Yani aslında hepimiz cennetteydik...tigermbz adlı üyeden alıntı
Sağolsun Adem bozmuş işi...
Mantıklı...
Bir kişinin cezasını milyarlarca insan çekiyoruz yahu....
Yemeseydi o elmayı biz cennette arp çalıp , raks ediyor olaccaktık..
Yani aslında hepimiz cennetteydik...
Sağolsun Adem bozmuş işi...
Mantıklı...
Bir kişinin cezasını milyarlarca insan çekiyoruz yahu....
Yemeseydi o elmayı biz cennette arp çalıp , raks ediyor olaccaktık..
Selamlar;
Bu konuya mesaj yazan,görüş bildiren herkezin bir odada toplanmış olduğunu varsayın..
Kapı çalınıyor,zile basılıyor...
Evet,evet kapının vurulduğunu duyduk. hakikaten kapı vuruluyor,kapı ziline basılıyor duyuyoruz işte..
Bu odadaki arkadaşlardan bazıları, kapının vurulmasını,zilin sesini duymaktan anlaşılanıda aşarak, bir kısım öngörülerde bulunmaya baslıyorlar;
bir grup diyorki;
''kapıyı çalan şöyle, şöyle bir kimsedir, böyle böyle bir özellikleri olan bir zattır,şunun için geldi"diyor ..
Biz, buna tasavvur etmek diyoruz.
Bir diğer grup ise,
''böyle bir kapı çalınmasında, aklın bunu tasavvur etmesine ihtiyacı yoktur.diyor
Akla düşen tek şey, kapının çalınmasıyla birlikte kapının arka tarafında birinin bulunduğunu tasdik etmektir; diyor
bir diğer grup ise;
''kapı çalınıyor fakat kim olduğunu belirleme anlama hususunu,
kapıyı çalarak kendini bize tanıttırmak isteyen zata bırakmak ve kapıyı açarak ne istediğini öğrenmek olacaktır.''diyor
Biz bunada anlama diyoruz.
bir diğer grup ise hayır ses falan yok kapıda çalınmıyor kimse yok diyor..
biz bunlarada hem fiziksel sağır hemde gönül kulakları sağır diyoruz..
vesselam..
senin inandığın masal aşağıda buyur izle
gerçekten inanıyor olamazsın . ağaç elma falan.
yani gerçekten bu mudur . cennette allahın yasakladığı elmayı yediği için mi dünyaya geldik .
buna gerçekten inanıyor musun ?
hiç mi aklın vicdanın ya bu biraz absürd saçma demiyor ?
ne elma'sı ne cenneti abi ne meleği ne şeytanı ?
ne elmaymış yese nolur a.q. dicem ağır kaçacak bu mudur yani .
madem adem havvadan geldik allahı bilen yanından gelen adem nasıl oldu da çocukları dinden imandan çıktı bu nasıl iş ?
kapıyı çalanın kim olduğunu bilmeden ALLAH tır diyenler müslümanlar .
Kapıyı kim çalmış bakalım diyenler : Rönesans devriminden geçmiş hristiyanlar .
Kapıyı biri çaldı mı ıspat edelim çaldıysa kim çalmış öğrenelim bilelim diyenler : Ateist medeni eğitimli ilim irfan sahibi beyinler .
---------- Mesajlar birleştirildi - 17:53 ---------- bir önceki mesaj zamanı 17:51 ----------
Aşağıdaki videoyuda zevk için koyuyorum
dinleyin hoşunuza gidebilir .
sovyet marşıyla başlıyor sonra güzel rus şarkıları var .
Ya lublu Rusyaaaaaaaaaaaaa
Konudan sapmışız. Konu ösocular. Peygamber zamanında (ki ne öyle birinin ne de isanın yaşadığına dair en ufak kanıt yok, neyse şimdi burası için fazla derin girmeyeyim en iyisi) belki ciğer falan söküp yamyamlık yapmamışlardır ama o dönemlerdeki savaşlarda idamın kafa kesilerek yapıldığı bilinen bir gerçek. Şimdi ösocular kafa keserken "hayır ama islam bu değilllllll" diyince kendimizle çelişmiş oluyoruz. Niye ? Bu adamlar "biz peygamberin sünnetini örnek alıyoruz" derlerse kusura bakmayın ama sizden tutarlı olurlar. Ha, 21. yüzyılda yaptıkları bu vahşilik resmen ...... çocukluğu oluyor ama yine sizden daha tutarlı oluyorlar. Kendimizle çelişmeyelim, tutarlı olalım, gerçekçi olalım.
