Yandaş medya iş başında
Oturduğum evde muhteşem bir ısı yalıtımı yapılmış. Merkezi sistem var, kullandığın kadar ödemen için de payölçerler var. Ev Ataşehir'de, Emlak Bankası'nın yaptığı evlerden; 13 katlı/56 daireli binada 11. katta.Olcay Avşar adlı üyeden alıntı
Geçen ay sıcak/soğuk su ve ısıtmaya (su+ısıtma yani) toplam 68 TL ödedik, şaka gibi. Bu ay biraz daha soğuk oldu, 120 falan ödeyeceğiz. Evde sadece banyoda tek bir petek açık.
Doğru yapılmış yalıtım ve merkezi sistem inanılmaz tasarruf sağlıyor.
Not: Saçma sapan açıklamalarla ilgili mizahi yorum yapma hakkımı saklı tutuyorum.
ne demiş adamlar aoç nin içine cami yapacaz para verin mi demişler. ne dini. ağzınızda sakız gibi slogan konuşmalar.
babannem 90 yaşında. kuranı damda okudukları zamanı anlatır bana. köyün hamamına gidip kadınlar içeride ders verirlermiş. kadınlar var diye jandarma da içeri giremezmiş.
- ne dedin ne dedin kuran mı dedin. hani şu müslümanların yol göstericisi ilahi kitap.
-evet evet aynen kuranı kerimi topluca okumak takip etmek yasakmış yani mukabele.
-ee sonra.
- sonra babannem büyümüş. oy verecek yaşa gelmiş. başta menderes. basmış oyu.
aaa hadi canım niye.
çünkü adamın halkın kendi istediği gibi yaşyacağına söz verdiğini duymuş. yani cemaatle sohbetler, mukabeleler serbest olacak. ezan yeniden tüm dünyada okunduğu gibi aslı gibi okunacak.
vay anasını yahu.
hikaye bir yana o zaman bu zaman çok seçim babaannem ve ezelden yobaz olan dedem hep müslümanız diyene oy verdiler. yeri geldi rahmetli özal yeri geldi sülüman yeri geldi rahmetli erbakan. köye her gittiğimde dedem bana erbakan ne yaptı, istanbulda durum nasıl, tayyiop ne yaptı, muhsine yazık edecekler oğlum adam gariban der dururdu.
son on yıldır aslı ve nesli köylü ve çoban olan dedem ( evet babam da ben de çobanız kısmetse oğlum da çoban olur ) şunu söyler
- oğlum allah bi deale bin defa razı olsun ( bir değil bin defa) hastaneye gidiyok sıkıntı yok, pangaya gidiyok sıkıntı yok, yola gidiyok sıkınıt yok, camiye gidiyok sıkıntı yok. şu tarlaları görüyon mu kaç senedir böyle ekin vermediydi. allah yollarını açık etsin. ( dedem 2011/10 ayda vefat etti.)
dedemden yıllardır ilk defa müslüman adam ona oy verelim dediğii duymadım.
siz şehir ahalisi , halden anlamazlar, rahatı batanlar, köylüyü sadece sözde ananlar, hak hukuk gukuk konuşuyorsunuz da
-çifçiden mal alırken ne kadar ucuza alırım diye yolma derdine giren siz
-toptan alıp ucuza mal kapatmak için marketlere akın eden siz
- kaçak internet için sokak sokak vireles açıp gezen siz
neyse diyanet olaya müdahale edecek sonra
ilahi adalaeti mahkeme adaleti sananlar ellerinde bir paket çekirdekle gitsinler ahirete. seyreyleyelim cümbüşü.
----------------------------------
kurbanlık bile bazı şartlar taşımalı. hz ibrahimin çocukları olsaydınız kırkbininiz bir ismail etmezdiniz ya...
tasarruf konusunda çok geride bir memlekette bunu bir bakanın söylemesi tuhaf. öğretmenler, anneler babalar bunu anlatmalı çocuklarına. 6 yaşında oğlum bir odadan diğerine geçerken açık olan lambayı söndürüyor.
