Usta o deli kadir dershane imparatoruna laf söylemiş gibi davranırken Atatürk'e resmen putlaştırılmış dedi.Youtube'da var.ilkerabi adlı üyeden alıntı
İşi gücü yok,yeni osmanlıcıyız deyip Ata'ya sallıyor.Atatürk'e mason diyor.Kafada bir tane fes.
Halbuki biliyor gerçek masonların Osmanlı içinde olduğunu ve Atatürk'ün 1935'te locaları kapattığını.Ama Don Kişot edasıyla hala sallıyor.
abi özür dileyerek alıntı yapıyor ve ekliyorum
tarihi geçmişte barbar olup olmadığımız konusunda yorum yapmıycağım
ama şimdiki türkiyede yaşayanlarda kesinlikle barbarlık mevcut
Bizim tarihçilerimiz , yazarlarımız işte bu.Takarız bi kulp atarız bi kenara.Kadir Mısıroğlu Atatürke giydirmiş deriz fırlatırız bi kenara.Kendi tarihçilerimize , düşünürlerimize ve yazarlarımıza itibar etmediğimizden işte halimiz ortada.Kendimizi dünyanın en barbar milleti sanıyoruz.Onlar sütten çıkmış ak kaşık.Dünyada köleleştirmedikleri millet , kan akıtmadıkları toprak kalmamış ama barbar olan biziz.Yakın tarihte kendi gözünüzle gördünüz.Bütün batılı ordular toplandı Irak'ı işgal etti.Havadan bombardımanla milyonlarca sivili katlettiler.Biz de televizyonlardan canlı izledik.Ama sizin gözünüze perde çekilmişse , gözünüzün önündekini göremez hale gelmişseniz , hala daha kendinizi barbar sanıyosanız biraz oturup kendinize çekidüzen vermeniz lazım.Biraz da kendi milli düşünürlerinize kulak vermeniz lazım.
Kadir Mısırlıoğlu anti atatürkçü dediniz attınız bi kenara.Ee kimi dinliycez.Karnından geviş getiriyomuş gibi konuşan İlber Ortaylı'yı mı dinliycez?Adam Osmanlı'ya küfür mü ediyo , iltifat mı ediyo bi anlayabilsem dinliycem ama neyse....
Yoksa Şişe dibi gözlüklü Bardakçıyla , gerizekalı kız Pelin Batu'dan mı dinliycez tarihimizi?Ulusalcıları dinlemeye kalksak zaten çoktan ölmüşüz.Adamın ruhu kararıyo.Bi zamanlar ateistliği ispatlarıyla çürüttüğünü iddia eden ve gençlerin elinde düşürmediği kitaplarıyla bir nesile kendini ispatlamış Adnan hoca şimdilerde çıkmış televizyonlara fahişe oynatıyo.Ak sakallı dedemiz Evrenesoğlu kendini peygamber ilan etti.Fethullah Hocamız amerikadan gelmiyo, gözümüz yollarda , hasret kaldık.Cübbeli Fethullah'a bi kükredi , kendini hapiste buldu.Çıkar çıkmaz da kendini Uludağ'da 5 yıldızlı otele attı.O da akıllanmaz.Memleketin haline bak arkadaş.Herkes kafayı yemiş.
Ağlanacak halimize gülelim deyip Levent Kırcayı dinleyelim desek , adam Türk bayrağı asan kişiyi provakasyon yapıyosun deyip bayrağı indirten polisin skecini yaptı , Tayyip kanalı tehdit etti.Ya o programı yayından kaldırırsınız ya da lisansınızı iptal ederiz diye.Atatürkçüler de birbirine giriyo artık.Levent Kırca Fatih Altaylı'ya gel sana işçi partisi rozeti takayım diyo , o da sana takmışlar sen bana niye takmaya uğraşıyosun diyo.Ben salak mıyım diyo , Levent Kırca'da evet salaksın diyo.Toplum olarak keçileri kaçırdık sonunda :
Vay barbar bati vay!!!!
Irak'a girip neler neler yapmislar.
Bu barbar batililar
Irak'a ilk girdiklerinde seksenli yillarin sonuydu.
O zaman bizim basbakan Turgut Özal,
Bir koyup,
üç alacağız diye sevinç çığlıkları atıyordu.
Neticede üçün birini aldık.
Barbar bati Irak'a ikinci kez girdiginde 2002 ya da 2003 yillariydi.
Akp iktidardaydi.
Vahsi ve barbar bati,
Biz Irak'a guneyden girersek is uzar,kuzeyden,
Turkiye'den girelim diye izin istediler.
Tezkere meclise geldi.
O zamanlar demekki akp de bile onurlu adamlar varmis.
1 Martta tezkere rededildi.
Tayyip küplere bindi.
Tezkereyi meclise tekrar getirdi.
Maalesef akp milletvekilleri o onurlu duruşu tekrar sergileyemediler.
Tezkere kabul edildi.
Kisacasi,
Su son on yilda,
Incirlikten kalkan ucaklar Irak,
Izmirden kalkan ucaklar Misir ve Libya'yi kan gölüne çevirdi.
Biz medeni Türkler simdi de Suriye ile ugrasiyoruz.
murat bardakçıya laf atan arkadaş acaba murat bardakçının programını izlemiş mi hiç çok merak ediyorum
adam her programında konuştu her kelimeyi destekleyecek bir osmanlı arşiv belgesini göstererek konuşuyor
sizin milli dediğiniz ne idüğü belirsiz yazarlar gibi bir tarafından sallamıyor
bu arada bu milli yazar muhabbetide kafamı çok kurcalıyor
neye göre kime göre
ulen her 5 yılda bir bi tane böyle ...... çıkıyor
o dönem iktidarı ne ise bütün resmi tarihimiz
"meğer eski tarihçiler yanılmış aslında asıl tarihimiz budur" deyip
iktidarın lehine bir tarih uyduruyorlar
sonra bu tarihçi müsveddelerine milli damgası yapıştırılıyor
bir zamanlar Ahmet MARANKİ diye bir adam türedi
neymiş profesör doktor
bitki bilimi ile uğraşıyor
soruyorsun herkes bitki profesörü diyor
ulen herif iktisat profesörü
alman bir botanikçinin kitabını türkçeye çevirdi
kendi yazmış gibi yayınladı
bari düzgün çevir be adam
kitabın sadece giriş kısmı hipokratın temel bilgi yazısının türkçeye çevrilmişi
adam onu bile ben yazdım diye bizim aziz nesine göre %60 olan milletimize yutturdu
geri kalan %40 ise acaba demeye başladı
bırakın efendiler işkembeden sallamayı herkes ne işle uğraşıyorsa o işi yapsın
belgesiz konuşmayın boşuna
yoksa sallamayın demekten artık bıktım
Değerli arkadaşlar aşağıda okuyacağınız bölüm ! , yakın geçmişimizi unutan , arkadaşlarımıza ithafen "Alıntılanmıştır , lütfen sonuna kadar okuyalım. !!!.
