refahını başkalarının acısı üstüne kuran sistemleri olan ülkelerde mutluluk ve huzuru aramak yerine
huzurun tesisisin insanlar tarafından sağlandığını anlayıp kendi ülkende bunu tesis etmeyi düşündüğünde çok daha iyi bir ülkede yaşayabilirsin
not: imkanım vardı gitmedim. halen imkanım var, yine de gitmeyi düşünmüyorum
Çocukuluğumdan beri Türkün Türke propogandası ile büyüdüm.
Vatanını Milletini seven biri sayılırım.
Üç yıldır avrupanın çeşitli ülkelerine gidiyorum.
Oraları gördükçe inanın havaalanına indiğimde moralim bozuluyor.
Avrupa ülkelerinde motor kiralayıp dolaşmış biriyim. Vatan millet sakarya muhabbeti
yapmadan oralara gidip yaşamalı ve öyle yorum yapılmalı.
Arada kapanması çok zor bir fark var.
İmkanım olsa iskandinav ülkelerinde yaşamayı isterdim.
kimi düzelteceksin, kimi eğiteceksin, kaç kişiye ulaşıp da başarılı olucan, bizim milletimiz sinirleri alınmış bir toplum değil, benim eşimde senin gibi idealist, van yyü de hocalık yapıyor, bana kalsa çoktan yurt dışında çalışıyor olurduk, artık kader kısmet işimizi en iyi şekilde yurdumuzda yapmaya çalışıyoruz...tigermbz adlı üyeden alıntı
geçen yaz kos adasındaydık, orası burası ile aynıydı, hatta daha kötüydü, yunanlılarda arabadan arabaya ya da yayaya bağırıp çağırabiliyordu ...
taylandda 7 ay kaldım, orası da iskandinav ülkeleri gibiydi, yollarda korna sesi yoktu, herkes birbirine yol veriyor, selam işareti yapıyordu ...
amerikada da değişik yerlerde kısa süreli kaldım, orada da trafikte özellikle kavşaklarda çok saygılıydılar, herkes sırasını bekleyip kavşakta hareket ediyordu, yollarda ciddi olarak hız sınırı vardı, sürekli olarak devriye atan otoban polisleri vardı, bu arada amerikada da bir sürü ulus var ama kimse biz ispanyolca konuşucaz diye ayaklanmıyor, meksika'ya yakın yerlerinde mağazalarda iki dil birden konuşulduğunu fark ettim ama sorun edilmiyor ...
italyada da kısa süre kaldım, orada da insanlar biribirine saygılıydı, ancak gençlerindeki bayanlara asılma, süzme olayını alenen bizimkiler gibi yaptıklarını farkettim, akdenizli olmakla ilgili bir durum da olabilir ...
neyse sonuçta insanlar kanunları çok sıkı uygulayarak baskı altına alınıyorlar, bu sayede iyi de eğitim verilerek medenileştiriliyorlar, medeni olabilmek için illa insanların gelirlerinin çok yüksek olmasına gerek yok, taylandda fakirlik fazla olmasına rağmen hiçkimse aç değildi, çünkü sokaklar satıcı doluydu, vergi vs verdiklerini de sanmıyorum, dilenci yok denecek kadar azdı, mesela şu an benzinin litresi bangkok da 2.23 tl, bizim dibimizde benzin fışkırıyor dünyanın en pahalı benzinini kullanıyoruz, elalem okyanus ötesinde bizim ödediğimizin yarısını veriyor ...
ülkemizde satılık oylar olduğu sürece biz daha çok konuşuruz, bedava oduna, kömüre, ekmeğe, beyaz eşyaya muhtaç olmuş vatandaşa herşey müstahaktır, kurunun yanında yaş da yanacaktır, bu kaçınılmaz sondur ... bizim arkadaşın abisi bir yerden bir partiden aday olmuştu, seçim bürosu açmışlardı, arkadaş diyor ki vatandaş market alışverişine geliyormuş gibi seçim bürosuna gelip tuhaf isteklerde bulunuyorlarmış, onlarda o yok bu var diyip gönlünü hoş edip gönderiyorlarmış, nerede gururlu türk halkı nerede osmanlının torunları, artık gerçi ne mutlu türküm demek de tukaka oldu, Atatürk severlere tvlerde uzaylı gözüyle bakıyorlar, doldurdular açık oturumlara bölücüleri, reyting uğruna vatandaşı zehirliyorlar, konuşacak yazacak çok şey var, tek unuttukları şey başka türkiye yok, başka ordu yok, sonuçta aynı gemideyiz ...