-israf baba, israf haramdır. dere başında bile olsanız abdest alırken suyu israf etmemek lazımmış baba.
vay benim oğlum bunca katırın yanında küçük bir sıpam çok yük çekecek anlaşılan.
keşke köyde yaşayaydım da dedeniz kadar mutlu olaydım...bu kadar yakıt, benzin, vergi parası vermeyeydim...tarlam da o kadar çok ekin vereydi başımızdakiler sayesinde...oralarda beyin de bedava zaten...gel keyfim gel...
ekonomiden de bahsetmek isterdim de yazdıklarınızdan çok da bilgili olmadığınızı anlıyorum. 2002 den evvel başbakanlık önüne kasa atan adamların olduğunu hatırlatayım. olayın magazinnsel boyutu ile ilgilenen birisi olduğunuz iki paragrafınız ile ortaya dökülüyor. komünizmi çok güzel örneklendirmişsiniz. madem önemli olan ekonomik durum 2002 ye göre şu günki alım gücü ve harcama istediğini inceleyiniz. devletin ne kadar üstünde bürokratlık yapmış pederiniz bilmiyorum ama keşke sizi biraz toplumla kaynaştırsaymış.
ben köyümde tarla sürüyorum. sürmesi bedavaya geliyor. hatta peder beyi bürokrat köylü kardeşim köylerin bir çoğunda çifçi üründen ziyade mazot gübre ve ekim desteği ile kara geçiyor. sebebi de beceriksiz ekonomi değil umuarsızca harcama . tasarruf etmeme. kazanmadan borca girerek harcama. çoğu 100 ay borçlu insanların oluşturduğu bir memleket düşünün.!
iktisatta bir kural var. ihtiyacı çok ve üretimi az olan şeyin fiyatı yükselir .( esneklik diye bir kavram var anlamazsanız ona da değinirim ) o yıllarda da ekmek çok pahalı diye eylem yapıyorsunuzdur muhtemelen
. ortadoğu iktisadı üzerine yüksek lisans yaparken o konuda da gelişmeleri takip eden bir çoban olarak koyundan anlarım. koyunun da iyi güdüleni ile kafasına göre yayılanı arasındaki farkı hele hele çok iyi anlarım. oğlum da kısmetse çoban olur gördümki bu memleketin koyunu bitmez.
"benim kırk kere ismail babam bir kere ibrahim değil."
neyin tartışmasını yapıyorsunuz?
bu ülkede geçmiş hükümetlerin mi eli temiz şimdikilerin mi? nedir iddianız?
ülkemiz kucağa 40 lı yıllarda oturdu beyler
filmin artistleri değişmiş, o öyle yapmış ta bu böyle yapmış
tarık akancı olsanız ne cüneyt arkını tutsanız ne?
senaryoyu başkaları yazdıktan sonra...
milli olmayan hükümetlerden, milletin menfaatini ummak ne derece doğruen güzeli tarık arkın
bakın henry kissenger emmimizin acıklı hayat hikayesi
henry dayının hayatı
bu adamı izlerseniz katil kim bulursunuz
Yuh bu açıklamayı da savundunuz ya...
►Forum Kuralları◄ ►Moto Aktuel◄ ►Türk Dil Kurumu◄
Herkes düşüncelerinde yanılabilir. Ama aptallar bir türlü yanıldıklarını anlayamazlar. Cicero
şahsi olarak benim derdim de bu zaten..benim kombimde 6 kademe var.kombiyi utanmasam yarım ayarda yakacağım..olmadığı için 1 de yanıyor..petekler bariz derecede soğuk..Allahtan ev güzel de donmuyoruz..şimdi bu ayarda bana 265 tl geldi..az değil bu fatura...3. yada 4. kademede yaksam maaşı sadece doğalgaz faturasına yatıracağım demekki...kızdığım nokta budur..damlalıkla yak,koliyle öde...Siyaseti ve makarayı bir kenara bırakırsak eğer size bir tavsiyem olacak.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO)'nün oturma odası için önerdiği sıcaklık 21 , diğer odalar için 18 derece.
Ben ısı yalıtımına çok önem veren biriyim, ilk maliyetten asla kaçmam çünkü sonrasında fazladan ödenecek her bir kuruş önce bana sonra milli servete sonrada doğaya zararlı.
Ben WHO nun bu verilerinden haberim yokken, sağlıklı bir şekilde yaşayabileceğimiz sıcaklığı 21 C olarak ayarlamıştım zaten kendimce.
Salonumda elektronik termostat var, salonda oturduğumuz akşam saatlerinde 21 derece, gece 18, sabah uyanma saatinde tekrar 21, öğleden sonra ise 200 derece olarak ayarlı.
Diğer odalarda termostatlı vana var, 21 derecenin üzerine çıkmasına imkan yok.
Geçen ay İstanbul'da karın soğuğun olduğu sıralarda 270 TL fatura geldi. Evlerine gittiğimizde kazağımızı yada switimizi çıkarıp tişörtle oturduğumuz farklı farklı arkadaşımıza dostumuza ise 400 - 500 TL gibi faturalar geldi. Onların evide yeni ve yalıtımlı evler.
Yani işi siyasete döküp bakana kızmadan önce ne demek istediğini ve dünyanın bu konuda nasıl davrandığını araştırsak fena olmaz.
