Ayak serçe parmağı eski avcı/toplayıcı olduğumuz zamanlardan alma bir "donanım", dengeye çok daha fazla ihtiyaç duyduğumuz, sağa sola tırmandığımız (ağaç falan) zamanların kalıntısı. Her bir o "uf" anlarında (hemen hemen tabii ki, %100 diyemem şimdi) o parmak kırık seviyesinde hasar görüyor. Çok zayıf yapıda, yok olup gidecek diyemem çünkü küçüldükçe serçe parmağı olmayanların bir avantajı oluşması lazım ki yok olsun, ama öyle işlevsiz şekilde kalaacak git gide.watercolours adlı üyeden alıntı
işin açıkçası;
"ulan bu kadar saçmalık olmaz, kesin bir yanlış anlama vardır"
demedim.
neden demediğimi de bilirsin.
mesele "hoşaf"ın işlenmesinin ulusal bir kanalda ( bu arada bir iki gün önce trt bandrol vergileri artırıldı)bu durumun konu edilmesi "normal" bir ülke için oldukça vahim,
bu coğrafya için ise sıradan.
bu kadar ve hatta bundan büyük saçmalıklar da olur,
en basitinden bir bakanın bütün kabilesinin devlet içerisinde yönetici olması gibi.
konuyla alakasız ya da siyasi bir bakış açısı olduğunu düşünüyorsanız yanlış düşünüyorsunuz.
Ben merak edip sizin yerinize araştırdım, lütfen siz de okuyun.
https://teyit.org/trtdeki-bilim-yari...ldugu-iddiasi/
Kendimizi, milletimizi, kurumlarımızı, devletimizi vs aşağılamayı seven tek milletiz sanırım!
Başlık: "Bir Fikrim Var Yarışmasın da Hoşafın Finale Çıkması.."
Bu yeterli bir sebep bunca eleştiri için.
Kendisini, devlet kurumlarını eleştirmeyi seven tek millet asla değiliz, alakası bile yok. Hatta ne yaparsa yapsın "devletimdir" diyerek kurumlarına, yanlışlarına en çok sahip çıkan milletiz. Bu sahip çıkma, kabullenememe öyle bir seviyedeki, hiç bir eleştiriye tahammülümüz yok, tüm yapılanları devleti milleti kurumları aşağılamak olarak görecek kadar.
Bu ülkenin devlet kanalında "fikir/girişimcilik" projelerinin olduğu bir yarışmada organik hoşaf isimli bir proje finale kalıyor. Konu bu, yeterli sanki.
Konu zaten Hoşaf projesinin finale çıkması.Bırakın finale çıkmayı bu tarz saçma sapan bir projenin bu yarışmada yer almasının şaka olduğunu düşünüyordum.Hiç televizyon izlemediğimden baştaki videonun ve yarışmanın ciddi ciddi bir komedi skeci olduğunu düşünüyordum.En azından gerçek olduğunu öğrenmiş oldum.
Bu konu altında devleti ve milleti aşağılayıcı herhangi bir şeye rastlamadım.Eleştirilerin hedefi devleti ve kurumları yöneten ve bu konudaki gibi saçma sapan işlerle milletin parasını çarçur eden yöneticiler.Lütfen devlet ve devleti yönetenler/hükumet arasındaki ayrımı yapalım.Son zamanlarda belli bir kesim halka ikisininde aynı şey olduğunu inatla empoze etmeye çalışsa da ikisi aynı şey değil.Yöneticiler gelip geçicidir,aralarında iyi yöneticilerde çıkabilir,hainlerde,görevini kötüye kullananlar da.Devlet ise kalıcı,statik,sabit bir ülke yönetim-hizmet aracıdır/organizasyonudur.Devleti yönetenler yaptıkları yanlışlardan dolayı eleştirilemez diye bir kanun yada kural yok.
olcay konu başlığı finale çıkması,
kazanması değil.
etme eyleme,
genel kazanmış gibi yorum yapabilir ,
burada şahsen kazanmış gibi yorum yapmadım,
oraya kadar gelmesini eleştirdim.
kusura bakma
zira devlet, millet, kurumlar bu eleştirileri sonuna kadar hak ediyor.
stres şeysi diye bir şey çıktı,
dönüyor vs.
onu da eleştirdik,
haberin olmamıştır.
