Kapat
Üye Girişi
Motovento
Motomax
2. sayfa BirinciBirinci 12

Dün Burada Geyik..Makara yaparken...5 Aslan parçası şehit olmuş...5 eve kor düşmüş...

    REKLAM ALANI
  1. #21
    DARKDIAMOND - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    24 Ocak 2006
    Şehir
    üsküdar/istanbul
    Alıntı BBRR adlı üyeden alıntı
    şerefsizler anlıyamadı vurmayla vatan evladı bitmiyor...Hani ölen için mekanı cennet olsun deriz ...oysa bu kardeşlerimiz direk orda ...Allah bizede aynı makamı nasip etsin
    OğuZ


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #22
    musti81 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    15 Eylül 2005
    Şehir
    ÇAYIROVA/KOCAELİ
    Motosikleti
    Seyhan 125
    sizden özür diliyorum bir gün ana avrat küfür edersem beni kötü bilmeyin :(

  3. #23
    skyline - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    11 Mayıs 2006
    Şehir
    İzmir
    Motosikleti
    O da olur bea:)
    Burda küfretme aman musti ama aynı duyguları paylaştığımı da bil!!!

  4. #24
    musti81 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    15 Eylül 2005
    Şehir
    ÇAYIROVA/KOCAELİ
    Motosikleti
    Seyhan 125
    sanmam genelde gider sağı solu kırar yumruklarımda hani ağzımdan kaçar :(

  5. #25
    mete_han - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    01 Ağustos 2005
    Şehir
    4.LEVENT & SERENGETI
    Motosikleti
    Melmeket Uşak/Manisa.2020 NC 750 X DCT/2015 CBF150
    bir annenin şehit olan oğluna bir daha oğlum diyemesi ne garip şey...

    bir annenin şehit olan oğluna elleriyle yaptığı yemekleri yedirememesi ne garip şey...

    bir annenin şehit olan oğluna sabah "Günaydın oğlum" diyememesi ne garip şey...

    bir annenin şehit olan oğlunun fotoğrafına boş ve anlamsız bakması ne garip şey...

    bir annenin şehit olan oğluna "vatan sağolsun" demesi ne garip şey...


    artık annelerin evlat acısı yaşamalarını istemiyorum...


    bir babanın şehit oğluyla denize...balık tutmaya...maça gidememesi ne garip şey...

    bir babanın şehit olan oğluna kız isteyemeyecek olması ne garip şey...

    bir babanın şehit olan oğluyla karşılıklı sohbet edememesi ne garip şey...

    bir babanın şehit olan oğlunun fotoğraflarına boş ve anlamsız bakması ne garip şey...

    artık babaların evlat acısı yaşamalarını istemiyorum...

    Şehit olan evladın evladı veya kardeşi olmak ne garip şey...

    tabuta boş boş bakan o dolu gözlü yavrular Vatan Sağolsun'u bilirmi a dostlar...illede Baba derler o yavrucaklar...

    "Vatan bana Babamı geri ver..." dediğinde kim cevap verecek...
    Gerçekler acıdır/Metehandro acıtır//Pinokyo/BMX/Star103/Cobra105/Dt125/İnnova125/Lıberty200/Ybr125/CBF150/PCX/Activa/Inazuma/NC700S/750S/750 X/750SDCT
    (1992/2020) Köftestar&Pandastar&Banstar

  6. #26
    Forumdan Uzaklaştırıldı Sonsovalye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    11 Ocak 2006
    Şehir
    HAKKARİ
    Motosikleti
    Polaris Kar Motoru
    katliamdan sag çıkan üç asker

