramıyor.
Yüksek dövizin ilacı faiz…Hesap kitap bilmiyorlar, hâlâ indirilsin diyorlar! Faizlerin teknik olarak indirilmesi mümkün değil… Hatta daha da yükselmesi gerekiyor.
* * *
Türkiye ekonomisi resesyona yani durgunluğa girmek zorunda kalacak. Şirketler batacak. Bunu ertelemek için 200 milyar lira masaya konuldu. Geldiğimiz nokta yine aynı oldu.
Bu saatten sonra masaya daha fazlasını koymayı istesen dahi bankaların para kaynağı kurudu. Yenisini koyamazsın! Koyduğunu bile geri alamayacaksın. Ekonomik gerekçe arıyorsan bu son fasıldır, yazıyı baştan okuyacaksın.
MURAT MURATOĞLU - Sözcü
Bazı Avrupa bankalarına milyarlarca dolarlık ceza kesmişti ABD, en büyük cezayı bizim bir kamu bankasına keseceği konuşuluyor, bu iş siyasi iş, oturup anlaşmak gerekiyor , umarım büyüklerimiz gereğini yapıyordur.
geçen yorumlarda özelleştirme meselesi olmuştu ,devlet fabrika işletmez v.s diyenler de vardı ,konuyu burada açarsak
örnek telekom yarısı satıldı, yıllık 1 milyar tl kar yapıyor diyelim ,karın yarısı devlete, yarısı alan şirkete ,kaça satıldı, yuvarlarsak 6 milyar dolara, o zaman dolar kuru 1.500 civarı,çarpalım 9.10 milyar tl yapıyor, nasıl satıldı,taksitle ,kaç yıllığına 40 yıllığına, hesaplayalım ,yıllık kar 500 milyon tl çarpı 40, 20 milyar tl yapar, ne olmuş oldu, az bir peşinat ile senin stratejik olan kurumun, taksitle ve zararına özelleştirilmiş oldu hesaplamam minumum seviyededir
bunun gibi satılan, onlarca kit var, tekel, petkim ,limanlar, tüpraş, demirçelik işletmeleri, bu alınan döviz nereye gitti, alınan faizlere gitti, sonra ne oldu, özelleştirilen şirketler, yeni yatırımlar mı yaptı? hayır, tam tersi ,çoğu bölge fabrikalarını kapattı, işsizlikte oldu, peki alınan karlar ne oluyor, şirketler yaptıkları karların bir kısmını zarar olarak gösteriyor, diğer karına ekleyip ,döviz olarak yurtdışına gönderiyor
sonuç ekonomik borçlanma, işsizlik, enflasyon
hisse senetleri alıp satarım, birçok şirketimizde, döviz olarak borçlandı, ayrıca bankalar kredi vermek adına ,ucuz diye döviz olarak borçlanıyor, yetmiyor, ithalat ihracattan fazla ,bu duruma dur diyen varmı ?yok, döviz çıkmaya devam eder mi? eder
yalnız taviz verilirse, çıkması ertelenmiş olur ,yeni peşkeşler v.s
umarım anlatabilmişimdir şimdi özelleştirilsin diyen arkadaşlara soruyorum evin araban varsa ,bana yarı fiyatına satsana ,,,,,,,,,,satmazsın değilmi ?peki ülkemizin yıllardır ,zorluklar içinde, kurmuş olduğu kurumların zararına satılmasına neden ses çıkarmıyorsun ?son kalan şeker fabrikaları da satılacakmış ,zaten şeker pancarına da geçmişte kota koydular ,tuz gölü de özelleştirildi diye biliyorum, yarın öbür gün iran benzeri ambargo koyulursa ne yiyecek? ne içecek ?bu millet, merak ediyorum, plaza camlarını yerler artık :D
not kurumların zarar etmesi bilinçli yapılan bir olaydı özelleştirme için zemin hazırlandı,ayrıca devlet işletemiyor ,memurlar çalışmıyor, diyenlere de bende derim ki, kanunları değiştirirsin, 657 memur koruma kanununu değiştirirsin, şef ve müdürleri bilinçli ve iş bilen insanlardan atarsın ve rüşvet yiyene, kurumu zarar ettirene verirsin cezayı, bak bakalım o kurum zarar mı ediyor, kar mı ediyor ,daha sayfalarca mevzu varda kısa keseyim
Ozellesince de yurur, ozellesmeyince de. Ikisinin de olumlu ornekleri bulunabilir. Ama iktidar sahsi kazancini ulkenin onunde koyuyorsa her iki durumda da batar. Ozellesme, rant ve peskes cekmeye donusur, devlet elinde kalmasi da somurulmesine sebep olur. Her iki durumda da millet zararli cikar.
