Lafın bana mı değil mi bilmiyorum ama anlatmak istediğimi daha net yazabilmek adına vesile olduğun için teşekkür ederim.Yazdığımda asla kötü veya art niyet olmadığını söyleyeyim; aksine iyi düşünerek kendim de dahil pek çok insanın yaptığını düşündüğüm bir fikri belirtmek istedim. Umarım böylece demeye çalıştığımı olduğu gibi anlatabilmişimdir.
Sana demedim genel olarak konuya dedim.BlackBaron adlı üyeden alıntı
Lafın bana mı değil mi bilmiyorum ama anlatmak istediğimi daha net yazabilmek adına vesile olduğun için teşekkür ederim.
Sn fisherking ve BlackBaron,
Kıymetli yorumlariniz için tesekkürler. Telefondan girdigim icin guzelim mesajlarıniza,müsait vakit güzelce bilgisayar aracılığıyla yanıt verecegim.
Sn jimpam,
'kardes sen ne diyorsun' derken, birşey demiyorum abi.
---------- Mesajlar birleştirildi - 18:19 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:41 ----------
Merhaba BlackBaron,İyi günler;
Ne faydası olur bilmem ama, ya Ibn-i Sinâ'dan ya da Lokman Hekim'den kaldığını zannettiğim bir sözü hatırlatmak istedim. Ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin. derim ben.
Hoşçakalın.
Maya meselesi, daha beş yaşındayken,elime tutuşturulan beş lira harclığı, misafirliğe gittiğimiz teyze evine ekmek alsın diye teyzenin bulabileceği bir kenara bırakan,sonra para buldum diyip, teyzeye veren bir çocuktum ben
Keyif alıyorum, yazdıklarımı okumaktan..
Merhaba fisherking,Merhaba,
İnanılmayacak olana inanmakta gizli olan ironi mi yoksa inançsızlık mı
Ya da kaçmakla güçlü olmak çelişkili değil mi ?
İnanılmayacak olana inanmak kesinlikle bir ironidir,insanlar-insanların onlara güvenmesini beklerler ,güvenilmeyecek birileri dahi olsalar. Bense, güvenilmemesi gereken birine dahi güvenme taraftarıyımdır,yaşantımda..Bir şansı hak etmeyen insan yoktur.
Ve birgün başka bir deli yada adını deliye vermiş bir velinin de bakacağı tutar kendi defterine, bir başka delinin hikayesini yaşarken belkide..
Evet der yaşanılmışlıklar gerçekten tiksindirir kimi zaman insanı.. ama bunlardan en azindan tiksinebilecek kadar insan oluşuyla avutur çok zaman kendini..
Insan der...
Susar...
Yaşadıkları geçer gözlerinin önünden ama artık bunlar icini bile acıtmaz.. kimi zaman midesi bulanır düşündükçe hepsi o kadar.
Belki aldatılmıştır ama kesin yaralanmıştır bir başka gözden her yürek ama zaten bunlar değilmidir kafadaki ilk contanın kaçırmaya başlama sebebi..
sokağa çıkıp içine içine bağıra çağıra dışına ses etmeden yürümeli hazır yağmur yağarken.. Şehrin ışığını bi kenarda tutup, kapalı olsada gökyüzü yıldızları görmeli bir gözümüz toprağa bu kadar yakınken.
buldum buldum
en temizi balkona çıkmalı bir sigara tellendirmek için
Ya da deli...
Yagmur yagarken su birikintilerinde ziplamayı sevmistir motorun üzerinde.. Hele de avucunun ici gibi her gün gectigi, çukurundan logar kapağına her metresini bildigi yollarda sürüyorsa... Her bir su birikintisine atlamak deliye hiç tehlikeli gelmez
Yagmur yagmaya devam ederken su birikintilerinde keyfe gelir 00.50 sinema cikislarinda, sol avucu yumruk yapar ve heyecanıni belli eder " yeaahhuuu" derken ve 'evvet' diye bagirirken , farkeder ki, takip ediliyordur. Normal insan gibi davranmak zorunda oldugunu fark eder ve eglencesi biter.. cipli artik takip etmiyordur , herkes mutludur, dünya mutlu..
Düşünmeye baslar kenara cektiginde,
Insan...derim bnde.. susar ve gulumserim ve tekrar insan... Derim es verip..