    --------------------------------------------------------------------------------

    Ve... anlattıkları lütfen iyi okuyalım..............
    33 erin şehit olduğu 12 yıl önceki katliamdan sağ
    kurtulan üç asker, yaşadıklarını anlattı.
    Yıl 1993. Malatya’dan iki sivil midibüse
    biniyorlar. Hepsi sivil giysili. Üniforma ve
    postalları çantalarında. Hiçbirinde silah yok,
    kendilerine refakat eden tek bir askeri personel
    de. Saat 18.00. Bingöl’e 10 kilometre var. Dağlık,
    dar bir yol. Birden silah sesleri yankılanıyor.
    İlk virajı geçtiklerinde, 50 PKK’lının karşı
    yönden gelen Bingöl Tur’a ait bir otobüsü
    durdurup, çoğunluğu terhis olmuş ya da dağıtıma
    giden sivil erlerden oluşan 50 yolcuyu esir
    aldığını görüyorlar. Şoföre bağırırlar; ‘Geri
    dön!’ Şoför oralı olmaz. Zaten 4 saatlik yolda 3
    mola vermiş... Otobüsün kapısını, ‘Orada ben
    yoktum’ diyen Şemdin Sakık, o zamanki adıyla
    ‘Parmaksız Zeki’ açıyor.
    OSMAN PARTAL ANLATIYOR
    Trabzonluyum. İki midibüsteki toplam 50 askerden
    biriydim. Van-Özalp’taki birliğime gidiyordum. Yol
    boyunca gereksiz molalar veren şoför bir ara
    lastik patladığını söyleyip durdu. Lastiğin
    patlamadığını, krikoya dokunmadığını gördüm. Aksın
    altına girdiğinde birileriyle konuşma yaptığını
    duydum. Galiba telsizle konuşuyordu. Şemdin Sakık,
    şimdi Hürriyet’te yayımlanan açıklamalarında
    ‘Eylem planlanırken buradan askerlerin geleceğini
    bilmiyorduk’ diyor. Yalan söylüyor. Çünkü ilk
    otobüsün en ön koltuğunda oturuyordum. Yolumuzu
    kestiklerinde şoförün kapısını bizzat Sakık açtı.
    Toprak rengi üniforması vardı üzerinde, aynı renk
    kasketi ters takmıştı. Omuzundaki tüfeğin namlusu
    yere bakıyordu. Şoföre, diğer otobüsün nerede
    olduğunu sordu. ‘Arkada, geliyor’ cevabını aldı.
    İki dakika sonra diğer otobüs düştü pusuya. Yani
    bizi bekliyorlardı.
    DOĞULU-BATILI DİYE AYIRDILAR
    Geceyarısına kadar teröristlerle yürüdük. Mola
    verildiğinde niçin kaçırdıklarını, amaçlarını
    sorduk. ‘TC ateşkes ilan edince, iki gün içinde
    sizi serbest bırakacağız’ dediler. Saat 01.00
    sularıydı. Sakık’ın talimatıyla tek sıra olduk.
    Şemdin Sakık nereli olduğumuzu sorup,
    Doğulu-Batılı diye bizi iki gruba ayırdı. Sakık,
    doğulu olmayan benim de içinde olduğum 34 kişinin
    eğitim kampına götürülmesini söyledi. Dağda koşar
    adım yürümeye başladık. Bize eşlik eden
    teröristler sürekli değişiyordu. Toplam 300
    kişiydiler. Bir köye gittik. Kapısını çaldıkları
    evlerden başka teröristler çıkıp gruba katıldı.
    Kimi terörist evlere gidip istirahat etti. Bir
    ahıra soktular bizi öldürmek için. Sonra
    vazgeçtiler. Tekrar yürümeye başladık. Sabahı
    göremeyeceğimi düşünüyordum. Yıldızlara son kez
    bakıp annemi, babamı, köyümü düşündüm. Bir
    ırmaktan geçerken su içtik. Dağ yoluna çıktık.
    Davranışları sertleşti. Durdurdular. Saat 03.00
    sıralarıydı. Yolun kenarına dizilmemizi istediler.
    Kolkola girip sıklaşmamızı istediler. Yanımdaki
    arkadaşıma ‘Devrem bizi vuracaklar’ dedim.
    DEVREMİ ÖLÜ GÖRÜNCE BAYILDIM
    Tir tir titriyordum. Kalaşnikof, Bixi ve
    Kanvasların emniyetlerini açtılar. Sonumuzun
    geldiğini anladım, kelimeyi şahadet getirip
    kendimi yere attım. Taramaya başladılar. Dizime
    bir mermi isabet etti. Vurulanlar üzerime
    düşüyordu. Kafamı koruyordum. Hepimizin öldüğünden
    emin olmak için yüzlerce mermi yağdırdılar.
    Gittiklerini, seslerin uzaklaşmasından anladım.
    Altı yedi arkadaşım sağdı henüz. Diğerleri
    paramparçaydı. Can çekişenler, hırıldayanlar,
    ağlayanlar, inleyenler... Su istiyorlardı. ‘Anne,
    anne’ diye bağırıyorlardı. Öldüğümü zannediyordum.
    Kendimi çimdikledim, ölmemişim. Devremi beyni
    parçalanmış görünce bayılmışım.
    Bizi yan yana dizip 1570 mermi sıktılar
    Ayılınca şehit arkadaşlarımı sırt üstü çevirdim.
    Dokunduğum her uzuv elimde kalıyordu. Beyin,
    ayak... Yardım aramak için yukarı doğru koşmaya
    çalıştım. Kan kaybediyordum. Asfalta çıktım, bir
    kamyonla yakındaki Elmalı Karakolu’na gittim.
    Olanları anlattığımda dinleyen jandarmalar
    ağlamaya başladı. Helikopter, tanklar geldi.
    Şehitleri aldık. Olay yerinde 1570 mermi kovanı
    bulundu. Yani silahsız erlerin herbiri için 50
    mermi kullanmışlardı...
    Şoför biliyordu
    ERKAN OMAY ANLATIYOR
    Adanalı hemşerim Mehmet Tura’yla
    Manisa-Kırkağaç’ta acemi eğitimimi tamamladım. 24
    Mayıs sabahı, jandarma komando olarak Siirt’teki
    birliğimize gitmek üzere Malatya’dan iki sivil
    midibüse bindirildik. 50 askerin hiçbirinde silah
    yoktu. Bizi koruyan refakatçı da. Bingöl’e 10
    kilometre kaldığını belirten tabelayı geçtik, ilk
    dönemeçte silah sesleri duyduk. Saat 18.00’di.