başımızdaki dyönetimlerin vatandaşı aldıkları yüksek vergilerle gelir kaynağı olarak görmekten vazgeçmeleri gerekiyor, onun yerine üretimi artırıp kar eden işler yapmaları gerekiyor, bizde ise kar eden müesseseler özelleştirilip satılıyor, sonuçta devlet kısa vadede para kazanıyor ama uzun vadede ne olacak? sat sat nereye kadar? üretip satamazsak kukla devlet olmaya, onun bunun lafı ile daha çok hareket etmeye mecbur kalırız, aldığımız silahları bile bazı imtiyazlı devletlere karşı kullanamıyoruz, iyi mi? bosnaya 17 sene önce 5 adet helikopter satmışız, parasını almışız ama teslim etmemişiz, acaba neden sizce? aman sırplara birşey olmasın, onlar katliamlarına devam etsinler, güç dengeleri bölgede bozulmasın ... üretim yoksa bizde yokuz, bunu makina mühendisi olarak yazıyorum, bilginize ...
sayfalar dolusu yazabilirim ama yazmayacam
copy paste yapıyorum
bu konuyla alakalı gibi durmasa da işin özü burada başlıyor
tartışma ilerledikçe mevzuyu dallandırırız
fransadaki refah seviyesi ve getirdiği "le mösyö" ayaklarının libyanın başına yağan bombalar olduğunu anlatırım bir ara
ortaçağ avrupasına bakar, değişimin seyrini ispatıyla ortaya koyarız
Efendiler,
Avrupa’nın bütün ilerlemesine yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre uygun yapmak, yürümek, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatiyle, ecnebilerin planlarıyla yükseltilebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir. Tarihte, böyle bir olay yaratmaya kalkışanlar, zehirli sonuçlarla karşılaşmışlardır. İşte Türkiye de, bu yanlış zihniyetle sakat olan bazı yöneticiler yüzünden, her saat, her gün, her yüzyıl, biraz daha çok gerilemiş, daha çok düşmüştür.
Hepiniz bilirsiniz ki, Avrupa’nın en önemli devletleri, Türkiye’nin zararıyla, Türkiye’nin gerilemesiyle ortaya çıkmışlardır. Bugün bütün dünyayı etkileyen, milletimizin hayatını ve ülkemizi tehdit altında bulunduran, en güçlü gelişmeler, Türkiye’nin zararıyla gerçekleşmiştir. Eğer güçlü bir Türkiye varlığını sürdürseydi, denebilir ki İngiltere’nin bugünkü siyaseti var olmayacaktı. Türkiye, Viyana’dan sonra Peşte ve Belgrat’ta yenilmeseydi, Avusturya/Macaristan siyasetinin sözü edilmeyecekti. Fransa, İtalya, Almanya da, aynı kaynaktan esinlenerek hayat ve siyasetlerini geliştirmişler ve güçlendirmişlerdir.
Bir şeyin zararıyla, bir şeyin yok olmasıyla yükselen şeyler, elbette, o şeylerden zarar görmüş olanı alçaltır. Gerçekten de Avrupa’nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve uygarlaşmasına karşılık, Türkiye gerilemiş, düştükçe düşmüştür. Türkiye’yi yok etmeye girişenler, Türkiye’nin ortadan kaldırılmasında çıkar ve hayat görenler, zararlı olmaktan çıkmışlar, aralarında çıkarları paylaşarak, birleşmiş ve ittifak etmişlerdir. Ve bunun sonucu olarak, birçok zekâlar, duygular, düşünceler, Türkiye’nin yok edilmesi noktasında yoğunlaştırılmıştır. Ve bu yoğunlaşma, yüzyıllar geçtikçe oluşan kuşaklarda, adeta tahrip edici bir gelenek biçimine dönüşmüştür. Ve bu geleneğin, Türkiye’nin hayatına ve varlığına aralıksız uygulanması sonucunda, nihayet Türkiye’yi ıslah etmek, Türkiye’yi uygarlaştırmak gibi birtakım bahanelerle, Türkiye’nin iç hayatına, iç yönetimine işlemiş ve sızmışlardır. Böyle elverişli bir zemin hazırlamak güç ve kuvvetini elde etmişlerdir.