Eğer bilimden söz edecek olursak en ufak bir çelişki bulamayacağız.
sebeplerin oluşumunda bir esas kural olan maddenin bir baslangıcının bulunması bugün tüm bilim dünyası tarafından
bilinip kabul edilmiştir.
Elektronlarin hareketi, çekirdek fiziğindeki sır,
devamli olarak radyasyon yayan güneşteki mükemmel işleyiş ve
termodinamik kanununun kainat çapındaki geçerliliği,
her şeyin bir sonu olacağına dair yıldızların ve güneşin parlaklılığının söneceğini yine bize bilimin verdiği mesajdir.
Sonu olan herşeyin bir başlangıcının olması tezini artık hiç bir bilim dinamiği reddetmiyor.
Ne var ki, madde ve olayları gerektiği gibi kavrayamayan bir kısım materyalistler,
maddenin ense köküne inen çözülüp dağılmayı, atomun karşısına dikilen tükenişi, anlam ve sonuçlarıyla kavrayabilecekleri güne kadar düşüncelerinde delilsiz olmalarına rağmen bazı kimseleri aldatmaya devam edeceklerdir.
çok yazacak izah edecek delilleri ile gösterilecek konu var fakat burada insanlar birbirine hakaret etmeye başlayınca yazılanlar ve emekde ziyan oluyor..emecon sen bilirsin geçen aydan izinliydin..
oyüzden konuya müdahil olup olmamak arasında tereddüt ettim.
keşke sürekli bilim yazıp çizsek zamansızlık ve herşeyin başlangıcına ulaşmakta kimsenin en ufak endişesi kalmayacak..
haklısın abi seni okudum ve şu an itibariyle tövbe ettim.
lakin ben HEADPHONE a tapıyorum .
geçen arkadaşa vahiy inmiş üstelik son din en son versyon .
seni de davet ediyorum bak hiçbirşey boşa değil bir yaratan var, düzen var. Yanlış yola sapma doğru yola gel HeadPhone a gel .
Külçe Altın dinine davet ediyorum seni geç olmadan doğru yolu bul bak yoktan var olmadın seni bi yaradan var sakın yanlışa düşme headphone a gel . komşunun kızına da hallenme sakın, headphone yapma diyor sakın haaaa.
vikipediada
argumentum ad hominem, kalıplaşmış bir Latince deyimdir. Bir argümanın reaksiyonun, belirli bir kişinin herhangi bir konudaki duruşu yerine şahsına yöneltilmesidir. yani argümanın içeriği ile ilglenmeyip argümanı yazana kişisel saldırı demektir.
Örneğin bir argümana cevap verirken, argümanı eleştirmekten ziyade, argümanı ortaya atan kişinin alakasız bir özelliğini gündeme getirerek fikirlerini çürütmeye çalışmaktır. Önerme yerine, önerme yapan kişi tartışma konusu edilerek iddialara karşı çıkmak suretiyle yapılır. Ad hominem, mantıksal bir safsata kabul edilir.
bu deyimin tam türkçesi olmamakla beraber nasılda uygun düşüyor yazdıklarınla..
bilimden eğitimden söz edeceksen delili olanı ispatı olanı paylaşın.kişisel düşüncelerine ve ait olduğun grup veya mekanlara davet etme lütfen yazılanlar kişiselleşmesin.. bir önceki mesajımdada ifade etmişim değilmi..hakaret vari yazılardan kaçınalım lütfen,rica ederim
Üzgünüm ama ne güneş ne de herhangi bir yıldız için "mükemmel" kelimesini kullanmak gerçeği saptırmak olur. Hidrojenini yiyip bitirip diğer ağır elementlerini yakmaya başlayınca kontrolsüzce genişleyip daha sonra da patlayan ve arkasında kara delik, nötron yıldızı pulsar vs. saçma sapan bir miras bırakan nesneler için mükemmel yerine "alabildiğine rastgele" tabirini kullanmak daha doğru olur.