Merak edip araştırdım ve çabucak bir ikibilgi edindim;
Mesela Japonya'da hükümet kararıyla kışın kamu kuruluşlarında sıcaklık 20 dereceyi geçmeyecek şekilde ayarlanırmış. Yazında klimalar 28 derecenin altına indirilmezmiş.
Bende yazları ofisimde klimayı 25 derecede kullanırım mesela, ama millet olarak öyle değiliz sanırım. Bir arkadaşın arabasına biniyorum mesela sonuna kadar açmış insan üşüyor be, veya bir mağazaya filan giriyorsun çocuk hasta olacak diye çok fazla duramıyoruz. Ulan madem klimamız var sonuna kadar açalım mantığı herhalde
Oysaki o adama klimanın, ortamdaki eti yumurtayı sebzeyi bozulmasın diye icat olmadığını; havayı insanların sağlıklı bir şekilde nefes alıp vermeleri gereken bir ayarda tutması için icat edildiğini öğretmek lazım. (gerçi klimanın ilk icadı matbaa makineleri ve mürekkep ile ilgili birşeydi ama neyse konumuz değil
Mesela İngiltere'de bir ara kazak giyen seksi insanalrın TV de ve basılı yayında öne çıkarılması ile insanlara bunun aşılanabileceği ve ısınmada biraz daha tasarruf sağlanabileceği konuşulmuş.
Gerçi İngilizler in ortalama ev sıcaklığı 17,5 dereceymiş daha ne kadar aşşağı çekecekler
Bebekli aileler için bir not: Bebekler en rahat 21-23 derece arasında uyurlar ve nefes alırlar, bebeğiniz sürekli hasta oluyorsa "yav sıcacık ev çocuk yinede hasta" diyorsanız evinizin zıcaklığını düşürün. İnanmıyorsanız doktorunuza danışın
evinin kıymetini bil bence...tamam ısı yalıtımı yapılsın.savunuyorum bende..ama birazda fatura yalıtımı yapılmalı...40 derece radyatör su sıcaklığı olmayan kombide eve 265 tl fatura getirirse eğer fatura yalıtımı bile iş göremez kanımca..1. kademe dışındakileri kullanmayı unuttuk.her geçen yıl 1 kademe aşağı çektik..seneye kademe kalmadı..ne yapacağız şimdi???
asgari ücretin 800 tl olmadığı bir ülkede,istanbul gibi çokta soğuk olmayan bir şehirde, 1. kademede yakılan kombinin faturası 265 tl olmamalı...65 tl lik bile maliyeti olmadığına 95 kiloluk kalıbımı basarım...
Eve kış öncesi mantolama yapıldı. Bu aylarda fatura 40% düştü. 150 yerine 90 civarı veriyoruz ve donla oturmaya devam
Aynen dileğimiz o...Eve kış öncesi mantolama yapıldı. Bu aylarda fatura 40% düştü. 150 yerine 90 civarı veriyoruz ve donla oturmaya devam
O olmasına o da biz binaları giydirmeden , baştakilerin bize giydirmesi zorumuza gidiyor...
Akaryakıt , uçaryakıt ve katı yakıttaki vergi giydirmeleri canımızı yakıyor...
Giydirmesinler söz...
Ordan kalan parayla biz binalara giydirecez...
Olcay ticaret yapiyor ama o bile derdini bakandan daha düzgün anlatmis.
Anlayin bu milletin bakanlari ne halde.
Ortadogulu;
her sabah Emre Aköz, öglenleri de Hasan Celal Güzel okumani tavsiye ederim.
Aksam yatmadan önce bir kaç paragraf Nazli Ilicak iyidir.
Böylece bu muhtesem fikir yapinin ne kadar da hakli olduguna daha bir inanir, avuçlarin patlayincaya kadar kendini alkislarsin.
Evlatlarini çoban yapma konusunda ise haklisin.
Fakat su anki çobanin uzun bir süre baska çobana firsat verecegini zannetmiyorum.
Daha önceki çoban da öyleydi.
Hatta biz ona çoban Sülü derdik.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
Şunu anlamak zaten mümkün değil...
Doğalgaz güzel bir ısınma yakıtı...
Büyükşehirlerin nerdeyse tümü doğalgazlı...
Yarın rusya ile bir sorun olsa zıçtık...
Aynı elektrikte olduğu gibi (elektrikte Bulgaristana gebeyiz) ne halt edeceğiz?..
Bu doğalgaz sınırsız değil ki?...
Rusya da bir gün fıslayacak ... İran da.... Ya bitecek ya azalacak ....
Fiyatlar daha da tavan yapıp arşa çıkacak....
Sayın bakanımız '' Bere takıp kaşkol giyin 4 derece kısarsınız kombiyi '' mi der acaba
Allah sonumuzu hayreyleye....