Insan için hersey, kaçmak için sebep yok. Bana dair ne varsa,hayata dair, haydi doğru eve !!!
Belki de deli , günün birinde güneşin tersten doğacağına, yağmurun alttan , yagacagina , gecenin gündüzden döneceğine , filmin sondan başlayacağına inanıyordur.
Inanmak istediklerinin aksine, bekledikleridir hayal kirikliklari.. Ve bu hikayede bir hayal kırıklığına daha yer yoktur.
Ah...Ahh.. dedirtiyor sabahlar yine !
Gökyüzü beni çağırıyor bugün yine.. Güneşini göstermeden,gizlemiş bulutların ardında,sür diyor..Yollar beni sana getirecek .. Bir aşk hikayesi bu , sonu belli,başı belli olmayan..Çizmeye çalışıyor,parmak ucları ile dokunarak klavyeye bu aşkı.. İki tekere sığdırabildiği kadar belki tüm hayatı..
Dinledikçe ve yudumlandıkça çay, okundukça ezber edildikçe kullanım kitapçıkları , kafa karıştırıyor, gittiği yollar.. Ardında bırakılan teker izlerini silmek için,tekrar geri dönüyor aynı yoldan ve sürdükçe artık başkalaşıyor..
Yapılan planlarını , sürmeye yönelik , teker teker gerçekleştirdikçe yaşadığı tatminsizliği ve bir dahaki sefere daha uzak yerlere sürüşleri istiyor..Aklıma bir hikaye geldi ! Kendimce, klavyeyle buluşturalım hadi onu , tam yeri !
Günün birinde, Bir müslüman hacca gitmek için para biriktirirmiş,tüm arkadaşları o müslümanın ne kadar çok hacca gitmek istediğini ve bunun için çalışıp,didinip, mücadele ettiğini görürmüş..Müslüman, günün birinde hacc için gereken parayı toparlamış ama hala üzgün,mutsuzmuş.. Arkadaşları sebebini sormuş.. Bak,yıllarca istediğin,dilediğin şey olan hacca gitmek için gereken parayı sonunda buldun ! Artık mutlu olmalısın,hacca gidebileceksin,demişler..
Adamcağız, demiş ki , evet..sonunda ömrüm boyu istediğim bir şey olan hacc için gereken parayı tamamladım..Ancak korkuyorum, hacca gidip döndüğümde amacsız kalmaktan korkuyorum..Ömrüm boyunca bir hedefim vardı ve artık onu gerçekleştirebilirim,peki ya döndüğümde ne olacak ?
işte burada herkes için ifade eden anlam farklılaşır.. Kim bu cümlelerden ne çıkartıyorsa, ona'dır..
Farkettim ki, yollar belki bu yüzden hiç bitmesin istiyorum.. Ulaşmanın hüznünün , hüzünsüzlüğü işte bundan ibaret !
Ah..ahh
Keyifli Pazar sürüşleri, kazasız belasız
bilinmezliklerin icerisinde yol alirken beden aslinda kayboluslara yenik dusmekten mi ibaret olmak zorunda yolculuklar.. her yolculuk yeni bir ogreti iken vazgecilenlerin kiymetsizligi uzerine tartisilir mi tartisilmaz.. peki ya insanlar , ben umursanmiyorsam umursamam..cunku bilirim kiymet verilmeyen bir seye sonradan kiymet verilse neye yarar..
o kadar çok şey biriktirmişim ki hayatta aslında herkes istemeden biriktirir de farkında olmaz
uzun şeyler yazdım da sonra sildim buradan... geriye dönük o kadar çok şey çağrıştırdı ki bana yazdıkların... teşekkürler
arap kızı çocuklukta söylenirdi ki bana hatırlattın çocukluğumu... ben eşimi ilk öpüşümde 6 yaşında bir kız çocuğu gördüm yüzünde...karar verdim evet aşklarımın bileşkesini buldum diye...
