Doğru Kelime Doğru Yerde...mi acaba?
-
07 Haziran 2006, 22:33
#1
Günlük hayatımızda,arkadaşlar arasında,motosiklet sohbetleri yaparken,motosiklet teknik bilgileri ile ilgili bir çok terim kullanıyoruz.Ama hangilerini nerede,nasıl ve ne şekilde kullandığımızın bakalım farkındamıyız.
************************************************** ***********************
Vizör (isim Fransızca viseur ) : Kamera, fotoğraf ve dürbünde bulunan, görüntüyü tam sınırlarıyla kesmeden veya taşırmadan alabilmeyi sağlayan düzenek, bakaç.
Cam (isim Farsça c¥m ) : Soda veya potas katılmış silisli kumun ateşte eritilmesiyle yapılan sert, saydam ve çabuk kırılır cisim.
ÖRNEK:Kaskımın camı çizildi deriz.Ama yanlıştır.
************************************************** ************************
Motor (isim Farsça c¥m) : Herhangi bir enerjiyi mekanik enerjiye dönüştüren düzenek.Akaryakıtla işleyen deniz aracı.
Motosiklet (isim Fransızca motocyclette ) : Motor silindirinin hacmi 125 cm³ den büyük olan, iki tekerlekli motorlu taşıt, motor.
Motorcu : Deniz motoru işleten kimse.
ÖRNEK:Motorum arıza yaptı deriz.Ama yanlıştır.
************************************************** ***********************
Kaza (isim (kaza Arapça ®aø¥¢): Can veya mal kaybına, zararına neden olan kötü olay.
Düşmek : Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek. Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan aşağıya inmek. Yere devrilmek, yere serilmek.
ÖRNEK:Virajı alamayıp düşeriz,ama kaza yaptım deriz.
************************************************** ***********************
Kötü : İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, fena, iyi karşıtı. Zararlı, tehlikeli
Kalitesiz :Niteliksiz. Ayırt edici özelliği olmayan, basit, düz. Nitelik bakımından üstün olmayan.
ÖRNEK:Motosikletimizin parçaları kötü deriz.Ama yanlıştır.
************************************************** ***********************
Ürün : Doğadan elde edilen, üretilen yararlı şey, mahsul
Mal : Bir kimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü.
ÖRNEK:Buna bişi bulamadım
************************************************** ***********************
Aksesuar : Bir aletin, bir makinenin işlevine katılmayan ancak kendine özgü ayrı bir yararı bulunan alet, araç veya nesne.
Süs : Süslemeye, süslenmeye yarayan şey, bezek. Süsleme veya süslenme işi.
ÖRNEK:Motosikleti çok süslü olmuş deriz,ama aksesuarı fazladır.
************************************************** ***********************
İrtibat : Bağlantı. İki şey arasında ilişki sağlayan bağ.
İletişim : Duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılması, bildirişim, haberleşme, komünikasyon. Telefon, telgraf, televizyon, radyo vb. araçlardan yararlanarak yürütülen bilgi alışverişi, bildirişim, haberleşme, muhabere, komünikasyon.
ÖRNEK:Onunla irtibata geçeceğim deriz.Ama iletişim kurarız.
************************************************** ***********************
Lan (ünlem, kaba konuşmada ): Ulan
Lam (isim (lâm) Fransızca lame): Mikroskopta incelenecek maddelerin üzerine konulduğu dar, uzun cam parçası. Dar, çok ince metal parça.
ÖRNEK:Lannnnnn diye böğüreceğimize;yumuşatılmış LAM'ı tercih ederiz.
************************************************** ***********************
Malzeme : Gereç. Bir eserin hazırlanmasında yararlanılan bilgi ve kaynakların tamamı
Parça : Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey. Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime. Birkaçı bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturan şeylerin her biri.
ÖRNEK:Motosiklet üzerindeki her birşey,motosikleti meydana getiren parçalardır.Ama biz malzeme olduğunu söyleriz.
************************************************** ***********************
Aşk : Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, sevi
Tutku : İrade ve yargıları aşan güçlü bir coşku, ihtiras. Güçlü istek ve eğilimin yöneldiği amaç.
ÖRNEK:Motosiklet aşkı deriz,ama kız arkadaşımıza da sende tutkuluyum demeyiz.
************************************************** ***********************
Artçı : Arkadan gelen, sonra olan, öncü karşıtı. Yürüyüş durumunda bulunan bir askerî birliğin güvenliğini sağlamak için arkadan gelmek üzere bırakılan kıta, dümdar.
Yolcu : Yolculuğa çıkmış kimse.Yolculuğa çıkmaya hazırlanan kimse.
ÖRNEK:Arkamdaki yolcu(kişi) sağa sola hareket ediyordu deriz.Ama aslen artçımızdır.
************************************************** ***********************
Tekerlek : Merkezde bulunan ve bir eksenin çevresinde dönebilir çember, teker.
Lastik : Ayakkabı üzerine giyilen kauçuktan pabuç. Bir tür esnek örgü.Taşıtların jantlarına yerleştirilen, elastiki tekerlek bandajı.
ÖRNEK:Teker patladı deriz;ancak patlayan lastiktir.
************************************************** ***********************
Zincir : Birbirine geçmiş bir sıra metal halkadan oluşan bağ.
Zencir : ??? (Bir anlamı yok).
ÖRNEK:Bir insan zincire;zencir diyorsa zaten diyecek birşey yok
************************************************** ***********************
Egzoz : İçten yanmalı motorlarda yanan akaryakıtın gazı. Bu gazın atılmasını sağlayan düzen.
Eksoz : ??? (Bir anlamı yok)
ÖRNEK:Bu da çok karıştırılan bir kelime.Aslı egzoz!
************************************************** ***********************
Jant : Taşıtlarda, lastiklerin takıldığı tekerleğin çember biçimindeki bölümü, ispit
Cant: ??? (Bir anlamı yok)
ÖRNEK:Hahhh bak buna da diycek bişi yok yani.Bence ölsün;jant'a CANT diyen.
************************************************** ***********************
Öylesine bir araştırma yaptım.Çoğu kez dikkatimi çekmiştir bu tarz yanlış yazılan kelimeler.Umarım az da olsa aydınlatıcı olur.
Reklamlar
-
19 Haziran 2006, 20:25
#2
Abi saolya dünyaya yeniden gelmiş gibi hissettim.hey gidi günler heeyy
-
20 Haziran 2006, 00:05
#3
lan kanka manyak mısın nesin pardon LAM kanka kibar olsun
Korkarak yaşıyorsan yalnızca hayatı seyredersin
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
Bu Konudaki Etiketler