    Karşı yönden gelen Bingöl Tur otobüsünü tarayan 50
    kadar PKK’lı, çoğunluğu bizim gibi asker olan
    yolcuları indirmişti. Şoföre geri dönmesi için
    bağırdım. Duymazdan geldi. Zaten tuhaf şekilde, 4
    saatte 3 mola vermişti. Bizi indiren PKK’lılar
    ‘Geleceğinizi biliyor, sizi bekliyorduk’ dedi. O
    sırada feryat figan, yaşlı bir adam çıktı
    karanlıklardan. ‘Oğluma ne yaptınız’ diyordu.
    Adını söyleyince oğlunun otobüslerde olmadığı
    anlaşıldı. Çok yaşlı olduğu için babaya
    dokunmadılar. Geldiği gibi gitti. O baba sayesinde
    kurtulduk. Hepimizin öldüğü sanılıyordu. Askere
    gidip sağ kalanlar olduğunu söylemeseydi
    teröristler hepimizi öldürecekti.
    YANLIŞLIKLA 9 ŞEHİT DAHA
    Sürekli yürüyorduk. Ertesi gün 12.00’de silah
    seslerinden askerlerin yaklaştığını anladım. Asıl
    harekat 16.00’da başladı. Sikorsky ve F-16’lar
    uçuyordu tepemizde. PKK’lılar kazma kürek çıkarıp
    siper kazdı, kayalıklara saklandı.
    Bizi hedef olarak ortada bıraktılar. Askerimiz,
    yanlışlıkla içimizdeki 9 eri şehit etti bu yüzden.
    Müthiş bir yağmur vardı. Bizi kalkan olarak
    kullanan Şemdin Sakık bir ara yanımıza geldi, sağ
    kaldığımızı görünce şaşırdı. Teröristler geri
    çekiliyordu. 13 kişi kalmıştık. Kurşuna
    dizilenlerin arasından kurtulan Osman Partal da
    aramızdaydı. Ellerimizi çözmeyi başardık. Kaçmaya
    başladık. Karşılaştığımız birkaç teröriste ‘Bizi
    serbest bıraktılar’ dedik. İnandılar.
    Birbirimizden ayrılmış, askerlerin bulunduğu yöne
    koşuyorduk. Bulduğum bir dala beyaz mendil
    bağladım, bir yandan bağırıyordum. Tükendiğim anda
    korucular ve askerlerden oluşan timle karşılaştım.
    Mavi berelileri görünce ağlamaya başladım. Komutan
    ‘PKK’lı var mı içinizde?’ diye sordu. Sonra
    sarılıp hepimizi tek tek öptü. Bingöl
    Cezaevi’ndeki bir koğuşa götürdüler bizi.
    Elbiselerimizi değiştirdik. Evlerimize telefon
    edebileceğimizi söylediler. Kafam durmuştu
    yaşadıklarımdan sonra. Evin telefon numarası bir
    türlü aklıma gelmediği için arayamadım.
    ERKAN UMAY ANLATIYOR
    10 kişilik yakın korumaları arasındaki, ‘hemşire’
    diye hitap ettikleri kadın bizimle alay etti.
    Sakık, ‘Sorunumuz rütbelilerle, size bir şey
    yapmayacağız’ dedi. Her birimize nereli olduğumuzu
    sordu. Aramızda Denizli ve Konya’dan olanlar
    çoğunluktaydı. Hemşerilerden oluşan timler daha
    başarılı olur, tehlikelidir diye bir kenara
    ayırdılar. Şehit olan 33 arkadaşımızın çoğunun bu
    iki ilden olmasının nedeni bu. Bu arada bir er
    ‘Ben Kürt’üm’ deyince PKK’lı ‘Kürt-Türk fark
    etmez. Asker askerdir. Biz askere düşmanız’ dedi.
    Tek sıra olmamızı istediler. En başta ben vardım.
    Mehmet Tura 6’ncıydı. Yan yana olalım diye gittim,
    7’nci oldum. ‘Baştan 6 kişi gelsin’ dediler. Diğer
    sıralardan aldıkları 6’şar kişiyle bir grup
    oluşturdular. ‘Kolkola girin’ deyip götürdüler.
    Arkadaşlarımız kolkola ölüme gittiler.
    SİLAHLAR 10 DAKİKA HİÇ SUSMADI
    Derken yer gök Kalaşnikof cayırtısına boğuldu.
    Kalaşnikoflar 10 dakika boyunca hiç susmadı.
    Mehmet’in bana son bakışını unutamıyorum. Sırada
    yer değiştirmesem, onun önünde dursam beni
    götüreceklerdi, Mehmet ölmeyecekti. Adana’da
    ticaret lisesinde sevdiği bir kız vardı. Terhis
    olur olmaz evleneceklerdi.
    Askerin üniformasını çıkartıp kendisi giydi
    ERKAN OMAY ANLATIYOR
    Sayıları 150’yi bulan PKK’lıların silah tehditi
    altında yürümeye başladık. Bir köyün alt tarafında
    durduk. 15 yaşındaki terörist ‘200 metreden
    sigarayı bile vururum’ diyerek böbürleniyordu.
    İçimizde komando olup olmadığını sordu. Tişörtümde
    ‘Kırkağaç-Komando’ yazıyordu. Beyaz gömleğimi
    çıkarmamı istediler.Devrem Konyalı Adnan Gebeş’in
    verdiği parkayı giyip, bunu sakladım. Bu sırada
    teröristler el koydukları çantalarımızda bulunan
    üniforma ve postallarımızı giydi. Türk askeri
    kılığına büründüler. Ellerimizi sicimle
    bağladılar. Mehmet Tura’yla kaçmaya karar
    vermiştik. Tuvalet bahanesiyle elimi çözdürdüm. O
    sırada korkunç suratlı bir terörist gelip
    Kalaşnikofu ağzıma soktu. ‘Bir daha kaçmayı
    aklından geçirirsen beynini dağıtırım’ dedi.
    Sabahın 02’sine kadar yürüdük. Elebaşı Şemdin
    Sakık, Türk askeri üniforması giymiş, elindeki
    telsizle emir yağdırıyordu.
    Üstün başarılı işsiz
    Erkan Omay, Diyarbakır Askeri Hastanesi’nde bir
    hafta psikolojik tedavi gördü. Hava değişiminden
    sonra havancı jandarma komando olarak Eruh’taki
    birliğine katıldı. Sevkiyatın yine korumasız
    otobüslerle yapıldığını görünce tepki gösterdi,
    birliğine uçakla gönderildi. Katıldığı
    operasyonlarda çok sayıda üstün başarı belgesi
    aldı. Şu anda işsiz olan Omay, ‘En ufak bir şey
    olsun, askere gönüllü giderim’ diyor.

