Kafaya takmayın eğer çok dile gelirse verirler bir fetva olur biter.
Bir kaç bilirkişi! de televizyona çıkar konuşur milletçe rahatlarız.
Hak yerken aranmayan mevzu et yerken hiç aranmaz.
İkisi de tatlıdır.
80'li yılların başlarında sur dibinde at,eşek kesildiği ve sucuk yapılıp satıldığı ortaya çıkmıştı.
Millet;
-vay şerefsizler!
falan dedi ama bunun sucuk satışlarına negatif bir etkisi olmadı.
Sonraki yıllarda millete domuz yedirildiği ortaya çıktı.
Bir kaç homurdanma dışında kimseden yine tık çıkmadı.
Sonra tonton Özal et krizini çözmek için sığır ithal etmeye karar verdi.
Ortalık ayağa kalktı.
Ülkemizin çağ atlamasını hazmedemeyen kılışdar zihniyetliler gevurun eti yenmez diye söylenmeye başladılar.
Hemen fetva yetişti.
Hayvanlar canlı geliyordu.
Türkiye'de müslüman kasaplar tarafından kesilecekti.
Yani öyle olunca helal oluyordu.
Millet rahatladı.
Fakat memlekette sadece kılışdar zihniyetliler yoktu.
Bir de erbakan zihniyetliler vardı.
Bunlardan bir tanesi çıkıntılık yapıp,
-Kuran'da üzerine Allah'ın adı anılmış hayvanları yiyin yazıyor. Bu hayvanların üzerine Allah adı anılmamıştır yenmez deyiverdi.
Hadiii ortalık yine karıştı.
Gerçi bu tartışma çıkana kadar gelen hayvanlar çoktan dereye,denize karışmıştı bile.
O tartışmaya da ben nokta koydum.
"Yeryüzünde ve şu alemde üzerine Allah'ın adı anılmamış bir tek toz zerresi varmıdır benim mümin kardeşlerim?"
Tabi ben imam değil de kasap olduğum için bu sözüm kuşkuyla karşılandı ama çarşı cami imamı bunu beğendi.
Sonraki yıllarda canlı hayvan işi yetmeyince et ithal edilmesine karar verildi.
Tabi bu sefer tartışmalar daha şiddetlendi.
Gevurun kestiği et yenir mi soruları ortalığa düştü.
Özellikle erbakan zihniyetliler sıkı itiraz ediyorlardı.
Bilindik sistem devreye sokuldu.
O ayet aslında öyle değil de böyle.
Şu kelime aslında o anlama değil de bu anlama geliyor şeklinde yeni bir bakış açısı geliştirildi ve yeni fetva geldi.
"Ehli kitabın kestiği yenir"
Destek için yeni hadisler ve hikayeler bulundu.
Meğer peygamber efendimiz de bir yere misafir gitmiş, Orda yahudinin mi ne kestiği eti yemiş.
Yani islam anında ithal ete uyduruldu.
Bu yeni fetvanın herkes üstüne atladı çünkü yurt dışında yaşayan Türkler özellikle et konusunda çok sıkıntı çekiyorlardı.
Bu fetva herkesi rahatlattı.
Fakat memleketimizin 3 tarafı deniz,4 tarafı memleket düşmanı.
Çıkıntının biri çıkıp bu hayvanları şokla uyutuyorlar,kanı akmadan ölen hayvan mundardır demez mi?
Hadeee ortalık bi daha karıştı.
Neyse ki fetva yetişti.
Hayvanların uyutulmasının hiç bir sakıncası yoktu.
Zaten etin parçalanması için hayvan mecbur kesiliyordu.
Yani kesilmeme ve kan akmama gibi bir mevzu mümkün değildi.
Bu fetva diğerlerinden daha çok tutuldu çünkü o sıralar hayvan hakları savunucuları hayvanlar vahşice katlediliyor diye ortalığı karıştırıp duruyorlardı.
Böylece onların da sesi kesildi.
Tabi bu şok uygulamalı etler Türkiye'de bol bol satıldı ve hala satılıyor ama uygulamanın kendisi Türkiye'ye asla gelmedi.
Madem dinimize uygun biz niye böyle yapmıyoruz diye de kimse sormadı.
Geldik bu güne.
Bu etlere de itiraz çok olursa yeni fetva ve hikayeler gelir merak etmeyin.
Sırplar aslında havaya ateş ediyorlardı ama o sırada F16'ların üzerine atlayan bazı müslümanlar yanlışlıkla vuruldu diyebilirler.
Orda öldürülen müslümanlar fetöcüydü vatan hainiydi diyebilir ispat için varsa orda açılmış fetö okullarını gösterebilirler.
Fetö uymazsa İşid olur o da olumlu.
Hiç bir şey olmadı, sırplarla savaşırken dönemin başbakanına mı sormuşlar diye açıklama yapılabilir.
Siz takılmayın böyle şeylere.
Alın bir kilo kıyma cevapcici yapın.
Tadını çıkarın.