Elimden geldiğince bu tarz tartışmalara girmemeye çalışıyorum ama olmuyor dayanamıyorum.İlk olarak 2002 yılında en azından vatandaş tepkisini dile getirebiliyordu öyle bir özgürlüğü vardı.Şu anda birisi yazarkasa atsa ergenekondan içeri girer,işini kaybeder.Daha geçen gün işsiz bir öğretmen başbakana atama istiyorum diye bağırdığı için göz altına alındı kaldı ki 2002 senesinden önce millet öğretmen olmak için can atıyordu öğretmenlerin işleri garantiydi şimdi ise sayıları binlerle ifade edilen işsiz öğretmen ordu var.İkinci olarak işim gereği bir kurumun farklı bölümlerinde çalışıyorum yaklaşık 2 yıl bu kurumun toprak analiz labaratuvarın da görev yaptım abartmandan söylüyorum yüzlerce çiftçiyle yüzyüze görüştüm içlerinden bir Allah'ın kulu da çıkıp "Allah bu hükümetten razı olsun" demedi aksine bir çoğunun ana-avrat saydırdığına şahit oldum herkes borçlarından şikayet ediyordu ve emin ol ki çiftçinin harcadığı mazot,gübre,su,tarım ilaç ve en önemlisi alın teri devletin dönüm başına verdiği 3-5 kuruşla karşılancak gibi değil ek olarak bu destekleme sadece çok fazla arazisi olan zengin çiftçilere yarıyor az arazisi olan küçük çiftçi yine sürünmeye mahkum.Son olarak insanları köylü-şehirli olarak sınıflara sokarak ayrım yapmanız hiç hoş değil.Bu hükümetin en büyük projelerinde biri halkı doğulu-batılı,dindar-laik,köylü-şehirli,Türk-Kürt,eğitimli-eğitimsiz gibi sınıflara ayırıp halkı birbirine düşürüp oyları toplamak halkı oyalamaktı.Bu yaptığınız ayrım onların bu konuda ne kadar başarı olduklarının kanıtıdır.ekonomiden de bahsetmek isterdim de yazdıklarınızdan çok da bilgili olmadığınızı anlıyorum. 2002 den evvel başbakanlık önüne kasa atan adamların olduğunu hatırlatayım. olayın magazinnsel boyutu ile ilgilenen birisi olduğunuz iki paragrafınız ile ortaya dökülüyor. komünizmi çok güzel örneklendirmişsiniz. madem önemli olan ekonomik durum 2002 ye göre şu günki alım gücü ve harcama istediğini inceleyiniz. devletin ne kadar üstünde bürokratlık yapmış pederiniz bilmiyorum ama keşke sizi biraz toplumla kaynaştırsaymış.
ben köyümde tarla sürüyorum. sürmesi bedavaya geliyor. hatta peder beyi bürokrat köylü kardeşim köylerin bir çoğunda çifçi üründen ziyade mazot gübre ve ekim desteği ile kara geçiyor. sebebi de beceriksiz ekonomi değil umuarsızca harcama . tasarruf etmeme. kazanmadan borca girerek harcama. çoğu 100 ay borçlu insanların oluşturduğu bir memleket düşünün.!
iktisatta bir kural var. ihtiyacı çok ve üretimi az olan şeyin fiyatı yükselir .( esneklik diye bir kavram var anlamazsanız ona da değinirim ) o yıllarda da ekmek çok pahalı diye eylem yapıyorsunuzdur muhtemelen
. ortadoğu iktisadı üzerine yüksek lisans yaparken o konuda da gelişmeleri takip eden bir çoban olarak koyundan anlarım. koyunun da iyi güdüleni ile kafasına göre yayılanı arasındaki farkı hele hele çok iyi anlarım. oğlum da kısmetse çoban olur gördümki bu memleketin koyunu bitmez.
"benim kırk kere ismail babam bir kere ibrahim değil."
Asıl konumuz olan Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın açıklamasına yorum yapmayı gereksiz enerji israfı olarak görüyorum ve yorum yapmama hakkımı kullanıyorum.