Arapların Türklere Yaptığı Katliamlar ve İhanetler --------------------------------------------------------------
1916 yılının Şubat ayında tarihi Erzurum Kalesi düşmanın sürpriz bir saldırısıyla düştüğünde, bu durumun Osmanlı ordusundaki Arap subaylarının Çarlık Rusyası'nın komutanlarına verdiği bilgiler sayesinde gerçekleştiği anlaşıldı. (Osman Özsoy, Saltanattan Cumhuriyete Kurtuluş Savaşı, s.19)
Emir Hüseyin'in oğlu Faysal, Araplara şu bildiriyi yayımlar: "...Uyanınız! Elele vererek, Osmanlı saltanatını yıkma zamanı geldi." (Fahri Belen, 20. Yüzyılda Osmanlı Devleti, s.330)
Emir Faysal'ın 11 Ağustos 1919 günlü mektubu: "Bütün Müslümanların gözleri İngiltere'ye dikilmiştir. Türk-Müslüman İmparatorluğu'nun yıkılmasında asıl kuvvet olan Araplar, şimdi ödüllerinin ne olacağını bilmek istiyorlar." (Erol Ulubelen, İngiliz Gizli Belgelerinde Türkiye, s.118)
Mekke Emiri Hüseyin, 11 Mart 1917'de Bağdat'ı ele geçiren General Mod'a, "Bağdat'ı Turanilerden(Türklerden) kurtardığı için Allah'a şükrettiğini, İngilizlerin başarılarına duacı olduğunu" bildirecektir. (Fahri Belen, 20. Yüzyılda Osmanlı Devleti, s.303-304)
??Her kim Türk?lerden baş getirirse yüz dirhem vereceğim. İmdi müslümanlar bir bir Türk?lerin başını kesip getirip 100 dirhemi aldılar.Ve Türk?leri dağıtıp hesapsız kırdılar ve mübaleğa ile mal ve ganimet alıp yine dönüp Merv?e geldiler.?? (Tarih-i Taberi / Cilt 3/ Syf-343)
??Yaz gelince Kuteybe Horasan şehirlerine nameler gönderip asker topladı. Sonra göçüp Talkan?a vardı. Şehrek ki Talkan meliki idi. Neyzekle müttefik idi. Kuteybe?nin geldiğini işitince kaçtı. Kuteybe Talkan?a girdiği vakit hükmetti ki ahalisini kılıçtan geçireler. Ne kadar kırabilirlerse kıralar. Bunun üzerine Kuteybe?nin askeri orada hesapsız adam öldürdü.?? (Tarih-i Taberi / Cilt 3/ Syf-343)
??Kuteybe dedi: -Vallahi eğer benim ömrümden üç söz söyleyecek kadar zaman kalmış olsa bunu derim ki (Uktülühü uktülühü uktülühü). (Hepsini öldürün, hepsini öldürün, hepsini öldürün) Bunun üzerine Neyzek?i ve iki kardeşi oğulları ki biri Sol ve biri Osman?dır. Ve yine o kendisi ile mahsur olanların hepsini öldürdüler. hepsi 700 adam idi. Buyurdu başlarını kesip Haccac?a gönderdiler.(Tarih-i Taberi / Cilt 3/ Syf-347)
??Rivayet ederler ki 4 fersenk yol iki taraftan muttasıl ceviz ağacı dallarına adamlar asılmış idi. Oradan göçtü. Mervalarüd?e kondu. Oradaki melik kaçtı. Kuteybe onun da iki oğlunu tuttukta kalan şehrin beyleri itaat edip istikbale geldiler.?? (Tarih-i Taberi / Cilt 3/ Syf-344)
??Ganimet malının beşte birini Haccac'a gönderip semerkant'ın fethini de ilan etti. haccac da bu haberi işitip sevindi. kuteybe tekrar Merv'e döndü. kardeşi abdullah'ı semerkant'a emir yaptı. askerlerinin bir miktarını onun yanında bıraktı ve lgereği kadar harp aleti verip, abdullah'a dedi: kafirlerden ( ki Türkler oluyor) hiç kimseyi semerkant'a girmeye bırakma, ancak eline bir parça balçık ver ve o balçığın üzerine mühür vur.?? (Tarih-i Taberi / Cilt 3/ sayfa 33)
??Bu harblerden birinde, et-Taberi'nin bütün tafsilatı ile anlattığına göre, bir defasında Abdurrahman b. Müslim, Kuteybe'ye, 4000 esirle gelmişti. Kuteybe, Abdurrahman'ın böyle kalabalık Türk esirleri ile geldiğini görünce hemen tahtının çıkarılmasını ve bir meydana kurulmasını istedi. Tahtının üzerine mağruru bir eda ile oturan Kuteybe, bu Türk esirlerinden bin tanesini sağına, bin tanesini soluna, bin tanesini arkasına ve bin tanesinide önüne dizilmelerini söylemiş ve sonrada Arap askerlerine dönerek yalın kılıç bu Türklerin kafalarının koparılmasını emretmiştir. Cebbar, zorba, insafsız Arap komutanının etrafının bir anda bu Türklerin kafa kol ve gövdeleri ile bir kan gölü haline geldiğinden hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. Bu harblerde öldürülen Türklerin haddi hesabı yoktu. Nitekim bu vahşetten adeta gururlanan bir Arap şairi Kaah el-Aşkari şöyle haykırmıştır,
?Kazah ve Facfac önlerinde korkudan birbirlerine sarılmış zavallı Türkleri öldürdüğünüz geceleri hele bir hatırlayınız.
Herkesi kılıçtan geçirdiniz. Sadece ata dahi binmeyecek yaşta küçük çocuklar kaldı. Binenlerde o hırçın atların sırtında sanki bir yük gibiydiler??. (Ziya Kitapçı, İslam Tarihi ve Türkler, Sayfa 314)
"... 57. Alay 180 yükseltili tepeyi, 27. Alay da Kırmızı Sırt'ın büyük bölümünü geri aldı. Ama sol kanattan haber gelmiyordu. Buraya yollanan 77. Arap Alayının, 27. Alayın soldaki taburuyla birlikte düşmanı denize doğru sıkıştırıyor olması gerekmekteydi. Anzakların denize süpürülmesini bu baskı sağlayacaktı. M. Kemal cepheyi siper siper denetleyip askerinin ateş altındaki durumunu inceleyerek, gün doğarken Kocedere'ye gelecek, çok üzücü, çok şaşırtıcı bir olayla karşılaşacaktı. Çanakkale'de bir daha yaşanmayacak bir olayla...
Gün ağarıyordu... Telefon bağlanmadan, 77. Alayın 1. Tabur Komutanı Binbaşı Hacı Mehmet Emin Bey geldi. Gözleri ağlamış gibi kıpkırmızıydı.
