Adam kısaca evlik ve aile kavramını din ortaya çıkarmıştırı bikaç farklı kelimeyle yumşatarak söylüyor işte. Hiç lafı dolandırmaya gerek yok GaCCaLL.
Bu iddanın ispatı 200.000 sene evvele kadar gider. Net bişey koyamazsın ortaya.
Adam kısaca evlik ve aile kavramını din ortaya çıkarmıştırı bikaç farklı kelimeyle yumşatarak söylüyor işte. Hiç lafı dolandırmaya gerek yok GaCCaLL.
Bu iddanın ispatı 200.000 sene evvele kadar gider. Net bişey koyamazsın ortaya.
Katılıyorum.
Bence bu yetkiyi ondan alıp buna vermek yerine kimdeyse bırakıp eklemeler yapmak daha mantıklı. Sadece müftü değil, rahip ve hahamlara da verilmeli.
"belediye başkanı'nın bana verdiği yetkiye dayanarak" lafına hep kıl olmuşumdur. Kimse alınmasın ama bazıları acaip karaktersiz. Bırakın insanlar sevdiği veya kutsal bulduğu şey neyse onun çerçevesinde gerçekleştirsin izdivacını.
Konu nerelere gitmiş be.
Kafam düzelsin döncem. X
Ortalık dini nikahı basıp zina yapandan geçilmiyor. Sahte Müslüman olmak kolay ne de olsa..
Al bir örnek daha, kadına şiddete, çocuk tecavüzlerine ses etmek işine gelmeyen bir takım itler dün Abdülmecit Efendi Sergisi'ni basmayı çok iyi biliyor. Sorsan Müslümanlar.
Camii de mi kıyılacak peki ? Her kes katılabilecek mi ? Ayakkabılar çıkacak falan ?
( Hani papazlar kıyıyor kilisede, kızlı erkekli her kes katılıyor, müzik çalıyor ya,öpüşüyorlar falan, ordan şeyettim, bazı arkadaşlar onu örnek vermiş de )
müftüler de nikah memuruna benzer minvalde kıyacak nikahı
yani kanuni boyutları aynı ve müftü de bu ülkenin memuru
sakınca görmüyorum
nikah meselesi, karı-kocalığın şahitler nezdinde topluma ilanıdır; yazılı kanunları olan günümüz toplumlarında ise bir hukuki zemine oturtur meseleyi
hani bazısı, 2 şahitle gizliden (?) yapıyor ya bu işi, o olmuyor sanıyorum
Ozenilen Avrupa ülkelerinde papaz escinsel nikahi da kiyiyor. Bizim muftuler de kiyacak mi?
Demokrasi a la carte bişey degil ki biraz bundan alayim bak burda bu var aa Kanada da gece alkol satılmıyor hadi onu alalim vs.
O zaman alevilerin nikahini alevi dedeleri, musevi vatandaslari hahambasi, Ortodokslari bilmemkim vs kiysin.
Konu cok ciddi, avrupada var deyip gecistirilecek birsey değil
Yazdıklarım fikrimdir, cevap verilmesi ya da beğenilmesi için değil söylemiş olmak için yazıyorum, başka da bir şey yamayacağım.
İslam dininin ilk emri oku olmasına rağmen, çalışan sayısı milli! eğitim bakanlığından az olmakla birlikte milli eğitimden kat be kat fazla bütçe alan; okuduklarını kuran ve islamın özü yerine hangisi hangi tarikata/şeyhe biat ettiyse onun düşüncesine göre konuşan; çocuk tecavüzlerine ve tecavüzcülerine gık diyemeyen, ibadet sırasında ve sonrasında ne söyledikleri belli olmasın, dinimizin ne dediği anlaşılmasın diye arapça kullanan ve bunda inatla ısrar eden; ama namaz sonrası iş para istemeye gelince “boş geçmeyelim”i utanmadan ve defalarca türkçe söyleyen/söyletenlerin ne kıldırdıkları namaz ne de kıyacakları nikahın değeri ve geçerliliği yoktur. Ağzından Allah düşmeyenlerin Hak adını itinayla kullanmaktan kaçınması islamın, ne yazık ki, hıristiyanlık gibi pazarlamacıların eline düştüğünün göstergesidir. Ölmüşün (hz. Muhammed )sakalına değmiş sudan hayır bekleyip fikirlerine, dünyaya ne getirdiğine bakmamak, “ilk emrin” reddedilmesi cahiliye; buna ses çıkartmayan olmaz öyle sapkınlık diyemeyen müftünün kıyacağı nikahtan da, kıldıracağı namazdan da hayır gelmez; hele de islamın peygamberine ve kitabına bakıp ders almak varken pazarlamacıların uydurduğu dinin peşinde koşmak şirk getirir...
