stupid adlı üyeden alıntı
Öncelikle konu ve içeriği troll değildir, şeref sözüm sizindir.
Çok yakın arkadaşım ve ailem dışında hiçkimseye bu denli içimi dökmemiştim, çoğunuzun yaşı sokakta görsem abi diyeceğim yaşta dolayısıyla benden daha tecrübelisiniz, başka forumlarda yaş ortalaması düşük olduğu için burayı tercih ettim.
Adım cem, 22 yaşındayım. 2012 yılında evden ayrılıp bulgaristan üzerinden çifte vatandaşlığım olduğu için yurtdışına, Polonyaya çıktım. Daha ucuz olması dolayısıyla eğitimimi burda almaya karar verdim. Hazırlık okuduk, sonra Polonyanın en iyi üniversitesinde uçak mühendisliği bölümüne girdim. İlk yıl kaldım. Baba parasıyla okuyordum ve bana söylenen "Mühendislik okuyacaksan desteklerim, başka birşey için okumaya gideceksen gitme, kal ülkende." oldu. Sonra dedim ki kendi kendime, lan Cem, bir kere hayata geliyorsun ve ailen destek vermeyecek diye istediğin bölümü okumaktan vazgeçme, kendin çalışır okursun, kimseye muhtaç değilsin. Olmadı. Denedim ve başarısız oldum. Ya babamdan geçinip mühendislik okuyacaktım ya da kendim biryandan çalışıp biryandan da eğitimimi tamamlayacaktım. Sadece çalışma kısmında bile zorlandım. İngilizcem c1 seviyesinde fakat lehçem yetersiz olduğu için mecburen türklerle çalışmak zorunda kaldım. Onlarda çok ağır çalışma şartları altında, günde 8 saat çalışan polonyalılara verdikleri paranın aynısını veriyorlardı, neden, çünkü sen türksün, başka yerde iş bulamazsın. Günde 12-14 saat çalışma şartı ve aldığın ücret asgari ücret. Birkaç ay dayanabildim. Sonra dedim ki, almanyada halamın yanına gideyim olmadı, onun lokantasında çalışayım.
Almanyada da işler istediğim gibi gitmedi. İki yıldır beraber olduğum eski sevgilimle aramız açılmıştı, gitmeden önce de soğuktu zaten bana karşı. Bir ay çalıştım, halam da akrabası olduğum için haliyle kullandı beni. Az ücret verdi vs. Acilen Polonyaya geri dönmem gerekmişti sebebi ise kız arkadaşım üç aylık hamileydi, yeni öğrendim. Bu yüzden soğuk davranıyormuş. Gideceğim ve döneceğim zaman işlerin en yoğun olduğu yılbaşı öncesi zamanıydı, bu nedenle halamla da aram açıldı.
2015 ekiminde slovakyaya geçtik, kız arkadaşımla kürtaj yaptırdık. Hayatımın en boktan dönemide o zamanalardı zaten. Tam da bu sıralar birşeyler oldu bende, fark ettim ki artık yazabiliyorum. Ergenliğimden beridir bir tutkum vardı, yazarlık. Evet artık yazabiliyordum, bunu ilk defa kürtaj sonrası hissettiğim saçma ekşimsi duyguyu, yazdığım-yarattığım alakasız bir konunun içerisine ekliyebiliyor olduğumda fark ettim. Dedemin ölümü geldi aklıma, cenazesinde veya sonrasında hissedebildiklerimi, sigara paketini kaybeden bir adamın hissleriyle değiştirebiliyordum artık, yazdıklarım okuyanda bir etki bırakabiliyordu. Ocak ayında halam telefon etti, istersen çalışmaya devam edebilirsin dedi. İsterim dedim, neticede aç-susuz da kalsam para biriktirmeliydim. En azından bir yıllık paramı çıkartabilseydim Türkiyeye ya da başka ucuz avrupa ülkesine gidip, bir yandan part time çalışıp biryandan okuyum biryandan da biriktirdiğim parayı ucundan harcayarak yaşayabilirdim. Bir ay kadar çalışmaya devam ettim. Ailevi sorunlar çıktı, halamla babamın arası açıldı, haliyle bu bana da yansıdı. Birkaç günlüğüne Polonyaya gitmek için izin istedim, uçak biletimi de aldım fakat sürekli konuşmama rağmen kız arkadaşıma geleceğimi söylemedim.
bulabildiğim en ucuz bilet tek uçuşla bir saatlik yolu, dolaylı yoldan 21 saat bekleyerek gerçekleşeccekti, olsun dedim. Sonuçta para biriktirmeliyim. Aç kaldım, swiss havayolları sadece çikolata veriyordu, su ihtiyacımı da havalimanının tuvaletlerinden karşıladım. Aç, susuz, umutsuz, yorgun kız arkadaşımın ve arkadaşlarımın 7 kişi yaşadığı eve geldim. Kız arkadaşım karşımdaydı, onu gerçekten seviyor muyum diye düşündüm. Cevabım, bir kadının hamile olduğunu öğrendiğinde "nasıl olsa bebeği aldıracağız" diyerekten alkol ve esrar kullanmasında saklıydı. Bunu ancak bebeği aldırdıktan ve üzerinden bolca zaman geçmesinden sonra anlayabildim. Böyle birisine artık aşkım bile diyemezdim. Artık Polonya benim için bitmişti. Çok şey yaşadım fakat kısa tutmak istiyorum. Eve dönmeliydim. 2016 ocak sonu İzmire dönmek zorunda kaldım, yaklaşık 10kg vermiştim, sağlığım berbat durumdaydı, en son ne zaman geceleri uyanmadan uyuduğumu hatırlayamaz olmuştum. Geri dönmeliydim ve bedensel-psikolojik olarak dinlenmeliydim.