Bu düşüş, bu alçalış, yalnız maddi şeylerde olsaydı, hiçbir önemi yoktu. Ne yazık ki Türkiye ve Türk halkı, ahlâk bakımından da düşüyor. Durum incelenirse görülür ki, Türkiye Doğu maneviyatıyla sona eren bir yol üzerinde bulunuyordu. Doğu’yla Batı’nın birleştiği yerde bulunduğumuz, Batı’ya yaklaştığımızı zannettiğimiz takdirde, asıl mayamız olan Doğu maneviyatından tamamıyla soyutlanıyoruz. Hiç şüphesizdir ki bundan, bu büyük memleketi, bu milleti, çöküntü ve yok olma çıkmazına itmekten başka, bir sonuç beklenemez.
Bu düşüşün çıkış noktası korkuyla, aczle başlamıştır.
Türkiye’nin, Türk halkının nasılsa başına geçmiş olan birtakım insanlar, galip düşmanlar karşısında, susmaya mahkûmmuş gibi, Türkiye’yi âtıl ve çekingen bir halde tutuyorlardı. Memleketin ve milletin çıkarlarının gerektiğini yapmakta korkak ve mütereddit idiler. Türkiye’de fikir adamları, âdetâ kendi kendilerine hakaret ediyorlardı. Diyorlardı ki: ‘Biz adam değiliz ve olamayız. Kendi kendimize adam olmamıza ihtimal yoktur.’ Bizim canımızı, tarihimizi, varlığımızı bize düşman olan, düşman olduğundan hiç şüphe edilmeyen Avrupalılara, kayıtsız şartsız bırakmak istiyorlardı. ‘Onlar bizi idare etsin’ diyorlardı.
Kemal Atatürk, 6 mart 1922
bu millete Atatürk'ü unutturmaya çalışanların Allah başlarına onun kadar taş düşürsün ... 1922'de söyledikleri ne yazık ki bugün de geçerliliğini koruyor ...
Böbürlenmeyi yani yaptıklarımızı konuşmayı bırakmalı yapamadıklarımızı konuşmalıyız.Eleştiri aşağılama değildir,heleki öz eleştiri .Yediği içtigi gelenek ve görenekler dediğimiz analeleri bile hep devşirme olan bir milletiz.Gelenekler görenekler birbirine karışmış.Din işlerimiz bile geleneklerden tamamen etkilenmiş, ibadet olmayanları katmışız kitap indikten yüzyıllar sonra.Peygamber varken yol gösterecek mesih aramışız aracılar bulmuşuz hepsine Hz demişiz.Hacılar hocalar ulema olmuş.Zat olmuş başımıza.Mantıgımız hep kısır kalmış.Nerede ne görsek almışız katmışız kendimize .Akraba evlilikleri aşiret içi evliliklerle miras bölünmesin demiş genetiğimizi bölmüşüz.....Kendi fikrimiz olmamış olamamış.Hep bir çoban beklemişiz başımıza..Bu gibi olumsuzlukları aşmadıkca devran böyle döner.Biz neler yapabiliriz.Mt üyeleri olarak kimler trafik kurallarına yüzde yüz uyacağını söyleyebilir ?Yada bu kurallara bizler uymadıkca hiçbirşey degişmez.
konuya kestirmeden bir dem vurmak gerekirse....
nerede çokluk...orada b.kluk....emişler...cumhuriyetimizi toputopu 12milyon kişi kurtardı...
şimdiki nufusa bak....düzgün bir planlama ve eğitime...türkiyenin...30-35mio civarında sabitlenmesi lazımdı...
cavurların oyunu...kökümüzü kurutacak kafirler diye diye...ne hale geldik...
