Kapat
Üye Girişi
Motovento
Motomax
1. sayfa 123 SonuncuSonuncu

Sıfırdan başka bir ülkede yaşamaya başlamak.

    REKLAM ALANI
  1. #1
    Forumdan Uzaklaştırıldı
    Üyelik
    13 Kasım 2015
    Öncelikle konu ve içeriği troll değildir, şeref sözüm sizindir.

    Çok yakın arkadaşım ve ailem dışında hiçkimseye bu denli içimi dökmemiştim, çoğunuzun yaşı sokakta görsem abi diyeceğim yaşta dolayısıyla benden daha tecrübelisiniz, başka forumlarda yaş ortalaması düşük olduğu için burayı tercih ettim.

    Adım cem, 22 yaşındayım. 2012 yılında evden ayrılıp bulgaristan üzerinden çifte vatandaşlığım olduğu için yurtdışına, Polonyaya çıktım. Daha ucuz olması dolayısıyla eğitimimi burda almaya karar verdim. Hazırlık okuduk, sonra Polonyanın en iyi üniversitesinde uçak mühendisliği bölümüne girdim. İlk yıl kaldım. Baba parasıyla okuyordum ve bana söylenen "Mühendislik okuyacaksan desteklerim, başka birşey için okumaya gideceksen gitme, kal ülkende." oldu. Sonra dedim ki kendi kendime, lan Cem, bir kere hayata geliyorsun ve ailen destek vermeyecek diye istediğin bölümü okumaktan vazgeçme, kendin çalışır okursun, kimseye muhtaç değilsin. Olmadı. Denedim ve başarısız oldum. Ya babamdan geçinip mühendislik okuyacaktım ya da kendim biryandan çalışıp biryandan da eğitimimi tamamlayacaktım. Sadece çalışma kısmında bile zorlandım. İngilizcem c1 seviyesinde fakat lehçem yetersiz olduğu için mecburen türklerle çalışmak zorunda kaldım. Onlarda çok ağır çalışma şartları altında, günde 8 saat çalışan polonyalılara verdikleri paranın aynısını veriyorlardı, neden, çünkü sen türksün, başka yerde iş bulamazsın. Günde 12-14 saat çalışma şartı ve aldığın ücret asgari ücret. Birkaç ay dayanabildim. Sonra dedim ki, almanyada halamın yanına gideyim olmadı, onun lokantasında çalışayım.

    Almanyada da işler istediğim gibi gitmedi. İki yıldır beraber olduğum eski sevgilimle aramız açılmıştı, gitmeden önce de soğuktu zaten bana karşı. Bir ay çalıştım, halam da akrabası olduğum için haliyle kullandı beni. Az ücret verdi vs. Acilen Polonyaya geri dönmem gerekmişti sebebi ise kız arkadaşım üç aylık hamileydi, yeni öğrendim. Bu yüzden soğuk davranıyormuş. Gideceğim ve döneceğim zaman işlerin en yoğun olduğu yılbaşı öncesi zamanıydı, bu nedenle halamla da aram açıldı.

    2015 ekiminde slovakyaya geçtik, kız arkadaşımla kürtaj yaptırdık. Hayatımın en boktan dönemide o zamanalardı zaten. Tam da bu sıralar birşeyler oldu bende, fark ettim ki artık yazabiliyorum. Ergenliğimden beridir bir tutkum vardı, yazarlık. Evet artık yazabiliyordum, bunu ilk defa kürtaj sonrası hissettiğim saçma ekşimsi duyguyu, yazdığım-yarattığım alakasız bir konunun içerisine ekliyebiliyor olduğumda fark ettim. Dedemin ölümü geldi aklıma, cenazesinde veya sonrasında hissedebildiklerimi, sigara paketini kaybeden bir adamın hissleriyle değiştirebiliyordum artık, yazdıklarım okuyanda bir etki bırakabiliyordu. Ocak ayında halam telefon etti, istersen çalışmaya devam edebilirsin dedi. İsterim dedim, neticede aç-susuz da kalsam para biriktirmeliydim. En azından bir yıllık paramı çıkartabilseydim Türkiyeye ya da başka ucuz avrupa ülkesine gidip, bir yandan part time çalışıp biryandan okuyum biryandan da biriktirdiğim parayı ucundan harcayarak yaşayabilirdim. Bir ay kadar çalışmaya devam ettim. Ailevi sorunlar çıktı, halamla babamın arası açıldı, haliyle bu bana da yansıdı. Birkaç günlüğüne Polonyaya gitmek için izin istedim, uçak biletimi de aldım fakat sürekli konuşmama rağmen kız arkadaşıma geleceğimi söylemedim.