Rekor
Dolar 3.88
Euro 4.60
Gram altin 160lira
bu yorumuma ,yorumun da ,katıldığım noktalar var ama biz zaten doğru olanı yazıyoruz ,her şeyin bir doğrusu vardır ,vatanımız içinde doğru olanı gelişmektir, üretmektir, vatansever olmaktır, özelleştirme zararına yapılmaz, devlet sömür sede yanlıştır, zararına özelleştir sede, yanlıştır, zaten demek istediğimiz bu,, ayrıca stratejik ,hayati ve sağlık amaçlı kuruluşları özelleştirmek, daha zor bir durumdur ,bütün milletin geleceği ile oynamaktır,detaylı okursan daha iyi anlayabilirsin kardeş
Sağlık özelleştirilmez, vatandaşın sağlığı ticaret konusu yapılmaz, bu berbat bir politikadır ve vahşi bir politikadır, ülkenin kaynakları dipsiz bir kuyuya hiç bir karşılığı olmadan dökülür gider, uluslararası şirketler malı götürür başka kimseye faydası olmaz.
Özelleştirme mevzusu tüm dünyada patlıyor.
Neoliberalizm yavaş yavaş çöküyor.
En demokratik, en şeffaf devletler bile kısıtlama ya da kamulaştırma konusunu tartışmaya başladı.
Devlet ticaret yapmaz mantığı halka ağır vergiler olarak geri döndü.
Hem devlet ticaret yapmaz diyeceksin, hem de sıkışınca devlet bizi kurtarsın diye ağlayacaksın. Neyle kurtaracak devlet seni?
Halkın vergilerini halk için değil, senin için harcayarak.
Bunun yürümeyeceği belliydi.
Üstelik Türkiye gibi özelleştirme adı altında yandaşa peşkeş çekme atraksiyonları bin çeşit vergi olarak halkın bir tarafına girdi.
Pahalı benzin alıyorsun çünkü devlet özelleştirmeden kaybettiği parayı senden vergi adı altında tahsil ediyor.
Dolar yüksek çünkü dış borç uzaya çıkmış ve ihracat yapmak için üretim yerine parayı betona gömmüşsün. Peki ihracat yapmazsan doları nereden bulacaksın?
Yaptığın binaları amerikalılar kiralar diye mi umuyorsun?
Yarın alacaklılar ver parayı derse ne yapacağız bakalım.
Yazarken bile içim sıkıldı.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
doların düşceği falan yok bizde anca yemek içmek yaşamak için kullanabilcez paramızı araba almak,motosiklet almak artık zenginlerin zevki biz elimizdekine sahip çıkabilirsek ne mutlu bize...
Bir özelleştirme hikayesi (vakti olmayanlar Bold metinleri okusada anlar zaten).
------------------------------
Türk Telekom’dan gelen bir kazık vardır
Türk Telekom, vadesi geçmiş 580 milyon dolarlık borcu, 23 Ağustos'a kadar ödemezse şirkete el konulacak. Kim el koyacak? Şirketi kiralayan Türkiye! Borçlar kime? Bankalara… O zaman bize ne? İktidar krediye kefil mi oldu acaba?
Saçma sapan ölü eşek fiyatına bir özelleştirme, şirkete tanınan özel hakların suiistimal edilmesi, özelleştirme sonrasında yapılan acayip işler, denetimsizlik ve gıkı çıkmayan bir ülke…
Bugüne kadar neredeydi? Bunlar görülmedi mi? Şirket sus payı olarak yandaş medyaya milyonlarca liralık reklam verince görülmez oldu. Bu işten hepsi kazandı.
Esas aklıma takılan soru, hesabı kesmeyi Suudilerin Katar'a ambargo koyması mı tetikledi?