  7. #27
    mindtrap - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    09 Temmuz 2006
    Şehir
    Ankara&Istanbul
    Motosikleti
    Freelander,Mulhacen
    Butun dunyayi dinleyen Amerikanin Echelon(telefon trafigi icin) ya da carnivor(Mail Trafigi icin) adiyla andigi casusluk sistemlerine sahip degiliz alt ustu 75 milyon adam var bu ulkede hepsini dinlemek kimin ne oldugunu anlamak mumkun, buna teknolojik savas diyorlar. Bugun bana versinler yetkiyi kurim sistemi data mining ile 75 milyon insanin yaptigi konusmalarin voice analizlerinden niyetini supeli bulduklarimi eleyip hainleri cikartirim. Bunu yapmaktan aciz degil turkler, Bu cozum tek cozumdur. Arkadaslarla uzun sure uzerinde kafa patlatiktan sonra bu sonuca vardik :( Cunku hainler okadar icimizdeler ki, kim hain kim degil artik anlasilmaz oldu hersey. Ama yazik bu sehitlere yazik akan kana, milliyetcilik belki globallesen dunyada artik eskidi ama unutmayalim ki Ataturk Milliyetciligi en gelismis milliyetciliktir cunku irka dayanmaz. Ne mutlu TURKUM diyene diyebiliyorsa insan o insan Turktur. Benim dusunebildigim cozum bu arkadaslar!
    Sonsovalye'nin yazdiklarini okurken gozlerimden yas suzuldu, elimden bisi gelmiyor olmasi hic bukadar aci vermemisti, kendimi o mehmetciklerin yerine koydum.Umarim bi kurtulus vardir, Unutmayalim arkadaslar Pandora'nin kutusunda kalan son sey umut, butun bu kotuluklere dayanmak icin umut cozum icin umut.


2. sayfa BirinciBirinci 12

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)

Bu Konudaki Etiketler