Bizim forumdan Khutuck gitti işte! Tanıdığımız bildiğimiz adam, forumdan canlı görüştüğüm tek insan, çekti gitti! Ktm'de çalışmıştı, bir dergi de çalıştı, en son e-basın olaylarındaydı, Vikipedi'de yönetici konumuna gelmişti. Boğaziçi mezunu pırıl pırıl çocuktu. Gitti bu ülke sapına kadar demokrat birini daha kaybetti..
Naptı seninle irtibata geçti mi Haşmet?
Anadilini kaybedersen bağımsızlığını da tamamen kaybedeceksin. Dilini kaybeden toplumlar köle olmaya mahkumdurlar.
Mustafa Kemal ATATÜRK
Kızım da Boğaziçi mezunu, yeni mezun oldu ve 1 yıldır İstanbul'da çok iyi bir işte çalışıyordu, ülkedeki gidişat yüzünden Londra'da dünyanın en büyük firmasında mühendis olarak sözleşme imzaladı, buradaki şirket bırakmamak için çok uğraştı, ortaklık falan önerdiler, ama ülkenin geleceği ve mevcut yönetim yüzünden 1 dakika bile tereddüt etmeden gitti. Oysa ki aile olarak çok milliyetçiyizdir, fakat bu durum faklı, adaletin olmadığı ülkede hiç bir şeyin önemi olmuyor, ona kızamıyorum.
Ya bu durum gerçekten çok üzücü. Ekonomi falan bir şekilde hallolur da, ülkenin geleceğine güven kalmamış, o çok kötü. Eşin dostun çocukları. Pırıl pırıl, ateş gibi çocuklar... Bir tanesi bile Türkiye'de kalmayı düşünmüyor. Bazıları üniversitedeyken bağlantılarını yaptı bile, bazıları ise zaten yurtdışında okuyordu.
Avrupa işe yarar adamı havada kapıyor ve o çocuklar için Türkiye diye bir alternatif yok. Geri de dönmeyecekler büyük ihtimalle.
Sadece benim tanıdıklarım bile bu kadarsa varın ülkenin halini siz düşünün. :(
Şimdiki kuşak bizim gibi değil, yerel değil küresel düşünüyorlar, beğenmediği bir şey olursa hiç mızıldanmıyorlar, çekip gidiyorlar. İyi eğitim onlara dünyanın kapısını açıyor zaten, onun ülkeye ihtiyacı olmuyor, ülkenin ona ihtiyacı oluyor. Kıymet kim biliyorsa oraya gidiyorlar.
Çocuklarımızı elimizden geldiğince en iyi şekilde yetiştirip başka ülkenin doktorları, mühendisleri, girişimcileri olsunlar diye gönderiyoruz. :( Bundan 20 sene önce farklıydı ama artık gidene de "kal" denecek bir durum yok. Zaten sadece gençler değil yetişmiş iş gücü veya girişimciler de gidiyor.
Çok uzun mesele aslında ama burası yeri değil, neyse...
Ağır metal insanı...
Kaçmaya gerek yok, sorunlarla mücadele ederek kazanacağız. Yeter ki doğru şeylere odaklanalım. Mesela hukuku düzeltmekle başlayabiliriz. Okuduğum bir makaleye göre ülkemiz en çok ihalenin feshi davası açılan ülkelerin başında geliyor. Bunun nedeni hukuka olan güvensizlik. Böyle ortamda dış yatırımcı da gelmez tabi
green card a ilk defa bu sene başvurduk çıkmadı
4 defa ben başvurdum 2 defa eşimle başvurduk. Bu tarz şeylerde şanssızımdır evet çıkmadı... Bu yıl ise başvurmadık çünkü artık oraya gidecek paramız kalmadı. Seneye bakarız artık.
Öncelikle hepinize merhaba,
Son günlerde çok fazla özelden mesaj almaya başladım. Vaktim olmadığından hepsine cevap yazamıyorum o yüzden buraya yazıyorum.