    bulabildiğim en ucuz bilet tek uçuşla bir saatlik yolu, dolaylı yoldan 21 saat bekleyerek gerçekleşeccekti, olsun dedim. Sonuçta para biriktirmeliyim. Aç kaldım, swiss havayolları sadece çikolata veriyordu, su ihtiyacımı da havalimanının tuvaletlerinden karşıladım. Aç, susuz, umutsuz, yorgun kız arkadaşımın ve arkadaşlarımın 7 kişi yaşadığı eve geldim. Kız arkadaşım karşımdaydı, onu gerçekten seviyor muyum diye düşündüm. Cevabım, bir kadının hamile olduğunu öğrendiğinde "nasıl olsa bebeği aldıracağız" diyerekten alkol ve esrar kullanmasında saklıydı. Bunu ancak bebeği aldırdıktan ve üzerinden bolca zaman geçmesinden sonra anlayabildim. Böyle birisine artık aşkım bile diyemezdim. Artık Polonya benim için bitmişti. Çok şey yaşadım fakat kısa tutmak istiyorum. Eve dönmeliydim. 2016 ocak sonu İzmire dönmek zorunda kaldım, yaklaşık 10kg vermiştim, sağlığım berbat durumdaydı, en son ne zaman geceleri uyanmadan uyuduğumu hatırlayamaz olmuştum. Geri dönmeliydim ve bedensel-psikolojik olarak dinlenmeliydim.

    Geldiğimde ilk işim spora yazılmak oldu. Barmenlik kursları almaya başladım. Kitabımı bir yıldır aralıksız yazıyorum, geceleri bilgisayarımın başına geçip, sanki sabaha sağ çıkamayacakmışım gibi içimdeki ben ile birlikte, kendimi kaptırıyorum. Öylesine kaptırıyorum ki, bir gecede yazdıklarımı sabah olunca hatırlamak için tekrardan okumam gerekiyor. Günde iki paket sigara içen ben, yazarken bazen bitirene kadar içmiyorum. Susadığımı, tuvaletimin geldiğini, acıktığımı ancak bilgisayarımın ekranını kapatırsam fark ediyorum. Bir şekilde zaman geçti. Ehliyete yazıldım. Akrabalarımın ve yakın çevremin, "okuyamadı orda, başaramadı, döndü buraya.." demesini aldırmamaya çalışıyordum, beni kendi vicdanımın söyledikleri dışında hiçbirşey ilgilendirmiyordu, başkalarının hakkımda ne düşündüğünü düşünerek zamanımı yok yere harcayamazdım, olan biteni benim dışında da hiçkimse bilmiyordu. Araba ehliyetini sorunsuz geçtim. Motorsiklet ehliyeti sınavında yaklaşık üç kere kaldım. Öncesinde de araya darve vs. girdi, işler iyice aksadı. İlk a2 sınavının olduğu gün sekiz çizerken parkur alanının dar olması yüzünden hızla geçen iki genç yüzünden ayağımı yere koymak zorunda kaldım. Komite " sen haklısın kusura bakma kardeşim, ama yapabileceğimiz birşey yok." dedi ve bıraktılar sınavdan. Sinirlenmedim. İkinci seferinde sekiz çizileceği alana elinde torbalarla bir dayı çıtkı ve tam da 8 çizgisinin üzerinde durdu. Ona çarpmamak için dolayısıyla arkasından dolaştım, komite çizgi dışına çıktığım için beni bıraktı ve adama hiçbirşey söylemedi. İşte o an sinirlendim. Öncelikle dayıya insan gibi durumu izah ettim, " dayı burası bir sınav alanı,böyle elini kolunu sallayarak geçemezsin, bak ben senin yüzünden kaldım bugün." dedim, adam özür dahi dilemedi. Kardeşim burası devletin sokağı ben burdan hergün geçiyorum banane tarzı birşey diyerek elimi ayağıma doladı, fakat yaşça çok büyük olduğu için arkasından sessizce sövünmekle yetindim. Üçüncü sınavda da sinyal vermeyi unuttuğum için kaldım, bu kısmen benim hatamdı. Dördüncüsünde sıkıntısız geçtim.

    Şimdi ehliyetimi alıp sıfırdan İzlanda da bir hayata atılmayı düşünüyorum. Hayattan istediklerim çok basit şeyler benim, okunacak bir kitap, boğazımdan geçecek bir lokma, yazabileceğim bir araç, barınacak ve sigara almaya yetecek maaşlı bir iş ve bir de dağ motorsikleti. Gösteriş merakım yok. Pahalı şeyler beni mutlu etmiyor. Yeni bir telefon aldığımda(kendi paramla da olsa) onu kılıfıyla kullanmıyorum, çünkü adamlar o titanyum kasayı yapabilmek için deli gibi kafa patlatıyorlar, sense gidip 1 dolarlık kauçuk plastik geçirip çizilmesin diyorsun, mesela. Değişik bir insanım ben. Oduncu gömleği vs giyerim, botlarımı yaz dışında her mevsim ayağımdan çıkarmam.(bunları söylememin sebebi kafanızda görünüşüme ve görünüşümle algınızda oluşacağı "ben"in tanımı) Çokça ülke gezdim, size de bahsettiğim gibi çokça ülkede de sıfırdan yaşamaya,çalışmaya başladım fakat arkamda he bir "baba" desteği vardı. Çok kötü zamanlarda, baba acilen paraya ihtiyacım var dediğimde üç beş neyi varsa gönderebiliyordu babam, ve bu da beni utandırıyordu. Şimdi, gerçekten sıfırdan bir hayata atılmak istiyorum. En boktan zamanlarımda gerekirse çadır kurup aç kalıp, tren istasyonlarında uyuyup, günlerce konserve-ekmek-su üçlüsüyle yaşamayı planlıyorum. Hollandayı toplamda 10 euro ile gezerken(ot parası dışında) çokça evsiz gibi yaşamayı tecrübe etmiştim. Bu yüzden olası her türlü probleme karşı hazırlıklıyım.

