benim kalem uçu yiyen hatta karınça yiyen arkadaşlarım bile vardı.
gerçekten farklı bir nesilmişiz.
benim kalem uçu yiyen hatta karınça yiyen arkadaşlarım bile vardı.
gerçekten farklı bir nesilmişiz.
Bunların tadı yok şimdiki dual core 64 bit işlemcili canavarlarda
İlk göz ağrımız Atari 2600 Namı diğer Arap atarisi
Fazla söze gerek yok Commodore 64
Bu makina commodore ayarındaydı ama pek popüler sayılmaz şimdi kolleksiyonluk oldu (sinclair zx spectrum + Adı bile insana kendisini bilgisayar dahisi gibi hissettiriyordu)
Buda 80lerin sonunda tanıştığımız o kadar güzel grafiklerin o makinadan nasıl çıktığını hala anlamadığım Amiga 500
[COLOR="Blue"]Ne Kadar Yükseğe Çıkarsan, O kadar Yüksekten Düşersin. [/COLOR]
bir de keçi boynuzu vardı.
okul çıkışlarında kuruyemiş, leblebi tozu, keçi boynuzu satılırdı. leblebi tozu huni şeklindeki gazete kağıtlarına sarılır ve pipetle çekilirdi.
okulun karşısındaki kırtasiyede içinden abidik gubidik oyuncaklar çıkan sakızlar vardı. hergün bunlardan bir tane alınırdı.
kaayyymaaaaakkk diye bağırarak dolaşan seyyar arabalı dondurmacılar vardı.
yeni demir para çıktığında ziraat bankasına gidilerek eski paralar yenisiyle değiştirilmeye çalışılırdı.
lastik, alman lastiği gibi ip oyunları oynanırken kızlara sataşılıp eteklerinin altına bakılırdı. etekleri kaldırılıp kaçılırdı.
bmx bisiklet efsaneydi. bmx bisikletler bizim için araba gibiydi, gözümüz gibi bakılırdı. bisiklet tamircisine gidilmez, her türlü tamiri kendimiz yapardık. arka lastiğe veya ön lastiğe kola kutusu, koli kartonu gibi şeyler sıkıştırılarak motosiklet sesi çıkartılırdı.
don lastikleri sopalara bağlanarak silah yapılırdı.
belki hepiniz bilmez amai "patlangoç" vardı. kavak ağacının içi boşaltılarak iki ucuna defne tohumu tıkanır ve biri sopayla itilerek basınçla diğerinin mermi gibi fırlaması sağlanırdı.
kızlara hava atmak için bisiklet üzerinde her türlü cambazlık yapılırdı.
12 den sonra verilen kırmızı noktalı filmler heyecanla beklenirdi. tutti frutti efsaneydi. şaşkın şakın izlenirdi.
komşunun bahçesinden erik çalınırdı. yakalanmamak için koşa koşa kaçılırdı.
apartmanların bahçelerinde piknik yapılırdı.
denizden midye çıkartılıp ateş yakılır, teneke parçası üzerinde pişirilip ekmekle yenirdi.
denizde yüzerken kule yapılır, en üstteki suya atlar ve dibe çakılırdı
en açığa yüzen itibar görürdü
bir de trt1 de hayme diye bir çocuk vardı. bir çocuk dizisiydi, akülü arabaları vardı ve bunlara binerlerdi. bunun peşinden de tarım programları başlardı. adı atlı karınca mıydı neydi? hatırlayan var mı?
bunlar da benim hatırladıklarım...
cause suicide is painless / It brings on many changes / And I can take or leave it if I please, /
and you can do the same thing if you please
Walla lespaul sanki beynimdeki tıkalı bir damarı açtın. Hatırladım o diziyi. Belkide dünyadaki ilk ve son çocuk pembe dizisiydi. Zenci bir oğlan vardı zengin çocuğun akülü mercedesinde gözü kalırdı. Sonra nasıl oldu hatırlayamadım ama porsche akülü arabası olmuştu. Neydi beaa
Birde söylediğin gibi trt de (başka kanal varmış gibi ) Uyanık'la Kamber ağanın çiftçilikle ilgili bir dizisi vardı. Süne zararlısı, ağaç aşılama, traktör kullanma teknikleri konusunda bir çiftçi kadar bilgi sahibi olmuştum.
Sabahları Nevrton marka radyo açılır.Bir yandan okul için hazırlanırken bir yandan TRT Ankara radyosunda Çocuk korosu dinlenirdi (Ayrıca hafta sonunda tv de konserleri olurdu).