* * *
Sıralı olarak gidelim…
1993 yılı başlarında Telekom'a 25-30 milyar dolar piyasa değeri biçiliyordu. O dönemde Türkiye'nin dış borcu toplam 26 milyar dolar idi… 2005 yılının Kasım ayında yüzde 55 hissesi için en yüksek teklifi veren Suudi Oger 6.5 milyar dolar ile Türk Telekom'u 21 yıllığına kiraladı.
Şirketin çoğunluk hissesini 6.5 milyar dolara alan Suudi Oger'in 2006 ile 2014 sonuna kadar Türk Telekom'dan elde ettiği kâr, 11 milyar 822 milyon dolar oldu. Bunun yüzde 55'i Suudi Oger'e düşen 6 milyar 614 milyon dolarlık paydı… Türk Telekom'a ödediğinin fazlasını dağıtılan kâr paylarıyla 9 yılda zaten çıkardı. Şirketin bu işten hiçbir zararı olmadı.
* * *
Oysa şirket Türk Telekom hisselerini teminat göstererek aldığı kredilerin borçlarını ödeyemeyince 2013 yılında tekrar 4,75 milyar dolar kredi aldı. Nasıl aldı? Orası apayrı!
Zira kredi borcu olarak ödemesi gereken paradan çok daha fazlasını kazanmıştı.
Şöyle anlatayım; Bir araba kiralayıp çalıştırıyorsunuz. Kirayı araba sahibinden borç alıp araba sahibine ödüyorsunuz. Kazandığınız parayı cebe attığınız gibi kiralık arabayı teminat gösterip, kredi alıp, onu da cebe atıyorsunuz. Nasıl olsa iade edeceğiniz arabanın ne bakımını yaptırıyorsunuz, ne lastiğini değiştiriyorsunuz. Araba hurdaya dönüyor. Araba sahibi anlaşmayı bozup, arabasını geri alsa bile ne kaybınız olabilir ki? Olmaz!
* * *
Türk Telekom, Haber-İş Sendikası ile yapılan toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşamadığını açıkladı. OHAL'de grev yasak zaten… Anlaşmaya yanaşmasa bile bir yaptırımı yok. Ne kadar az para verirse o kadar iyi… Onu da alır öyle gider!
İhale şartnamesinin gerektirdiği altyapı yatırımlarının yapılmadığı biliniyor. Şirket demirbaşları cayır cayır sattı. Parayı kasaya attı. Kontrol etmesi gereken kim? Kontrol edildi mi?
Bir milletvekili çıktı, “Sadece yüksek maaş almaları için Hazine adına yönetime atanan, kamu haklarını korumayan tüm Türk Telekom yöneticilerinden hesap sorulmalıdır” dedi. Sahi bütün bunlar olurken onlar neredeydi? Kim, neden, onları o göreve atadı ki?
-------------------------------------------------------------
BDDK’dan Türk Telekom isteği
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben yaptığı açıklamada, "Türk Telekom'un ana ortağı Oger'in 4.75 milyar dolar kredisinin takibe alınmamasını bankalara söyledik" ifadelerini kullandı.
Doların halinde bir sıkıntı yok. Sıkıntıda olan TL.
Herseyi birbirine karistiriyorsun COQ.
Sorun ozellestirme mi, yoksa ozellestirmenin dogru duzgun yapilmamasi mi?
Diyelim ki ozellestirme yapmadik. O zaman n'olacak?
Ozellestirme adi altinda kurumlari astronomik rusvetlerle yandaslara peskes ceken bir yonetim, kurumlar devlet elinde kaldiginda onlari duzgun ve karli mi isletecek? Yoksa siyasi fayda icin somurerek zarar etmesine yol acip, zarari vergi olarak halktan mi toplayacak?
Ozellestirme ile kurumlar, guvenilir olmayan siyasetcilere degil, sert piyasa kosullarina hesap verirler. Ayakta kalmak icin kar etmek durumundalar. Ama arkada devlet destegi oldugu muddetce kar etmese n'olur ki? Vergi alinip odetilir...
Niyet kotu olduktan sonra ozellestirme olsa, olmasa da, yuk halka biner, siyasetci ve yandaslari disinda kimseye fayda gelmez...
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)