Baz istasyonu denilince akla gelen; GSM iletişiminin kapsama alanını genişletmek için bina çatılarına kurulan, 4 metre boyunda, iki çubuk antenle bir çanak antenden oluşan ve mikrodalga yayan cihazdır. Halk arasında yaydığı radyasyon ile bilinir. Baz istasyonları gerçekten zararlı mı? Peki, zararlıysa neden kuruluyor? Amaç sadece GSM şirketlerinin olayı ticarete dökmesi midir? Yoksa halk arasında dolaşan bilgisizlik sonucu bir durum mu? Gelin beraber inceleyelim.

Baz kelimesi İngilizce base (temel taban esas) kelimesinin Türkçe'ye geçmiş şeklidir. Baz istasyonu cep telefonu haberleşmesi için elektromanyetik sinyalleri yayınlayan veya alan bir anten ile bir radyo verici alıcısıdır. Baz istasyonları telefonla iletişimi sağlar. Her cep telefonu mutlaka bir verici ile iletişim halinde olmak zorundadır. Vericiler şimdiki teknolojik adıyla baz istasyonu olarak adlandırılır.
Baz istasyonlarının çeşitleri nelerdir dediğimizde, karşımıza şuanda kullanılan üç tür baz istasyonu çıkmaktadır.

a) Makroseller: Şehir dışlarında daha güçlü ama insanların yaşam alanlarından uzak.

b) Mikroselller: Şehir içlerinde nüfusun daha seyrek olduğu yerlerde kullanılır.

c) Pikoseller: Dar alanlar, sokaklar, tüneller gibi çok daha düşük şiddetlileri kullanılır.

Türkiye’nin cep telefonu pazarına girmesiyle baz istasyonu cennetine dönüşmesi çok çabuk oldu. Artık okul, hastane ve evlerin çatılarında gördüğümüz metal çubuklar sanki hep oradalarmış gibi garipsenmez hale geldi. Oysa baz istasyonlarının insan hayatı üzerindeki kalıcı zararları giderek artıyordu. İsterseniz Türkiye'nin baz istasyonları ile ilgili sürecine kısaca göz atalım.

Bazı çalışanlarına kanser teşhisi konulması üzerine Yargıtay'ın çatısındaki baz istasyonları kaldırıldı. Yargıtay Başkanlığı ile ‘’Aycell’’ firması arasında 2003'te imzalanan protokolle ana binanın 3 noktasına baz istasyonu yerleştirilmişti. İstasyonların, personel üzerinde olumsuz etki yarattığı iddiaları üzerine başkanlık harekete geçti. Odası baz istasyonuna yakın olan bir Yargıtay üyesine "ilik kanseri" teşhisi konulması üzerine, 26 Eylül'de 3 baz istasyonu söküldü.

Ordu Fatsa'da yaşayan ‘‘Osman Güvenalp’’, 3 Kasım 2004 tarihinde ilçede bir GSM operatörünün Yeni Kumru Caddesi'nde bir apartmanın terasına yaptığı baz istasyonunun kaldırılması için Fatsa Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açtı. Şikayeti görüşen Fatsa Asliye Hukuk Mahkemesi, 23 Kasım 2006 tarihinde, "Baz istasyonunun durdurulması, sökülmesi ve müdahalesinin önlenmesi şeklinde" karar aldı. (Bu kararla baz istasyonlarından rahatsız olan her vatandaşa bunlardan kurtulma yolunun açık olduğu gösterilmiş oldu.)

İki yönlü mobil ağ sisteminde yayın yapan baz istasyonları, birim yani hem sinyal alan hem sinyal veren iki antenden oluşan sistemdir. Her cep telefonu mutlaka bir verici ile iletişim halinde olmak zorundadır. Vericiler şimdiki teknolojik adı ile baz istasyonları olarak adlandırılırlar. Baz istasyonu bir televizyon vericisi gibi görünse de aynı sistemle çalışmaz. Bir baz istasyonu sekiz cep telefonu ile iletişim kurar çok daha fazlası devreye girdiğinde bu sefer baz istasyonu çekmiyor deriz.

Onun için baz istasyonları bir hücre sistemi şeklinde bal peteği gibi şehrin her yerine dağılmış olmalıdır ve şehrin her yerinde bulunmuş olması gerekmektedir. Bir tane baz istasyonunu alalım şehrin dışına koyalım hepsi orada yayın yapsın diyemeyiz. Böyle bir teknoloji dünyada yoktur. Cep telefonu frekansında ve bu kadar sık iletişim içinde baz istasyonu bunları yapamaz. Baz istasyonu küçük küçük şehrin her yerine dağılmış olmalı ve tabi ki binalarımızın üstünde de bulunmalıdır. 3G ile birlikte baz istasyonlarının sayısında artış hızlanmıştır.
Mikrodalga, Dalga boyu 0.1-100 cm - frekansı 0.3-300 gigahertz (Ghz) (10’ Hz=1 Ghz) olan elektromanyetik dalgalardır.