-"Efendim" dedi, "... Utanç içindeyim. Ne yazık ki, alayımız çil yavrusu gibi dağılarak savaş alanından kaçmıştır..."
- "Ne diyorsunuz?"
-"... Alay komutanını bulamadım. Sizin buraya geldiğinizi duyunca bilgi sunmak için koşup geldim."
Mustafa Kemal bu dürüst askeri Trablus'ta sömürgeci İtalyanlarla savaştıkları günlerden tanıyordu. Yanında kol komutanlığı yapmıştı. Gece sol yandan neden bilgi gelmediği, Anzakların niçin denize sürülemediği anlaşıldı. Savaş alanından kaçmak, bağışlanabilir suç değildi. Hacı Mehmet Emin Bey'e, "Alayı Kocadere'nin batısında toplayınız..." dedi, "...Yine kaçan olursa vurunuz!"
...
Arap askerlerinin bazı halleri, tavırları, alışkanlıkları, tümende bulunan Türk askerlerini şaşırta gelmişti... Ama en çok da bu adamların çoğunun silah arkadaşlarını ateş altında bırakıp kaçmalarına şaştılar. Bambaşka bir milletin ve çok farklı bir toprağın çocukları olduklarını yaşaya yaşaya her gün biraz daha iyi ve derinden anlamaktaydılar"
(Age, s:296-297 / Age, 4. Bölüm 75, 76 ve 77 nolu dipnotlar, s:623. Turgut Özakman söz konusu dipnotları M. Kemal, Fahrettin Altay, Şefik Aker, İzzettin Çalışlar gibi Çanakkale Savaşlarında görev alan komutanların resmi raporlarına ve adı geçenlerin anı ve müşahedelerine dayanarak hazırlamıştır.)
??Sultan Mehmet Reşat, bir yandan Türk Ordusunu harekete geçirirken, diğer yandan da Halifelik sıfatını kullanarak 11 Kasım 1914?te ?Cihad-ı Mukaddes? (Kutsal Savaş)?i ilan etmek suretiyle, ortak düşmana karşı İslâm âlemini birlikte savaşa katılmaya çağırmıştı. Ancak Mekke Emiri Şerif Hüseyin, Hicaz?da kutsal savaşa razı olmamıştı. Şerif Hüseyin?in esas gayesi, Arapların Kralı olmak ve Halifeliği ele geçirmekti. Kahire?deki İngiliz Genel Valisi Sir Henry McMahon ile Şerif Hüseyin arasında Temmuz 1915 ayı içerisinde yapılan ilk pazarlıkta, kurulması tasarlanan Arap İmparatorluğu sınırının; Kuzey?de Mersin, Adana, Birecik-Urfa-Mardin dâhil, İran sınırına kadar, Doğuda, Basra Körfezi, Güneyde, Aden üssü hariç Hint Okyanusu kıyısı, batıda ise Kızıldeniz-Akdeniz (Mersin?e kadar) kıyılarını kapsayacak şekilde olması görüşülmüştü.??
(Hicaz, Asir, Yemen Cephesi ve Libya Harekâtı (1914?1918), Birinci Dünya Harbinde Türk Tarihi VI nci Cilt Gnkur. ATASE Bşk.lığı Askeri Tarih Yayınları, Seri No: 3, Ankara, Gnkur. Basım Evi, 1978, s. 151?152)
Türk Ordusunun Eylül 1918 ayı içerisinde Tafas çekilme harekâtında Lawrence, kinini ve öfkesini kontrol edemez haldeydi. Artık Türkleri hiçbir şeyin kurtaramayacağını biliyordu. Bütün benliği ile kendini o kanlı katliama vermişti. Korkunç çığlıklar atıyordu. Deli gibi bağırıyordu. Süngülü bir Türk erinin yüzüne ateş etti ve yere yığılan ölüyü atına çiğnetti. Arap askerleri, Lawrence?ın kışkırtmasıyla Dera da terkedilmiş bulunan bir hasta trenindeki bütün yaralı ve hasta Türkleri merhametsizce öldürmüşlerdir. (A.g.e. ; s.173 - Willy Bourgeois; Çeviren Nusret Kuruoğlu, Lawrence, İstanbul, 1967, s. 135?136)
Türk Ordusu, Dera ve Şam istikametinde kuzeye doğru çekilirken Dera Tafas köyü civarında Lawrence, yanında bulunan Arap birliklerine; ??Savaşçılar! İçinizde en iyisi, en çok Türk öldürecek olandır. Esir almayacaksınız. Teslim olmak isteyeni öldüreceksiniz. Hepsini öldürün! Hepsini öldürün!? demiş, bunun üzerine Arap kumandanlarından olan Tallal, Auda ve Nasır?da bedevi askerlerine aynı şekilde ?Esir almak yok! Bütün Türkleri öldüreceğiz!? komutunu vermiş ve uygulamışlardır. Ayrıca Tallal, çekilen Türk askerlerini takip ederken yolda halsiz bir şekilde uzanan ?su? Su?? diyen bir Türk askerinin başına ateş ederek onları öldürmüş, yol boyunca gücü tükenmiş diğer Türk askerlerini de adamları ile birlikte insafsızca katletmiştir. (Matthew Eden; Çeviren Kemal Kutlu, Casus Lawrence?ın öldürülmesi, Bayrak Yayınları, Çağaloğlu / İstanbul, 1991, s. 170)
Arap Kuzey Ordusu?nun karşısında bulunan Cemal Paşa komutasındaki 4ncüTürk Ordusu da, Dera?dan kuzeye Şam?a doğru çekilmeye başlamıştır. Araplar; yol boyunca çekilen ve bitap düşen Türk askerlerine Lawrence?ın de kışkırtması ile insafsızca saldırıyor, onları arkadan hançerliyordu. (Hicaz, Asir, Yemen Cephesi ve Libya Harekâtı (1914?1918),Birinci Dünya Harbinde Türk Tarihi, VI nci Cilt Gnkur. ATASE Bşk.lığı Askeri Tarih Yayınları, Seri No: 3, Ankara, Gnkur. Basım Evi, 1978, s. 367)
??Haçlılar Suriye?ye gelince Türklere karşı Mısırlılarla birleşmekte tereddüt etmediler. Haçlı ordusu Antakya?da Türklere saldırdığı sırada, Mısır ordusu da yine aynı Türklerden Kudüs şehrini zaptediyordu. Nihayet Türkler yenilip Antakya da alınınca, Haçlılar sevinçle Mısırlıların üzerine yürüdüler ve (Beyt-i Mukaddes)i ellerinden aldılar.?? (Haçlılar tarihinin son büyük uzmanı Fransız tarihçi Rene Grousset, Bilan de l?historia adlı eseri, 1946 Paris baskısı, sayfa 214 ? Aktaran: İsmail Hami DANIŞMENT- 1979 yılında İstanbul?da basılan Tarihi Hakikatler kitabı-Sayfa:377-378-379-380-381-382-383-384-385)
Fatimi Halifesi (Elmüstali Billah Ebu-l Kasım Ahmed)in Türklere karşı Haçlılarla birleşmeye neden gerek görmüş olduğunu Miladin 1097 olaylarından söz ederken işte söyle anlatır: ?Fatimiler kendi hakimiyet sahalarında ve özellikle Suriye?de Türklerin ne kadar ilerlemiş olduklarını görerek nihayet bu akını durdurmaya karar verdiler. Musta?li o tarihten bir yıl önce Afdal?in komutasında büyük kuvvetler gönderip Haçlılar Türklerle savaştığı sırada onların da Türk fütuhatçılarına saldırmalarını emretti.? (18. yüzyıl Fransız tarihçilerinden profesör Mailly, L?esprit de Croisades adlı eseri, 1780 Paris baskısının 4. cildinin 116.sayfası ? Aktaran: İsmail Hami DANIŞMENT- 1979 yılında İstanbul?da basılan Tarihi Hakikatler kitabı-Sayfa:377-378-379-380-381-382-383-384-385)
