Hiç bir zaman bilemedin ama. Yeni aldığım kalemleri senin adınla denerdim..
gerçi bilsende birşey farketmezdi.. olan yine bana olurdu.. Sen benim ilk aşkımdın.. keşke sadece ilk aşkım olsaydın.. hem de ilk kalp kırıklığımdın.. Bu ikisi birleşince insanın içinde tarif edilemez bir acı oluyordu.. en mutlu anında gülerken bile içinden bir acı hissediyor insan, hiç mutlu olamıyor.. kaldı ki zamanında nefes nefese senin kulağına fısıldadığı şeyleri başka birininin kollarında söyleyecek olması, düşüncesi bile yetiyor, insanı aldığı nefesten pişman olur duruma getirmeye.. Aslında o benden soğumaya, kavgalarımızı alttan aldığı zaman başladı.. bense onu yola getirdiğimi sanardım.. her peki demesi, onun kalbinden benim gram gram silinmemmiş.. hatta ilk ayrılınca erkek oh bee sonunda özgürüm mentalitesine sahip olur, kadın ise günlerce ağlar.. 2-3 hafta, 1 ay sonra da kadın tamamen unutur.. siler atar kalbinden.. ama erkek birşeyleri özlemeye başladığını anımsar.. içi acır.. her yeni bulduğu kadında birşeyler eksiktir.. bir süre sonra erkek dönmeye karar verir, ama döndüğünde bıraktığı şey artık ona ait değildir.. bu erkeğin kaderi midir? ben hiç aşık olmam diye gezen benim bile burnum sert kayaya çarptı.. eskiden öylesine dinlediğim şarkılar artık bambaşka.. o sözleri yok mu? artık daha iyi anliyor insan şarkı sözlerinin anlamlarını.. ondan ayrı geçirdiğin ilk 14 şubatta da yine dayanamicaksın.. yine bir şekilde ona ulaşıcaksın, mesaj atıcaksın.. dünyanın en romantik mesajını atıcaksın, okuyan tüm arkadaşların göz yaşlarına hakim olamayacak.. sen nasıl sevmişsin bu kızı diyecek.. sen günlerce cevap bekliceksin, en azından iyiyim sen nasılsın dese bile sana yeter, ama yok.. cevap fln gelmicek.. daha çok yıkılcaksın.. bir gün rüyanda görüceksin onu, rüyanda senden özür dileyecek, barışalm mı diyecek ve sen barışacaksın.. sarılıcaksınız sıkı sıkı, onun özlem duyduğun kokusunu ciğerlerine çekiceksin.. ve birden uyanıcaksın.. yaşayacağın bu acıyı sana anlatamam.. benim gibi yaşaman gerekir.. tarifsiz acının ne olduğunu artık biliyosun.. bırak karşısında görmeyi, sadece bir yeri ona benzeyen bir kız görünce bile kalbi hızlanıyor insanın.. ulan ben neler yaşadım da birşey olmadı, şimdi ne oluyor peki diyor insan.. hayattaki tek derdin bu olsun diyor kendi kendine, ve binlerce ölüm döşeğindeki insanı düşünüyor.. şükrediyor haline.. tam mutlu olmaya bir adım atacakken lanet olası simitçi bağırıyor arkadan.. "taaazeeeee simiiiit"... birden aklına o yağmurlu sabahta sıcacık simit ve çayla yaptıkları kahvaltı geliyor insanın aklına.. ulan bu nerden çıktı diyorsun ama çıkıyor.. simitin sana garezi yok aslında, tanırım onu, o sadece üzerinde susamları saymaya çalışan masum bir simit.. asıl suç senin o mal kalbinde.. herşeyi ona yorumluyor.. keşke hep çocuk kalsaydık da dizimizdeki yarayı en büyük acı sansaydık diyorsun 3. sınıf sözlerle avutuyorsun kendini.. ulan hatırlasana bu şarkı bizim şarkımız olsun demiştik, o da gülerek nasıl bir aşkla gözlerimin içine bakmıştı.. yalnız benim için bakardı gözleri.. brad pitt gelse benim aşkım daha iyi derdi.. şimdi o gözler bomboş bakıyor.. sana bakarken bir yandan acıyo düştüğün hale, bir yandan da düşünüyor.. karşımdaki bu adam kim diyor.. sanki onca şeyi onca süre birlikte yaşamamışsınız gibi.. evin bi odasına sadece minderler koyucaktık, orda her akşam birbirimizi dinlicektik, günümüzün nasıl geçtiğini birbirimize uzun uzun anlaticaktık.. hiç televizyon izlemicektik, hep birbirimizle ilgilenicektik.. sarılıp kokusunu içime çekecektim, hatta onu uyutup gizli gizli seyredicektim onu uyurken.. saçını okşamak hayatımdaki en güzel eylemdi.. şimdi ne oldu? sen kafanı yastığa koyduğunda onu düşünüyosun, o da başkasını düşünüyor.. ee ne anladım ben bu işten nerde aşk? içinizi çok yaktım farkındayım o yüzden şimdi de ilacınızı yazıyım, içimizde serinlesin biraz.. aslında tekrar barışsanız eskisi gibi sevemezsiniz birbirinizi.. sen şimdi severim diyosun içinden.. ama yok, sende soğucaksın çünkü seni çok üzdü, bu kadar üzen birşeyi artık sen sevmiyorsun, aşık değilsin.. peki içinde hissettiğin o acı ne? sadece ve sadece saplantı.. artık ayrısın, birlikte değilsin, her geçen gün onun yüz hatları kafandan milim milim siliniyor.. sende onu kendi içinde yüceltiyorsun, tanrılaştırıyosun.. hatalarını unutuyorsun.. halbuki onunla çıkarken bu kadar aşık değildin, ne oldu da ayrılınca böyle oldun? hiç düşündün mü? şimdi bunun tek bir ilacı var.. "ZAMAN".. nah zaman... zamanla unutulan aşk görmedim ben hiç, zaman senin ilacın gram değil.. şu an manevi olarak kalbin boş, beynin boş, meşgalen yok. tek ihtiyacın olan hayatına sokacağın yeni biri.. sana dünyanın en evlenilicek insanını karşına çıkarsam, yine eksik bir yan bulup o ilk ve son aşkını aricaksın biliyorum.. ancak yine de sen karakter ve görünüş olarak ondan daha iyi birisini bul, çok sevmesende bir ilişkiye başla.. o senin beynini çok oyalicak.. zamanla diiceksin ki, bu olayda eski sevgilim böyle yapardı, bu kız ne kadar anlayışlıymış.. ama yine sevemiceksin.. yine "o" nu aricaksın.. ama 2-3 ay geçtiğinde artık kafanda daha az o olucak, yeni ilişkin kötü de bitse senin kafanı başarıyla dağıtmış olacak.. sakın kendini toplumdan soyutlama.. hiç inanmazdım ama şimdi ilk aşkım aklıma gelince içimin acıması yerine yüzüme güzel bir gülümseme geliyor ve güzel günlerimizi anıyorum.. ha unuttum mu hayır, ama içimi acıtmasın bana yeter.. çünkü tek birşey biliyorum, melankoli adamı yıkar.. Şimdi ise iyi ki ayrılmışız diyorum.. nefret ediyorum.. ama hala özlüyorum..
Biraz uzun ama okuyanlara teşekkür ederim canınızı sıktıysam üzgünüm..
http://www.youtube.com/watch?v=YJxn3RVjw9Y