1978-ankara
emret komtanım!
bahsi geçen yılları özel olarak incelediğimizde ekstra kıymetli bir yönünü bulmak bir tarafa, bilakis dünyada küreselleşmenin, moderen emperyalizmin, endişeli şehirliliğin başladığı yıllara denk gelir.
o yılları özel kılan çocukluğumuzun oralara denk gelmesinden ibaret.
misal COQ yoldaşın neolitik dönemi özlemesiyle şimdilerde 30-40 arası olanların 80-90'ları özlemesi arasında teknik olarak bir fark yok.
açıkçası ne atari salonları çok özel ve harika mekanlardı, ne de dallas müthiş bir televizyon dizisiydi.
yalnızca dünyayla tanışmak heyecan vericiydi.
"biz büyüdük ve kirlendi dünya" parolası muhtemelen tarihin en başlarından beri insanlığın dilindedir
ibn-i haldun reis'in bilmemkaç yüzyıl önce dediği gibi;
nasıl ki şehirlerin ruhları varsa ve insanlar yaşadıkları şehirle kişisel bir etkileşime giriyorsa zamanın da
bir ruhu vardır.
çocukluğumuzun beşiği olması hasebiyle 80'ler - 90'lar [mutlak] ve evrensel olmasa bile bizim için toz pembedir.
bu arabeskçilere;
https://www.youtube.com/watch?v=yCAOtuZzKOw
bu popçulara;
https://www.youtube.com/watch?v=1OBZOcTv58I
bu da topçulara;
https://www.youtube.com/watch?v=aTkJ4EaEDAg