hey gidi o günler be nerde o eski istanbul nerde o eski insanlar ne güzel günlerdi bee
hey gidi o günler be nerde o eski istanbul nerde o eski insanlar ne güzel günlerdi bee
Acımadıki, acımadıki
Sosyal icerikli mesajlar cogunlukta
ama yine de en guzel zamanlar 80'lerdi, kim ne derse desin
ki ben o zamanlar kisa pantalonla dolasirdim
bu arada gecen sene de kisa pantalonla dolasmaya karar verdigimde, veletin teki annesi beni gosterip "anaa, ayi gibi bu" dedikten sonra vazgectim
<cocuk bu kadar kili bir yerde gormemis ki, ne yapsin>
Keeway Superlight 150 :cherry:
34 ED 0798 (namı-diğer "vın vın")
abi sen 80 lerde kalmışsın gel bu tarafaresssan adlı üyeden alıntı
abi nerde oturuyosun
Acımadıki, acımadıki
87 doğumluyum yorum yapamicam
milenyum çocuğuyum
Sonsuza kadar süren tek A$K motosiklet aşkıdır !
'TUĞBA OKAN EKİN' << 03.04.2007 >>
Istanbul / Rami (Eyup ile Gaziosmanpasa'nin birlestigi nokta diye tarif edeyim)
Keeway Superlight 150 :cherry:
34 ED 0798 (namı-diğer "vın vın")
ooofffffff offfffffffffffffffffffffff başka birşey demiyorum heleki şu son zamanlarda yaşlılık triplerine iyice girmişken dank etti birden terar...
O KASKI Hemen Kafana Geçir.......
80 lerde çocuk olmak, Şimdi büyük olmak
[COLOR="Blue"]Ne Kadar Yükseğe Çıkarsan, O kadar Yüksekten Düşersin. [/COLOR]
Paylaşıyım dedim
Bugün üniversite ögrencilerinin
çoğunluğunu 1986 doğumlular ve daha küçükler oluşturuyor. "Gençlik"
onlara
deniyor.
Onlar için Soğuk Savaş bir bilgisayar
oyunu.,
AIDS doğduklarından beri var.
CD doğduklarından beri var.
Michael Jackson onlar doğduğunda beyazdı.
Bülent Ersoy onlar doğduğunda kadındı...
Eski filmlerde Ajda Pekkan'ı görseler
tanımazlar.
Küçük Emrah'ı, Emrah'ın gayrımeşru oğlu
sanıyorlar.
Rıdvan Dilmen onlar için sadece bir TV spor
yorumcusu ve ona neden"şeytan" dendiğini bilmiyorlar.
Kenan Evren onlar için tonton bir ressam.
Onlar için "Çarli'nin Melekleri" ve
"Görevimiz Tehlike" sadece geçen senenin yeni vizyon filmleri.
Siyah beyaz bir bilgisayar ekranı
olabileceğini düşünemezler.
Pac-Man'i bilmezler.
Amiga ve Commodore 64'leri olmadi hiç.
Siyah beyaz bir televizyon olabileceğine
inanmazlar ve uzaktan kumanda olmadan nasıl kanal değiştirileceğini
bilmezler.
Balkonda hiç anten ayarı yapmadılar.
Sadece tek bir kanalın günde belirli
saatlerde yayın yaptığı dönemlerde dinozorların da yaşadığını
düşünürler.
Dallas'ı sadece NBA maçlarından bilirler.
Flamingo Yolu ise sadece bir bar adı
olabilir onlar için.
John Travolta'yı hep balık etli ve yuvarlak
hatlı olarak gördüler ve onun nasıl olup da bir dans ilahı olabildiğini
hayal bile edemezler.
Ve bizlerin de üniversitedeyken cep
telefonsuz nasıl yaşayabildiğimize akıl erdiremezler
Şimdi bakalim yaşlanıyor muyuz bir görelim.....
1. Yukarıda yazılanları anlıyor ve
gülümsüyorsun.
2. Artık dışarda geçirilen bir gecenin ardından öğleden sonraya kadar
uyumaya ihtiyacın var.
3. Arkadaşların bir bir evleniyor.
4. Küçük çocukların bilgisayarla nasıl çok rahat oynayabildiklerine her
zaman hayret ediyorsun.