çocukluğumdan kalan misket (bilye de derlerdi ya hani)anılarım geldi aklıma da güldüm...hep kaybederdim misket oynamayı bırakmıştım epey bi zararla
öğrenciliğimden kalan dostlarım arkadaşlarım geldi aklıma... tebessümle...
barın tuvaletinde bir milyon kafayla kendimle konuştuğum zamanlar geldi...olum senden adam olmaz diyen iç ses tam şu anda askıda kaldı hava da...yıllar geçti de ben tutamadım...
beynimizde koyduğumuz kilitler geldi...artık büyüdük ya anahtarları uymayan...
ve nedense bir anda Ahmet Telli geldi...
ne güzel dökülmüş harfler klavyeyle beraber,çok teşekkürler. Kendimden izler buldum satırlarda,hüzünlendirdi.o kadar çok şey biriktirmişim ki hayatta aslında herkes istemeden biriktirir de farkında olmaz
uzun şeyler yazdım da sonra sildim buradan... geriye dönük o kadar çok şey çağrıştırdı ki bana yazdıkların... teşekkürler
arap kızı çocuklukta söylenirdi ki bana hatırlattın çocukluğumu... ben eşimi ilk öpüşümde 6 yaşında bir kız çocuğu gördüm yüzünde...karar verdim evet aşklarımın bileşkesini buldum diye...
çocukluğumdan kalan misket (bilye de derlerdi ya hani)anılarım geldi aklıma da güldüm...hep kaybederdim misket oynamayı bırakmıştım epey bi zararla
öğrenciliğimden kalan dostlarım arkadaşlarım geldi aklıma... tebessümle...
barın tuvaletinde bir milyon kafayla kendimle konuştuğum zamanlar geldi...olum senden adam olmaz diyen iç ses tam şu anda askıda kaldı hava da...yıllar geçti de ben tutamadım...
beynimizde koyduğumuz kilitler geldi...artık büyüdük ya anahtarları uymayan...
ve nedense bir anda Ahmet Telli geldi...
Bize göre değil bulmak için aramak. Bize yolda olmak gerek, sadece aramak gerek.
Gökyüzü beni çağırıyor bugün yine.. Güneşini göstermeden,gizlemiş bulutların ardında,sür diyor..Yollar beni sana getirecek .. Bir aşk hikayesi bu , sonu belli,başı belli olmayan..Çizmeye çalışıyor,parmak ucları ile dokunarak klavyeye bu aşkı.. İki tekere sığdırabildiği kadar belki tüm hayatı..
Dinledikçe ve yudumlandıkça çay, okundukça ezber edildikçe kullanım kitapçıkları , kafa karıştırıyor, gittiği yollar.. Ardında bırakılan teker izlerini silmek için,tekrar geri dönüyor aynı yoldan ve sürdükçe artık başkalaşıyor..
Yapılan planlarını , sürmeye yönelik , teker teker gerçekleştirdikçe yaşadığı tatminsizliği ve bir dahaki sefere daha uzak yerlere sürüşleri istiyor..Aklıma bir hikaye geldi ! Kendimce, klavyeyle buluşturalım hadi onu , tam yeri !
Günün birinde, Bir müslüman hacca gitmek için para biriktirirmiş,tüm arkadaşları o müslümanın ne kadar çok hacca gitmek istediğini ve bunun için çalışıp,didinip, mücadele ettiğini görürmüş..Müslüman, günün birinde hacc için gereken parayı toparlamış ama hala üzgün,mutsuzmuş.. Arkadaşları sebebini sormuş.. Bak,yıllarca istediğin,dilediğin şey olan hacca gitmek için gereken parayı sonunda buldun ! Artık mutlu olmalısın,hacca gidebileceksin,demişler..
Adamcağız, demiş ki , evet..sonunda ömrüm boyu istediğim bir şey olan hacc için gereken parayı tamamladım..Ancak korkuyorum, hacca gidip döndüğümde amacsız kalmaktan korkuyorum..Ömrüm boyunca bir hedefim vardı ve artık onu gerçekleştirebilirim,peki ya döndüğümde ne olacak ?
işte burada herkes için ifade eden anlam farklılaşır.. Kim bu cümlelerden ne çıkartıyorsa, ona'dır..
Farkettim ki, yollar belki bu yüzden hiç bitmesin istiyorum.. Ulaşmanın hüznünün , hüzünsüzlüğü işte bundan ibaret !
Ah..ahh
Keyifli Pazar sürüşleri, kazasız belasız
Şu an bu konu içerisinde 3 kullanıcı var. (0 üye ve 3 misafir)