Öncelikle Almanya’ya iltica etmek için Almanya’da olmanız yeterli. Şu anda 2 yol var,ya fetö üyesiyim ya da hdp üyesiyim demelisiniz onun dışında ki herşey boşa kürek çekmek olur. Örnek: Kan davalım var ltgb yim Başkan iyi değil param yok vs vs. Bunların hiçbir iltica etmek için geçerli bir sebep değildir. İltica ederken yanınızda barsa daha önce ceza evinde yattığınıza dair belge vs varsa bunlar önemli rol oynuyor. Ama en büyük kısım ifadeniz akıcı ve net olmalısınız unutmayınız ki karşınızdaki profesyonel bir hakim vücut dilinizden bile anlıyor herşeyi. Diyelim ki ülkedeki düzen hoşunuza gitmiyor ve Almanya’ya bir şekilde geldiniz. Ama ne fetö ne de hdp üyesi değilsiniz o ozaman ya iyi bir yalancı yada hemen birini bulup evlenmelisiniz. Birde geçen Cuma günü yeni bir yasa yürürlüğe girdi eminim ki bizleri de çok ilgilendiriyor haberin ayrıntılarını aşağıya kopyalıyorum.
Almanya, Federal Meclis’te kabul edilen yasa tasarısıyla nitelikli işgücüne kapılarını açtı. Kabul edilen bir diğer yasa ise sığınma talebi reddedilenler için zorlu bir sürece işaret ediyor.
Almanya’ya nitelikli işgücü göçünü kolaylaştırmayı hedefleyen yasa tasarısı Federal Meclis’te kabul edildi.
Angela Merkel başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin hazırladığı göç yasa paketini görüşen meclis, yapılan oylamada, Almanya’ya nitelikli işgücünün gelmesini kolaylaştıran yasa tasarısını oy çokluğu ile kabul etti.
Yeni yasal düzenleme ile Alman ve Avrupa Birliği (AB) vatandaşlarının öncelikli olarak istihdam edilmesi şartı kaldırıldı.
Bugüne kadar işverenler, yurtdışından bir işe başvuran kişiyi istihdam edebilmek için, resmi makamlara bu işin bir Alman ya da AB vatandaşı tarafından yapılamayacağını nedenleriyle açıklaması gerekiyordu.
Ayrıca yeni yasa, Almanca bilen, öğretimlerini tamamlamış, mesleki yeterlilik belgesine sahip kişilerin, altı ay süreyle Almanya’ya gelerek iş ya da meslek eğitimi imkanı arama fırsatı da sunuyor.
Bu fırsattan yararlanabilmek için getirilen iki kriter, kişilerin altı ay boyunca kendi imkanlarıyla geçinebilmeleri için gerekli finansmana sahip olmaları ve öğretim ya da mesleki yeterlilik belgelerini ibraz edebilmeleri.
Bilgi teknolojisi alanında mesleki tecrübeye sahip, yıllık en az 50 bin euro brüt gelir beklentisi olanların öğrenimlerini tamamladıklarına dair resmi belge veya diploma ibraz etme şartı kaldırıldı.
Yeni yasal düzenleme ile her iş alanında nitelikli işgücü göçüne izin verilecek. Daha önceki yasal düzenlemeler sadece eleman sıkıntısı çekilen mesleklerde nitelikli işgücü göçüne olanak sağlıyordu.
Beklenti yıllık 25 bin kişi
Alman hükümeti, bu yeni düzenlemeler ile birlikte Almanya’ya yılda 25 bin kalifiye eleman gelmesini bekliyor.
Hükümet ortaklarından Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) göç politikaları sözcüsü Lars Castellucci, Almanya’nın göçmenlere ihtiyacı olduğunu söyleyerek kabul edilen yeni düzenlemeleri savundu. Buna karşılık, sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisi milletvekili Rene Springer, ucuz işgücü göçünün ücretlerin düşmesine yol açabileceğini söyleyerek “biz bunu istemiyoruz” dedi.
Ayrıca haberi detaylı okumak isteyenler için aşağıya link bırakıyorum.
https://m.dw.com/tr/almanya-nitelikl...çtı/a-49106862
Dünyanın hiçbir ülkesinde 8 saat iş haftada 5 gün iş 2 gün tatil, yılda 3-4 hafta izin,3000 Dolar veya muadili maaş,500 dolar ev kirası hanım evde çalışmayacak, altında orta sınıf bir araba hafta sonları aile gezmesi,ne böyle bir hayat ve nede böyle bir ülke var hele hele o ülkenin insanı değilsen, ilticacı, göçmen, vs gibi başka bir ülke kökenli isen siddin sene ya-ban- cısın 2ci dınıf insansın, horlanırsın, aşağılanırsın, çocukların ne otarafa ne bu tarafa ait olur, okulda yabancı,sokakta yabancı, resmi dairede yabancı, mahallede yabancı, işyerinde yabancı, otobüste de, metrodada, tramvaydada, her tarafta yaaaa-baaaan-cııııııısınn.Hiçbir kıymetin değerin yoktur, inanamıyorsan çevrende akraba, eşdost, tanıdık kim yurtdışı yaşamı hakkında samimi bilgiye sahipse ona sor fikir al, hayal dünyasında gezinme kardeşim,ait olduğun ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duy hiç olmazsa dini bir,dili bir gelenek görenekleri bir vatanda yaşıyorsun, boşyere kendini şartlandırıp ülkenden ümit kesme.