Bu müftülerin kıyacağının nikah, kıldıracaklarının namaz olduğundan şüphe ettim ve şüphem devam ediyor...
Her yaptıkları şeyi Avrupa'da var diye savunuyorlar da Avrupa'yla sen bir misin? Ne demokrasin demokrasi ne de insan hakların... İşlerine gelince medeni Avrupa, işlerine başka türlü gelince EYY Avrupa...
Avrupa' da kadına şiddet var mı? Var ama istatistik bile olmaz bizdekine oranla, Avrupa'da küçük yaşta evlilik, sübyancılık var mı? Var ama dediğim gibi istatistik bile olmaz yine bizdekine oranla... Yani Avrupa ülkeleri ile aynı seviyeye geliriz. Demokrasimiz, insan haklarımız, medeniyet olarak falan anlarım o zaman, Avrupa'da var bizde de olsun derim. Ama dedim ya başta denizi olmayan ülkenin onda şunda bunda denizaltı var deyip denizaltı alması gibi bir durum bu.
Evlilik bir akittir. Bu akitten doğan hukuki haklar resmi nikah kıyılarak korunuyor. Ardından müslümanlar olarak bizler resmi nikah sonrası zaten imam nikahı kıydırıyoruz. Bunda sorun ne ki şimdi ?
Çocuk yaşta kızlarımızı evlendirmeye kalkıp kalmayacaklarını nereden bileyim ben şimdi. Zaten yapılıyor da şimdi resmiyete dökülebilir.
Ve ayrıca zaten bölünmüşüz. Türk / Kürt, dinci/Atatürkçü, solcu/sağcı, akp'li / chp,li vs. vs. örnekler onlarca çoğaltılabilir. Şimdi nüfus cüzdanlarımızda kiminin nikahının imam, kiminin nikahının ise belediyenin kıydığını belirtecek bir ibare olursa ne olacak. İnsanlar zaten bölünmeden, fişlemeden endişeli... Böldükçe bölüyorlar, bölmeye doymuyorlar... Çok mu paranoyağım ne ???
müftü (kadı) gibi haram yemez
şeytan bunun neresinde ?
Ben konuyu siyasetçilerin yaptığı gibi gündem değişsin diye açmıştım.
Az önce sağlık ocağına gittim işler burda da çok enteresan işliyor.
Bu sağlıkçılarla tek anlaşamayan benmiyim sadece? (nişanlım da ameliyathane hemşiresi bu arada)
Nişanlımın aile hekimi farklı benimki farklı ama aynı sağlık ocağı arada sadece bir duvar var.
Onun nikah işlemleri için sağlık raporları arasında akciğer grafisi istemiyor doktor benim raporumda istiyor. Sebebini soruyorum prosedürler böyle normalde akciğer grafisi şart diyor. Sonra yan odaya girip nişanlımın doktoruna 'geçen hafta nişanlımdan akciğer grafisi istememişsiniz diyorum' evet diyor. Yan odada benim aile hekimim benden istiyor ama nasıl oluyor diyorum bu iş??
Evet beklenen cevap!!!
''Ben istemem o ister, her yiğidin yoğurt yemesi farklıdır'' diyor. Konu sağlık raporu yiğitlerin yoğurt yemesiyle olacak iş mi diyorum? ''git dilediğin yere şikayet et'' cevabını alıyorum.
Ya yemin ediyorum biz bitmişiz okeye dönüyoruz cidden bak.
---------- Mesajlar birleştirildi - 11:09 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:03 ----------
Sağol sende çok çok mutlu olursun inşallah.
İkinci bir emre kadar nikah işlemlerini durduruyorum. Müftü arıyorum.