Thracian : değerli fikirlerin için teşekür ederim. lakin o "başbakanım kadro istiyorum sözüne verilen cevabı beenmeyip size oy yoka aldığı cevapla yıkılan öğretmen adayı! zaten kadrolu öğretmen çıktı. hehe başkasının hakkını savunuyorsa olay yanlış mecralara akıyor. siz bile o adamı işsiz öğretmen sanıyorsunuz.
alp_tunay: hocam hökümet iş bu sebeptem mütevellit alternatif enerji kaynakları için çabalıyor. bu alternatif dediğimiz doğadan faydalanma yollu değil bu arada. bizim köye 6 tane rüzgar tirübünü koyacaklardı. bu sayede memleketim elektriğine %30 a yakın bir indirim sağlayacaktı. ne oldu ne bitti bilemiyorum ama temeli atılmış zemini hazırlanmış pervaneleri getirilmiş şantiyesi kurulmuş bu şantiyede çalışma iptal edildi. sebep ise eğitim uçuşu yapan F16 larımızın uçuş güzergahında oluşacak hava akımını olumsuz etkilemesi. bilemiyorum ne kadar yarar sağlayacaktı ama iptal oldu. ulu hökümetimiz nükleer güç için bastırıyor. bence olması gerekli , aman efendim patlayacak yoklayacak bizi mahfeder işleri komik geliyor. ne oldu da israilde amerikada iranda ingilterede(!) kazakistanda, pakistanda, hindistanda ,çinde patlamayan nükleer tesisler bizde bugün yapsan yarın havaya uçacak havası estiriliyor. ? bu da değünşük bir hadise.
coq : muhterem takipçinim. gerçek. bazen fanatizme yakın şeyler yazsan da fikirlerini önemsiyorum. ( umurunda olsun olmasın). çağa çolupa bulaşmaktansa sırtımı sen yere getir. ha güreş yada yarış içerisinde değiliz ama bazen sağa sola yazdıklarınla söylediklerimi çarpıştırıp yorum çıkardığım oluryor. bir nevi katalizör.
önce diyeyim ki mahlas ortadoğulu değil orta-da doğulu. ben söz söylerim onun sonua da vardır. karadenizliler gibi.
uy da afgurma kap kötüni gibi. niye ortadadoğulu derseniz ben batılı değilim. aslım doğu kültürü ile yetişmiş. batıya yakın mecralarda çok bulunmuşuz. yeşil plakalı aracımız oldu mu bilmiyorum ama olmuş da olabilir. olmamış da. gerçi olsa ne yazar. önemli olan bindiğin aracın plakası değil, plaka verilen adamın hissiyatı. biz hep tabanvay. (bu ayrı bir konu)
ben hasan abiyi yakinen tanırım!. da tanımış olmak fikirlerine körü körüne bağlanacağım manasına gelmez. gazetelerde köşe başı tutanları okumam onun yerine kitapları varsa yada ayda yılda bir bir seminer bir konferansları varsa giderim.
nazlı ılıcak bana hep uzak olmuştur. siz bilmezsiniz fazilet partisi milletvekilliği döneminden beri tanıyorum onu da. zkendisi demokrat bir kadındır. hani yaftalamayı sevmez polemiğe girmez. ha ben onu savunurmuyum savunmam . emre aköz ismini çok defa duyuyorum. hadisenin neşet ertaş ı tanımadığı gibi ben de emre aközü tanımıyorum desem ayıp etmiş olur muyum. emre aköz ismini şu an google ye yazıp arayasım geldi. ama inat yazmayacağım. bari hangi gazetede yazıyordu onu bilseydim. yada dur kaşını gözünü tarif etseniz yeter bana.
çoban meselesine gelince çocukken dedem bana iki kuzu veredi ala bunlar güt de gel. döndüğümde elimde bir kuzu bir dana vardı. rahmetli dalga geçecek ya
-ooov maşallah amma beslemişsin dana gibi olmuş
olayın aslı şu av köpekleri kuzuları görünce kovaladılar. kuzular ayçiçeği tarlasına daldı kayboldular. ara ara yok. en başa dönüp ayak izlerini takip etmeye başladım. trakyalılar bilirler ayçiçeklerinin tabanı temiz ve düz olur. taşsız otsuz. kuzulardan biri tarladan çıkmış gitmiş. diğerini buldum. dönerken de bir buzağı gördüm kara kara. gölgeye sinmiş. muhtemelen onu da kovalamışlar oda burada ferahlamış aldım onu da yanıma sahibi kimse bulacağız ya. döndüm köye.
rahmetli öyle bir laf koydu ki.
-oğlum biz şehire kuzu kuzu gönderiyoruz çocukları okul okusun adam olsun diye yiyip yiyip dana olup dönüyorlar. sen sakın dönme. kal şehirde dana da olma ama çobanlığı da unutma.
vesselam biz çoban kalacağız .