    Daha önce sıfırdan bir başka ülkeye yaşamaya gitmişleriniz var mı aranızda, varsa bana ne tür yardımda bulunabilirsiniz?
    Çok düşük bir ihtimal ama İzlanda da yaşayanınız, ya da yaşayan yakın akrabası-arkadaşı olanlar, ne gibi bir bilgilendirme de bulunabilirier, google araştırmaları dışında.

    Aslında ne sorulur, ne edilir bilmiyorum. Konu epey uzadı. Açma amacımı da bilmiyorum. Geçen sene ve ondan önceki sene buralarda sizden motor tavsiyesi alırken şimdi içimi döküyorum. Tuhaf. Yine de okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Sağlıcakla kalın.
    antilop_skul, Aspava38, kovboy03 ve 7 diğerleri bunu beğendiler..


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2
    ceyhun383 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    23 Ekim 2015
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    ESKİ bajaj discover 125 YENİ HONDA CB125E
    Özet Geçermisin hocam
    Jemand bunu beğendi.

  3. #3
    lityumiyon - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    28 Eylül 2016
    Şehir
    İstanbul
    Facebook üzerinden gitmeyi planladığın her ülke için buradan o ülkeye giden erasmus öğrencilerinin gruplarını bulabilirsin. Benim bazı arkadaşlarım yurtdışına o şekilde gitti. Gidip 6 aylıkta olsa yanında bildiğin milletten insanlarla kalabilirsin. Belki sayı kyk yurdu gibi 6-7-8 civarında olur ama sıfırdan başlarken çok lüks arayamazsın zaten. Benim tavsiyem 1 sene veya daha kısa bir süre hazır ailenin yanındayken burada istemediğin bir işe girip para biriktirmen. Kira yemek vs gibi giderlerin doğal olarak azalacak ve para biriktirebilirsin. Biriktiğin para ile gitmeyi planladığın ülkede bir de ucuz kalacak yer bulursan seni bir süre idare eder. Zaten sen bu işlerin içine girmiş çıkmış adamsın kenarda biraz idare edecek paran olursa her türlü altından kalkarsın. Son tavsiyem de Kamboçya. Hayat orada çok ucuz ve Türkiye'den gidip hayat kuran çok kişi var. Örnek karşıyakadan gidip kamboçyada markette çalışmaya başlayan bir abi. Nette birkaç blog var bu konu ile alakalı.

  4. #4
    Gassal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    19 Ocak 2016
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    HONDA PS 150İ
    Sana şöyle yardım edebilirim.İsmek de hasta ve yaşlı bakim kursları var.Git yazıl.Sertifikani al.İsmek in verdiği hasta ve yaşlı bakım sertifikaları AB ülkelerinde de geçerli zaten.Ingilizcemde iyi diosun.İzlanda yada herhangi bir İskandinav ülkesinde rahat rahat hemde çok iyi paraya iş bulabilirsin.Bildigim kadarıyla bu tip işi yapanlar için yaşlı nüfusunun çok olduğu ülkelerdeki sağlık kurumları Konsolosluklara davetiye gönderiyorlar ve vize işleri daha çabuk bitiyor.Hatta bu kurumlar yurtdışından gelenler için barınacak yerde tahsis ediyor.Tam emin değilim ama.Arastirmakda fayda var.Umarim işine yarar...

  5. #5
    GP500-1st - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    16 Şubat 2008
    Şu ot işini başa yazsaydın, kolaygelsin... ve yazdıklarını hatırlamaman Kurguyu merak ettim, İnsanlar ne için okuyacak?

  6. #6
    tr100a - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    25 Şubat 2009
    Hayatın boşa geçiyor yaşın ilerlediğinde geçimini neyle sağlıycan kalıcı bir iş yapıp kendine yurt seçmen lazım
    yaşlıveacemi bunu beğendi.

  7. #7

    Üyelik
    11 Eylül 2016
    Şehir
    İzmir
    Simdi bu da sosyal deney olmasın

  8. #8
    crxforever - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    01 Nisan 2005
    Şehir
    istanbul/bahçelievler
    Motosikleti
    ybr125 2008
    anlattığına göre elinden geleni yapmışsın ama hep terse doğru koşmuşsun.
    valla ne izlanda bilirim ne oralı birisini tanırım ama kararsız bir haldesin gibi geldi bana.
    kararını verdikten sonra bence üç beş insan tanıdığın bir yerde yaşamayı seç .