Bu müthiş kin ve garezin feci tezahürleri Arap-Haçlı birleşmelerine münhasır kalmamış, Haçlıların Antakya önlerindeki ünlü yamyamlıkları Arapları sevindirmiştir! Açlıktan muzdarip olan Haçlıların Arap yardımlarından önce Türk şehitlerini mezarlarından çıkarıp pişirerek kebap gibi yedikleri, tarihin daima korku ve lanetle anacağı bir vahşet hatırasıdır. Bir gün binbeşyüz şehit cesedi birden çıkarılmış ve bunlardan üçyüzünün mübarek başları kesilerek Mısır?daki ?Halife-i İslam?ın haçlı ordugahında Türklere karşı birleşme yapmaya gelen hayasız elçilerine gösterilmiştir. Ünlü haçlı tarihçisi Guillaume de Tyr, Historia de Rebus gestis in partibus transmarinis adlı Latince tarihinin onüçüncü yüzyıl Fransızca çevirisinin 1879 Paris baskısının birinci cildinin 165. sayfasında Arap elçilerinin bu görüntü karşısındaki halini şöyle anlatır: ?Mısır halifesinin elçileri henüz oradan hareket etmemişlerdi. Bu manzarayı görünce, düşmanlarının(=Türklerin) ölmüş olmasından dolayı çok sevindiler...? ?Bütün cenazeler bir çukura atıldı ve kesik başlar da sayılıp ne kadar oldukları bilinmek üzere ordugaha getirildi. Yalnız Mısır Halifesinin Sefirlerine ait dört ata yüklenen başlar sahile göderildi.? (İsmail Hami DANIŞMENT- 1979 yılında İstanbul?da basılan Tarihi Hakikatler kitabı-Sayfa:377-378-379-380-381-382-383-384-385)
?Osmanlı hizmetindeyken Arap subay ve memurların büyük çoğunluğunun devlet aleyhinde faaliyette bulundukları ve bir bölüm kişinin daha etkin bir tutum içinde ajan görevi yaptıkları tespit edilmişti. İş bununla da kalmamıştır. Meclis-i Umumî, yani Osmanlı Parlamentosu?nda bulunan Arap temsilcileri tam bir casus davranışı içine girmişler, Mekke Şerifi?ne yolladıkları mektuplarda ?Mekke?nin yönetimini derhal ele geçirmesini ve Arap başkaldırmasına öncülük etmesini? istemişlerdir. (Mektubun tarihi: 12 Şubat 1911)? (Ergun Hiçyılmaz, Teşkilât-ı Mahsusa, Istanbul, 1979: 83)
??Birinci Dünya savaşı sırasında Medine?yi korumakla görevli Fahrettin paşa ve askerleri, üç yıla yakın bir süre devam eden bu görevde kendi yiyeceklerini halkla paylaştıkları için yiyeceksiz kalırlar. Fahrettin Paşa yiyecek sıkıntısı nedeniyle askere bir tamim yayınlayıp
çekirge yemelerini bildirir. Kendisinin de çekirge yediğini ifade
ederken, özel bir çekirge menüsünden de bahsederek tarifesini
verir;"Dün benim soframda çekirge tavası vardı. Arkadaşlarla yedik çok
leziz idi. Hele zeytin yağlı ve limonlu salatası pek hoş oluyor. Eğer
fazla çekirge toplayabilirseniz bana da gönderin" diye de not
geçiyor. Türk askerleri gıda konusunda kendilerini korudukları bedevilerden-
araplardan hiç yardım görmezler. Tarih meraklıları bilirler, Araplar
İngiliz oyunlarına inanınca topraklarındaki Osmanlıları çıkarmak için
kalleşçe hep arkadan vurdular, Anadoluya dönmek üzere yola çıkan
askerlerimizin geçeceği yerlerdeki su kuyularına zehir attılar. Hatta vahşetleri o boyutlara ulaştı ki silahsız savunmasız geri çekilen ve yaralılardan oluşan hastane tümenine saldırarak Osmanlı askerlerini ?bunlar altınlarını yutup midelerinde saklarlar? diye karınlarını deşerek vahşice katlettiler.
TÜRK ASKERİNE ?MEHMETÇİK? ADI, MEDİNE MÜDAFASINDA VERİLMİŞTİR ?? Hulusi ŞENEL
??1916 yazında Arap meselesi İngilizlerin lehine dönmüştü. İngilizler için sadece hazırlanan esaslar üzerinde faaliyete devam etmek kalıyordu. Araplar ile olan bu çatışma İngilizlerin o kadar işlerine yaradı ki, Mısır Seferi diye anılan bu seferin daha sonraki aşamalarında, İngilizler, sanki kendi memleketlerinde savaşıyorlarmışçasına müsait şartlar altında savaştılar. Türkler ise kendi memleketlerinin bir kısmında doğrudan doğruya düşmanca duygular besleyen yerli halk arasında savaşmaya mecbur olmuşlardı.?? (Liman von Sanders, Türkiye'de Beş Sene s.178)
''Türk toplumunun Yemen?de ölmüs Türk askerlerine en azından bir Türk şehitliği bulunmalıydı. 'Oysa, Yemen'de İngiltere'nin bile şehit mezarlığı var.' (Türkiye'nin Yemen Büyükelçisi Türel Özkarol, 2005)
Lawrens'in altınla satın aldığı, derleyip toparladığı Araplar, bütün yarımadada Osmanlı askerlerini ve Teşkilât-ı Mahsusa ajanlarını tek tek avlarlar. Bu toplu katliamlar, zaman zaman Lawrens'de bile tiksinti duygusuna yol açar. (Tuncay Özkan: Bir gizli servisin Tarihi, 1997:44-45)
Kitaplarda, belgelerde, gözlemlerden en çok Yemen`de yitirdiğimiz Türk asker sayısını aradım. Farklı rakamlar çıktı ortaya. Üzerinde birleşilen rakam 300 bin! Bir ansiklopedideki not ise kaybın büyüklüğünü anlatmak için rakamı gereksiz kılıyordu: Tarih, Yemende ölen Türklerin sayısını bilmiyor, öğrenmekten de ürküyor!? (Mustafa Balbay, Türkler Mezarlığı Yemen, İstanbul, 2005)
Filistin bayrağı, ilk olarak Şerif Hüseyin tarafından 1916'daki Osmanlı Devleti'ne karşı yapılan Arap ayaklanmasının sembolü olarak tasarlandı.[1] Ardından 1964 yılında bayrak Filistin Kurtuluş Örgütü tarafından Filistin halkının bayrağı olarak ilan edildi ve 15 Kasım 1988 yılında da yine Filistin Kurtuluş Örgütü tarafından Filistin Ülkesi'nin bayrağı olarak ilan edildi.