Ne derseniz , ne yazarsanız sonuna kadar haklısınız . Ben yurt dışını görmedim , etmedim . Okudum ve çok duydum . Bizim bir çöplükte vesaire yaşadığımızı ... Haklıda insanlar , sizler gibi . Ama şöylede bir durum var . Koskoca yedi milyarlık nüfuslu dünyada kaç tane ülke bizim gibi bir kurtuluş yaşadı ? Kaç tanesi bizim gibi ruhuyla Allah'ın yardımı ile elinde kalanı korumasını bildi . Bugün bile açıklanamayan Atatürk'ün savaş zekasını kaç ülke hazmedebildi ? İngiltere mi ? Fransa ? Ya İtalyanlar ? Hiç sanmıyorum . Hele ki ABD . Yani Amerika BİRLEŞİK Devletleri . Adı üstünde bizim gibi tek bir milleti yok , tek bir neden uğruna canlarını feda edecek askerleri yok onların . Hepsi paralı . Cesaretleri yok ... Bu nedenle bu ülkeler , savaşarak bizi yenemeyeceklerini anladılar . Bizim elimizdeki cevheri alamayacaklarını bildirdik biz onlara . Ya sonra ? Bizim başımızdaki ilk , tek ve en zeki insanımız vefat ettikten sonra yerini ne yandaşları doldurabildi , nede bugün baş dediğimiz boşbakanlar . Biz o günkü zaferimizin sarhoşluğunu ve zararlarını bugüne kadar hala atamadık . Ama düşmanlar bizi başka yollardan vurma yoluna düştüler . Bunu ararken de teknoloji çıktı piyasaya . Onlar iyi kullandılar bilinçlendiler . Biz hala hayvan kullanır olduk tarımda . İnternet bulundu , ya spor okuduk dalga geçtik , yada sansürlenecek şeyler izledik ... 1923'ten bugüne hiç doğru bir şey yapmadık . Her konuda . Başbakanımızı astık bölücü terör örgütün başını paşalar gibi içerde yaşattık . İçimizdeki petrolü kullanamaz olduk . Boğazlarımız yol geçen hanı . Bizim kalkınabilecek durumumuz yok velhasılkelam . Bu yüzden ben hiç bir zaman onlar gibi olmanın hayalini kurmadım . Kurmuyorum da . Herkeste bunun eminim farkındadır . Açık söylemek gerekirse ŞEHİT verdiğimiz bir günde , uyuşturucu bağımlısı bir ünlü ( Deniz Seki ) için mecliste kıçını yırtan elemanlardan bir bok olmaz . Böyle geldik böyle gideriz taaki yeni bir Mustafa Kemal ATATÜRK doğana kadar ...
bpk hocam sen bari yapma .Dünya tarihine çok iyice bakmadım lakin her milletin bir kurtuluş öyküsü var.Yani ceylan ın aslandan kaçışı bile takdire şayandır.Afrikada kabileler arsında ki savaşlar bile ne kanlı oluyordur.Adamlar toplu avlanırken bile katliam yapıyorlar.Dünya tarihinde 600 yy lık bir saltanat çokda fazla degil.Binyıllar hükmedenler var.Firavunlar bile Osmanlıdan fazla hükmetmiş.İ.