5. Liseli gençlerin ellerinde cep telefonlarını görünce kafanı
sallıyorsun.
6. İsine her geçen gün daha çok bağlanıyorsun. Artık o senin hayatın.
7. Arkadaşlarınla hergün telefonda daha az vakit geçiriyorsun.
8. Zaman zaman arkadaşlarınla buluşup, beraber yaşadığınız komik anıları
tekrar tekrar anlatıp,eski güzel günleri yadediyorsun.
9. Bu maili okuduktan sonra bunu bazı arkadaşlarına forward etmeyi
düşünüyorsun. Onların da bunu beğeneceklerini biliyorsun.....
Evet kabul etsek de etmesek de hepimiz
yavaş
yavaş yaşlanıyoruz...
KAMP ADAMLARI
ense saçı uzatmak dar paçalı kot giymek benim cocukluk değil biraz daha gençlik yıllarımdı gerçekten güzeldi
GEL DEDİN, GELDİM, ABDURRAMAN ÇAVUŞ
Brejnev ve Reagan'ı unutmayalım. Makarios da vardı. Demirel, Özal, Ecevit ve Kenan Evren de.
oralet içerdik ya deli gibi
Düşündükçe aklıma hep sonradan geliyor: KAYKAY. Sabah akşam deli gibi kaykaya binerdik. Sokaklarda kaldırımlarda heryerde.
Çağ değişiyor;insanlar fiziksel özellikleriyle değil savunduklarıyla genç/yaşlı
oluyor.Korku içinde insanlar bu gençlik...Yaşlı aptallar tarafından yönetiliyorlar.
Onlar gibi olmaya zorlanıyorlar.Tıpkı kendilerinden öncekiler gibi,birşeyler
yapmaya hazırlar ama korkuyorlar.Kurtlar vadisi nesli diye çağırılıyolar.Kimse
onlara izleme demedi ki...Dejenere deniyor onlara;çiğneyeceklerini bile
bile niye tabular yarattınız onlara o zaman...Cahil deniyor onlara;ne
öğrettiniz onlara?
Savaş nesli olduklarından soğuk kanlılar artık;kaşarlanmışlar şiddetin hayattaki yeri konusunda...
Onlar bilmez mi zannediyorsunuz kimin çakal,kimin koyun olduğunu?
Çok mu memnunlar zannediyorsunuz kendilerine bırakılan mirastan?
Büyükleri bunu yapmamış,yapamamışken;onlar aptal mı değerlerini korumak için hayatlarından ödün versinler?
Kendinden öncekilerin pisliğini temizlemek zorundalar mı?
TRT'de çıkardı Cenk KORAY'ın sunduğu pazar programındaydı galiba, arada verirlerdi bu çizgi adamı: La linea'yı..
Puhuhahahahahahahha;
http://www.tv5.org/TV5Site/la_linea/index.php?numero=4
canavar olmuş hatıralar geldi aklıma , insan özlüyo çoçukluğunu
Bizim devlet idaresinde takip ettiğimiz prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutulmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz
M.Kemal ATATÜRK
Çok güzel link sağol
Yarışma deyince birde Pazar 86-87-88-89-90... diye giden bir yarışma serisi vardı, bilmem hatırladınızmı.
Tahta bir dolap üzerinde küçük kutular vardı (Yarışma kısmınıda Cenk Koray mı sunuyordu ne). telefonla katılırlar 34 numaralı kutu, ay hayır 16 numaralı kutu diye ikileme düşer bizde ekran başında salak salak izler heyecanlanırdık. Sonunda kutulardan da hep terlik, tava, masa örtüsü gibi basit hediyeler çıkardı. Şimdi yarışmalarda dikkat çekmek için yarı çıplak kızları çıkarıp, türlü şaklabanlıklar yapıyorlar, hediye olarak araba veriyorlar ama o zamanların tadını vermiyor nedense.