Bayrak üç eşit boyutta şeritten oluşur. Bunu soldan en uç noktası bayrağı ortalayacak şekilde duran bir ikizkenar üçgen tamamlar. Bayrak Batı Sahra ve Ürdün'ün bayraklarına çok benzer.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Filistin_bayra%C4%9F%C4%B1
Tarih konusunda kimi dinleyecegini soruyorsan,
herhangi bir tarihçiyi dinlemeni öneririm.
Kadir M. herkesin bildigi gibi(ama senin bilmedigin gibi)
tarihçi degil,
hukukçudur.
Tarih biliminde esamesi bile okunmaz.
(gerçi hukuk camiasinda da takildigini zannetmiyorum)
Fakat onun iskembeden uydurdugu tarih,
osmanlici ve acikta Atatürk'e killananlar tarafindan gerçek tarih kabul edilir.
Tarih bilimini kendi ideolojik ihtiraslarina alet eden yalnizca o degildir tabi ki.
Ama malesef tarih bilmeden de tarihçi olarak kabul görülebileceginin en açik kanitidir.
Tabi bu zavalliliga da ancak yukarida sözünü ettigim ideolojik körler düser ancak.
Geniş bakış açısı ideolojik körlükse kabul ediyorum ben en büyük körüm.Atalarımız demiş ki gün olur devran döner.Böyle gitmez bu dünya.Şimdi seni bakamadığın o uzaklara bi götüreyim de görelim kim kör , kim sağır.Şimdi varsayalım ki ben Hastrodamus'um.Hani şu Nostradamus var ya.Yüksek Hastroloji bilgisi sayesinde yıldızlara bakaraktan bi tarafından uydurduğu şeyler gerçeğe dönüşen kahinlerden.Ben de Hastradamus olaraktan modern versiyonuyum.Şimdi bazı kehanetlerde bulunucam , sabırla hepsini oku da şu an içinde bulunduğumuz durumla kıyaslama yapalım:Tarih konusunda kimi dinleyecegini soruyorsan,
herhangi bir tarihçiyi dinlemeni öneririm.
Kadir M. herkesin bildigi gibi(ama senin bilmedigin gibi
tarihçi degil,
hukukçudur.
Tarih biliminde esamesi bile okunmaz.
(gerçi hukuk camiasinda da takildigini zannetmiyorum)
Fakat onun iskembeden uydurdugu tarih,
osmanlici ve acikta Atatürk'e killananlar tarafindan gerçek tarih kabul edilir.
Tarih bilimini kendi ideolojik ihtiraslarina alet eden yalnizca o degildir tabi ki.
Ama malesef tarih bilmeden de tarihçi olarak kabul görülebileceginin en açik kanitidir.
Tabi bu zavalliliga da ancak yukarida sözünü ettigim ideolojik körler düser ancak.
Bundan yüzyıllar sonra Türkler ve Müslümanlar çok ileri gidecek.Acayip teknolojiler geliştirecek.Mesela bi tane silah yapacaklar , adamın eline bi tane çip takacaklar , işaret parmağı lazer silahına dönüşecek.10 km menzilli olan bu silah arada duvar bile olsa adamı tek atışta öldürecek.Bi de yanında gözlük yapılacak.Bu gözlük yakınlaştırma özelliğiyle nişan almak için kullanılacak.Ama normal gözlükten bi farkı olmayacak.Bu iki teknolojiyi kullanarak müslümanlar istediği adamı 10 km menzilden alnının ortasından vurabilecek.Bir de bomba icat edecekler.Misket büyüklüğündeki bomba patladığında dev gökdelenleri anında yerle bir edebilecek.Birde karga şeklinde görünen robot taşıyıcılar yapılacak.Koordinatlar girildiğinde bu karga hedef bölgeye gönderildiğinde istenilen binaya veya bölgeye misket bombasını bırakabilecek.Bu silahlarla müslümanlar batılılara dünyayı dar edecek.Bütün petrol çıkarma platformları , fabrikaları , tersaneleri , gemileri , askeri birlikleri bu silahlarla yerle bir edilecek.Bütün batı medeniyetleri kıskaca alınacak , fakat biz katliamcı veya asimilasyoncu millet değiliz.Bu yüzden bu işi kendi içlerinden birilerine yaptırmak lazım.
Mesela içlerinden bir grubu gaza getirmek lazım.En müsati olan amerikadaki zenciler mesela.Bunlara vericez gazı(Şu an onların kürtlere verdiği gaz gibi...).Olum sizin atalarınız varya afrikadayken aslanlarla tek başına güreşirdi.Aslanın pençesine kafa atardı.Size artislik yapanın kafa derisini canlı canlı yüzerdiniz.Siz şöyle milletsiniz , böyle milletsiniz.Bunlar sizi afrikadan kopardı kendine köle yaptı , vericez gazı.Sonra kendi silahlarımızdan vericez onlara.Amerikada bi bölgeyi de ele geçirip kendi tampon bölgemiz yapıcaz.Zenciler de bunları vurup vurup kaçacak bizim bölgemize.Sıkıyosa düşsünler peşlerine.İyice bunaltıcaz bu gevurları.Tabi bu arada teknolojik gelişmeler de devam edicek.Diğer gezegenleri keşfedip devasa enerji kaynaklarına sahip olucaz.