Ö 3000 lerde başlıyor İsanın doğumuna kadar sürüyor...Roma imparatorlugu......Savaşlardaki kahramanlıklar yaşayanlar tarafından aktarıldıgı üzere bilinir.Yani bizm savaşlarımızı biz daha iyi biliriz,onların savaşlarını onlar daha iyi bilir.Onların nasıl abarttıgı yerler varsa bizlerinde abarttıgımız yarler vardır.Bizimkisi en kahramanca en delikanlıca; bunlar komik yaklaşımlar.bpk :Ne derseniz , ne yazarsanız sonuna kadar haklısınız . Ben yurt dışını görmedim , etmedim . Okudum ve çok duydum . Bizim bir çöplükte vesaire yaşadığımızı ... Haklıda insanlar , sizler gibi . Ama şöylede bir durum var . Koskoca yedi milyarlık nüfuslu dünyada kaç tane ülke bizim gibi bir kurtuluş yaşadı ? Kaç tanesi bizim gibi ruhuyla Allah'ın yardımı ile elinde kalanı korumasını bildi . Bugün bile açıklanamayan Atatürk'ün savaş zekasını kaç ülke hazmedebildi ?Lakin burada sonuna kadar katılıyorum.Maç kuyruğuna onbinler takılır.şehit protestolarına kaç kişi katılıyor.Atatürk bilseydi bu millet bu kadar vefasız elini kıpırdatmazdı alayımız yahudi hıristiyan ve piç olurdu.Dinlerine taptıgımız araplar bizi ilk vuran olurdu ve BOP belki elli yıl önce kurulmuş olurdu.Ne kutsal mekanları ne hacca gidecek kabeleri olurdu lakin bunu anlayamayacak kadar dar görüşlülerle dolu etrafımız.Osmanlının son dönemlerindeki bagnazlık ve vurdum duymazlık tekrara empoze edilmekte.Kötüledikleri vahdettinin ekonomik zorluklara ragmen(Atatürk kötülemiyor sonraki dallamalar beynimize kazıdılar)boğazlara yaptığı altyapı yatırımıyle Çanakkale de zafer kazandı bu millet.600 yıl boyunca Osmanlı da yönetim devşirmelerdden vaz geçip kendi içinden kadrolaşsa idi talan ve bağnazlık ve vurdum duymazlık alıp başını yürümez,farklı etnik kökenden halkların dış güçler vasıtası ile beyinleri yıkanmasına fırsat tanınmazdı.Aynen şu anki gibi yıkanmış beyinliler gidişatı göremeyip yok oluşa kayıtsız kalmazlardı.Herkes osmanlıyı övüyor tarihin mantığını anlamadan.Eğer anlamış olsalardı şu anki tabloya bu halk bu böbürlenen halk kayıtsız kalmazdı.İnsan odaklı olmadıkca yönetim ve tarz hiç bir zaman umdugumuz seviyelere ulaşamayız.Tek bir yol olmalı.O da ülkem ve insanım olmalı.''Ne olursan ol gene gel'' her yolda devam edebilirsin degildir.Biz o günkü zaferimizin sarhoşluğunu ve zararlarını bugüne kadar hala atamadık . Ama düşmanlar bizi başka yollardan vurma yoluna düştüler . Bunu ararken de teknoloji çıktı piyasaya . Onlar iyi kullandılar bilinçlendiler . Biz hala hayvan kullanır olduk tarımda . İnternet bulundu , ya spor okuduk dalga geçtik , yada sansürlenecek şeyler izledik ... 1923'ten bugüne hiç doğru bir şey yapmadık . Her konuda . Başbakanımızı astık bölücü terör örgütün başını paşalar gibi içerde yaşattık . İçimizdeki petrolü kullanamaz olduk . Boğazlarımız yol geçen hanı . Bizim kalkınabilecek durumumuz yok velhasılkelam . Bu yüzden ben hiç bir zaman onlar gibi olmanın hayalini kurmadım . Kurmuyorum da . Herkeste bunun eminim farkındadır . Açık söylemek gerekirse ŞEHİT verdiğimiz bir günde , uyuşturucu bağımlısı bir ünlü ( Deniz Seki ) için mecliste kıçını yırtan elemanlardan bir bok olmaz . Böyle geldik böyle gideriz taaki yeni bir Mustafa Kemal ATATÜRK doğana kadar .