  9. #9
    TURAN.RTR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    03 Haziran 2015
    Motosikleti
    FZ6 FAZER
    Hayatımı özet geçmişsin be kardeşim, benimde senin gibi dönem dönem yurtdışı iş seyahatlerim oldu. Rusya Çeçenistan Cezayir Azerbaycan Almanya gibi ülkelerde bulundum. Almanya haricinde gittiğim diğer 2. sınıf ülkelerde Türk inşaat firmaları mütiş bir rant sağlamış çalıştıracak eleman bulamıyorlar zaten ilgi alanında değil yapamassın. Yanlız Rusya 'nın Sochi şehrini biraz araştır derim buranın Antalya'sı gibi diyorlar turizm barmenlik vs. tutturursun malum ülkeyle aramızda ısınıyor yavaş yavaş. Yinede kararın her ne olursa olsun benden sana abi tavsiyesi özellikle yurt dışında babana bile güvenme (mecazen) kurtlar sofrasındasın, genç yaşta çok tecrübe edinmişsin boşa kullanma bunu hayata karşı mücadele azmini yitirme dilediği hayatı özgürce yaşa. Kimsenin seni şekillendirmesine izin verme bak abin evlendi kaldı buralarda ha pişman değilim çok şükür ama her insan istiyor işte bazen uzaklara gitmeyi.
    Bol şans dilerim kardeşim...

  10. #10

    Üyelik
    18 Ekim 2013
    Şehir
    Antalya
    Motosikleti
    Regal Raptor 150
    Oğlum sen bu kafayla bir bok olamazsın, senden bir cacık olmaz, sen önce AMATEME git tedavi gör, yurtdışında erir kaybolursun ağlayanın olmaz ailenin yanıdayken sıcak yuvan ve sıcak aşın varken kendine iyibir iş bulmaya bak, elin memleketinde nereye gidersen git y a b a n c ı s ı n, başka türlü hayatını düzene sokamazsın yıllar çabuk geçiyor ota boka bulaşmışsın birkaç sene sonra aynalarla küsersin, kendini toparla annene babana kötü gün gösterme onlardan başka sana kimsenin faydası olmaz bunuda kulağının arkasına yaz tamammı.

  11. #11

    Üyelik
    18 Ağustos 2014
    Senin bi adaşın var cem boyner. Onun yurt dişinda yaşamak ile alakalı güncel bi yazısı var onu bul bi oku kardeşim. Birde senin gibi ot ve türevlerine bütün birikimini ayiran çok arkadaşım var. 30 küsür yaşındalar hala bi baltaya sap olamadılar. Insan herşeye alışıyor bu sıkıcı normal hayatada alışırsın. Ama ot vs gibi alışkanlıklar önceliğin olursa ülke farketmeksizin işin yaş.

  12. #12
    antilop_skul - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    22 Mayıs 2010
    Şehir
    istanbul sarıyer / tarabya
    Motosikleti
    cbf600sa 2007 +100k km
    Bir Turk olarak turklerden uzak durun diyebilirim

    Farkli bir hayat sitilin var bende su son donemlerden sonra yurt disinda yasama karari aldim fakat suan sifirim yabanci dilimde sifir mevcutta burdan kiradan gelecek 1000 1500 tl nin yasayacagim ulkede beni ne kadar idare edebilecegi dusunduruyor. Konunu takipteyim. Belki banda fikir olur

  13. #13
    kuzan14 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    25 Şubat 2016
    Şehir
    Antalya
    Motosikleti
    CBR 600RR
    Kanada vatandaşlık veriyor diye biliyorum, oraya arkadaşım başvurmuştu kendisi lise mezunu. Hemen görüşmeye çağırdılar ama kendisi vazgeçti. İzlanda gibi yerlerde futbol açlığı var biliyorsundur, eğer orta derecede futbol oynayabiliyorsan git orda herhangi bir amatör takıma, anlat derdini ve idmanlara çık. Onların tesisleri oluyor kalabilmen için, belki tutturursun burdan

  14. #14
    F54 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    25 Haziran 2010
    Şehir
    sakarya
    Motosikleti
    crf 1000L + dio
    bence hiçbir şeyi kafaya takma hayatını yaşa..
    unutmadan bu günlerde dünya çapında zengin olan adamlar gerçekten çılgınca birşeyler icat edenler ve çoğu üniversite mezunu bile değil
    bence burdan yürü sıradışı işlere kafa yor doğaya çık kafanı dinle umarım ki güzel işler yapar rahat bi hayat sürebilirsin
    bu arada tr ye gelmeyi düşünme bile
    imkan varsa beni de al yanına diyeceğim de ev çoluk çocuk var bizden geçti yani

  15. #15
    Aquaium - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    20 Kasım 2015
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Yamaha MT07 MOTOCAGE
    Alıntı navarin11 adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Oğlum sen bu kafayla bir bok olamazsın, senden bir cacık olmaz, sen önce AMATEME git tedavi gör, yurtdışında erir kaybolursun ağlayanın olmaz ailenin yanıdayken sıcak yuvan ve sıcak aşın varken kendine iyibir iş bulmaya bak, elin memleketinde nereye gidersen git y a b a n c ı s ı n, başka türlü hayatını düzene sokamazsın yıllar çabuk geçiyor ota boka bulaşmışsın birkaç sene sonra aynalarla küsersin, kendini toparla annene babana kötü gün gösterme onlardan başka sana kimsenin faydası olmaz bunuda kulağının arkasına yaz tamammı.
    Amatem çok mu etkili sanki?
    Milletin hayat tercihleri seni niçin geriyor?
    Burda çaresiz bir gencin fikir alışverişinde bulunmaya çalıştığını görüyorum.
    Biraz destek olun köstek olmayın.
    Yardımın dokunmayacaksa sus arkadaş, aptalca yorumlarınızı kendinize saklayın.
    İnsanların motivasyonunu bozmaya hakkınız yok.
    burakragaa ve espresso bunu beğendiler.
    İlk bakışta aşık oldun oldun adamım, yoksa ikinci bakışta kimin ne mal olduğunu anlarsın.