Ama bu gevurlara da kendi tarafımızda olan bi lider yapmamız lazım.Bu lider bunları bir araya getirecek , savaştıracak.Biz de masucuktan sopa yiyomuş gibi yapıcaz , geri çekilecez.Sonra bunlara bu liderin etrafında toplanarak bi devlet kuracak.Bunu da liderleri yaparak kahraman ilan ettiricez.Her yere heykelleri dikilecek.Kurtarıcı olacak.Sonra bu lider diyecek ki , bakın müslümanlar uzaya çıkmış , biz hala yayan kalmışız.Sebep olarak yönetim biçimlerini görecek ve bütün parlemantoyu ülkeden sürüp krallık ilan edecek.Bundan sonra yönetim babadan oğula geçecek diyecek.Bakın biz onlar gibi giyinmiyoruz o yüzden geri kaldık diyecek.Sonra bi kıyafet devrimi yapacak , bütün amerikalılar sarık cübbe giyip sakal bırakmaya başlıyacak.Kadınlar kara çarşafa bürünecek.Eskisi gibi takım elbise , gravat giyenler polis tarafından tutuklanacak , cezalandırılacak.Sonra fes devrimi yapacak , herkes fes giyecek.
Zaman geçtikçe bakacaklar bi gelişme yok , ulen diyecekler don değiştirmekle ilerleme olmuyomuş.Bu lider diyecek biz niye bu takoz latin alfabesini kullanıyoruz.Hadi bakalım bundan sonra alfabemiz arapça olacak.Bütün gevurlar arapça yazıp okumaya başlıyacak.Sonra bu gevurların lideri bakacak Papa ordan vıdı vıdı yapıyo.Ne diyon lan sen diyecek Papa'yı kovacak ülkeden.Bundan sonra yok size papa falan.Oh ne güzel , binlerce yıllık hristiyanın liderlik kurumu da yok edildi.Artık hristiyanları bir araya getirecek liderleri de yok.Tabi bu arada tepki gösteren hristiyan aydınlar , yazarlar falan olacak.Onları da hapse atacak , tımarhaneye tıkacak , sürgüne yollayacak (Kadir Mısıroğlu'na yapılanların aynısından).
Heralde bu kadar yeter.Daha fazla uzatmanın gereği yok.Umarım olay anlaşılmıştır.Ama ben de Hastradamus olarak söylüyorum ki bunların hepsi gerçek olacak.Bize yaptıklarının 10 katını biz onlara yapıcaz.Gün olur devran döner.
Yani kabul etmesen ne olacak,
kör oldugunu yazdiklarini okuyan herkes birliyor.
Kendine tarihçi diyen bir timarhane kaçkinin sözleri ile tarih dersi vermeye kalkmazdin baska türlü.
Kabul etmen güzel bir sey.
Yüzyillar sonra çünkü sizler varsiniz.
Yoksa bahsettiklerinin hepsi 15-20 yil içerisinde gerçeklesebilecek meseleler.
Ama Türk milletinin önünde sizin kafanizda olanlardan engeller olusturan büyük bir kitle var.
Kafalari geride ama ileri gitmeye çalisiyorlar.
Arkaya bakarak kaç metre gidebilirsin ki?
Yani bu nedenle yüzyillar sonra.
Yoksa çok kisa sürede bu isler olup biter.
Her neyse,
yuzlerce yil sonra, Türkler ve müslümanlar dünyaya hükmedecek.
Sizler ve sizin kafanizdakiler çoktan göçmüs olacaklar çünkü.
Geniş bakış açısı ideolojik körlükse kabul ediyorum ben en büyük körüm.Atalarımız demiş ki gün olur devran döner.Böyle gitmez bu dünya.Şimdi seni bakamadığın o uzaklara bi götüreyim de görelim kim kör , kim sağır.Şimdi varsayalım ki ben Hastrodamus'um.Hani şu Nostradamus var ya.Yüksek Hastroloji bilgisi sayesinde yıldızlara bakaraktan bi tarafından uydurduğu şeyler gerçeğe dönüşen kahinlerden.Ben de Hastradamus olaraktan modern versiyonuyum.Şimdi bazı kehanetlerde bulunucam , sabırla hepsini oku da şu an içinde bulunduğumuz durumla kıyaslama yapalım:
Bundan yüzyıllar sonra Türkler ve Müslümanlar çok ileri gidecek.Acayip teknolojiler geliştirecek.Mesela bi tane silah yapacaklar , adamın eline bi tane çip takacaklar , işaret parmağı lazer silahına dönüşecek.10 km menzilli olan bu silah arada duvar bile olsa adamı tek atışta öldürecek.Bi de yanında gözlük yapılacak.Bu gözlük yakınlaştırma özelliğiyle nişan almak için kullanılacak.Ama normal gözlükten bi farkı olmayacak.Bu iki teknolojiyi kullanarak müslümanlar istediği adamı 10 km menzilden alnının ortasından vurabilecek.Bir de bomba icat edecekler.Misket büyüklüğündeki bomba patladığında dev gökdelenleri anında yerle bir edebilecek.Birde karga şeklinde görünen robot taşıyıcılar yapılacak.Koordinatlar girildiğinde bu karga hedef bölgeye gönderildiğinde istenilen binaya veya bölgeye misket bombasını bırakabilecek.Bu silahlarla müslümanlar batılılara dünyayı dar edecek.Bütün petrol çıkarma platformları , fabrikaları , tersaneleri , gemileri , askeri birlikleri bu silahlarla yerle bir edilecek.Bütün batı medeniyetleri kıskaca alınacak , fakat biz katliamcı veya asimilasyoncu millet değiliz.Bu yüzden bu işi kendi içlerinden birilerine yaptırmak lazım.
Mesela içlerinden bir grubu gaza getirmek lazım.En müsati olan amerikadaki zenciler mesela.Bunlara vericez gazı(Şu an onların kürtlere verdiği gaz gibi...).Olum sizin atalarınız varya afrikadayken aslanlarla tek başına güreşirdi.Aslanın pençesine kafa atardı.Size artislik yapanın kafa derisini canlı canlı yüzerdiniz.Siz şöyle milletsiniz , böyle milletsiniz.Bunlar sizi afrikadan kopardı kendine köle yaptı , vericez gazı.Sonra kendi silahlarımızdan vericez onlara.Amerikada bi bölgeyi de ele geçirip kendi tampon bölgemiz yapıcaz.Zenciler de bunları vurup vurup kaçacak bizim bölgemize.Sıkıyosa düşsünler peşlerine.İyice bunaltıcaz bu gevurları.Tabi bu arada teknolojik gelişmeler de devam edicek.Diğer gezegenleri keşfedip devasa enerji kaynaklarına sahip olucaz.