Bende bu konuya değinmeden edemeyeceğim. Geçen sene iş sebebiyle 3 aylığına güney koreye bi ziyaretim oldu. 3 ay kaldım ve 3 ayın sonunda dönerken inanın bi parçamı orada bıraktım. Adamlar 1950-60 lı yıllardan sonra kalkınmaya başlamışlar ki şu an kıyas olarak ülkemizden 20 belki de 30 yıl ilerdeler. Herşeyin başı eğitim ve sistem! Havaalanına ilk indiğimizde seoulden gwangju şehrine doğru yola koyulduk. İlk olarak bizi şaşırtan övündüğümüz istanbul boğazının halt ettiği bi körfez üstü geçiş yapmışlar yaklaşık 4-5 km uzunluğunda köprüydü. Sonrasında otoyola girdik bizde ağır vasıtalar sağdan giderler. Ancak dedik ya konunun başında herşey sistem diye adamlarda insanlara kurumlara saygı var. Otoyolda şehirlerarası otobüslerin yol geçiş üstünlüğü var. Yani bir taksi illa da sol şeride takılı gidemiyor büyük otobüs gördüğünde yol vermek zorunda. Ayrıca 4 saat yol gittik Bi yol 4 saat boyunca hiç mi sağa sola viraj olarak kıvrılmaz yok arkadaş 4 saat boyunca taa ki gwangju şehrinin girişine kadar ne bi viraj ne bi sapma gördük. Gwangjuya geldiğimizde şaşırdığımız bir diğer konu da ana yolların 8 şeritli ara sokak diye tabir ettiğimiz yolların 3 şeritli olmasıydı yani ulaşım dünyanın en gelişmiş düzey seviyesinde.. Neyse kısa keseyim son olarak adamlar mimari acıdan da cok cok öndeler. Yani demem o ki bir ova düşünün düm düz önce yolları yapın hiç viraj sapak olmadan düm düz gitsin ara yollar hep bi ana yola bağlansın. Sonra yoldan arta kalan yerlere de siteler halinde evler yapın. Ha bu arada adamların para birimi won kıyas olarak bizim eski 6 sıfırlı tl gibi düşünürsek 1000 wonları 1.5 tl demek. Son olarak fazla kafanızı şişirdim özür dilerim belki de en önemli noktası bu Adamların işçi sınıfındaki bizim asgari ücretli çalışana denk gelen kesim 2.500.000won alıyor mesailer hariç. 4250 tl ye denk demek ve bu en alt zümre gerisini siz hesap edin. Ülke de yoksulluk yok 3 ay boyunca sokaklarda bir tane dilenci görmedim. Saygılar.
O çok özendiğiniz ülkeler kendini tüketmek üzere olan ülkeler.İnançsızlıkları sayesinde toplumun yapı taşı olan aile kavramını ortadan kaldırmışlar.Bugün ingilterede dünyaya gelen çocukların %20'si gayri meşru yani evlilik dışı çocuklar.İngiltere hızla o.çocuu memleketi olmaya ilerliyo.İnsanlar evlenip yuva kurup , sıcacık yuvalarında çocuklarını büyütmek yerine özgürce yaşayıp önüne gelenle yatıp gününü gün etme derdinde.İşte bu sebeple nüfusları hızla yaşlanıyo.Yarım yüzyıl sonra fabrikalarında çalıştıracakları genç nüfusları olmayacak ve avrupadaki müslüman nüfus hristiyan nüfusu geçecek.Bize düşense bu zor günlerde sabırlı olmak , gelenek ve göreneklerimizi , dinimizi muhafaza ederek geleceğe umutla bakmak.Çünkü gelecek bizim olacak.Yavaş yavaş bu medeniyetlerin çöküşünü izlerken kendi yükselişimiz için hazırlık yapmalıyız.
Eğer yüksek toplum ahlakının ne olduğunu görmek isterseniz gayri meşru çocuklar topluluklarına bakmak yerine kendi geçmişinize bakın.Fatih Sultan Mehmet zamanında cami önlerinde içi oyuk taş olurmuş.Camiden çıkan cemaat 3-5 akçe atarmış içine.İhtiyacı olan fakir vatandaş gelir , ne kadar akçeye ihtiyacı varsa o kadar alırmış.Ama hiç bi zaman ihtiyacından fazlasına el sürmezmiş.O taşın içi her zaman parayla dolup taşarmış.
Şimdi o şiiri yazan dangalak mazhar fuat özkan'a gelirsek.Ulen senin hoşuna mı gitti viyanadan geri dönmek.Asarmışız , kesermişiz.Asıp kesseydik bugün dünyada hristiyan diye bi din olmazdı.Asıp kesmediğimiz için şimdi onların kölesi durumuna geldik.Bütün dünyayı sömürdüler , insanları köleleştirdiler , afrikalıları gemilere doldurup amerikayı inşa ettirdiler.Keşke asıp kesseymişiz de bu dünya onların elinden bu kadar eziyet çekmeseydi.Afrikalılar vatanlarından koparılıp amerikada köle olmazdı , güney amerika yerlileri aztekler mayalar , kuzey amerika yerlileri kızılderililer katliama uğramazdı.Şu an müslüman topraklarında çıkan petrol hristiyanlarca çıkarılıp , damıtılıp , benzin diye bize fahiş fiyatlara satılmazdı.Hiroşima ve nagazakiye atom bombası atılıp milyonlarca sivil insan acı bi şekilde ölmezdi.Dünyanın görüp görebileceği en acı katliamlar yaşanmazdı.