Horozumu kaçırdılar
Damdan dama uçurdular
Suyunada pilav pişirdiler
Gah bili bili bili bilide çil horozum kayboolduu.
Birde programlarda zırt pırt çıkan bir şarkı vardı hala bende şiddetli baş ağrısına yol açar.
Fikrimden geceler yatabilmirem
bu fikri başımdan atabilmirem diye giderdi.
Sonra türk filimlerinde yine bende aynı etkiyi oluşturan bir şarkı daha vardı.
Amaan bre deryalar kanlıca deryalar
Biz ne şanlıyııız deryalar
biz ne kanlııyız geryalar
İkimizde bir boydayız
biz delikanlıyıız (cüneyit arkının 80 sonrası çekilen dandik filimlerine çok olurdu bu)
[COLOR="Blue"]Ne Kadar Yükseğe Çıkarsan, O kadar Yüksekten Düşersin. [/COLOR]
akira, o çocuğun ailesine piyangodan para çıkıodu. öle aldılar akülü arabayı
bir de trt de kokteyl diye program vardı.
yeni şarkıları orda dinlerdik.
bandıra bandıra ye beni ne meşhur olmuştu yaa
cause suicide is painless / It brings on many changes / And I can take or leave it if I please, /
and you can do the same thing if you please
Televizyonda teknik aksaklık olunca şu müzik eşliğinde çiçek böcek manzaraları verilirdi.(heralde çocukluğumdan en aklımda kalan melodi budur )
http://www.hemenpaylas.com/download/...pherd.mp3.html
Daha sonraları yerini kanun çalan bir kız aldı (çokta güzel çalıyordu) trt de teknik aksaklıklar bitmediği için kendisini gün aşırı
Karaşimçekten önce çıkan Bir bayanın sunduğu bir program daha vardı aslında entellektüel, güzel bi programdı ama ben hiç sevmezdim (Karaşimşeğin çıkışını geciktiriyordu ya ondan)
[COLOR="Blue"]Ne Kadar Yükseğe Çıkarsan, O kadar Yüksekten Düşersin. [/COLOR]
yav ne diyim şimdi kalakaldım valla..
mahalle maçları zilleri çalıp kaçmalar, sonra yazın dut a dalamak yani ağaça çıkıp dut yemek daha neler nelerrrr
bayramlarda bi torpil parası ile 2- yada şanslıysak 3 torpil aşırmak
laz bakkal
harikaydı süperdi.. bu yazılarda kendini bulanlar herhalde lale devri çocukları şarkısını kendilerine yazılmış sanıyorlardı benim gibi ...
evet zamanız geçmiş. hala arkadaşlık dostluk gibi kavramları var sayıyoruz...
hep kankardeşlerimiz için sokakta bizden kalabalık olsalarda aşağı mahalle ile kavgaya tutşuyoruzda ....
artık öyle arkadaşlar yok :(
koluna taktığın kask kafanı korumaz
valla ben o zamanlar yoktum ama yinede sizin yorumlarınıza dayanarak yorum yapacak olursam o zamanlar hayat daha matrakmış...
güncelliyim dedim
çok güzel günlerdi ve o zamanlar hepimiz daha mutluyduk
motosiklet kullanmak şeytanla kumar oynamaya benzer ,hep sen kazanırsın ama o kazandığında oyun biter
Sokokta deli gibi top oynarken annemin balkondan çıkıp "hadi oğlum artık eve gel ezan okundu" demesi hala kulaklarımda...Ezan okunmasıyla eve girilmesi arasındaki bağlantıyı hala çözebilmiş değilim.
[I]Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa orada güneş batıyor demektir...[/I]
motosiklet kullanmak şeytanla kumar oynamaya benzer ,hep sen kazanırsın ama o kazandığında oyun biter
bide nedense öğlen yemek saatinde eve kosar, taze ekmegin içine sanayağ reçel vs. sürülüp koşa koşa maça devam edilirdi..elde ekmekle..ee nede olsa 3 korner 1 penaltı..
S&S
Yazan arkadaşı tebrik ediyorum. Voltran transformers yalan rüzgarı ve dallas da eklenebilir.
Alper dostum, sizde sokağı gürültüden inleterek tornete biner miydiniz?Her tur atıldığında mahalle sakinlerinden biri yarım saat fırça kayardı bize. Torneti bilmeyen arkadaşlara açıklıyım biraz; tornet kaykayın çok ilkel haliydi, tekerleri rulmandan olurdu dolayısıyla giderken muazzam ses çıkarırdı. Oturarak binerdiniz ve ön tekerleri bi tahta aracılığıyla ayaklarınızla yönlendirebilirdiniz.