O müftü buraya gelecek.
---------- Mesajlar birleştirildi - 11:14 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:09 ----------
https://www.google.com.tr/amp/www.so...2-2058626/amp/
Bu aralar nedense sözcü okuyorum.
sırf muhalefet olmak için yazmışsınız.
benim değinmek istediğim nokta çok farklı.
sonuç olarak çoğu ülkede din adamları da devlet çalışanı olarak nikah kıyabiliyor.
ha belediye memuru olmuş ha diyanetteki müftü olmuş ne fark edecek.
ikisi de sonuç olarak resmi bir işlem yapacak.
müftü olunca uygulama farklı olmayacak.
Ne müftü, ne nikah memuru.
Nikahı muhtarlar kıysın.
müftü hatırlı olanları bizzat, diğerlerini yetki devri ile kıyar
yetkili, tesis kadar kıyafet(kaftan) de önemli
bunlar katma değer yaratır. ekonomi köpürür
Sözcü Gazetesi'nden Sinan Meydan'ın 23 Ekim 2017 tarihli yazısını okumanızı tavsiye ederim.
Dikkatinizi çekebilecek bir kısmını buraya alıntılayayım; yazının tamamını yukarıdaki linkten okuyabilirsiniz. Özet sayılabilecek cümleleri koyulaştırdım.
Sinan Meydan, Sözcü Gazetesi, 23.10.2017
...
İSLAM'DA DİNİ NİKAH VAR MI?
Öncelikle İslam hukukunda nikah akdi, dini bir akid değildir. İslam hukukunda nikah akdini bir din adamının yapması veya nikah sırasında bir din adamının (müftünün veya imamın) hazır bulunması, ya da dini bir tören yapılması zorunluluğu yoktur. Çünkü İslam hukukunda evlenme, tamamıyla medeni bir sözleşmedir. Kadın ve erkeğin irade beyanlarını iki şahit huzurunda dile getirmeleri ve kadına ödenecek belli bir mihrin tespit edilmesi halinde nikah geçerlidir.
...
OSMANLI'DA NİKAH
Osmanlı Devleti'nde klasik dönemde nikahlar, bizzat kadılarca veya kadılardan alınan izinle imamlarca kıyılırdı.
...
Osmanlı'da kadılar veya kadı naipleri, nikah için imamlara "İzinname" adlı resmi bir evrak veriyordu.
...
Nikahı imamın kıyması, nikaha dini bir nitelik kazandırmak için değildi. Ulaşımın ve iletişimin sınırlı olduğu bir dönemde evlenecek tüm çiftlerin mahkemelerde kadıların huzurunda evlenmesi pratik olarak çok zor olduğundan imamlar da bu işle görevlendirilmişti.
...
DİNSEL HUKUK DAYATMASININ SONU
Her ne kadar İslam hukukunda nikah dinsel değil, medeni bir akit olsa da ve Osmanlı'da imamlara dinsel gerekçeyle değil, tamamen pratik nedenlerle - üstelik özel izinle- nikah kıydırılmış olsa da toplumda nikahın dinsel bir akit olduğu düşüncesi çok yaygındır. Nitekim bugün müftülüklere (müftülere ve imamlara) nikah yetkisinin ardında iktidarın yeniden Osmanlılaşma ve dinsel hukuk özlemi vardır. Bu iş, sadece imamlara nikah kıydırmakla sınırlı kalmayacaktır, aile hukuku tümden dinselleştirilmek istenecektir. İşte müftülüklere nikah yetkisiyle bu kapı aralanacaktır. Dinsel hukuk dayatmasının kadınlarımızı götüreceği son şudur: Çocuk gelinler, çok eşlilik, nikahta bile kadın ve erkeğin yan yana gelmemesi, gayrimeşru ilişkilerin meşrulaşması, kadının boşanma hakkının gasp edilmesi; kısaca kadının her bakımdan ikinci sınıf olması... Kadını köleleştiren bu düzene önce kadınlar başkaldırmalıdır. Demem o ki, Türk kadını, Atatürk'ün 1926 Türk Medeni Kanunu'na sıkı sıkıya sarılmalıdır.
Sinan Meydan, Sözcü Gazetesi 23.10.2017.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)