biz dedemizden hikaye dinleyenler hep tasarruf üzerine hikayeler dinledik. bir defter ile ilkokul okuyanlar. yırtık lastik ile okula gitmeler, arpadan ekmek yapmalar neler neler. şimdi adam haklı beyler de diğer tasraftan da komik. bir bakan bunu söylerse komedi olur bir dede söylerse öğüt olur. evet bakan komik bir duruma düşürdü kendini de siz de dikkat edin az be ortam sıcaklığını 29 dereceye geytirip tişörtle oturulur mu evde. gömlek hırka giyin içerisi olsun 22-23 derece sen de rahat et cebin de rahatlasın. bu ay 365 tl doğalgaz 156 tl elektrik faturası geldi. doğalgaz ile ısıtamadığım evimin oturduğum odasında ufo kullandım 33 günlük kızım var. muhtemelen kış çıkana kadar da böyle gelir. lakin ev 4. kat ve üzeri çatı. izolasyon yok. komşular ikna olmuyor. dertler dertler. yaza ne kaldı şurda. kazakla mı otursak ki.
bizim ünvanda evli ve iki çocuklu yazıyorEvde kazak mazak giyip oturuyorum, ocak ayı faturası 7.5 lira geldi. :D Yaza benzin parası olarak geri dönecek bunlar. 200-300 lira doğalgaz faturası, napıyonuz siz ya?
dede vefat edince babanne memlekette benim evde kalıyor. doğalgaz faturasını falan otomatik ödemeye verdim. hesabı kontrol ediyorum fatura geliyor 25 30 tl. olacak iş değil. ayıp olacak diye sormaıyorum da. babanneyi aradım yokluoyrum
-yahu babanne evde durmuyor musun?
-yoo evden hiç çıkmıyorum
-katalitik mi yakıyorsun
-yok oğlum ocakta tuğla ısıtıyorum. ayağımın altına koyuyorum. üzerime de battaniye alyorum. oldu bitt iişte.
yahu arkadaş 80 yaşında kadını ikna edemiyorum kombi yakmaya. koca evde tek başıma ne diye boşuboşuna ısıtacağım duvarları diye yakmıyor. bakandan önce davranmış bizim ki.
Afferin babanneye ya, eski toprak işte. Aslında evi fazla ısıtmak da yanlış çocuk varsa bile. İyice çıtkırıldım olmaya başladı çocuklar, ev 30 derece, dışarıya bir çıkıyorlar aşırı ısı farkı. Bünye de kaldırmıyor sonra çocuk hasta.
Böyle yapmayı da tavsiye ederim, evde oturduğum gibi doğrudan giyinme soyunma derdiyle uğraşmadan dışarı çıkabiliyorum tavsiye ederim herkese. Çoluk çocuk varsa da abartmayın evde doğalgazı bence, zararı var fazla ısının.
siz soğuk görmemişsiniz, Yakutsk'ta oturanlar ne yapsın?
Bir de fıkra konuyla ilgili:
Temel, ruslara telefon etmiş. Sizin oralar -51 dereceymiş doğru mudur diye sormuş. Rus cevaplamış, yok ya o kadar değil -28 derece sadece demiş. Ama nasıl olur haberlerde -51 diyordu demiş. Rusta da jeton düşmüş, Ha o zaman dışarsını diyor haberler demiş....
sevgili yüksek lisanslı çoban arkadaşım.. O zaman ki alım gücü ile harcama isteğimi sana özetliyeyim ;ekonomiden de bahsetmek isterdim de yazdıklarınızdan çok da bilgili olmadığınızı anlıyorum. 2002 den evvel başbakanlık önüne kasa atan adamların olduğunu hatırlatayım. olayın magazinnsel boyutu ile ilgilenen birisi olduğunuz iki paragrafınız ile ortaya dökülüyor. komünizmi çok güzel örneklendirmişsiniz. madem önemli olan ekonomik durum 2002 ye göre şu günki alım gücü ve harcama istediğini inceleyiniz. devletin ne kadar üstünde bürokratlık yapmış pederiniz bilmiyorum ama keşke sizi biraz toplumla kaynaştırsaymış.
ben köyümde tarla sürüyorum. sürmesi bedavaya geliyor. hatta peder beyi bürokrat köylü kardeşim köylerin bir çoğunda çifçi üründen ziyade mazot gübre ve ekim desteği ile kara geçiyor. sebebi de beceriksiz ekonomi değil umuarsızca harcama . tasarruf etmeme. kazanmadan borca girerek harcama. çoğu 100 ay borçlu insanların oluşturduğu bir memleket düşünün.!
iktisatta bir kural var. ihtiyacı çok ve üretimi az olan şeyin fiyatı yükselir .( esneklik diye bir kavram var anlamazsanız ona da değinirim ) o yıllarda da ekmek çok pahalı diye eylem yapıyorsunuzdur muhtemelen
. ortadoğu iktisadı üzerine yüksek lisans yaparken o konuda da gelişmeleri takip eden bir çoban olarak koyundan anlarım. koyunun da iyi güdüleni ile kafasına göre yayılanı arasındaki farkı hele hele çok iyi anlarım. oğlum da kısmetse çoban olur gördümki bu memleketin koyunu bitmez.