Arkadaşlar size küçükken anneniz hiç mi komposto(taze meyveden) yada hoşaf(kurutulmuş meyveden)yapmadı mı?Hiç bir katkı maddesi kullanılmadan uzun süre dayanan hoşaf zaten icat edildi adı da kışlık komposto.Ve yine kusura bakmayın komposto/hoşaf bizim kültürümüze özgü yada bizim icat ettiğimiz bir şey değil.Avrupa çapında yüz yıllardır ister yazlık meyveleri kışın tüketmek için olsun ister farklı bir meyveli tatlı için olsun yapılan ve tüketilen bir şey.En dayanıksız sürekli hava ile temas ederek tutulan hoşaf bile bir hafta rahat dayanıyor.Yapılış şekilleri ve hava ile temassız konserve usulü kavanozda tutulmasına bağlı olarak aylarca dayanabiliyor.
Şimdi bu gıda mühendisi hanım kızımız zaten yüz yıllar önce icat edilmiş bir şeyi kendi bulmuş gibi çıkıyor.Hadi bunu piyasaya sürelim diyor.Doğal olarak ta millet tepki gösteriyor.Hadi diyelim piyasa sürüldü.Allah aşkına bana söyler misiniz ; siz küçükken annenizin nenenizin yaptığı kompostoyu/hoşafı içmemek için kılı kırk yaran bireyler olarak kaç kişi para verip hoşaf alacak?
Bir de en çok yapımcı şirketin şu açıklamasına takıldım.
Neymiş efendim pastörize etmeden.Tabi canım zaten pastörizasyon çok zararlı bir şey gıdaları zehirliyor kaka kaka.Pastörizasyonun ne olduğu bilmeyen adamı kandırırsınız doğal olarak.Tam 10 yıldır ekranlarda olan bilim değil girişimcilik yarışması “Bir fikrin mi var”ın kazananı hız ayarlı yol kasisi projesiyle Adnan ve Uğur Kal kardeşlerdir. Gıda mühendisi olan Kübra Ağca ise Hoşaf üretim projesiyle finale hoşafı bulduğunu iddia ederek değil, pastörize etmeden raf ömrünü uzatma ve lojistik gibi sorulara araştırma geliştirme yaparak aynı ayran gibi hızlı tüketim ürünü olarak satışa çıkma fikriyle yükselmiş – sonra da elenmiştir.
Bu arada Soner Yalçın ne zaman gıda yada kimya mühendisliği dalında lisans diploması aldı?Yazısına o da pastörizasyonu kötüleyerek başlamış.Sanki zararlı bir şeymiş gibi.
Ondan sonra gel de bir kimya mühendisi olarak bu olanlara gülme,dalga geçme.
Arkadaşlar hemen şimdi ailenizin yaşlılarını arayın sorun bakalım onlara komposto nedir?hoşaf nedir?Ne kadar dayanıyor?Eskiden konserve kışlık komposto yapmışlar mı?
Uzun süre dayanan hoşaf/komposto tarifimi istiyorsanız alın ben size vereyim.
https://pinarsedefunal.blogspot.com....ompostosu.html
tübitak tarafından kabul edilmeyen çok kıymetli projelerde olmuş zamanında bu yüzden artık algı yapımız bu yöne kaydı. misal şeker hastalarına özel icad edilen yara bandı projesi tıp sektöründe ve şeker hastaları için çok önemli bir proje fakat tübitak bu projeyi kabul etmemiş.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