    - BOB MARLEY

  16. #16
    Forumdan Uzaklaştırıldı
    Üyelik
    13 Kasım 2015
    Alıntı navarin11 adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Oğlum sen bu kafayla bir bok olamazsın, senden bir cacık olmaz, sen önce AMATEME git tedavi gör, yurtdışında erir kaybolursun ağlayanın olmaz ailenin yanıdayken sıcak yuvan ve sıcak aşın varken kendine iyibir iş bulmaya bak, elin memleketinde nereye gidersen git y a b a n c ı s ı n, başka türlü hayatını düzene sokamazsın yıllar çabuk geçiyor ota boka bulaşmışsın birkaç sene sonra aynalarla küsersin, kendini toparla annene babana kötü gün gösterme onlardan başka sana kimsenin faydası olmaz bunuda kulağının arkasına yaz tamammı.
    abi uyuşturucu bağımlısı değilim, ne yaptınız. öğrenciyken birkaç kere arkadaşlarla vs takıldım bir de hollandaya gitmişken deneyelim dedik bu kadar yani, alkol bile içmem doğru dürüst barmen olmaya çalışmama rağmen.

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 02:04 ---------- bir önceki mesaj zamanı 02:01 ----------

    üniversiteyi tamamlamak kafamda var, sadece istediğim bölümü okumayı istediğim için öncesini bıraktım. ilk sene çalışıp ikinci sene okumayı planlıyorum. pek birşey beklemiyorum ben hayattan, dediğim gibi yaşamak için ilham kaynağım kitap yazma çabam, bu uğurda harcayacağım hayatım vasat geçse bile pek umursayacağımı düşünmüyorum. Evmiş, arabaymış vs ilgi alanım değil. Teşekkür ederim yorumun için.

  17. #17
    burakragaa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    28 Eylül 2013
    Şehir
    İSTANBUL
    Motosikleti
    GT250R 13'-ÇALINDI - Maxx 200-16' -Rx3i Evo'16 -
    Kaç kere girip içimdekileri yazmak istesem yazdım her seferinde de ortasında sonunda sildim.. Sen paylaşmışsın tebrik ederim ilk önce
    Kendi hayallerinin peşinde olman güzel doğruyu yanlışı az buçuk tahmin edip öngörebiliyor olman lazım. Söylenecek çok fazla bir şey bulamadım Allah Yardımcın olsun Hayırlısı ne ise o olsun. Tek söyleyebilceğim şey sana destek olacak insanları kim olursa üzmeden ve garantili adımlar atmaya bak. Herkes istediği işi sevdiği için yapmıyor. Ailenle konuşmayı dene, neden mühendislik istiyor baban ? Neden senin istediğin bölüm meslek üzerine seni desteklemiyorlar ? Biraz çözüm odaklı git bence, hayallerinin peşinden git ama doğru yolda git. Zaman alsın ama güç olmasın . İnşallah her şey gönlünce olur. Kendini yıpratma, üzme hayattan keyif al, nefes alıyorum diye şükür et.
    Sağlıcakla Kal.

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 03:34 ---------- bir önceki mesaj zamanı 03:25 ----------

    Açtığın konu başlıklarına bir baktım da izmir'e ocak 16'da gelmişsin ortalama aktif bir kullanıcı olarak değerlendirme yaparsak bu geçen süre zarfında koca bir yıl boyunca daha doğrusu İstanbul'da neler yaptın ve hayatın bu bir yıl içersinde nasıl değişti? Neler ile uğraştın neler ilgini çekti veya nelerden ilgin nelere kaydı? Spora düzenli gittin mi verdiğin 10 kiloyu alabildin mi ? Ruh ve beden sağlığın yerine geldi mi ? Gece saat 03.00'te kiminleydin ? Araba hangi renkti? Suç ortağın var mıydı? Sen değilsen katil kim ? Pardon konu karıştı iyice... Ya sen beni anladın hele bi yaz bakalım yazar kardeş