"benim kırk kere ismail babam bir kere ibrahim değil."
O tarihlerde üniversite öğrencisi olduğumdan ve 2003 yılında mezun olup iş hayatına atıldığımdan mütevellit son 10 senenin istatistiklerini çıkartabilirim.. 2002 yılında bir litre benzinin fiyatı 0,98 amerikan doları iken su an 2,28 amerikan dolarıdır.. Ham petrolün varil fiyatı yaklaşık iki katına çıkmasına rağmen dolar kurunun gerilediğini düşünecek olursak hükümetinizin başarılarını(!) anlayabilmek için ortadoğu iktisadı üzerine yüksek lisans yapmanın pek de gerekli olmadığını düşünmekteyim..
Magazinsel kısım??? evet senin benim vergimle alınan gemicikler eğer magazinse peki ben magazin severim!! Unakıtan denen KAN EMİCİ ÖRÜMCEK BEYİNLİ ailenin bir gecede mevzuatı değiştirip mallarını içeri aldıktan sonra tekrar mevzuatı eski haline getirmelerine (ki bu tek başlarına değil kabine ile yapılacak bir eylemdir) de magazin diyorsan eğer tamam ben gene de magazinciyim.. Hoş ben bunu magazin gazetelerinden degil bizzat o dönem unakıtan kardeşlerin şirketinde çalışan ve süreci çok iyi bilen bir arkadaşımdan öğrenmiştim..
O dönemde kasa atıyorlardı değil mi? Şimdi başbakana bırak kasa atmayı laf söyleyen adamı anında tıkmıyorlar mı içeri? Bunu defalarca yaşamadık mı? Bu adamın sizin gibi okumuş çoban ve yalaka kısımı sindirmek ve sizin padişahınız olmak haricinde ne gibi bir emeli olabilir bilemiyorum.. Kusura bakma arkadaşım MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün izinden yürümeye çalışan ben ve benim gibiler sizin gibi okuduğunu iddaa eden insanların bu adamların işlerini nasıl takdir ettiğinize anlam veremiyorum.
İktisatta ki arz talep dengesini, esneklik politikalarını, hatta daha pek çok kuramı belki sizin kadar değil ama biliyorum.. Ama günümüz ekonomisinin bir gerçekliği de vardır ki siz oyunu kuralları ile oynasanız da bireysel anlamda ekonominin dengesini bozabilecek çok fazla dış etken olduğudur.. Ama yapılan en büyük hata eldeki tesislerin satılmasıdır.. buyurun bakalım..
1-taksan,
2-gerkonsan,
3-seka afyon işletmesi ,
4- seka balıkesir işletmesi,
5- seka çaycuma işletmesi,
6- seka kastamonu işletmesi,
7- seka aksu işletmesi,
8- seka taşucu tersane alanı,
9- seka ya ait 4 taşınmaz,
10- tzd sakarya işletmesi,
11- thy usaş,
12- tdi trabzon limanı,
13- tdi dikili limanı,
14- tdi kuşadası limanı,
15- sümer holdinge ait merinos halı fabrikası,
16- sümer holdinge ait eryağ,
17- sümer holdinge ait adıyaman işletmesi,
18- sümer holdinge ait 117 adet taşınmaz,
19- kbiye ait 103 arsa, 89 lojman,
20- ebüaş-meybuz,
21- ebüaşa ait 54 taşınmaz,
22- tekel kaya tuz,
23- tekele ait 30 taşınmaz,
24- esgaz,
25- bursagaz,
26- eti bakir,
27- eti gümüş,
28- eti krom,
29- eti elektrometalurji a.ş,
30- çayeli bakır işletmeleri a.ş,
31- kbi samsun işletmesi,
32- kbi 65 adet taşınmaz,
33-div-han a.ş,
34- amasya şeker fabrikası,
35- kütahya şeker fabrikası,
36- sümer holdinge ait tümosan,
37- sümer holding malatya işletmesi,
38- sümer holding bakırköy işletmesi,
39- sümer holding diyarbakır işletmesi,
40- sümer holding çanakkale deri işletmesi,
41- sümer holdinge ait 108 adet taşınmaz,
42- sümer holding ortadoğu teknopark a.ş,
43- seka karacasu işletmesi,
44- seka ankara alım satım binası müdürlüğü,
45- seka ardanuç işletmesi varlıkları,
46- tügsaş,
47- tügsaş gemlik gübre san. taş,
48- tügsaş-igsaş hisseleri % 100,
49- tügsaş urfa depoları arazisi,
50- tügsasa ait 23 taşınmaz,
51- igsaş kütahya gübre varlıkları ,
52- tekel alkolü içkiler san. a.ş,
