konu hortlayınca konu sahibi kaçmayı başardı sandım :D
5 ay kadar önce yeğenim böyle bir maceraya daldı.
İstanbulda iyi bir maaşla işi olmasına rağmen mevzu para değil diyerek kafaya taktı ve başardı.
Artık gençler eskisi gibi değil. Kafaya taktıklarını en azından deniyorlar.
Almanyaya gitmenin en kolay yolu üniversite mezunu olmanız ve 10 bin euronuzun olması gerek.
Berlinde bir üniversiteye lisans başvurusu yaptı yıllık 10 bin euroya kabul edildi.
Gitmeden alman devletine 10 bin euro yatırdı parayı her ay 800 euro olarak geri veriyorlar, üstünü tamamlayıp üniversiteye ödüyor.
Mühendis olduğu için direk 2 yıllık oturma izni verdiler. Mühendis ve doktorlara genelde hemen 2 yıllık veriliyormuş.
Günde 5 saat çalışma izni var. 5 saat saati 11 eurodan getirde çalışıyor, 5 saatte saati 9.80 eurodan kaçak olarak bir Türk restoranında çalışıyor.
Tuttuğu odaya 400 euro veriyor. Şimdilik halinden epey memnun, kendi alanında iş başvuruları yapıyor. İngilizce bilmesine rağmen almanca öğrenmeden gittiği için pişman, devlet kursuna gitmeye başlamış. Rakamlardan çok emin değilim ama kurs 700 euro falanmış başarılı olunca 500 eurosunu geri veriyorlarmış.
motoru satıp bi zodiac hanımı köpeği kediyi koyup yallah az kaldı conta yakmama
Instagram: Ekremalp85
Youtube: Ekrem Alp
Her mühendis ya da doktor a gelir gelmez 2 senelik oturum vermiyorlar. Sizin yeğeniniz okumak için gittiği için ve eğitim süresi 2 sene olduğu için 2 senelik oturum almış olma ihtimali yüksek. İş başvurusu yaparken aynı zamanda yabancılar şubesinden Almanya’da devamlı olarak çalışmaya izninin olup olmadığı ile araştırma yapması iyi olacaktır.
Valla calisan icin Hollanda daha iyi acikcasi. Almanyada 3 sene yasadim cok vergi kesiyorlar. Burada 5 yil vergi indirimi, yabancilar icin kolayliklar var. Ve en onemlisi herkes ama herkes ingilizce konusuyor. Almanya giderken dil istemiyor ama gunluk hayatta herkesten 'Almanyaya gelmissin neden almanca bilmiyorsun' diye laf duymak eglenceli degildi. Burada da kimse istemiyor ama gunluk hayata karismak icin kendi istegimle gidecegim gibi duruyor.
Almanya ve Hollanda'yı Fransa'dan daha çok sevmiştim ben.
Bir ülke kendi öz evladına şu cümleleri kurdurmamalı yahu, yönetici olsam üzülürdüm.
Düşünün, büyük bir sofra var. Arka taraftan girip yemek yemek isteyenlere müsade etmiyorlar. Sen de kalkıp başka bir evin sofrasına gidiyorsun. Seni buyur edip karnını doyuracak şekilde yemene izin veriyorlar.
Siz olsanız ne düşünürdünüz?
Dünya bu kadar 1-0 ve katı değil.
Hollanda'da yaklaşık 14-15 senedir yaşayan arkadaşım, sadece vatandaşlık alacağı zaman çat pat bir Flemenkçe öğrendi. Amsterdam'da yaşıyor, finans bilişim üzerine bir sektörde çalışıyor, işinde kullandığı dil zaten İngilizce. E bu arkadaş da zaten Amsterdam'da yaşıyor; bilhassa merkezinde Flemenkçe'den çok İngilizce duyulur zaten.
Yaşanılacak bölge, yapılacak iş vb konulara göre karar verilir buna. Almanya'da 50-100bin nüfuslu bir kasabada yaşayacaksam ben gitmeden önce Almanca çalışmaya başlarım çünkü öyle yerlerde utangaç Almanlar doğru düzgün İngilizce konuşamıyorlar. Ama meslea Münih'te yaşayacaksam ve İstanbul tabiriyle plaza insanı olacaksam o kadar iplemem çünkü İngilizce zaten geçerli olan dil orada da.
Almanlardan gördüğü şey turiste bile yaptıkları, giderek artan gereksiz triplerin bir parçası olabilir. Son olarak İspanya'da yaşadım ben bunu, gerzek herif İngilizce biliyor, bal gibi anlıyor söylediğim şeyi, İspanyolca cevap veriyor bana. Konuşamıyor falan da değil, Avrupa'nın gerzek kitlesinde acayip bir turist düşmanlığı başlamış durumda. Bunlar da oranın sığırları işte.