  18. #18

    Üyelik
    04 Temmuz 2014
    Önce ne yapacaksın ona karar ver. Bir ikinci hususta ben yurt dışında yaşıyorum demek için yurt dışına çıkılmaz. Elinde sana değer katacak birşey olmadıktan sonra yurt dışında yapacağın iş orada kimsenin yapmayı istemediği işler olacak.
    Senin hatan kendinin lükse düşkün olmadığını, para pulun önemli olmadığını hatta eve barka bile ihtiyacın olmadığına inandırmaya çalışman ancak ihtiyacın var ne yazık ki. Bir ikinci husus önce kendini garantiye al. Elde sıfır bile yokken yurt dışı sana eksi getirecek.
    Üniversite çağına gelmişsin ancak okulun bitmemiş. E haliyle millet konuşacak ne kadar zoruma gitmez desen de gider. Okula devam edip edemeyeceğine karar ver. Para biriktireyim de giderim diye bi ayak yok. Başta para birikmez, birikse de yetmez zaten çünkü bu durumda asgari ücretten hallice maaş alacağın belli. İlle de istediğin bölüm olsun iyi güzel de ne yazık ki sistem ne istediğini sormaz sana. İyi bölüm kazanmak için yapılacak bellidir. Maalesef Nice tıp hayalleri kuran jeoloji mühendisleri dolu piyasa.
    Ya sen böyle konuşuyorsun da sen necisin birader diyebilirsin. Ben istediğim bölüm olmasa da benzer bir bölüm okudum. Mezun olduktan hemen sonra yükseğe başladım. Bir takım sıkıntılarım oldu bitmedi. O yüzden bilirim milletin lafının ne çok koyduğunu. İşsiz kaldım sağolsun babam destekledi. Sonra bi yerden bi şekilde burs buldum şimdi yurt dışında iyi bir alanda master yapıyorum. Ama ben bunları yaparken kendimi garantiye aldım. Zamanını bekledim, uygun şartları sağladım. Şu an çok şükür kendi kendime yetiyorum.
    Sana tavsiyem aceleci olma. Okulunu gerek yurt içinde gerekse yurt dışında bitir. Hatta senin şu durumunda yurt içinde bitirmen daha sağlıklı. Sen bu ana kadar zaman kaybetmişsin. İlla şu alan olsun deme lüksün yok bence. Daha sonra kendini garantiye al bir şekilde elde sıfır varken macera arama.
    Ayrıyetten şunu da eklemek isterim yurt dışında gördüğüm şudur; Türkün Türkten başka gerçekten dostu yok. Yurt dışında yaşarken Ne olursa olsun çevrende en az bir kaç samimi Türk arkadaşın olsun.

  19. #19

    Üyelik
    12 Ağustos 2014
    Hikaye olarak iyi yazıyorsun kardes. Böyle devam..

  20. #20
    arda4 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    24 Ağustos 2014
    Şehir
    Çankırı
    Alıntı stupid adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Öncelikle konu ve içeriği troll değildir, şeref sözüm sizindir.

    Çok yakın arkadaşım ve ailem dışında hiçkimseye bu denli içimi dökmemiştim, çoğunuzun yaşı sokakta görsem abi diyeceğim yaşta dolayısıyla benden daha tecrübelisiniz, başka forumlarda yaş ortalaması düşük olduğu için burayı tercih ettim.

    Adım cem, 22 yaşındayım. 2012 yılında evden ayrılıp bulgaristan üzerinden çifte vatandaşlığım olduğu için yurtdışına, Polonyaya çıktım. Daha ucuz olması dolayısıyla eğitimimi burda almaya karar verdim. Hazırlık okuduk, sonra Polonyanın en iyi üniversitesinde uçak mühendisliği bölümüne girdim. İlk yıl kaldım. Baba parasıyla okuyordum ve bana söylenen "Mühendislik okuyacaksan desteklerim, başka birşey için okumaya gideceksen gitme, kal ülkende." oldu. Sonra dedim ki kendi kendime, lan Cem, bir kere hayata geliyorsun ve ailen destek vermeyecek diye istediğin bölümü okumaktan vazgeçme, kendin çalışır okursun, kimseye muhtaç değilsin. Olmadı. Denedim ve başarısız oldum. Ya babamdan geçinip mühendislik okuyacaktım ya da kendim biryandan çalışıp biryandan da eğitimimi tamamlayacaktım. Sadece çalışma kısmında bile zorlandım. İngilizcem c1 seviyesinde fakat lehçem yetersiz olduğu için mecburen türklerle çalışmak zorunda kaldım. Onlarda çok ağır çalışma şartları altında, günde 8 saat çalışan polonyalılara verdikleri paranın aynısını veriyorlardı, neden, çünkü sen türksün, başka yerde iş bulamazsın. Günde 12-14 saat çalışma şartı ve aldığın ücret asgari ücret. Birkaç ay dayanabildim. Sonra dedim ki, almanyada halamın yanına gideyim olmadı, onun lokantasında çalışayım.

    Almanyada da işler istediğim gibi gitmedi. İki yıldır beraber olduğum eski sevgilimle aramız açılmıştı, gitmeden önce de soğuktu zaten bana karşı. Bir ay çalıştım, halam da akrabası olduğum için haliyle kullandı beni. Az ücret verdi vs. Acilen Polonyaya geri dönmem gerekmişti sebebi ise kız arkadaşım üç aylık hamileydi, yeni öğrendim. Bu yüzden soğuk davranıyormuş. Gideceğim ve döneceğim zaman işlerin en yoğun olduğu yılbaşı öncesi zamanıydı, bu nedenle halamla da aram açıldı.