Yalnız artık kendi memleketinde kendini acayip yabancı hisseden çok insan var...
Çok varlıklı değilim. İstediğim motosiklete yahut otomobile binemiyorum. Ülkemde bazı sıkıntılar olabilir. Hiçbir sebep ülkemi terk etmem için gerekçe olamaz. Artısı ile eksisi ile ben bu memleketin insanını seviyorum. Ülkemi dünyanın bir numaralı devleti, insanlarımı da dünyanın en medeni insanları yapmak için uğraşıyorum, emek harcıyorum. Yılmıyorum, usanmıyorum, kaçmıyorum. Bu ülke "Bu ülke benimdir. Bu ülkenin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum." diyenlerindir, bu ülke için emek harcayanlarındır. Gidenlere kızmam, kızmaya sitem etmeye hakkım yok. Daha iyi şartlarda yaşayacağını düşünüp gidenlere "Yolunuz açık olsun." diyorum. Herkes giderse ben buradayım. Bunun için, böyle düşündüğüm için beni eleştirenlere de sizin gibi düşünmek zorunda değilim, diyorum.
Nokta kadar menfaat için virgül kadar eğilme...
"Dünyanın hiçbir ülkesinde" yerine "Bildiğim bir kaç ülkede" deseniz daha makul olur belki. Şahsen tarifinize çok uymuyorum. Yazdığınızdan daha az çalışıyor, daha fazla kazanıyor, daha iyi arabaya biniyor, daha çok tatil yapıyorum, oğlum şehrin en iyi özel okuluna gidiyor, iki dili de ana dili olarak aksağansız konuşabiliyor. Hem Türk, hem yabancı arkadaşları var. Sadece Türkiye ve Amerika değil, dünyada bir çok ülkeden profesyonel arkanım, yaptığım işe hürmeten saygı gösteriyorlar sağolsun. İlla ki senede bir kaç kez de yurt dışına çıkıp uluslararası kongrelerde sunumda bulunuyorum.
Bulunmaz hint kumaşı da değilim, kafası basan bir sürü Türk ve yabancı var bu ülkede... Çünkü bir işi, iyi yapan alır burada, memleketlisi değil. Memleketli çalıştırmaya kalkan da rekabet edemez, yok olur gider. Yeter ki herkesin yapamayacağı bir işi, diğerlerinden daha iyi yapabilin. Değerinizin bilineceği yer çok.
Şahsen benim için en önemli şey işimi rahat ve düzgün yapıp hakkımı alabilmek... Para çok sorun değil. İlle de superduke kullanıp, üstü açık araba ve jipe binip, kocaman bir müstakil evde yaşamak zorunda değilim. Sonuçta anamın karnından da öyle doğmadım. Çoğumuz gibi apartmanda büyüdüm. Babam 90'a merdiven dayadı. Hayatı boyunca hiç arabası olmadı. Ancak yine onun tabiriyle "aslanın tavşana boğdurulduğu" yerde tutunmaya çalışmak ne mümkün...
Yurtdışında yaşayıp , sen olsaydın yurt dışında olmazdık diyen müptezellere, yazın 20 gün gelip ayvalık sahilinde göbeğini kaşırken "gurbet eller zor be kardeşim" diyen tiplere çok inanmayın.( yada iiinanmaaaayıııın)
Gençsen, kendine güveniyorsan gideceksin. Her türlü buradan iyi olacaktır.
Benim yurtdışına giden tanıdıklarımın çoğu daha iyi ekonomik şartlar için gitmediler. Burada kalsalar da ayda en az 20bin lira maaş alabilecek insanlardı. Her şey para değil. insanın kendini özgür hissetmesi de önemli.
"Yabancısın" kısmı evet, bir yerde doğru. sen elin memleketine gidip sokakta don-paça gezmeye devam edersen, sabah sarımsak yiyip ortada geğirirsen, 30 yıl orda kalıp da hanımın tek kelime dil öğrenmez ve bir de bununla övünürse, evet sen "yaabancıısınn"
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)