[I]Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa orada güneş batıyor demektir...[/I]
Yaw kardeşim nerden aklına geldi bu başlığı açmak, şu an işi gücü bıraktım kendimi geçmişe attım, Alper beni aramasaydı konudan haberim olmıyacaktı, sağolasın be Alper, ben 1959 doğumluyum, yani bir insanın başından geçebilecek tüm evreleri yaşadım, 1969 da İstanbul Güngörene geldiğimizde ben ilkokula gidiyordum, topkapıdan Güngörene sadece 4 adet Ford Minibüs çalışırdı, onlara binmek bile lükstü, bir tanede belediye otobüsü çalışırdı onun markasıda bussing di her gün kesin yolda kalırdı, daha sonraları Vefa Lisesine gittim, evde elektrik yoktu, o zamanlar TV yayınlarıda yoktu, akşamları pilli radyodan arkası yarını dinlerdik, perşembe günleride radyo tiyatrosunu dinlerdik, tek zevkimiz buydu, sonra lise yıllarında okullara siyasi örgütler el atınca kardeş kavgası başladı, bu dönemlerde toplum polisi denen, bizimde fruko diye isim taktığımız beyaz kasklı polisler vardı, çok acımasız ve gaddarlardı, bizi haftada 2 sefer götürüp öldüresiye döverlerdi, çok arkadaşımız bu yüzden sakat kalmıştır, neyse bunlar acı hikayeler.Şimdiki gençler bunları örnek almalı. SAYGILAR
[COLOR="Red"][SIZE="2"][B]Dostlarım bana müslüm baba der.[/B][/SIZE][/COLOR]
Bilirim bilirim,sansaryan hanı,gayrettepeyi,Strapenteli dolmuşları,leyland otobüsleri,troleybüsleri,şemsipaşadan,sa lacak plajından denize girmeyi,modada sandal kiralayıp sefa yapışımızı,şehir içinde ki bostan ve meyva bahçelerini,Boğaz köprüsünün yapılışını.üsküdarda leğen dolusu lüfer tutuşumuzu-------------
Tercuman gazetesinin taksitle honda motor satışını.
Haydi hükümeti yıkalım yerine AVM yapalım.
Sapan helede tel sapanı unutmayalım....
[FONT="Times New Roman"][SIZE="2"][COLOR="Red"][B][I][U]Birol HALICI[/U][/I][/B][/COLOR][/SIZE][/FONT]
Sokakta çelik-çomak oynardık... çomakta çoğu zaman Hacer teyze'nin camını kırardı.
Sonra göz göze geldiğimiz hemen her kıza aşık olup onu uzaktan takip eder sonra da evinin önünde balkona çıkması için saatlerce otururduk bir kere daha görelim diye.
Ramazan akşamlarında arkadaşlar toplanıp güye aşık olduğumuz kızların evlerinin önünden geçerken koro halinde " çeşme başında üç kız yanyana" türküsünü söylerdik babaları yada abileri çıkıp bizi taşla kovalarlardı.
Eveeet biz bunları yaşadık arkadaşlığımız hat safhadaydı. İşin güzel yanı hala o günkü arkadaşlarım en canciğer arkadaşlarım. Şimdi hepimiz çoluk cocuğa kavuştuk. Geçtiğimiz günlerde hesab ettiik. O dört arkadaş aileleri ve çocukları ile toplam 20 kişi olmuşuz.
Şimdiki nesil ilerde 2000 li yılları nasıl anlatacak acaba.
Herhalde ... herhalde ( bizim zamanımızda p4 ler yeni çıkmıştı internet diye bişey vardı) diye başlar..
caddebostan plajından denize girmenin son yılları idi, 4E kadıköy erenköy otobüsünü 1 saat beklerdik, o sıra ethemefendi caddesi bu kadar yoğun kullanılmıyordu, bir de erenköydeki köşk bahçelerinin meyvalarını iştahla yemek vardı
sağol be kardeş.
"Kalkın ey ehl-i vatan" dediler. Kalktık... Onlar oturdu. Biz ayakta kaldık.
hey gidi günler heyy! telli arabalar turbo sakızları tank gibi videolar ITT shaplorenz pinokyo bisiklet polis radyosu
zengin veya fakir farketmez, apaçilik ya da ezik alt kültürün, motosiklet üzerinde hiç bir izahı ve bahanesi olamaz... ) (3 litre benzin koyuyorum bir hafta geziyorum diyen adamlardan ve motorlarından uzak durun)
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)