    2015 ekiminde slovakyaya geçtik, kız arkadaşımla kürtaj yaptırdık. Hayatımın en boktan dönemide o zamanalardı zaten. Tam da bu sıralar birşeyler oldu bende, fark ettim ki artık yazabiliyorum. Ergenliğimden beridir bir tutkum vardı, yazarlık. Evet artık yazabiliyordum, bunu ilk defa kürtaj sonrası hissettiğim saçma ekşimsi duyguyu, yazdığım-yarattığım alakasız bir konunun içerisine ekliyebiliyor olduğumda fark ettim. Dedemin ölümü geldi aklıma, cenazesinde veya sonrasında hissedebildiklerimi, sigara paketini kaybeden bir adamın hissleriyle değiştirebiliyordum artık, yazdıklarım okuyanda bir etki bırakabiliyordu. Ocak ayında halam telefon etti, istersen çalışmaya devam edebilirsin dedi. İsterim dedim, neticede aç-susuz da kalsam para biriktirmeliydim. En azından bir yıllık paramı çıkartabilseydim Türkiyeye ya da başka ucuz avrupa ülkesine gidip, bir yandan part time çalışıp biryandan okuyum biryandan da biriktirdiğim parayı ucundan harcayarak yaşayabilirdim. Bir ay kadar çalışmaya devam ettim. Ailevi sorunlar çıktı, halamla babamın arası açıldı, haliyle bu bana da yansıdı. Birkaç günlüğüne Polonyaya gitmek için izin istedim, uçak biletimi de aldım fakat sürekli konuşmama rağmen kız arkadaşıma geleceğimi söylemedim.

    bulabildiğim en ucuz bilet tek uçuşla bir saatlik yolu, dolaylı yoldan 21 saat bekleyerek gerçekleşeccekti, olsun dedim. Sonuçta para biriktirmeliyim. Aç kaldım, swiss havayolları sadece çikolata veriyordu, su ihtiyacımı da havalimanının tuvaletlerinden karşıladım. Aç, susuz, umutsuz, yorgun kız arkadaşımın ve arkadaşlarımın 7 kişi yaşadığı eve geldim. Kız arkadaşım karşımdaydı, onu gerçekten seviyor muyum diye düşündüm. Cevabım, bir kadının hamile olduğunu öğrendiğinde "nasıl olsa bebeği aldıracağız" diyerekten alkol ve esrar kullanmasında saklıydı. Bunu ancak bebeği aldırdıktan ve üzerinden bolca zaman geçmesinden sonra anlayabildim. Böyle birisine artık aşkım bile diyemezdim. Artık Polonya benim için bitmişti. Çok şey yaşadım fakat kısa tutmak istiyorum. Eve dönmeliydim. 2016 ocak sonu İzmire dönmek zorunda kaldım, yaklaşık 10kg vermiştim, sağlığım berbat durumdaydı, en son ne zaman geceleri uyanmadan uyuduğumu hatırlayamaz olmuştum. Geri dönmeliydim ve bedensel-psikolojik olarak dinlenmeliydim.

    Geldiğimde ilk işim spora yazılmak oldu. Barmenlik kursları almaya başladım. Kitabımı bir yıldır aralıksız yazıyorum, geceleri bilgisayarımın başına geçip, sanki sabaha sağ çıkamayacakmışım gibi içimdeki ben ile birlikte, kendimi kaptırıyorum. Öylesine kaptırıyorum ki, bir gecede yazdıklarımı sabah olunca hatırlamak için tekrardan okumam gerekiyor. Günde iki paket sigara içen ben, yazarken bazen bitirene kadar içmiyorum. Susadığımı, tuvaletimin geldiğini, acıktığımı ancak bilgisayarımın ekranını kapatırsam fark ediyorum. Bir şekilde zaman geçti. Ehliyete yazıldım. Akrabalarımın ve yakın çevremin, "okuyamadı orda, başaramadı, döndü buraya.." demesini aldırmamaya çalışıyordum, beni kendi vicdanımın söyledikleri dışında hiçbirşey ilgilendirmiyordu, başkalarının hakkımda ne düşündüğünü düşünerek zamanımı yok yere harcayamazdım, olan biteni benim dışında da hiçkimse bilmiyordu. Araba ehliyetini sorunsuz geçtim. Motorsiklet ehliyeti sınavında yaklaşık üç kere kaldım. Öncesinde de araya darve vs. girdi, işler iyice aksadı. İlk a2 sınavının olduğu gün sekiz çizerken parkur alanının dar olması yüzünden hızla geçen iki genç yüzünden ayağımı yere koymak zorunda kaldım. Komite " sen haklısın kusura bakma kardeşim, ama yapabileceğimiz birşey yok." dedi ve bıraktılar sınavdan. Sinirlenmedim. İkinci seferinde sekiz çizileceği alana elinde torbalarla bir dayı çıtkı ve tam da 8 çizgisinin üzerinde durdu. Ona çarpmamak için dolayısıyla arkasından dolaştım, komite çizgi dışına çıktığım için beni bıraktı ve adama hiçbirşey söylemedi. İşte o an sinirlendim. Öncelikle dayıya insan gibi durumu izah ettim, " dayı burası bir sınav alanı,böyle elini kolunu sallayarak geçemezsin, bak ben senin yüzünden kaldım bugün." dedim, adam özür dahi dilemedi. Kardeşim burası devletin sokağı ben burdan hergün geçiyorum banane tarzı birşey diyerek elimi ayağıma doladı, fakat yaşça çok büyük olduğu için arkasından sessizce sövünmekle yetindim. Üçüncü sınavda da sinyal vermeyi unuttuğum için kaldım, bu kısmen benim hatamdı. Dördüncüsünde sıkıntısız geçtim.