Çalışmak için gittiğim yerde, bana daha düşük maaş verebiliyor diye adamlar beni tercih ediyorlar ve ben mi sömürüyor oluyorum şimdi o düzeni?
Özellikle Fransızlar çok katıdır, hepsi bilir İngilizce ama cevap vermezler, onların dilini konuşacaksın.
Ve evet, adam kendi mantığında bir sistem kurmuş, o sayede hayat standardını yükseltmiş, sonra birileri gelip hem o sisteme uyum sağlamayıp hem de üste çıkmaya çalışırsa bunun adı ya utanmazlık-had bilmezliktir, ya da sömürüdür. Otur kendi memleketinde madem beğenmiyorsun orayı.
Belli meslek guruplarında dil çok önemli değil evet, ama bu istisnadır geneli tanımlamaz. Doktorsan mesela dil bilmeden gitmeyi ve bunu hakkın gibi görmeyi nasıl savunursun ? Sistem yazılımcısıysan hadi olur ama böyle kaç çeşit meslek var ?
Kıskançlıklarından aga o. Eski lingua franca fransızcaydı uzun yıllar. Düşün Osmanlı'da bile en yaygın dillerden biriydi aydın kesim arasında. İngiltere ellerine verip, pardon ellerinden alınca lingua francalığı haset etti bunlar. Ondan çekemiyorlar İngilizce ve İngilizleri. Genç kesim gayet konuşuyor bu arada aptal bir sıkı milliyetçi aileden gelmediği sürece.
Hocam o dediğiniz tamamen Fransızların "dallama" bir topluluk olmasından kaynaklanıyor.
Hani ben Fransa'da Türkçe konuşmaya çalışsam tepki gelir anlarım fakat Fransa'da neredeyse tüm dünyanın ortak dili haline gelmiş olan İngilizceyi konuşmamaları ne kadar dingil, ne kadar sibop bir toplum olduklarının göstergesidir diye düşünüyorum.
Fransa'ya bir kaç kez gittim, hiç kabalığa rasgelmedim. Havalimanında polis merkezinde bile görmedim. Rahatsız edici bir mesafeleri var. Orası kesin.
Orada gördüğüm tek dallamalığı arabın birinden gördüm.
Medeni, çağdaş dediğimiz Avrupa'nın, ABD'nin üstündeki yaldızı kazıyın, menfaatlerine dokunun; işte o zaman ne kadar vahşileşebileceklerini fark edersiniz.
Ha, evrensel hukuk, insan hakları ve demokrasi kavramlarını kendi içlerinde adeta mükemmel bir şekilde çalıştırıyorlar ona hiçbir sözüm yoktur hakim bey.
Simdi birkac konuya aciklik getirelim.
Oncelikle ben Almanyadan loto kazanmadim yada siginma talebinde bulunmadim. Is bavrusu yaptim, gorusmeleri gectim,is acigi olan highly skilled worker vizemi aldim. Umarim bu oradaki "ne işin var orada ?" sorusunun cevabidir.
"Çalışıp düzen kuracaklar, sen gidip sömüreceksin ?" kismina gelelim. Somurulme kismini nereden cikardiniz anlamadim. Ben calisiyorum, maasimi aliyorum, yarisini vergi olarak geri veriyorum.Onlarda is gucu acigi olan bir bolumu kapatip uzerinde calistigim urunu piyasada kullaniyorlar.
Ben kole onlar kral degil. 3 sene sonunda da zaten Hollandaya gectim. Sinir komsusu bir ulke ama herkes ingilizce biliyor, neredeyse 2 kati maas aliyorum vs vs. Hollandaca kismini da onlar zorladigi icin degil ben kendi adaptasyon surecimi iyilestirmek icin ogrenecegim.
Benim yaptigim isin dunyada bir mali karsiligi var ve bunu bana en iyi imkanlari saglayanlar icin kullanmak istiyorum.
Diyecegim o ki, kraldan cok kralci olmayin. Soyle bir omurganizi diklestirin, ben kimim, dunyada benim yerim nedir diye bir sorgulayin.
Sözüm sizlere değil, vasıfsız olup, gidip orada işsizlik parasıyla geçinen, eşini evden çıkartmayıp 30 senede 1 kelime dil öğrenmedi diye böbürlenenler. Sonra da yaşadığı ülkeye atıp tutanlar. Onlar 2 yüzlü , ahlaksız ve sömürücü insanlar , her toplum için en zararlı kesimler.
Şu an bu konu içerisinde 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 misafir)