Türkiye olarak Formula 1 organizasyonun da üstesinden başarıyla geldik sayılır. "Türkiye olarak" diyorum, çünkü bu kadar büyük bir organizasyonda inanılmaz bir işbirliği sözkonusu. Ülkemizin reklamını en iyi yapacak sportif organizasyonlardan biri olduğu için de gerek özel sektör, gerekse de devletin tüm birimleri canla başla çalıştılar ve herkes, bence bilgisi dahilinde en iyiyi yaptı.
Formula 1 Türkiye Grand Prix'ini TV başında izleyenler, organizasyonun mükemmelliğinde hem fikirdiler. Bu piste daha pek çok yarış yapılacak. Bunlardan beni en çok heyecanlandıran, 23 Ekim!deki Moto GP yarışı. Henüz daha süre varken, belki gelişme kaydedilebilir umuduyla bazı eksiklere değinmek istedim. Bu konularda grlişme kaydedilirse bence izleyici sayısı ciddi şekilde artacaktır.
İlk oalrak İstanbul Park'a otomobilleri ile gelen herkesin yaşadığı ortak sorun trafikti. Bu küçük beldeye normalde gelen otomobil adedi günde birkaç yüz iken, haftasonu belki de 50bin civarı aracın bölgeye akın etmesiyle trafiğin tıkanması doğaldı. Ama bu belde, artık bir motorsporları merkezi olacağına göre, bağlantı yolları, bu ağırlığa göre düzenlenmeli ve gelen izleyecilerin küsme tehliyesi ortadan kaldırılmalı diye düşünüyorum.
Park yeri de başka bir sorundu. Park yerleri daha belirgin gösterilmeli ve araçlar boş alanlara yöndendirlimeliydi. Yollara abuk-sabuk part etmiş araçlar, diğerlerinin giriş-çıkışını engelliyordu. Tabii pistteki büyük ekranlar konusu var. Bence tribünler ve açık alana daha yakın konuşlandırılmalı, ya da daha büyük ekranlar kurulmalı, 5 kilometrenin üzerinde uzunluğa, inişli-çıkışlı coğrafyaya sahip pistte yarışı takip etmek oldukça güçleşiyor çünkü.Bu konulara getirelecek çözümler sonucunda bu piste İstanbul halkının vazgeçilmez alışkanlığı olacaktır.
Biraz da ilgi gerek
Gelelim, Moto Gp'ye. Öncelikle Formula 1'den daha heyecanlı geçeceğini söyleyebilirim. Zira F1'de fazla geçiş yaşanmazken, Moto GP'nin tüm klasmanlarında birbirini geçme konusunda daha zengin bir gösteri olacağını söyleyeyim. Hele de inişli-çıkışlı parkur ve virajlarda..
Bunula birlikte, izleyici, yarışları motive eden bir unsur. Dolayısıyla Formula 1'e gösterilen ihtimam, Moto GP'ye de gösterir ve kalabalık izleyici sayısı yakalanabilirse, daha çekişmeli yarışlar izleyeceğimize garanti verebilirim!
Ve Kask konusu
Yazımı, son zamanalrda sıkça gündeme gelen kask konusuyla noktalamak istiyorum. Daha önce de defalarca vurguladığım gibi, motosiklet kullanırken kask, ceket, eldiven, dizlik,bot gibi koruyucu aksesuarlarımızı mutlaka giymelisiniz. Çünkü kafanızın değeri hiçbir şeyle ölçülmez. Bir Amerikan kask firmasının reklamı vardı eskiden. "10 dolarlık kafanız varsa, 10 dolarlık kask takın!" diye. Aynen öyle...
Avrupa standartlarında olmasına özen gösterin.
Kask kafanıza sıkı oturmalıdır. İlk defa kask takanlar, genellikle bu alışık olmadıkları şeyin sıkı oturması nedeniyle gereğinden fazla büyük kask seçerler. Ancak bu, kaza durumunda tehlike yaratabilir ve dönerek hem nefes almanızı zorlaştırabilir, hem de başka sakatlanmalara yol açabilir. Ayrıca kaskınızı taktıktan sonra kayışını da bağlamayı unutmayın. Kayışı takılmamış bir kask takmamakla aynı etkidedir.