Aslında Osmanlı'ya istanbul'un fethi hiç bi zaman yetmedi.Göreve gelen her yeni padişah yeniçeri ocağında görevi teslim alırken Roma'yı fethetme andını içti.Viyanayı kuşattığı sırada viyana'ya yardım eden alman ve fransızlara kızıp ordularını avrupanın ortalarına kadar sürdü ama karşısına çıkmaya cesaret edebilecek bi ordu bulamadı.Ama Osmanlı'da yoruldu.Kolay değil yüzyıllarca savaşmak.Osmanlı parçalandığında 66 tane ülke kuruldu.Kolay değil bu kadar ülkeyi himaye altında tutmak.Sürekli savaşmak yıprattı.
Ben ülkenin fakir ya da zengin olmasından şikayetçi değilim. Ama insanlarımız çıldırmış durumda. Tecavüz, terör, eğitimdeki adaletsizlikler, torpiller, amca oğullarının işini çabuk halletmesi gibi şeyler beni düşündürüyor. Acaba diyorum bizim gibi 2. ya da 3. dünya ülkelerinde de durum böyle mi? Avrupa birliği yolunda adım atan bir milletsek eğer neden bu kadar kadın katlediyoruz ? Neden asgari ücret ile çocuk yapıyoruz ? Neden ülkenin doğusu ile batısı arasında ciddi derecede vergi değişimleri mevcut. Neden doğuda ödenmeyen faturalar benim cebimden çıkıyor ? Neden mini etek giyen kadın taşlanıyor ? Neden tayt giydi diye sporcular dövülüyor kolu bacağı kırılıyor ? Adamların ekonomisi bozuk olabilir ya da ahlak sistemi çokmüş olabilir ama onlar insanı insan olduğu için seviyor. Bana şunların cevabını verebilecek bir arkadaş var mı? Eğitim sistemi ülkemizde tıkır tıkır işliyor mu? Adaletsizlik ya da torpil var mı? Sağlık sistemi kusursuzca çalışıyor mu?
---------- Mesajlar birleştirildi - 20:56 ---------- bir önceki mesaj zamanı 20:54 ----------
Japonyada millet vekilleri işe bisiklet ile gelip gidiyor. Maaşları keza çok düşük. Geçen gün gazete okuduğum bir haberde ismini vermek istemediğim bir milletvekili maaşımız yetmiyor diye sitem etmiş. Ona buradan söyleyeceğim üç kelime var. Allah belanızı versin.
Evet keşke tespitleriniz gibi olsaydı ama olmadı.Olamazdı da.Nasıl bir imparatorluk almaya gittigi topraklarda kendi kanından insanları asıp kesebilir.İt iti ısırırmı.Komuta katı ve etrafındaki tüm yalakalar ecnebi kökenli.Askerler ve yöneten devşirme.Tek istek daha çok mesai.Diniyle övünen bir toplumuz.En dinci biziz.Araplardan daha müslümanız.Lakin kimse dininin karanlık tarihini karıştırmıyor.Savunulan arap islam(siyaset)inin karanlık yüzlerini anmıyor.Kendi ırkından kendi dininden farklı meshep veya cemaate veya görüşe mensup bireylerini nasıl katlettigini yazmıyor.Bu zulmü haçlı orduları bile yapmadı.Osmanlı veya cihad adına savaşa giden araplar hiç egosuz mu gittiler savaşa.Bugün .fb gs maçı olsun en ufak anlaşmazlıkta insanlar birbirini katletmesin diye türlü önlemler alınıyor.Trafikte yol vermeme davasına ne ocaklar sönüyor.Ya en basiti trafikte emniyet şeridine bakın.Bir milletin utanç tablosudur bu:yardıma ihtiyacı olan insanlara derman gitmesi için tahsis edilmiş yolda egoist itler dolaşıyor.(bu halk mı savaşta düşmanına merhamet edecek çoluk çocuk ayıracak,tecavüz etmeyecek,zulm yapmayacak)Kimse kusura bakmasın toplumumuz hiçte masum insalcıl veya dindar felan degil.Ne Türklügü hakediyorlar nede atalarından yadigar bu toprakları.Yahu ben yıllardır imar bekliyorum vergi veriyorum adamlar otoban kavşak içindeki orman arazisi vasıflı boşluklara yabancı sigorta şirketlerine ,bankalara gökdelen dikilmesi için izin veriyor.Kendi halkını insandan saymayıp gerekli düzenlemeleri yapmayan bir zihniyete sahibiz.