İstasyonlara kurulan anten görüntüsü şekildeki gibidir ve üzerlerinde MiniLinkler (alıcılar) mevcuttur. Bu alıcılar olmazsa görüşme yapamayız. Telefonun şebeke göstergesi tam dolu olabilir ancak konuşmamıza izin vermez. Baz istasyonları, GSM iletişimin kapsama alanını genişletmek için bina çatılarına kurulan, genellikle beyaz renkli ve kutu şeklinde, 4 metre boyunda, iki çubuk antenle bir çanak antenden oluşan ve mikrodalga yayan cihazlardır. Çubuk antenler mikrodalgaları toplayıp çanak antenlere verir ve bu dalgalar çanak anten aracılığıyla 16 farklı frekanstan ve UHF (Ultra-High Frequency) üzerinden yayınlanır.

Baz istasyonlarındaki antenlerin çıkış güçleri vardır. Antenlerin günlük mesafesi hesaplanırken bu çıkış güçleri hesaplanır ve ona göre yapılır. Sonuç olarak antenin güvenlik mesafesi belirlenir. Şekilde güvenlik mesafesi belli antenin basit çizimi vardır. Antenin günlük mesafesi (9.74m) içinde okul, ev, park bulundurulmamasına ve insan yaşamamasına dikkat edilir. Böyle olmazsa; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) bu istasyonları kurdurmaz hatta ceza verir.

Türkiye'de birçok baz istasyonunun kamu binalarında olduğunu hatırlatan Fırlarer, "Dünya Sağlık Örgütü'nün desteklediği Avrupa Komisyonu tarafından da benimsenen İyonlaştırmayan Işınımdan Korunma Kurumu (ICNIRP) tarafından belirlenen elektronik alan değeri 41 V/m iken Türkiye'deki baz istasyonları için bu değer 10 V/m olarak uygulanıyor. Baz istasyonlarının yaydığı elektronik manyetik dalgalar ise 10 V/m'nin çok altında." dedi. Baz istasyonu kurulmasına ilişkin onay veren Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK)'nun işi sıkı tuttuğunu ifade eden Fırlarer, belirlenen kriterlere uygun olmayan baz istasyonlarına güvenlik sertifikası verilmediğini dikkat çekildi.
Sonuç olarak baz istasyonlarının kurulumundan harcadığı enerji kontrolüne kadar ciddi bir denetim vardır.

Bir baz istasyonu sekiz adet cep telefonu ile iletişim kurar. Bundan daha fazla cep telefonu devreye girdiği zaman cep telefonumuz çekmiyor deriz. Bunun sebebi şudur: Baz istasyonunun kapasitesi belli sayıda vardır ve fazla telefon devreye girdiği an biz telefonumuzun çekmediğini telefonumuzda görürüz. Bu sebeplerden dolayı baz istasyonlarının hayatımızda fark etmesek de önemli yerleri vardır. Baz istasyonları küçük, küçük şehrin her yerine dağılmış olmalıdır ve tabi ki binalarımızın çevresinde de olacaktır. Baz istasyonlarının uluslararası ışıma standartları vardır. Bu standartlar yaydığı ışımaya bağlı olarak belirlenirler. Türkiye’de bu standart teknolojilinde gelişmesine bağlı olarak uluslararası değerlerine göre daha da aşağı indirilmiştir. Biz dünya standartlarına göre daha da şanslıyız, daha düşük ışıma değerleri bizde kabul edilmiştir ve bu değer 10(v/m) ‘dir.

Baz istasyonu, bugün için artık çok tehlikeli, zarar verici olmaktan çıkmıştır. Baz istasyonları, binaların tepesinde ise "Mum dibine ışık vermez." atasözünde olduğu gibi kendi dibine ışık vermez. Böylece, binanın içindekiler baz istasyonunun yaydığı ışınlardan etkilenmezler. Baz istasyonları dışarıya doğru 120 derecelik açı ile dar bir bantla ışıma yapar. Baz istasyonları, arkasına doğru da ışıma yapmaz. Bu durumda baz istasyonları artık zararlı olmaktan çıkmıştır.

Baz İstasyonları Kaldırılmalı mıdır?
Bu soruya kaldırılmalı diye cevap verip aynı zamanda cep telefonu kullanmamalıyız. Sonuç olarak eğer kaldırılmalı diyorsak sonucunda cep telefonu kullanamayacağımızı da bilmemiz gerekmektedir.