Haa birde o programların başında izlemeye yurdun çeşitli köşelerinden 5-6 lı gruplar gider, sunucuya Süzme bal, bir sepet elma, bir kasa kaysı kurusu gibi yöresel ürünler hediye ederlerdi
[COLOR="Blue"]Ne Kadar Yükseğe Çıkarsan, O kadar Yüksekten Düşersin. [/COLOR]
80'lerde çocuk olmanın romantizmi bir yana ama söylenecek çoook fazla şey var, neyse ki tüm olan biteni dillendiren şahane yazarlarımız var (az sayıda da olsa). Bu konu çoook derin yerlere gidebilir... Ama günümüz gençliğini de fazla suçlamamak lazım. Onların böyle olması istendi "neredeyse" bilinçli olarak. Neticede yine az sayıda da olsa kendini çok iyi yetiştirenler var aralarında. Ama ben yine de o yıllarda çocukluğumu yaşadığım için kendimi şanslı hissediyorum, bi o kadar da şanssız. Gerçi gününmüz dünyasının gençleri de genelde aynı durumda. Çinliler beddua edecekleri insana "Dilerim geçiş dönemlerinde yaşarsın" nevinden beddua ederlermiş, işte bizim 80 kuşağı çocukları 90'ların gençlerinin durumunu en güzel açıklayan şey... Fazla hızla değişti dünya. Ve biz hep o güzelim çocukluk günlerini özler olduk.
Easy Rider filminde der ki: "Özgürlük bir fahişe oldu ve hepimiz de rahat yolu seçtik" gençleri kınamamak gerek,galiba hepimizin başına gelen bu.
"Bir adamın makosenleriyle bir kilometre yürümeden onun hakkında karar verme." (Kızılderili Atasözü) - (Clint is Cloud)
Ben ille de modern talking diyorum,
Ondan sonra, omuzları üstünde kocaman "teyp"lerle dolaşan abiler
adisas "spor ayakkkabı" veya başka bir deyişle "lastik ayakkabı"
avatarımdan da 80'lere ne kadar özlem duydugumu anlayabilirsiniz.
duvarda Michael jackson posteri, "Hey" dergisi
Özallı yıllar ve dejenerasyon.
Çekiçle ezerek atari jetonu haline getirdigim 500 liralar
Aduuuuuket, aduuuuuuket
ama ille de Modern Talking
milliyetin verdiği red kit çizgi romanları ,
elvan gazozu,
trtdeki bay meraklı(sonradan paranın tadını alınça o da vestel white olarak adını değiştirdi. )cumartesiden cumartesiye programı
bunlar da yeni aklıma gelenler.
Rglad:biz de bazen jeton yerine tel sokarak oynardık.ya da uçuz bir atarı salonundan jeton alır kaliteli 6 düğmeli makinaları olan yere giderdik.
yani 80lerde ve 90ların başında çoçuk olan biri için baya bir dejenereymişiz.
bir de yeni nesile laf söyleriz
70 veya 60ları yaşayanlar 80leri beğenmiyor biz 2000leri(2006 yılında 24 yaşında olan biri olarak geriye bende birçok anı bırakaçağım )
2020 yılında bir forumda yazılaçak olanları düşündüm şimdi:
mırç ta optum eskiden vay be ne günlerdi......
nfs undergroundu hatırlıyor musunuz yollar parlıyordu modifiye yapılıyordu.........
kurtlar vadisinde polat alemdar vardı memati vardı .............
çin malı motorlar eskiden ne kadar uçuzdu ..........
türk telekom vardı foruma 2 mesaj atamadan bağlantım giderdi bir de dünya para verirdik ....gibi
nedense bunlar bana pek tat vermedi kimbilir belki ileride verir.
şu anda ilhan irem dinleyip googledan street fighter oyunu aratmak daha iyi geliyor.
bende 25.im ve her satırı geçmişe gidip gelerek okudum paylaşım için teşekkurler..
benimde ekleyeceklerim var;
1.A takımı seyretmek..feys mördak demek
2.okulda kızlar erkekler ayrılıp yakalamaç oynamak (bilmiyorum belki hala oynuyorlardır),misket yuvarlamak,
3.-"faul du"
-"hayır diiiildii"
-"seni öyretmene söölerim bak"
-"sööylee bende seni bida oynatmam" şeklinde son bulan teneffusler...
ve son olarak ben o silgilerin yenebildiğini bilmiyordum yaa.tuh atsaydım ağzıma biraz keşke...
keşke...
Virüs bulaştı bi kere.. Yapacak bişi yok tek çare 2 teker...
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)