Lawrence Krauss'un alttaki konuşmasını dinleyin. 30. dakikadan sonra bir evrenin rastgele kuantum dalgalanmalarından (yani hiçbir şeyden) oluşabileceğini söylüyor. Yoktan varolma. Tabii ki "hacı biz böyle karar verdik keh keh" demiyorlar, bilim soruları cevaplamak ve cevapları sorgulamak üzerine kurulu sonsuz bir döngüdür. Yani yaptıkları gözlemlerle ulaştıkları sonuçlar mutlaka denetleniyor; "sen öyle inanıyosan bağaaaa ne" demeyin diye yazıyorumZira bu işin inançla bir bağlantısı yok.
http://www.youtube.com/watch?v=EjaGktVQdNg Bu vesileyle ben de baştan sona bir kere daha seyretmiş oldum. Keşke buraya gelseler canlı dinlesek, soru sorsak.
inandığım şudur:senin inandığın aşağıda buyur izle
"yaratılış, akıl ve nefs sahibi bir yaratılan ve bunun imtihanı" üzerinden gidildiğinde her şey gayet mantıklıbismillah
Araf 11. Andolsun, sizi yarattık. Sonra size şekil verdik. Sonra da meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” dedik. İblis’ten başka hepsi saygı ile eğildiler. O, saygı ile eğilenlerden olmadı.
12. Allah, “Sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?” dedi. (O da) “Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın” dedi.
13. Allah, “Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamak haddine değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın” dedi.
14. Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) bana insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver.”
15. Allah da, “Sen süre verilenlerdensin” dedi.
16. Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım.”
17. “Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)ler bulamayacaksın.”
18. Allah, dedi ki: “Yerilmiş ve kovulmuş olarak çık oradan. Andolsun, onlardan sana kim uyarsa sizin, hepinizi cehenneme doldururum.”
19. “Ey Âdem! Sen ve eşin cennette kalın. Dilediğiniz yerden yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.”
20. Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı.”
21. “Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim” diye de onlara yemin etti.
22. Bu sûretle onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıklarında kendilerine avret yerleri göründü. Derhal üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rab’leri onlara, “Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?” diye seslendi.
23. Dediler ki: “Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.”
24. Allah, dedi ki: “Birbirinizin düşmanı olarak inin (oradan). Size yeryüzünde bir zamana kadar yerleşme ve yararlanma vardır.”
25. Allah, dedi ki: “Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan (mahşere) çıkarılacaksınız.”
bu kabuller yapılmadığında ise sanki kendisi haşa bir yaratıcıymışçasına onun adına düşünüp karar veriyor insanoğlu, diyor ki "niye bizi bu süretle yaratıp imtihana tabi tuttu?"
ah şu kibir...
Bismillah
Secde 7. O ki, yarattığı her şeyi güzel yaptı. İnsanı yaratmaya da çamurdan başladı.
8. Sonra onun neslini bir öz sudan, değersiz bir sudan yarattı.
9. Sonra onu şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrak duygularını yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
10. (Kâfirler dediler ki: ) “Biz toprakta yok olduktan sonra mı, biz mi yeniden yaratılacakmışız? Hayır, onlar Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler.
11. De ki: “Sizin için görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.”
12. Suçlular, Rablerinin huzurunda boyunlarını büküp, “Rabbimiz! (Gerçeği) gördük ve işittik. Artık şimdi bizi (dünyaya) döndür ki, salih amel işleyelim. Biz artık kesin olarak inanmaktayız” dedikleri vakit, (onları) bir görsen!
13. Eğer dileseydik, herkese hidayetini verirdik. Fakat benim, “Andolsun, cehennemi hem cinlerden hem de insanlardan dolduracağım” sözüm gerçekleşecektir.
teşekkür ederim yazdıklarınız aslında doğru şeyler. fakat bunların mükemmel olması ve işleyişinde hiç bir kusur olmamasıda yine 20.yüzyıl biliminin tesbitleridir.
Kıyamet ayetlerinde güneşin nasıl bir son bulmaya doğru gittiği anlatılmaktadır.tüm yıldızlar gibi Güneşde hidrojen atomunu yakıp enerjisini elde eder, böylece ısı ve ışık saçar. hidrojeni helyuma dönüştürme süreci, hidrojen atomunun bitmesiyle durur ve yıldızlar da ölür. Güneşde eğer başka bir etken olmazsa bile sırf bu sebeple öleceği kesindir. yıldızlar ölürken büyüklüklerine göre bilimin takmış olduğu isimlere göre kırmızı dev ,beyaz cüce veya karadelik aşamalarına geçerler.güneşin büyüklüğü sebebiyle önce kırmızı dev olması ve daha sonra söneceğini bilim teyit etmektedir.
