ve hikaye gelmez...
iyi ki okumamisim
ve hikaye gelmez...
iyi ki okumamisim
Abi resmen ortada bıraktın okuyucuyu canın sağolsun, geçmiş olsun.
Konu ile alakalı olarak, öncelikle böyle bir yazıyı yazdığınız için size teşekkür ederim.
Özellikle, bağlaçlarin doğru kullanımı için bir insanı uyardigim zaman aldığım tepkiler bu güne kadar hep aynı oldu:
TDK misin birader.
Sen de küçük harfle başlamışsın. Şunu şunu yanlış yazmışsin.
Halbuki bir kelimeyi küçük harfle yazmak onun anlamını değiştirmez. Ama bağlaçlari ve noktalama işaretlerini yanlış yazmak, okuyucunun başa dönüp ne demek istediğini tekrar gözden geçirmek zorunda kalmasına sebep oluyor.
Ancak yazı yazarken bunları doğru şekilde yazmak aslında okuma alışkanlığı ile alakalı. Metin okumamış bir insan yazarken 'acaba nasıldı bu ya' diye düşünüyor çünkü aklına gelmiyor. Beyninde öyle bir merkez yok. Oluşmamış.
Bu durumda gelişim için pek ümitli değilim. Çünkü yazının sonunda da belirttiğiniz gibi, bu bir kısırdöngü. Okumamak - yanlış yazmak - okumadığı için yanlışı farketmemek - yanlış yazmak.
O yüzden oluruna bıraktım artık.
kaaveden çağrılacak arkadaşlar
olması gereken Türkçe ile mesaj yazmak "monşerlik" ya da elitlikten ziyade ayrıcalık olarak görülebilir.
zira Türkçenin olması gerektiği gibi kullanılması için gerekli eğitim verilmemektedir.
kişi olağan eğitim sisteminin çarklarından geçti ise ve Türkçeyi düzgün kullanma gayretinde ise kendisinin mesai ve emek harcaması gerekiyor.
misal zaferce nin örneklendirdiği bildiğim en karizmatik isimlerden bir tanesine sahip Saatleri Ayarlama Enstitüsü okuyan kişi en azından romanın yazım tarihindeki Türkçeye aşina olabilir.
oğuz atay okuyan kişi sayfalarca noktalama işareti konulmadan nasıl yazılabileceğinin örneklerini görebilir.
mesele sadece matematiksel olarak yazının formüle edilmesinde değil, mesele o formülü uygulayabilecek altyapının nasıl oluşturulabileceğinde.
okuyucu, okuduğunu anladığını düşündüğü zaman yazar ile etkileşime girebilmektedir.
mesajı okuyan anladığını düşündüğü mesaja cevap yazarak etkileşime girebiliyor.
dolayısı ile yazar ile okuyucu arasında "anlamlandırma" kavramını oluşturabilecek bir altyapı gerekiyor.
kelimenin anlamlandırılması manasının kavranıldığı anlamına gelmiyor.
"meşazı aldım" demek meşazı aldığınız anlamına gelemiyor.
bütün anlatılanların gereksinim (ihtiyaç) ile ilgili olduğunu düşünmek gerekebilir.
senelerdir motosiklet kullanıyor olmama karşın herhangi bir şekilde tek teker üzerinde gidemiyorum.
hiç bir zaman denemedim,
zira hiç ihtiyacım olmadı.
bu konu için verebileceğim foruma uygun bir örnektir umarım.
okuyucu yazıcı rolüne geçtiğinde iletişim kurabildiğini düşünüyor ise iletişim yöntemini geliştirme amacında olmayabilir.
ancak iletişim kullanmakta zorluk yaşadığını düşünüyor ise kendini geliştirmeye çalışır.
iletişim kurup kuramadığına karar verme kriteri ise içerisinde yaşadığı toplumun iletişim yöntemidir.
sorunun büyük kısmı buradadır.
baskın kültür.
örneklemek gerekir ise ;
örnek 1
örnek 2
örnek 3
İlkay Hocam affına sığınarak yazıyorum;hani biraz { etrafında dolaştırılıp içine duhul vaki olmadı } gibi
mi oldu ? Yoksa uzaktan bakınca bize mi öyle görünüyor ? İlkay Hocam Senin de kalemine sağlık . Çok çok
yaşayasın. Gerçekten mevzu TÜRKÇE olunca hepimizin gerekli ihtimamı göstermesi gerekiyor.
HÜRMETLER BÜTÜN TÜRKÇE VE TÜRKİYE SEVDALILARINA. SELAMLAR İKİTEKER DOSTLARINA.
o k u m a d ı m .
www.youtube.com/c/biyeybaraküs "Motora binmeye karar verecek kadar cesur ve aptal, üzerinde ölmeyecek kadar korkak ve akıllı olacaksın" alıntıdır AttilaXtreme den
Aslında ayrı konu açsam daha vurucu olurdu ama Zafer hocanın konuya cuk oturdu.
İstedikten sonra uzun yazı da okutulur.
Bir de verdiğin bilgiyi unutulmayacak şekilde vermek olayı var ki ona bi hikaye yazsam kitap olur.
Genelde bizim topluma bir bilgiyi vermek ve unutturmamak istiyorsan ya çok gülmesini sağlaman gerekiyor ya da kalbini kırman.
Forumda kavga ediyorsun ama verdiğini de sağlam bişekilde alıyor karşı taraf.
Kalan ömrünü sana düşman olarak ama aldığı bilgiyi hiç unutmayarak geçiriyor.
İtiraf edeyim ki bazen bilinçli bir şekilde bunu yapıyorum.
Şunu da ekleyeyim.
Avrupalı bizden daha fazla kitap okuyor ama yazım konusunda onlar da çok hata yapıyor.
Basın yayında bu pek yok ama forumlarda,sosyal ortamlarda facia fransızca mesajlara çok rastlıyorum.
Yani yazı konusu tüm dünyanın ciddi bir sorunu.
Gerçi fransızca yazmak gerçekten meşakkatli iş adamlar zenginiz diye bol bol harf kullanıyor.
Bizimmm niye o kadar çok harfimiz yokkk.
Kaç para ulemm bi harfff.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)