    Şimdi ehliyetimi alıp sıfırdan İzlanda da bir hayata atılmayı düşünüyorum. Hayattan istediklerim çok basit şeyler benim, okunacak bir kitap, boğazımdan geçecek bir lokma, yazabileceğim bir araç, barınacak ve sigara almaya yetecek maaşlı bir iş ve bir de dağ motorsikleti. Gösteriş merakım yok. Pahalı şeyler beni mutlu etmiyor. Yeni bir telefon aldığımda(kendi paramla da olsa) onu kılıfıyla kullanmıyorum, çünkü adamlar o titanyum kasayı yapabilmek için deli gibi kafa patlatıyorlar, sense gidip 1 dolarlık kauçuk plastik geçirip çizilmesin diyorsun, mesela. Değişik bir insanım ben. Oduncu gömleği vs giyerim, botlarımı yaz dışında her mevsim ayağımdan çıkarmam.(bunları söylememin sebebi kafanızda görünüşüme ve görünüşümle algınızda oluşacağı "ben"in tanımı) Çokça ülke gezdim, size de bahsettiğim gibi çokça ülkede de sıfırdan yaşamaya,çalışmaya başladım fakat arkamda he bir "baba" desteği vardı. Çok kötü zamanlarda, baba acilen paraya ihtiyacım var dediğimde üç beş neyi varsa gönderebiliyordu babam, ve bu da beni utandırıyordu. Şimdi, gerçekten sıfırdan bir hayata atılmak istiyorum. En boktan zamanlarımda gerekirse çadır kurup aç kalıp, tren istasyonlarında uyuyup, günlerce konserve-ekmek-su üçlüsüyle yaşamayı planlıyorum. Hollandayı toplamda 10 euro ile gezerken(ot parası dışında) çokça evsiz gibi yaşamayı tecrübe etmiştim. Bu yüzden olası her türlü probleme karşı hazırlıklıyım.

    Daha önce sıfırdan bir başka ülkeye yaşamaya gitmişleriniz var mı aranızda, varsa bana ne tür yardımda bulunabilirsiniz?
    Çok düşük bir ihtimal ama İzlanda da yaşayanınız, ya da yaşayan yakın akrabası-arkadaşı olanlar, ne gibi bir bilgilendirme de bulunabilirier, google araştırmaları dışında.

    Aslında ne sorulur, ne edilir bilmiyorum. Konu epey uzadı. Açma amacımı da bilmiyorum. Geçen sene ve ondan önceki sene buralarda sizden motor tavsiyesi alırken şimdi içimi döküyorum. Tuhaf. Yine de okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Sağlıcakla kalın.
    Geçmiş olsun.

    Biraz klişe olacak ama gerçekten hayatta çok daha fena çok daha beter şeyler var. Senin yaşadıkların kolaydır, zordur bunu en iyi sen bilirsin ama emin ol beterin bin beteri var.

    Eğer mümkünse halihazırda bildiğin bir ülkede devam etmeni tavsiye ederim. (Polonya veya Almanya gibi)

    Mutlaka ama mutlaka üniversite okuyup bitirmeni tavsiye ederim. Mesele sadece meslek sahibi olmak diploma almak vs değil. Üniversite yani adam gibi bir üniversite gerçekten insanın ufkunu açıyor.

    Sana bir örnek vereyim, adam 1985 doğumlu Gıda müh okuyor, Kimya Müh. çift anadal yapıyor ve aynı anda Atom fiziği üzerine y.lisans yapıyor. Dahası da var adam profesyonel sporcu (fitness)

    Bunu şundan ötürü söyledim, iyicene düşün taşın. Gerçekten yapmak istediğin şey ne? Elinden gelen şey ne?

    Mühendislik okumak zordur, eyvallah ama imkansız değildir. Polonya'da orta halli bir okulda biraz zorlanarak okur bitirirsin.

    http://www.urapcenter.org/2015/Engineering.php

    http://www.urapcenter.org/2015/field_ranking.php

    Uçak mühendisliği gibi özel bir alandan ziyade makine, inşaat vb daha genel bir bıranş seçmen daha mantıklı olabilir.

    Bunu okurken bir taraftan ilgin olan başka bir bölümü çift anadalile okuyabilirsin. Hiç olmadı iki yıllık açıköğretim okursun, örneğin marka iletişimi bölümü gibi:

    https://www.anadolu.edu.tr/acikogret...gretim-sistemi

    https://www.anadolu.edu.tr/acikogret...mlari-2-yillik


    Bütün bunları yapabilmen için kafanı toparlaman gerek. Eğer mümkünse mutlaka bir psikologa git. Elinde sihirli değnek yok ama en azından anlatır rahatlarsın. Yanlış bir şekilde düşünüyorsan (her şey kötü, herkes kötü vs vs) bu düşüncelerinin doğru olmadığını fark etmeni sağlayabilir.

    Kolay gelsin,

    Allah yardımcın olsun, işini rast getirsin.


1. sayfa 123 SonuncuSonuncu

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)