Hac suresi 7. ayet
O saatin yaklaşarak gelmekte olduğuna şüphe yoktur. Ve Allah mezarlardakileri diriltecektir.
Ayrıca mükemmelliğe bilimsel açıdan bakılırsa;
evrenin yaratılışında saniyelerden ufak birimlerin bile çok önemli etkileri olmuştur.
Steven weinberg meşhur ilk Üç Dakika kitabının yazarıdır ve Evren’deki ilk dakikalardaki olan biten bütün
yaratılışlara onun şu sözleri de delil kabul edilmektedir.diyorki
"evrende ilk birkaç dakikada gerçekten de eşit sayıda parçacık ve karşıt parçacık oluşmuş olsaydı, sıcaklık
bir milyar derecenin altına düştüğünde, bunların tümü yok olur ve ışınım dışında hiçbir şey kalmazdı.
Bu olasılığa karşı çok iyi bir kanıt vardır..var olmamız.
parçacık ve karşı parçacıkların yok olmasının ardından şimdiki evrenin maddesini sağlamak üzere geriye
bir şeylerin kalabilmesi için, pozitronlardan biraz daha çok elektron, anti protonlardan biraz daha çok
proton ve anti nötronlardan biraz daha çok nötron var olmalıydı."
diyor. yani tüm bu olan bitenin tesadüfen olması ihtimali hiç yoktur diyor kısaca..
bunlar avrupalı bilim insanlarının 1900 lü yıllardan beri tesbit etmeye başladıkları bilimsel gerçekler.
birde bizim tarihi gerçeklerimize bakalım.
Tarih 13 nisan (Rumi 31 mart) 1909 meşhur 31 mart olayları bilirsiniz..hani aşırı uç kesimin mustafa kemal atatürke düşman olmasına sebep olan olaylar..
Derviş Vahdeti ve İttihad-ı Muhammed-i örgütünün yönlendirdiği binlerce insan, ellerinde silahlar, sopalar ve yeşil bayraklarla, meclis-i mebusan önünde susmaksızın bağırıyorlardı. "Gavur Meclis istemiyoruz!"
Niye "Gavur Meclis"ti?
Çünkü 23 ağustos 1908'te İstanbul'da çıkan ve 2500 evin yanmasına neden olan büyük yangını, Allah, Meşrutiyet ilanı üzerine Osmanlı'yı cezalandırmak için çıkarmıştı! Bu "Gavur Meclisi" kapatılmadan bu tür afetlerden kurtuluş yoktu..
Üstelik 1876 Anayasası'nın 35. maddesi meclisi feshetme yetkisini Padişah'a tanımıştı. Hükümetteki ittihat ve Terakki Cemiyeti bu maddeyi anayasadan çıkarmak istiyordu.Protestocular bu Anayasa değişikliğini masum Müslüman halka şöyle anlatıyordu;
"35. madde ne demek: 30 ramazan 5 de beş vakit namaz demek, ittihatçılar dinsiz oldukları için ramazanı ve namazı kaldırmak istiyor!" kısaca din elden gidiyordu.
"Gavurluk İstemeyiz Şeriat İsteriz" diye bağırıyorlardı .sonrasındaki çıkan katliamları bilirsiniz.
işte arap ülkelerinin büyük çoğunluğuda hala aynı kafadadır.
Suriye diyince , öso diyince insanın aklıma müslümanlığı sokanların eseri...
Her yaptıklarını islamiyete bağlayanların eseri...
Benimde aklıma suriye dediğin zaman ilk şeriat , müslümanlık gibi şeyler geliyor...
Daha ileriki yıllarda müslümanlık denilince kafa kesmeler , vahşilik gibi şeyler oturrulmaya çalışılıyor insanın aklına...
Tepkimiz zaten bunlara ve bunun gibi düşünenlere...
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
![[Turan] - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)](https://www.motosiklet.net/forum/customavatars/avatar65734_22.gif "[Turan] - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)"){kind=avatar}