53- tekele ait 60 adet taşınmaz,
54- tekel inegöl kibrit fabrikası t.a.ş,
55- tekel gemlik sun.ip.mües. t.a.ş,
56- tekel tuzluca tuzlası,
57- tekel sekili tuzlası,
58- ebüaş samsun soğuk hava deposu
59- ebüaş manisa kombinası,
60- ebüaş manisa arsası,
61- ebüaşa ait 101 adet taşınmaz,
62- tdi ankara feribotu,
63- tdi samsun feribotu,
64- petkim 2adet taşınmaz,
65- tedaş 1 arsa, 1 adet trafo binası,
66- tedaş 1 adet taşınmaz,
67- ataköy turizm a:ş,
68- ataköy otelcilik a:ş,
69- ataköy marina ve yat işletmesi,
70- sümer holding beykoz işletmesi,
71- sümer holding istanbul imar ltd.şti,
72- sümer holding 2 adet taşınmaz,
73- tdi karadeniz gemisi,
74- tekel kristal tuz rafinerisi,
75- tekel kağızman tuzlası,
76- tekele ait 49 adet taşınmaz,
77- tüpraş 2 adet taşınmaz,
78- tdi 1 adet taşınmaz,
79- seka 5 adet taşınmaz,
80- köy hizmetleri genel müdürlüğü (tasfiye edildi),
81- ssk hastaneleri (tasfiye edildi),
82- ssk eczaneleri (tasfiye edildi),
82- seka kocaeli fabrikası ve arsası
83-sümer holding sarıkamış işletmesi,
84-sümer holding sivas dokuma fabrikası,
85- sümer holding manisa pam. men. a:ş,
86- sümer holding makine ve teçhizat,
87- sümer holding 32 adet taşınmaz,
88- tügsaş samsun gübre sanayi a.ş,
89- tekel 5 adet taşınmaz,
90- araç muayene istasyonları 1. bölge,
91- dsi erciyes sosyal tesisi,
92-bayındırlık ve iskan bakanlığı erciyes sosyal tesisi,
93- karayolları erciyes sosyal tesisi,
94-tekel sigara fabrikaları,
95-sümer holding bergama pamuk ipliği fabrikası,
96-tekel sigara fabrikalarına ait taşınmazlar,.
97-tekel puro fabrikaları,
98-tekel alkol işletmelerine ait taşınmazlar,
99- tercan ayakkabı işletmesi,
100-tcdd mersin limanı,
101-adapazarı şeker fabrikası,
102-ereğli demir çelik fabrikası,
103-iskenderun demir çelik fabrikası,
104-ereğli limanı,
105- iskenderun limanı,
106-yarımca limanı,
107- yarımca porselen fabrikası,
108- romanyadaki silisli sac fabrikası,
109- divriği demir madeni,
110- hekimhan demir madeni,
111- kırıkkale çelik çekme boru fabrikası,
112- borçelik,
113-tüpraş,
114- petkim,
115- türk telekom,
116- kibris türk hava yollari,
117- tügsaş toros gübre fabrikası,
118- tügsaş tekirdağ, tarsus, fatsa depoları,
119- seydişehir eti alüminyum a.ş,.
120- oymapinar baraji,
121- eti alüminyuma ait madenler,
122- emekli sandığı ankara emek işhanı,
123-emekli sandığı istanbul hilton oteli.
sanırım bu liste çok şeyi anlatıyordur.. size hayırlı işler bol güneşler... sizin boşbakan çiftçiye "ANANI DA AL GİT" derken götür onu burdan yoksa onuda satarım demek istmiş olmalı diye düşünüyorum sevgili çoban arkadaşım...
petrol şirketleri ham petrolün varilini 5 dolardan daha düşük bir fiyata alıyor bildiğim kadarıyla ve sanırım bugün 90 dolar dan işlenmişi satılıyor
işlenme maliyetiyle 10 doları geçemeyecek bir ürünün 90 dolardan satılması ne demek?
amerikan dolarının karşılığı petroldür
bu sebeple küresel emperyalizm, sistemin devamı açısından petrol coğrafyalarını elde tutmaya çalışır, oralara demokrasi(!) götürür
petrolün olmadığı ülkeler ise imf, dünya bankası ve halk bazında uluslararası sermayenin tüketim dayatması kredileriyle borç batağına sürüklenir
bu borcun ödenmesi için yüksek miktarda vergiler dayatılır
tüketim ve vergiler insanlığı dünyalık hırsına iter
tüm bu kapital sistemin altında şeytanın dünya hakimiyeti ve onun askerlerinin iktidar kaygısı yatar
şimdi; kuklaları mı konuşuyoruz efendileri mi?
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