Ama bu gevurlara da kendi tarafımızda olan bi lider yapmamız lazım.Bu lider bunları bir araya getirecek , savaştıracak.Biz de masucuktan sopa yiyomuş gibi yapıcaz , geri çekilecez.Sonra bunlara bu liderin etrafında toplanarak bi devlet kuracak.Bunu da liderleri yaparak kahraman ilan ettiricez.Her yere heykelleri dikilecek.Kurtarıcı olacak.Sonra bu lider diyecek ki , bakın müslümanlar uzaya çıkmış , biz hala yayan kalmışız.Sebep olarak yönetim biçimlerini görecek ve bütün parlemantoyu ülkeden sürüp krallık ilan edecek.Bundan sonra yönetim babadan oğula geçecek diyecek.Bakın biz onlar gibi giyinmiyoruz o yüzden geri kaldık diyecek.Sonra bi kıyafet devrimi yapacak , bütün amerikalılar sarık cübbe giyip sakal bırakmaya başlıyacak.Kadınlar kara çarşafa bürünecek.Eskisi gibi takım elbise , gravat giyenler polis tarafından tutuklanacak , cezalandırılacak.Sonra fes devrimi yapacak , herkes fes giyecek.
Zaman geçtikçe bakacaklar bi gelişme yok , ulen diyecekler don değiştirmekle ilerleme olmuyomuş.Bu lider diyecek biz niye bu takoz latin alfabesini kullanıyoruz.Hadi bakalım bundan sonra alfabemiz arapça olacak.Bütün gevurlar arapça yazıp okumaya başlıyacak.Sonra bu gevurların lideri bakacak Papa ordan vıdı vıdı yapıyo.Ne diyon lan sen diyecek Papa'yı kovacak ülkeden.Bundan sonra yok size papa falan.Oh ne güzel , binlerce yıllık hristiyanın liderlik kurumu da yok edildi.Artık hristiyanları bir araya getirecek liderleri de yok.Tabi bu arada tepki gösteren hristiyan aydınlar , yazarlar falan olacak.Onları da hapse atacak , tımarhaneye tıkacak , sürgüne yollayacak (Kadir Mısıroğlu'na yapılanların aynısından).
Heralde bu kadar yeter.Daha fazla uzatmanın gereği yok.Umarım olay anlaşılmıştır.Ama ben de Hastradamus olarak söylüyorum ki bunların hepsi gerçek olacak.Bize yaptıklarının 10 katını biz onlara yapıcaz.Gün olur devran döner.
Okudum, okudum gözlerime inanamadım. bu okuduklarım doğrumu diye. bu foruma bir yaş sınırı getirilmeli artık.
Coq efendi , ben senin gözünün önündeki perdeyi kaldırmaya çalışırken sen beni körlükle suçluyosun.Senin gözünün önündeki perdeyi kaldırabilmek için , 2 dakikallığına bütün ideolojilerini bi kenara bırakıp biraz empati yapman lazım.Nasıl bir kafadasın belki anlıyabilirsin.Fransada yaşadığını farz ederek şu tabloyu bi gözünün önünde canlandırmanı istiyorum:Yani kabul etmesen ne olacak,
kör oldugunu yazdiklarini okuyan herkes birliyor.
Kendine tarihçi diyen bir timarhane kaçkinin sözleri ile tarih dersi vermeye kalkmazdin baska türlü.
Kabul etmen güzel bir sey.
Yüzyillar sonra çünkü sizler varsiniz.
Yoksa bahsettiklerinin hepsi 15-20 yil içerisinde gerçeklesebilecek meseleler.
Ama Türk milletinin önünde sizin kafanizda olanlardan engeller olusturan büyük bir kitle var.
Kafalari geride ama ileri gitmeye çalisiyorlar.
Arkaya bakarak kaç metre gidebilirsin ki?
Yani bu nedenle yüzyillar sonra.
Yoksa çok kisa sürede bu isler olup biter.
Her neyse,
yuzlerce yil sonra, Türkler ve müslümanlar dünyaya hükmedecek.
Sizler ve sizin kafanizdakiler çoktan göçmüs olacaklar çünkü.
Farzedelim ki bundan 100 yıl sonra Fransa çok geri kalmış.Fakir bir ülke haline gelmiş.Müslümanlar da çok ileri gitmiş , bütün dünyayı onlar yönetiyo.Fransada halk asgari ücretle çalışıp karnını doyurma derdindeyken halk arasında büyük bir müslüman hayranlığı var.Öyle ki millet elinde tesbih , kafasında takke , suratında bi karış sakal , cübbeyle dolaşıyolar.Kadınlar da kara çarşaf giymeye başlamış.Müslüman olmadıkları halde müslümandan bi farkları yok.Birisi kalkıyo onların bu halini eleştiriyo.Kardeşim bu sizin kültürünüz değil , neden müslümanlara benzemeye çalışıyosunuz.Cübbeli biri de diyo ki ohoo kafaya bak.Gerikafalı mısın sen?Bu devirde senin kafanda insan kaldı mı?Bu Fransa 15-20 yılda çok ileri gidecek ancak senin gibilerin kafasında olan insanlar yüzünden ileri gidemiyoruz.
Şu anki Fransayı bu şekilde hayal edebiliyo musun?Kıyafet devrimi yapılmış , cübbe takke giymeyen hapse atılmış , kara çarşaf giymeyen kızlar okula alınmamış , üniversite kapılarından geri çevrilmiş , devlet kurumlarında işe alınmamış , kiliseye gittikleri gün olan pazar günü değil de müslümanların cuma namazına gittikleri gün olan Cuma günü resmi tatil yapılmış , dini liderleri olan Papa sürgüne yollanmış , liderlik kurumu yok edilmiş , alfabeleri değiştirilmiş ve arapça alfabeye geçilmiş.İnsanlar elinde tesbih , kafalarında takkeyle , bi karış sakalla dolaşıyolar.
Bunu hayal bile etmek baya zor bi durum.Tıpkı bundan 500 sene önce türklerin şu anki halini hayal etmenin zor olduğu gibi.Ancak sayenizde bu hayal gerçek oldu.Bi de bu durumun savunuculuğunu yapmayın lütfen.El insaf....
çarşaf, sarık, sakal, tesbih gibi argümanlar islamiyete has olmasa da
çok uç bir örnek olsa da
kendisine sunulanı tek gerçek sananlara, içinde olduğumuz durumu anlatabilmesi bakımından güzel bir örnek oldu
insan çevreden gördüğüklerini "doğru" belliyor
ama onun doğrusunun, çevresel faktörlere nazaran ortaya çıktığının farkında olan kimseler pek az
Ohooo....
Ne fransası be abi?
100 yıl sonra müslümanlar yaşayacak mağara bulabilirlerse kendilerini şanslı sayacak.
Bak bu cuma günü İsrail askerleri mescid-i aksa bahçesine daldılar!
Nooldu sizin van minitçi dünya liderine? TIKKKK YOK!
Stratejik derinlikli dış işleri bakanına nooldu? TIKKK YOK!
İsrail Jetleri suriyeyi bombaladı? TIK YOK!
Van minit tiyatrosunun sabahında bakıyoruz ki İsrail asıllı işadamımız(!) (muhtemelen ALATON) soluğu tel avivde almış; ilişklerimiz eskisi gibi; değişen bişey yok turunda!