Geldiğimde ilk işim spora yazılmak oldu. Barmenlik kursları almaya başladım. Kitabımı bir yıldır aralıksız yazıyorum, geceleri bilgisayarımın başına geçip, sanki sabaha sağ çıkamayacakmışım gibi içimdeki ben ile birlikte, kendimi kaptırıyorum. Öylesine kaptırıyorum ki, bir gecede yazdıklarımı sabah olunca hatırlamak için tekrardan okumam gerekiyor. Günde iki paket sigara içen ben, yazarken bazen bitirene kadar içmiyorum. Susadığımı, tuvaletimin geldiğini, acıktığımı ancak bilgisayarımın ekranını kapatırsam fark ediyorum. Bir şekilde zaman geçti. Ehliyete yazıldım. Akrabalarımın ve yakın çevremin, "okuyamadı orda, başaramadı, döndü buraya.." demesini aldırmamaya çalışıyordum, beni kendi vicdanımın söyledikleri dışında hiçbirşey ilgilendirmiyordu, başkalarının hakkımda ne düşündüğünü düşünerek zamanımı yok yere harcayamazdım, olan biteni benim dışında da hiçkimse bilmiyordu. Araba ehliyetini sorunsuz geçtim. Motorsiklet ehliyeti sınavında yaklaşık üç kere kaldım. Öncesinde de araya darve vs. girdi, işler iyice aksadı. İlk a2 sınavının olduğu gün sekiz çizerken parkur alanının dar olması yüzünden hızla geçen iki genç yüzünden ayağımı yere koymak zorunda kaldım. Komite " sen haklısın kusura bakma kardeşim, ama yapabileceğimiz birşey yok." dedi ve bıraktılar sınavdan. Sinirlenmedim. İkinci seferinde sekiz çizileceği alana elinde torbalarla bir dayı çıtkı ve tam da 8 çizgisinin üzerinde durdu. Ona çarpmamak için dolayısıyla arkasından dolaştım, komite çizgi dışına çıktığım için beni bıraktı ve adama hiçbirşey söylemedi. İşte o an sinirlendim. Öncelikle dayıya insan gibi durumu izah ettim, " dayı burası bir sınav alanı,böyle elini kolunu sallayarak geçemezsin, bak ben senin yüzünden kaldım bugün." dedim, adam özür dahi dilemedi. Kardeşim burası devletin sokağı ben burdan hergün geçiyorum banane tarzı birşey diyerek elimi ayağıma doladı, fakat yaşça çok büyük olduğu için arkasından sessizce sövünmekle yetindim. Üçüncü sınavda da sinyal vermeyi unuttuğum için kaldım, bu kısmen benim hatamdı. Dördüncüsünde sıkıntısız geçtim.
Şimdi ehliyetimi alıp sıfırdan İzlanda da bir hayata atılmayı düşünüyorum. Hayattan istediklerim çok basit şeyler benim, okunacak bir kitap, boğazımdan geçecek bir lokma, yazabileceğim bir araç, barınacak ve sigara almaya yetecek maaşlı bir iş ve bir de dağ motorsikleti. Gösteriş merakım yok. Pahalı şeyler beni mutlu etmiyor. Yeni bir telefon aldığımda(kendi paramla da olsa) onu kılıfıyla kullanmıyorum, çünkü adamlar o titanyum kasayı yapabilmek için deli gibi kafa patlatıyorlar, sense gidip 1 dolarlık kauçuk plastik geçirip çizilmesin diyorsun, mesela. Değişik bir insanım ben. Oduncu gömleği vs giyerim, botlarımı yaz dışında her mevsim ayağımdan çıkarmam.(bunları söylememin sebebi kafanızda görünüşüme ve görünüşümle algınızda oluşacağı "ben"in tanımı) Çokça ülke gezdim, size de bahsettiğim gibi çokça ülkede de sıfırdan yaşamaya,çalışmaya başladım fakat arkamda he bir "baba" desteği vardı. Çok kötü zamanlarda, baba acilen paraya ihtiyacım var dediğimde üç beş neyi varsa gönderebiliyordu babam, ve bu da beni utandırıyordu. Şimdi, gerçekten sıfırdan bir hayata atılmak istiyorum. En boktan zamanlarımda gerekirse çadır kurup aç kalıp, tren istasyonlarında uyuyup, günlerce konserve-ekmek-su üçlüsüyle yaşamayı planlıyorum. Hollandayı toplamda 10 euro ile gezerken(ot parası dışında) çokça evsiz gibi yaşamayı tecrübe etmiştim. Bu yüzden olası her türlü probleme karşı hazırlıklıyım.
Daha önce sıfırdan bir başka ülkeye yaşamaya gitmişleriniz var mı aranızda, varsa bana ne tür yardımda bulunabilirsiniz?
Çok düşük bir ihtimal ama İzlanda da yaşayanınız, ya da yaşayan yakın akrabası-arkadaşı olanlar, ne gibi bir bilgilendirme de bulunabilirier, google araştırmaları dışında.
Aslında ne sorulur, ne edilir bilmiyorum. Konu epey uzadı. Açma amacımı da bilmiyorum. Geçen sene ve ondan önceki sene buralarda sizden motor tavsiyesi alırken şimdi içimi döküyorum. Tuhaf. Yine de okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Sağlıcakla kalın.