İnsanının bir karış malvarlıgı toprağı olmasını istemiyor.Evet 66 tane ülkeye hükmetmişiz onların istegi üzerine:gelin biz kendimizi yönetemiyoruz bize hükmedin demişler.O ülkede bu ülke öylemiŞimdi o şiiri yazan dangalak mazhar fuat özkan'a gelirsek.Ulen senin hoşuna mı gitti viyanadan geri dönmek.Asarmışız , kesermişiz.Asıp kesseydik bugün dünyada hristiyan diye bi din olmazdı.Asıp kesmediğimiz için şimdi onların kölesi durumuna geldik.Bütün dünyayı sömürdüler , insanları köleleştirdiler , afrikalıları gemilere doldurup amerikayı inşa ettirdiler.Keşke asıp kesseymişiz de bu dünya onların elinden bu kadar eziyet çekmeseydi.Afrikalılar vatanlarından koparılıp amerikada köle olmazdı , güney amerika yerlileri aztekler mayalar , kuzey amerika yerlileri kızılderililer katliama uğramazdı.Şu an müslüman topraklarında çıkan petrol hristiyanlarca çıkarılıp , damıtılıp , benzin diye bize fahiş fiyatlara satılmazdı.Hiroşima ve nagazakiye atom bombası atılıp milyonlarca sivil insan acı bi şekilde ölmezdi.Dünyanın görüp görebileceği en acı katliamlar yaşanmazdı.Aslında Osmanlı'ya istanbul'un fethi hiç bi zaman yetmedi.Göreve gelen her yeni padişah yeniçeri ocağında görevi teslim alırken Roma'yı fethetme andını içti.Viyanayı kuşattığı sırada viyana'ya yardım eden alman ve fransızlara kızıp ordularını avrupanın ortalarına kadar sürdü ama karşısına çıkmaya cesaret edebilecek bi ordu bulamadı.Ama Osmanlı'da yoruldu.Kolay değil yüzyıllarca savaşmak.Osmanlı parçalandığında 66 tane ülke kuruldu.Kolay değil bu kadar ülkeyi himaye altında tutmak.Sürekli savaşmak yıprattı.El emeği ile yazılmış hikayeler....Ya konuşmayayım diyorum ama matbaa bile bu ülkeye 200 yıl geçikme ile gelmiş...(getiren 30yaşından sonra müslüman olmuş)..Gelmiş lakin yıllarca işleten hakimiyet ecnebi imiş.Birtane delikanlı yokmuş bilimi teknolojiyi sanayiyi şahlandırabilecek(tüm bu tiyoları o ecnebi ,sonradan müslüman olan zat bile dile getirmiş , dinlememişler.Suç kimin).Bir Türk dünyaya bedel.Lakin bu Türk tembel......Kuralsız...Anlayışsız....Kısaca barbar.
..Eşitlik adalet kural bu topraklarda geçerli değil.Ben daha görmedim.
Cevap veriyorum.
Sabaha karşı.
birgün uyanabilirsek tabi.
bir sabah anne bir sabah
acını süpürmek için açtığında kapını
adı başka sesi başka nice yaşıtım
koynunda çiçekler
çiçekler içinde bir ülke getirirler
başlarını koymak için yorgun dizine
sen hazır tut dizini anne
o mükemmel güne
---------- Post added at 01:25 ---------- Previous post was at 01:22 ----------
İmla kuralları dersinde okutulmalı değilmi?
6 yaşımdan 9 yaşıma kadar Belçika da kaldım.
orda otobüs falan yoktu.herkez kendi arabasına biniyordu ve başkalarınıda almıyorlardı komşusunu falan...ordakilerin bazıları Türklere düşmandı.hatırlıyorumda okul a giden bir ara yol vardı bi adam Türkler gecmesin diye tellere domuz eti asardı...
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
TAKARIM KASKIMI GİYERİM MONTUMU VERİRİM GAZIMI ALIRIM YOLUMU