Mavi marmarayı (ki o da açık bir provakasyondur) vuruyorlar, ortadoğu lideri(!) türkiyenin aklına tırrışkadan mahkeme yapmaktan başka bişey gelmiyor!
Üstüne de büyükelçiyi resmen aşağılıyorlar tabure üstünde gene de al insansız hava araçlarını sok bi tarafına diyemiyor!
Hadi bunları bıraktık; Mısır, Ürdün, .... hiçbir müslüman(!) ülkeden TIKKK! yok...
İsrail; kadınlarına bile zorunlu askerlik yaptırıken, bazı aklı evveller; inancı gereği(!) askerden kaçmanın; vicdanı reddin(!) yollarını arayacak!
Hey yavrum hey...
Sen uğraş dur bakalım, imralı dan kim sızdırdı-kim sızdırmadı diye! Anca gidersin...
Osmanlıyı da işte böyle afyonlayıp afyonlayıp elini ayağını kırdılar.
Ergenekondu, casusluk du, 28 şubattı.... derken
bi de bakmışın ordun almış teskere...
Barzani gelmiş diyarbakıra oturmuş;
Çık diyecek adam yok..
İlkerabi eğer 100 yıl sonra o uçaklarını kaldıracak petrolü bulurlarsa bizi de mağaralara sürerler.Eğer katliam yapacaklarsa ellerini çabuk tutsunlar.Çünkü kaynakları tükenmek üzere.Artık kaya gazı çıkarmaya başladılar.Hem de kendi yeraltı sularını kirletmek pahasına.Yerin altına veriyolar ilaçlı suyu , gaz çıkarıyolar.İlaçlı suyun tabiata verdiği zarar pahabiçilemez.Gerçi onlar stoklarını yaparlar.Savaş makineleri için gerekli yakıtı depo ederler.Savaş makinelerini de üretip yeraltına saklarlar.Çok g.tleri sıkışırsa çıkarıp istediklerini bombalarlar.Ama bunu ne kadar yapabilirler orası meçhul.Akıllı davranırlarsa belki bi süre daha borularını öttürürler,Ondan sonra kimse kurtaramaz onları.Ama aptallık yapıp kaynakları bu hızla tüketmeye devam ederlerse kendi kendilerini yakında yiyip bitirecekler.
Hem Türkiyenin korkmasına gerek yok.Biz zaten onlardan değil miyiz?Onlar gibi giyinip onlar gibi yaşıyoruz.Daha düne kadar meclise başörtüsü ile girmeye kalkanlara karşı bu ülkenin başbakanı burası Cumhuriyete meydan okunacak yer değildir diye bağırmadı mı?Düşünsene 100 yıl sonra müslüman özentisi olmuş Fransa parlemantosuna bi tane kadın milletvekili başı açık girmeye kalkacak ve bütün ülke ayağa kalkacak.Nasıl olurda çarşafsız meclise girebilir diye.Böyle bi şeye şahit olsak heralde bi tarafımızla gülerdik bu insanların haline.Aslında onlar da bize gülüyo ama çaktırmadan gülüyolar.Yalakalığın doruk noktasındayız farkında değiliz.Düne kadar müslümanların sesi fazla çıkınca tepesine balyoz gibi inecek bi genelkurmayımız vardı.Gevur olsa yapamaz bunu Türk milletine.Onların Türklerden bi çekincesi yok.Nasıl olsa mekanizmalarını içeri yerleştirmişler , sistem gayet güzel çalışıyo.Dışardan müdahale etmelerine bile gerek yok.
Hocam iyi diyorsun da, baştakilerin izlediği politikayı halka mal edemezsin, kaç aklı başında olan insan Türkiye'nin bu politikalarını ister ki, biz Abd nin vs. izlediği politikayı halkına mal ediyor muyuz? Baştakiler küresel güçlerin egemenliğinde olduğu için bu politikalar, adamlar 20.yy sonlarında ne planladılarsa hepsi çıkıyor ortaya ve tek tek giriyor devreye, kaç sene önce gördüğümüz bizim için öngörülen anayasa taslakları beliriyor artık, milliyetçilik ve Türk diye bir şey olmayacak anayasada ve birilerine dolaylı yoldan özerklik verecekler, o zaman gelecek göreceğiz.
hayatımda bu kadar gülmemiştim
linki faceden arkadaşlarıma yolluyorum
adamlar sabahtan beri gülüyorlarmış
onlarda birbirine yolluyorlar mış
g.tümle gülmekten şekli değişti yeminle
Ben diyorum ineğin önüne koymaya saman yok, siz diyorsunuz bekle 100 sene sonra petrolu bitçek adamların!
Hitler kömürden mazot yapıp ingiltereyi nasıl bombaladıysa bunlar da şeker kamışından, mısırdan, patatesden benzin yapar.... Kaldı ki senin bölgendeki benzini kullanıyor. Kendi petrolunu çıkarmıyor.! Hem de sana litresini 5 liraya sattırıyor, kendisi GALONunu (6 litre) 4.5 liraya kullanıyor.
Petrol fiyatı aşırı yükseldiğinde zaten ilk yıkılan sen olacaksın..
Pirincin, buğdayın var mı?
Şekerin var mı?
Kaç tane şeker fabrikan kaldı?
Fanatik veya yobaz olmak herkes için kötü. Müslüman yobaz gibi, Hristiyan ve Musevi veya Ateist yobaz olmak da kötü.
Fanatiklik bir türlü geçmiyor. Prpaganda dan sıyrılmak lazım.
Temel dayanak bilim olmalı... inanç konusunda tartışılırsa (burada da bir çok defa görüldüğü gibi) bir yere varılamıyor.
---------- Mesajlar birleştirildi - 20:12 ---------- bir önceki mesaj zamanı 19:37 ----------
Baştakiler de kendi gelmiyor ama... onlara oy veren halk değil mi ? %50 den fazla idi... Eğer Anayasa referanduma gelirse yine oy verecekler onlar (biziz yani)...
Çok doğru hocam, bu işin kuralı medya ve reklam, sadece bizde değil tüm dünyada öyle, ne kadar iyi reklam yaparsan o kadar oy alırsın, bunu ülkemizdeki en bariz örneği Cem Uzan'dır. Adamın bir gazetesi ve bir tvsi vardı ama %7 küsür oy aldı, ve diğer seçimlere girebilseydi kesin barajı geçerdi,
benim gördüğümü büyük babalarda görmüş demek ki hemen tahliye ettiler.
Halka diyecek sözümüz yok, medya ne derse ona inanacak, halk ne yapsın tek haber kaynağı tv.
Medyanın kontrolünün %85 ne sahip olmalarını sebebi de budur.
2000 lerin başlarında türeyen .araf gazetesi, Geeorge Soros ve Kaaren Fogg çalışmaları, parayla yaptırılan haberler, sonuç bu.
Şu an bu konu içerisinde 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 misafir)
